..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Fırtınalar insanın denizi sevmesine engel olamaz. -Maurois
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > İnceleme > Türkiye > YETER ÖZHAL




26 Şubat 2009
Yeni Dünya Düzeni 'Novus Ordo Seclorum'  
1 DOLARIN İLLUMİNATİ GERÇEĞİ

YETER ÖZHAL


Türk hükümetinin her hangi bir müdahalede bulunacağını sanmıyorum. Suriye’nin ortadan kaldırılması ve İran halkının vaat edilmiş toprakların dışında kalan topraklara sürülmesi ve orada kendilerine bağımsız bir Şii devleti kurulmasına razı olacaklardır. Sonra sıra Kürt devletinin İsrail’e ilhak edilmesine gelecek. Bu noktada sanırım Kürtler biraz başağrısı yapabilirler ama Barzani bildiğiniz gibi bir Kürt Yahudisidir ve bizim tarafımızda yer alacaktır.


:CGED:
CFR ve Bilderberg toplantılarda Illuminati yöneticiler ve üyeler’in basına sızdıran söyledikleri birçok kişiye fantezi ürünü olarak gelebilir ama, gerçek çoğu kez kurgudan daha çarpıcıdır. Türkiye hakkındaki şaşırtıcı açıklamaları duyunca şaşıracaksınız. Bu söylediklerini doğru olup olmamak amacıyla yaptığım araştırmalardan hayal ürünü olmadığını anlayınca sürekli düşünmeye başladığımı itiraf ediyorum.

Rockefeller açılış konuşmasını yaparak;

“Sayın üyeler, hepinizi saygıyla selamlıyor ve açılış konuşmamı sunuyorum. her şeyden evvel, yüce liderimiz Lucifer’in örgütün başkanı olarak bizim için seçtiği ve bize yönlendirdiği onüçüncü üyemizin yakında bize katılacağının haberini almış bulunuyorum. Eski başkanımız Siyonizm’in destekçilerinden değerli bilim adamı Albert Einstein’in ölümüyle boşalan başkanlık koltuğu bir sonraki toplantımızdan önce sahibini bulacaktır. Kendilerinin bu göreve layık çok değerli bir bilim adamı olduğunu biliyorsunuz.”

“Şimdi toplantımızın asıl konularına geçiyorum. Bildiğiniz gibi hedefimize adım adım yaklaşıyoruz. Kendimize ana ilke edindiğimiz Novus Ordo Seclorum yönündeki çabalarımız sayesinde, tek bir dünya devleti kurmamıza çok az kalmıştır. Dünyanın çeşitli ülkelerinde ajanlarımız sayesinde çıkarttığımız savaşlar ve karışıklıklar sayesinde hem biz zenginliklerimizi kat kat artırdık, hem de bu işe yaramaz insan sürüsünün bir kısmını yok etmeyi başardık. Gördüğünüz gibi bu yolda tek çözüm felsefemiz olan Ordo Ab Chaos sayesinde bize bilge adamlar, insanlığın efendileri olmaya devam edeceğiz.”

Dünya New York’taki ikiz kulelere terörist saldırısı hikayesiyle planladığı üzere bir kaosa doğru sürüklenmiştir. Avrupa ve Amerikan halkları teröre karşı bütün destekleriyle yanımızdadırlar. Ortadoğu’da amacımız doğrultusunda ve Eski Ahit’te Tanrı’nın emrettiği şekilde, Irak işgal edilmiş ve sıra Büyük İsrail Devleti’nin toprakları üzerindeki diğer işgalci ülkelere gelmiştir. Irak’t bir Kürt devletinin kurulması için önümüzde çok az engel kalmıştır. Bu durumda Büyük Ortadoğu Projesi’nin asıl amacının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz.”

“Hepinizin de bildiği gibi önümüzdeki en büyük engel Türkiye idi. Fakat Türkiye önce ülke içindeki provokatörlerimiz tarafından çıkarılan terör olaylarıyla ve daha sonra da yine bizim değerli ajanlarımızın uğraşları sonucu yaratılan *** ile uğraşmak zorunda kalmış ve bu uğurda yüz milyarlarca dolar harcamak zorunda kalmıştır. Bu da ülke ekonomisine büyük bir darbe indirmiştir. Bunun yanında satın aldığımız ülke yönetiminde söz sahibi, özellikle sabetayist kökenli bürokratlar ve işadamları sayesinde ülkede bankalar batırılmış ve ödediğimiz paraların çok daha fazlası bankalardan kaçırılan paralarla ülkemize yatırım olarak geri dönmüştür.”

NOT: Burada *** olarak geçen ASALA ya da PKK'dır.

Bu kaynakları ülkenin önemli medya kuruluşlarının çoğunluk hissesini satın almak için kullanmış bulunuyoruz. Bizden de aldığı parayla çift maaşlı ve hayatlarından oldukça memnun olarak çalışan yazarlar sayesinde ülke insanlarını istediğimiz gibi yönlendirebiliyoruz. Bu ülke insanları yıllardır süren uygulamalarımız sayesinde kendilerini çaresi hissediyorlar ve tek kurtuluş yolunun Avrupa Birliği’ne girmek olduğuna inanıyorlar. Şu an Türkler, ülke ekonomisinin çok iyiye gittiği, Avrupa Birliği’ne mutlaka girmeleri gerektiği ve girecekleri masallarıyla uyutulmaktadır. Ama hiç düşünmüyorlar ki Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletlerden sonra bizim “Tek bir Dünya Devleti” yolunda attığımız büyük bir adımdır. Gerçek şudur ki, basit bir hareketimizle ülke ekonomisi batma noktasındadır ve sadece bizim desteğimiz ile ayakta durmaktadır.”

Bir mason Rockefeller’a dikerek sordu. “Peki İran konusunda neler yapılıyor?”

Rockefeller cevap veriyor;

“Bir Kürt devleti kurulmasına itiraz eden bir diğer devlet İran’dır; çünkü İran hükümeti kendi ülkesindeki Kürtlerin de ayaklanıp, bu kurulacak olan Kürt devletine katılmak için olay yaratacaklarından korkuyor; fakat İran zaten saldırı planlarımız içinde olduğu için bu bizi fazla endişelendirmiyor. Kürt devleti kurulduktan sonra sıra İran ve Suriye’ye gelecek. Irak hakkında söylenecek bir şey kalmadı, yönetim tamamen elimize geçmiş bulunuyor.”

(…) Yine bir mason “Sayın Mesih(!) Bush bu konuda neler yapıyor” soran Rockefeller hafifçe gülümsedi. (…) Duvardaki dev bir ekranda, Türkiye’nin güneydoğu bölgesini, Suudi Arabistan, İran ve Mısır’ın bir kısmını, Suudi Arabistan, İran ve Mısır’ın bir kısmını, Suriye, Lübnan, Kuveyt, Filistin ve Ürdün’ün tamamını içeren Büyük İsrail Devleti’nin olduğu bir Orta Doğu haritası görünüyordu. Rockefeller bir çubukla haritada konuyla ilgili bölgeleri işaret ederek konuşmasını sürdürüyor:

“Sayın George Bush ile dün görüştüm ve talimatlarımız doğrultusunda savaşın İsrail’in İran’a füze saldırısı şekilde yapılacak; önce İsrail İran’ın nükleer tesislerini vuracak. Bu durumda büyük bir olasılıkla İran karşı füze bize saldırısı yapacaktır. Böylece biz yine İsrail’in yanında yerimizi alacağız ve İran’a karşı bir karalama kampanyasının ardından bu ülkeye büyük bir saldırı başlatacağız. Bu arada, Suriye sıranın kendisine geleceğini bildiği için İran’ın yer alacaktır. Biz İran’a saldırılarımızı yoğunlaştırırken İsrail Suriye’yi İngiliz Ordusu ile beraber işgal edecektir.”

Kafatası ve Kemikler Tarikatı’na ve dolayısıyla Yale Üniversitesi’ne biz George Bush gibi itaatkar ve becerikli insanlar yetiştirdikleri için teşekkür borçluyuz” diye ekledi Rotschild.

Rockefeller başıyla onaylayarak konuşmasını sürdürüyor:

“Türk hükümetinin her hangi bir müdahalede bulunacağını sanmıyorum. Suriye’nin ortadan kaldırılması ve İran halkının vaat edilmiş toprakların dışında kalan topraklara sürülmesi ve orada kendilerine bağımsız bir Şii devleti kurulmasına razı olacaklardır. Sonra sıra Kürt devletinin İsrail’e ilhak edilmesine gelecek. Bu noktada sanırım Kürtler biraz başağrısı yapabilirler ama Barzani bildiğiniz gibi bir Kürt Yahudisidir ve bizim tarafımızda yer alacaktır. Ayrıca Barzani babasının başına gelenleri çok iyi hatırlıyordur ve Emperyalist bir devletin dostların her zaman Emperyalizme hizmet etmesi gerektiğini bildiğini ve kaderlerine razı olacaklarını umuyorum.”

“En son olarak Sina Yardımadası ve Suudi Arabistan’ın kuzey kısımları işgal edilecek. Ürdün ve Lübnan ise işin en kolay kısmıdır. Suudi ve Ürdün kralları Amerikan bankalarında yatan paralarına dokunmadığımız sürece istediğimiz kadar toprak alabileceğimiz konusunda bize kesin teminat verdiler. Diğer Araplar ise kendilerine dokunulmazsa Amerika Birleşik Devletleri’nde daha fazla yatırım taahhüdünde bulunuyorlar.”

Başka bir mason soruyor:

“Türkiye’nin doğu bölgesini nasıl ele geçirmeyi düşünüyorsunuz, biliyorsunuz ki Fırat ve Dicle nehirlerinin bulunduğu bölgeler hem vaat edilmiş toprakların önemli bir bölgesi olarak, hem de yakın bir gelecekte baş gösterecek olan su sıkıntısını gidermede en kritik alan olarak karşımıza çıkıyor. Türkiye ile savaşmayı göze aldınız mı? “

Rockefeller de cevaplıyor;

“Daha önce belirttiğim gibi Türk hükümeti şu anda bizim verdiğimiz borçlarla ayakta duruyor, sanırım bizimle savaşmayı göze alamazlar. Ama biz yine de bir “B” planı yaptık. Türkiye’nin zorluk çıkarması durumunda, Türkiye’nin doğu bölgesinde hak iddia etmelerini, böylece çıkacak bir savaşta kesinlikle Kürtlerin arkasında olacağımızı Barzani’ye ilettik. Bizim desteğimizle Kürtler o bölgedeki provokatörlerin ve misyonerlerin kışkırtacağı Kürt asıllı insanlarla birleşerek Türk ordusuna karşı isyan çıkaracaklar. Osmanlı İmparatorluğu’na karşı uygulanan planın aynısı, böylece Türkler iki ateş arasında kalmış olacak. Ne demişler, tarih tekerrürden ibarettir. Tabii bunları Kürdistan İsrail’e ilhak ettirilmeden önce yapacağız. Böylece bir taşla iki kuş birden vuracağız. Hem Türkiye bir oldu bitti karşısında kalacak, hem de bu bölgeyi Kürtler sayesinde elde etmiş olacağız. Zaten Amerika Birleşik Devletleri Lozan Anlatşması’nı tanıyan imzayı atmamış ve dolayısıyla Türkiye’nin sahibi olduğu toprakları hiçbir zaman kabul etmemiştir ve bizim için Sev Antlaşması hala geçerlidir.”

Türk ordusunu pek hafife almayın, Türklerin ne kadar iyi bir savaşçı millet olduğunu unutuyorsunuz.” Bunları söyleyen Habsburg, Viyana kuşatmalarını hatırlayarak acı acı gülümsedi.

Rockefeller cevaplıyor:

“Avrupa’dan herhangi bir itiraz gelmeyeceğini umuyorum. Sayın üyelerimiz, umarım kendi hükümetleri ile gereken anlaşmaları yapıyorlardır.”

“Vatikan ise tamamen avucumuzun içindedir. Ambrosiano Bankası skandalından sonra Papa uslu bir çocuk gibi ne söylenirse yapıyor. Aksi takdirde, Vatkian’ın önde gelen şimdiki Kardinallerinin ve eski bazı Papaların birer Mason veya Ateist oldukları, Vatikan’ın uyuşturucu mafyası ile olan ilişkileri, Vatikan Bankası’nın mafyanın kara parasını aklama operasyonları ve karşılığında aldığı komisyonlar, eski Papa II. Jean Paul’ün bir zamanlar Almanya’da Yahudi katliamlarında kullanılmak üzere zehirli gaz üreten bir fabrikada çalıştığı ve Nazilere bu gazları sattığı, en önemlisi ise İsa’nın soyundan gelen neslinin kimler olduğu gibi bilgiler örgütümüzün medya ordusu ile bütün dünyaya ilan edilirse, ortada Vatikan diye bir kurum kalmayabilir. Zaten daha önce de Vatikan’ı bu pisliklerden temizlemek isteyen Papa I. Jean Paul’ün ortadan kaldırılması işini, her şeyin eskisi gibi sürdürülmesi için Vatikan piskoposlarının isteğiyle, Illuminati halletmişti. Papa’yı, Vatikan’ın Katolik üzerindeki nüfuzundan yararlanmak için elimizde tutmamız gerekiyor.”


“Sanırım her şey bu konuştuğumuz senaryoya göre giderse, vaat edilmiş toprakların ele geçirilmesiyle Büyük İsrail Devleti kurulacak; daha sonra Kudüs’teki Kubbet-üs Sahra ve Mescid-i Aksa Camisi’nin yıkılmaları ve yerine Süleyman Tapınağı’nın tekrar yapılması ilk hedefimiz olacaktır. Yalnız burada bir sorumuz var. Bu yapılar Müslümanlarca çok kutsal sayılıyor. Bu sebeple bunu şu şekilde yapmayı planlıyoruz; Cami yakınlarında bir yerde arkeolojik kazı bahanesiyle bir çalışma başlattık ve buradan kazılan tünellerle binaların temellerine kadar ulaştık. Bu binaları yıkmak için bütün yapmamız gereken deprem tetikleyici radyo dalgaları göndermek ve dört ya da beş bir sarsıntı sadece temelleri zayıflatılmış bu yapıların kolayca yıkılmasını sağlayacak, diğer yerleşim birimleri fazla zarar görmeyecek.”

NOT:

BİN YILLAR GEÇSE DE,BİN YILLAR ÖNCE DÜNYADA OLAN ŞEYLER ÖNÜMÜZE ÇIKIYOR.HEM DE İNSANLIK TARİHİNE ZEHİR SAÇMAK İÇİN! BU HASTALIKLI BEYİNLERE SAHİP İNSANLARIN BİR AN ÖNCE BULUNUP,YERYÜZÜNDEN SİLİNMESİ LAZIM!!! HİÇ GÖZLERİNİN YAŞINA BAKILMAKSIZIN,DÜŞÜNDÜKLERİ PİS ŞEYLERLE BİRLİKTE ORTADAN KALDIRILMADIĞI MÜDDETÇE,DÜNYAYA GELEN HER İNSAN TEHLİKEDEDİR.

.Eleştiriler & Yorumlar

:: katılıyorum
Gönderen: YETER ÖZHAL / , Türkiye
3 Mart 2009
Sayın Can,yazdığınız şeylerin tamamının altına imzamı atıyorum.Bu düşüncenizin son cümleleri,zaten bütün bu yazdıklarımızın sonu olmuş durumda.Yani,''Hezeyanlı ve paranoyak dinsel öykülerin arkasından sürüklenen ulusları sonunda her zaman beklenmedik felaketler bekler.''Maalesef öyle bir boyuta gelmiş durumdaki bu paranoyak öyküler,artık dünyanın dibine de girseniz sizi buluyor ve orada hançerliyor.İnsanların DNA'sıyla oynamak gibi ya da beyin nakli yapmak gibi birşey sanki.İnsanların ''vaad edilmiş''topraklar adı altında,milyonlarca kişiyi öldürme rahatlığını kendilerinde bulmaları akıl almaz birşey.O kadar fantazi olmuş durumdaki,propaganda yapmadıkları hiçbir alan kalmamış!!En son,LOST dizisiyle propaganda yapıyorlar.Ve milyonlarca insan farkında olmadan diziye bağımlı olmuş durumda.Nasıl bir örgüdür bu,nasıl başarıyorlar hiç anlayamıyorum....

:: Üçüncü Tapınak
Gönderen: Hulki Can / , Türkiye
28 Şubat 2009
Sn Özhal, Dindar biri değilim ancak, yazdıklarınıza şunlar eklemek gereğini duydum: Bilindiği gibi dünya çapında ünlü “Newsweek, Economist, Time, National Geographic” gibi bazı ABD dergileri uzun bir süreden beri lisanslı olarak Türkiye’de, Türkiye'ye özgü ve tamamen Türkçe olarak yayımlanmaktadır. Bu dergilerin Londra, Paris, New York baskıları aynı ve fakat Türkiye baskısı farklıdır. Neden ? Neden ? Neden ? Böyle olmasının nedenlerinden biri Türkiye'ye özgü ya da Türkiyeyi hedef alan yazıları akademik çevrelerin , dolayısıyla dünya kamuoyunun gözünden kaçırmak, saklamak içindir. “National Geographic Türkiye” 2008 Aralık sayısının kapağında “Kubbetüs Sahra” ile Ağlama Duvarı'nın resmi var. Dergi bir de ek olarak “Kudüs haritası” veriyor. Oysa, “National Geographic”in standart uluslararası baskısının kapağı böyle değil ve dergi ek olarak da bir şey vermiyor. Kapakta sadece eski İsrail kralı Herod'un Masada tepesindeki sarayının bulunduğu harabelerin resmi var.   İsrail süper güç ABD’ye güveniyor. ABD arkamda olduğu müddetçe ben vaat edilen toprakları daha önce yaptığım gibi orada yaşayan insanları yok ederek geri alırım ve Üçüncü Tapınağı da Yeruşalim’e inşa ederim, diye düşünüyor. İlk tapınak inşa edildiğinde İsrail’in bir koruyucusu yoktu. Nitekim o zamanki süper güç Babil Yeruşalimi ve tapınağı yakıp yıktı. Çoğu katledildi. Babil’e sürgüne gittiler. Yüzyıllar sonra süper güç Roma’nın desteğini alan İsrail kralı Herod’la birlikte İkinci tapınak eskisinden çok daha görkemli şekilde inşa edilip tamamlandı. (MS 30 yılları). Ancak, İsrailliler o zaman ki süper güç Roma’ya ayaklanma başlatınca, MS 70 yılında Roma lejyonları Yeruşalimi tekrar yakıp yıktılar. Büyük bir kırım yaşandı. Hayatta kalanlar sürgüne gitti ve tapınaktan geriye bir tek “Ağlama Duvarı” kaldı. Tapınağın olduğu yere Mescidi Aksa ile Kubbetüs Sahra yapıldı. Şimdi İsrail nihai hedefi bu yapıları bir bahaneyle yıkarak tekrar oraya üçüncü mabedi inşa etmek. Bu nedenle barışa yanaşmaları ve savaşmaktan vazgeçmeleri olanaksızdır. Böylece “Tapınakçılar”ın masonik hayali de gerçekleşmiş olacak. Buna eskisinden daha çok inanıyorlar ve bir sürü vakıf bu projeyi destekliyor. Çünkü bu kez onları koruyacak süper bir güç, ve hatta AB ülkeleri de var. Üçüncü tapınağın yapılmasını hangi güç engelleyebilir ? İran mı? “National Geographic Türkiye” 2008 aralık sayısı “Kudüs Kutsal Kent Nasıl İnşa Edildi?” Kapağına alarak bu konuyu irdeliyor. Ek olarak Kudüs'teki birinci, ikinci tapınağı ve Kudüs’ün bugünkü halini ve Filistin bölgesini gösteren dev bir harita veriyor. Şöyle yazmışlar: “Ağlama Duvarı her gün Yahudilerle dolup taşıyor. Aralarında, dualarına tapınak restorasyonunu dahil eden siyah giysili Ortodokslar da var.” (s:92) “Tapınak restorasyonu” ne demek? Yani Tapınak'ın yeniden inşa edilmesi... İsa’yı öldürtmek amacıyla Beytlehem’deki tüm yeni doğmuş bebekleri öldürten İsrail kralı Herod ise söz konusu dergide “bu suç konuda neredeyse kesin olarak masum” diye savunuluyor (s: 96, 98) ! Ancak, bu savı destekleyecek herhangi bir kanıt da ileri sürülmüyor, süremiyorlar! Ama öte yandan 102.ci sayfada dergi “Herod’un zalim ve paranoyak yönün” den söz ediyor ! Tüm bu çelişki ve izlek karmaşası dergi yazarlarının ve yönetiminin pek de sağlıklı düşünemediğini ortaya koyuyor. Sadece dergi mi sağlıklı düşünemiyor? Hayır, hezeyanlı ve paranoyak dinsel öykülerin arkasından sürüklenen ulusları sonunda her zaman beklenmedik felaketler bekler. Bu ister ABD, ister İsrail, ister Türkiye olsun.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın türkiye kümesinde bulunan diğer yazıları...
Türk Adı,soyu ve Manası

Yazarın İnceleme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Selahattin Eyyubi Türk Mü,kürt Mü?
Ayna Dünyalar
Suikast ve İntihar
Yavuz Sultan Selim ve Kürtler

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Zamanın Boşlukları [Şiir]
Yokluğun [Şiir]
Kendime Mektup! [Şiir]
Hayır Desende [Şiir]
Unutamıyorum [Şiir]
Git, Ama... [Şiir]
Dar Sokaklar [Şiir]
Ahhhhhh,yalancı Yarim! [Şiir]
Unuttum [Şiir]
Sinsi Bir Kış [Şiir]


YETER ÖZHAL kimdir?

Yazmak yaşam biçimim, çizmek ise suskunluğumun çaresi.

Etkilendiği Yazarlar:
Etkilenmiyorum, sadece okuyorum.


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © YETER ÖZHAL, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.