Doğaüstü henüz anlayamadığımız doğal şeylerin adı. -Elbert Hubbard |
|
||||||||||
|
Senden sadece bir şafak sökümü uzaktayım. Tunç dağların kızıl burçları kadar eski, Çocuk gözündeki acziyet kadar muhtaç... Söyesene Özlemek dediğin nasıl olur? Yazıldığı için işgal etmez Beyaz kağıtların narin tenini! "Koyar gibi" yaşandığı için dile gelir. Vücut bulduğu için mesken eder adamı!... Özlemek dediği nasıl olur? Olmadığın her yere "bir sen" konur; Uzun bakılır, Derin derin iç çekilir!.. İnan ki yakmaz tenimi başka hiç bir şey! Ruhum, dizine kapanmış aç bir köpek, Fotoğrafına mıhlanmış bir çift göz şimdi... Ten kafeste işte elindeyim, Yalandan arınmış cennette! Özlemek... Duru su, Mavi gök, Alabildiğine okyanus sanki... Günahsız sâbinin kemiksiz bakışlarında! Riyadan öte, Pazarlığa hiç açılmamış... Gönüllüyse bu yürek, Acısına da eyvallah alıcısına da... Dünyanın en güzel içkisini yudumladıktan sonra, O "en güzel manzaraya" derin bir "oh" çekiyorum. Sonra çatlamış; Ürkek, Kırık dökük parmaklarımın arasına, Dünyanın en güzel ince belli bardağı dolanıyor. Kalan son çayımı içiyorum. Ve bir haber geliyor sonrasında, Her şeyin sonsuzluğuna dair Bir anlatabilsem! Lâl olmuş dilimin kilitlerini kırıp da, Sana hasretimi bir teşbih edebilsem! Susup da kalıyorum işte! Kitlenen dilim, yüreğimin yangında aciz! Dün, Bugün, Yarın, Sonraki ve daha sonraki ve ondan sonraki ve ondan bir sonraki günler... Kesif bir yara açarken, Yaralarımdan kalyonlar yürütüyorum en güzel düşlerime... Soğuktan çatlamış dudaklarım; Önce kanayarak kabuk bağlıyor. Sonra her soluğum sonrası, İçimde sonlanıyor dışımdaki kar fırtınası. Beni uyaran, uyandıran, Çatlaklarımı, yarıklarımı doldurup, Yalarımı saran, sonra bir merhem gibi serilip, Korunmasız bedenimi toplayan sen oluyorsun! Senden sadece bir şafak sökümü uzaktayım. Etime, tırnağıma, çentikliyorum; Her çentikte bir "tak" sesi... Her "tak" sesinde bir kıskaç darbesi Her kıskaçta daha çok kanıyorum Say ki bir sigara tütüyor, ve şapşal gülüşüyle bir adam yanında! Sonra yanına çağırıp, dizinde annesinin "ona" yaptığı gibi Parmaklarını takıp saçına yavaşça okşuyor Dünyanın en güzel başını... Söyesene Özlemek dediğin nasıl olur?
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2025 | © Orhan TURAN, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |