..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Öyle yaşamalısın ki ölünce mezarcı bile üzülsün. -Mark Twain
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > İnceleme > Tarihe Yön Verenler > nazlı usta




2 Aralık 2007
Osmanlı - Türk Belgelerine Göre İttihat ve Terakki'nin 1915'te Ermenilere Yönelik Politikaları*  
Bir Taner Akçam Eleştirisi

nazlı usta


Ermeni soykırımı, Türkiye’nin senelerdir kendi içinde ve uluslararası arenada yanıtlamaya çalıştığı bir bilinmeyen olarak önümüzde duruyor. İşte bu yazı da bu konuya eleştirel bir göz atmakta...


:CADA:
Ermeni soykırımı, Türkiye’nin senelerdir kendi içinde ve uluslararası arenada yanıtlamaya çalıştığı bir bilinmeyen olarak önümüzde duruyor. Bu konuyu birçok tarihçi, siyasetçi, hukukçu tartıştı. Herkesin görüşleri, baktıkları açıdan, farklı belgelerle, farklı sonuçlara ulaştı. Ben de bu yazımda, bu konu hakkında akademik incelemeler yapan Minnesota Üniversitesi öğretim üyesi Taner Akçam’ın “Osmanlı-Türk belgelerine göre İttihat ve Terakki’nin 1915’te Ermenilere yönelik politikaları” makalesini eleştireceğim.
Başta söylenmesi gereken; Taner Akçam’ın, 1. Dünya Savaşı yıllarında Osmanlı’nın , Ermenileri öldürdüğü ve bunun savaş sırasında alınmış ani bi karar olmaktan çok, düzenli bir eylem olduğu görüşünü savunduğudur. Akçam bu görüşü, makalesinde belli bir sıralamaya göre, birçok referans göstererek ve kaynak belirterek savunmuştur. Ona göre; “İttihat ve Terakki, uygulanmasına Birinci Cihan Savaşı’ndan önce Ege Bölgesi’nde başlamak üzere tüm Anadolu’nun, kendi ifadeleri ile gayritürk unsurlardan arındırılması doğrultusunda bir plana sahip olmuş ve savaş yıllarında bu planı tüm Anadolu sathına yayarak hayata geçirmiştir.” Fakat zamanla, asıl politikanın gayritürk unsurların tasfiye edilmesi değil, gayrimüslimlerin topluluk dışına itilmesi ya da asimile edilmesi yoluyla homojen bir “Türklük” yaratılması olduğu görülmüştür.
1915’te Osmanlı’daki Ermenilere tehcir uygulandığı artık herkes tarafından kabul edilmektedir. Kaynaklarda farklılık gösteren şey, bu tehcirin yalnızca Doğu Anadolu’daki Ermenilere uygulandığı, tüm topraklara yayılmadığı ya da tehcir sonrasında Ermeni vatandaşların mülklerinin satımından elde edilen paranın onlara ulaştırılıp ulaştırılmadığı,.. sorunlarıdır. Osmanlı arşivleri birçok soruya cevap buluyor gibi görünse de, önemli bir kısmının yok edildiği de bir gerçektir. Hatta Akçam’ın makalesinde; tehcirle ilgili, dönemin valilerine, kaymakamlarına ya da askerlerine gönderilip okunduktan sonra yakılması emri verilen birçok belgeden de bahsedilmektedir.
Akçam makalesinde, alınan Ermeni tehciri kararının, Ermenileri imha etmek olduğunu iddia etmiş; bunun İttihat ve Terakki içinde uzun süren tartışmalardan sonra karara bağlanmış bir mesele olduğunu, doktor Bahaettin Şakir Bey’in , Talat Paşa’nın ve bazı illerin bürokratlarının (Diyarbakır valisi, Boğazlıyan kaymakamı) tehciri nasıl imhaya dönüştürdüklerini ve yollarına taş koymaya çalışan devlet görevlilerini de idam ettirdiklerini, burada belirtemeyeceğimiz kadar çok örnek ve referans vererek açıklamıştır.
Tehcir sonrasında bir takım kaynaklar ve yorumcular, Ermenilerin mallarının satılıp gelirlerinin kendilerine yollandığını gösterirken; bir diğer kısımkiler ise bu gelirlere devletin el koyduğunu söylemektedirler. Akçam da satıştan elde edilen gelirlerin Ermenilere iletilmediğini iddia eden gruptandır ve o paraların beş amaç uğruna harcandığından bahseder : 1) Müslüman burjuva yetiştirmek 2) yeni gelen muhacirlerin ihtiyaçlarını karşılamak 3) Askeri ihtiyaçları karşılamak 4) Ermenilerin tehcir masraflarını karşılamak 5) Hükümetin değişik ihtiyaçlarını karşılamak
Ermeni tehcirinin, Ermenilerin imhasına yönelik bir çaba olmadığını iddia eden görüşlerin savunduğu temel nokta, İstanbul ve İzmir’deki Ermenilere dokunulmadığıdır. Fakat Akçam, bunun da yanlış bir bilgi olduğunu örneklerinde göstermektedir. Ona göre İstanbul’daki sürgünle doğudaki sürgün arasındaki tek fark; İstanbul’dan yapılanın parça parça ve zamana yayılarak değişik dönemlerde gerçekleştirilmiş olmasıdır. Ayrıca İstanbul sürgününün Osmanlı arşivlerinde de dış kaynaklarda da belgelendirildiğini, bu açıdan da bütünlük ihtiva ettiğini savunmaktadır.
Akçam’ın makalesinde belirttiği tüm gelişmelere bir kaynak göstermesine karşın, tamamen zıt görüşlerin de arşivlerden belge bulabilmesi –ya da bulduklarını iddia etmeleri- enteresan bir tezat olarak konunun temelinde yatmaktadır. Örneğin; Gündüz Aktan, tehcirin, İttihat ve Terakki’nin tamamen Ermenileri korumaya yönelik olarak izlediği bir politika olduğunu savunmaktadır. Enver Paşa, Doğu Anadolu’da yaşayan Ermenileri, Kafkaslardan topraklarımıza giren Ruslar’dan korumanın iki yolu olduğunu ileri sürmüş ( onları Rus ordularına doğru sürmek, yani siper olarak kullanmak, ya da tehcir ettirmek ) bu fikirlere karşılık olarak Talat Paşa da tehcirin daha iyi niyetli bir eylem olacağına karar vermiştir. Arsen Avegyan’a göre ise, Ermenilere yapılanların soykırım olduğunu Osmanlı Devleti zaten 1918’de kabul etmiştir. Kendisi bu iddiasını da, Ermenilerin imhasında rolü büyük olan Diyarbakır valisi ve Boğazlıyan kaymakamının idam edilmesine dayandırmaktadır. Yararlandığı kaynak da Taner Akçam’ın da makalesinde sıklıkla başvurduğu iki süreli yayın olan Takvim-i Vekayi ve Alemdar’dır. Öte yandan; Türk Tarih Kurumu Başkanı Yusuf Hallaçoğlu’nun iddiaları da Ermeni tehcirinin iyi niyetli bir politika olduğundan yanadır ve kendisi, üstüne basa basa tehcirin tüm Ermenilere uygulanmadığını iddia edip çeşitli kaynaklar göstermektedir. Bir başka emekli bürokrat olan Nüzhet Kandemir ise, amacın imha olmadığını, öyle olsaydı Osmanlı’nın tehcire batıdan başlamış olacağını savunmuştur.
Böylece uzayıp gidebilecek örnekler listesinden de anlayabileceğimiz gibi, Ermenilerin tehcir ettirildiği kabul edilse de, bunun planlı bir imha mı yoksa iyi niyetli bir yardım mı olduğu konusu hâlâ tartışılmaktadır. Herhalde işin ilginç tarafı ise; her iki görüşü kabul eden eleştirmenlerin de arşivlerden, kendilerini kanıtlayabilecek belgeler bulmalarıdır. Buradan yola çıkarak, konu hakkında söylenebilecek son şey; araştırmaya başlarkenki düşüncenizin, araştırmanızı büyük ölçüde etkileyeceğidir. Çünkü söylediğimiz gibi, konuya geniş bir yelpazeden bakan birçok kaynak bulunmaktadır. Tezini hazırlayan araştırmacının da kaynak taramasını, onu kanıtlamaya yönelik olarak yapacağını kabul edersek, bu açıdan, Ermeni soykırımı-tehciri hakkında yapılacak tüm araştırmaların -bir ölçüde- yanlı olduğunu farketmiş oluruz.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın tarihe yön verenler kümesinde bulunan diğer yazıları...
Klasik Türk Müziği'nin Osmanlı'dan Cumhuriyete Geçişteki Değişimi ve Milliyetçiliğe Etkisi
Demokrat Parti
12 Eylül
Türkiye - Ortadoğu İlişkileri
Körfez Savaşı ve Türkiye
Türkiye Cumhuriyeti'nde Resmî Yurttaş Profilinin Evrimi*

Yazarın İnceleme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
"Benden Selam Söyle Anadolu'ya"
Cumhurbaşkanını Neden Halk Seçmemeli?
Türk Siyasal Hayatında Bir Lider: Bülent Ecevit
Erken Cumhuriyet Dönemi"nde Emek Tarihçiliği ve Türkiye"de Sendikacılık
Ermeni Tehciri Meselesi
Disk, Tip ve Sosyal Politika İlişkisi
Türk - Kürt Sorunu
Türkiye"de Demokrasi
22 Temmuz

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Doğru Nerede [Şiir]
Sorgu [Şiir]
Tek Sen [Şiir]
Zordu [Şiir]
İstanbul'da [Şiir]
Ne Deseydim? [Şiir]
Bilirim [Şiir]
Dilsiz Uşak ve Yaratılan Simetriler [Öykü]
Akıllılık ve Delilik Üzerine... [Öykü]
İki Bardak Çay [Öykü]


nazlı usta kimdir?

Değişken ruh hali değişik yazılar. Bazen iç yakan bir acı, bazen siyasi bir eleştiri. Günlük hayat gibi. Dünya gibi. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Görünür görünmez her şey... Yaşadığımız, yaşamayı istediğimiz, bir gün yaşamayı hayal ettiğimiz her şey... Bütün ihtimallerden ve çevremde olan, gözüme batan, ayrıntıda kalan herkesten...Her şeyden...


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © nazlı usta, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.