..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Barışı bulacağız. Melekleri duyacağız, göğün elmaslarla parladığını göreceğiz. -Çehov
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > İnceleme > Tarihe Yön Verenler > nazlı usta




28 Şubat 2008
Türkiye Cumhuriyeti'nde Resmî Yurttaş Profilinin Evrimi*  
Bir Füsun Üstel Eleştirisi

nazlı usta


Vatandaşlık kavramı, Türkiye'deki gelişimi üzerine yazılmış bir Füsun Üstel eleştirisi...


:CJHH:
Vatandaşlık kavramı belki de yüzyıllar boyu incelenen ve üzerinde tartışılan bir konu olagelmiştir. Yeni bir ulus devlet yaratma sürecindeki vatandaşlığın oturması gereken sınırlar da çizilmeye çalışılmıştır. İşte bu yazımda ben de; Marmara Üniversitesi öğretim üyesi Füsun Üstel’in Türkiye Cumhuriyeti’nde vatandaşlığı sorguladığı, başlıktaki makalesini inceleyeceğim.
Vatandaş, bir ülkeye vatandaşlık bağı ile bağlı olan bireyleri anlatmaya çalışan bir kavramdır. Vatandaşlık ise, anayasadaki hak ve yükümlülükleri yerine getirme noktasında somutlaşan, bir ülkede politik kurumların bir parçası olmak eylemidir. Cumhuriyetin kurulduğu yıllardan itibaren yapılmaya çalışılan şey de, bu kavramın oturtulmaya çalışılması olmuştur. Fakat bunun içeriğinde dönem dönem çeşitli farklılıklar olduğunu görüyoruz.
Vatandaşlığın yerleştirilmesi çalışması II. Meşrutiyet’ten başlamış, günümüze değin sürmüştür. Eğitimin ve benliğin gelişiminin gerçekleştiği ilk ve en önemli yer olan ilkokullar da bu süreçte temel taş olmuşlardır.
Yazar, Türkiye’de vatandaşlığın yerleştirilmesi sürecinde, örnek olarak Fransa’nın alındığını iddia eder ve onlarda da asıl hedefin öncelikle yurtseverlerin telkin edilmesi olduğunu söyler. Yapılmaya çalışılan şey, medeni bir vatansever yaratmaktır. Bunun için de tarihe, liderlere, kriz zamanlarında yaşananlara ve düşmanlara bolca atıfta bulunulmuştur. Yurttaşlığın bir yaşam biçimi haline getirilmesine çalışılmıştır. Türk Dili Dergisi yazarlarından Yılmaz Karaçalı da, yurttaşlık bilincinin sağlanmasında atılacak ilk adımın dil ve tarih öğretimi olduğunu savunur. Birliktelik yaratabilmek için çağdaş eğitim verilmesi gerektiğini iddia eder.
Füsun Üstel yurttaşlığı açıklarken yazısında, üç önemli ayrıma dikkat çeker: makbul yurttaşlık, sivil yurttaşlık ve militan yurttaşlık. Ona göre siteye bağlılığını gösteren, düşman bilincine sahip, görevlerini bilen bir vatansever, militan bir yurttaştır ve o makbul olan olmaya yaklaşmıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarında yapılmaya çalışılan temel şey de, yaratılan yurttaşın bir şeyler istemekten çok, yerine getirmesi gereken ödevleri olduğunu bilmesidir. 1940lı yıllara kadar vazifelerle donanmış bu yurttaşlık süregelmiştir.
Tehdit teması ise yurttaşlık bilgisi içinde enteresan bir noktadadır. Cumhuriyetin ilk yıllarında düşman olarak gösteren tek devlet Yunanistan olmuş, iç tehditlerin ise adından bile bahsedilmemiştir. Buna karşılık, 80 sonrası dönemde birçok noktada değişiklik gösteren sistemin düşman tanımında da genişlikler göze batmıştır.
1930lara kadar ise yurttaşın kim olduğu bile açıklanmamıştır. Milletle yurttaş, diğer dillerde tek bir sözcükle ifade edilen bir terim iken; Türkçe’de farklı anlamlarla yüklü, zaman zaman da farklı siyasi kutuplardaki insanların başvurdukları bir aidiyet kelimesi olarak karşımıza çıkmıştır. Buna karşılık, devletin asli unsurlarından biri olan “vatan” kelimesinin kullanımında da temel ayrımlar olmuştur. Bu noktada da; fikri vatan ve maddi vatan gibi farklı tanımların kullanıldığı görülmüştür.
1950lere kadar devam ettirilen bu yurttaşlık eğitiminde, tekrar vurgulamak gerekirse, temel amaç; milli bir yurttaş bilinci geliştirmek, Türk tarihini zaman zaman abartılarla ve aşırılıklarla süsleyerek, çarpıcı hale getirerek hayranlık uyandırmak, orduyu sevdirmek ve askerliğe yüklenen önemi kavrattırmak olmuştur. Bugün de hâlâ teredilmeyen, ışıltılarla süslenmiş bir zaferler dizisi olarak gösterilen Türk tarihi, öğrencilerde şüphe yaratabileceği için yapılması gereken şey, sistemin olumlu ve olumsuz tüm özelliklerinin adil bir şekilde anlatılması olmalıdır.
50lerden sonra politika yavaş yavaş değişemeye başlamış, sınırlar içideki yurttaşlık vurgulanmıştır. Makbul yurttaşlık militanlıkla çevrelenmemeye çalışılmıştır. Kamusal alan ile özel alan arasına mesafe konmuştur.
Atatürk’ün başlattığı aydınlanmacı yurttaşlık hareketinin ileriki yıllarda kesintiye uğradığı ve eğitim politikalarına, hedefi şaşmış ve güvensiz bir şekilde yansıdığı söylenmiştir. İşte, 80lerden sonra, darbeci yönetimin çok eleştirilen dini öne çıkarma eylemleri yurttaşlık üzerinde de etkisini göstermiş; yurttaşlık tanımının içine artık din de eklenmiştir. Irka ve dine büyük bir önem veren yeni tanıma göre insanlar her zaman için kendi ırklarının iyiliğini isterler ve dini birlikte oldukları bireylere daha çok yardım ederler. Ayrıca bir başka değişim de yukarıda da bahsettiğimiz düşman anlayışındaki gelişme olmuştur. İç tehdidin de ilk olarak adı geçmiştir.
Sonuç olarak Füsun Üstel’in bu makalede üstüne basa basa vurguladığı şey; cumhuriyetin ilk yıllarında bir yurttaşlık bilincinin yaratılmasına, 80lerde ve sonrasında ise bunun yerleştirilmesine çalışıldığıdır.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın tarihe yön verenler kümesinde bulunan diğer yazıları...
Klasik Türk Müziği'nin Osmanlı'dan Cumhuriyete Geçişteki Değişimi ve Milliyetçiliğe Etkisi
Demokrat Parti
12 Eylül
Türkiye - Ortadoğu İlişkileri
Körfez Savaşı ve Türkiye
Osmanlı - Türk Belgelerine Göre İttihat ve Terakki'nin 1915'te Ermenilere Yönelik Politikaları*

Yazarın İnceleme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
"Benden Selam Söyle Anadolu'ya"
Cumhurbaşkanını Neden Halk Seçmemeli?
Türk Siyasal Hayatında Bir Lider: Bülent Ecevit
Erken Cumhuriyet Dönemi"nde Emek Tarihçiliği ve Türkiye"de Sendikacılık
Ermeni Tehciri Meselesi
Disk, Tip ve Sosyal Politika İlişkisi
Türk - Kürt Sorunu
Türkiye"de Demokrasi
22 Temmuz

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Doğru Nerede [Şiir]
Sorgu [Şiir]
Tek Sen [Şiir]
Zordu [Şiir]
İstanbul'da [Şiir]
Ne Deseydim? [Şiir]
Bilirim [Şiir]
Dilsiz Uşak ve Yaratılan Simetriler [Öykü]
Akıllılık ve Delilik Üzerine... [Öykü]
İki Bardak Çay [Öykü]


nazlı usta kimdir?

Değişken ruh hali değişik yazılar. Bazen iç yakan bir acı, bazen siyasi bir eleştiri. Günlük hayat gibi. Dünya gibi. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Görünür görünmez her şey... Yaşadığımız, yaşamayı istediğimiz, bir gün yaşamayı hayal ettiğimiz her şey... Bütün ihtimallerden ve çevremde olan, gözüme batan, ayrıntıda kalan herkesten...Her şeyden...


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © nazlı usta, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.