Tanrı insanı yarattı, insan da sanat yapıtını. -Oscar Wilde |
|
||||||||||
|
Diyeceksiniz ki “ne şişirme”, “öyle densiz şey mi olur”, “ne ayıp şey bu” gibisinde ne derseniz deyin, haklısınız, ben de şaşırıyorum/şaşırdım da ama velâkin… Bu memlekette aslında çok garip şeyler oluyor… Bir kerre hak sahibi olmak için gazeteci-yazar olmak da yetmiyor. Hele hele yerel çapta bir gazeteciysen hiçbir şey ifade etmiyor. Varsın boy boy, baskı üstüne baskı yapan kitapların oldun yine bir ‘değer’ ifa edemiyorsun… Anlatmak istediğim o ki; söz sahibi olmak için –sanırım- çok zengin veya büyük bir rütbe sahibi olmak gerekir. İnanın öyle garip olaylara şahit oluyoruz ki nasıl ifa edeceğimi bilemiyorum… Mesela siz “Şişirme duası” diye bir şey duydunuz mu? Dinini diyanetini öğrensinler diye (“DİN-DİYANET” dedim de Diyanet İşleri Başkanlığına da bu yazıyı ithaf ediyorum) Kuran Kurslara gönderdiğiniz –kız- çocuklarsıza “Şişirme duası” yapıldı? Yapıldıysa nasıl tepki verdiniz? İlk tepkiniz –doğal olarak- il müftülüğüne bir -şikâyet- dilekçe mi yazdınız? Peki dilekçenize cevap verilmedi, o zaman ne yaptınız? İlk dilekçenize cevap verilmesi için ikinci bir dilekçe mi yazdınız… İnan ben her ikisini yaptım. Her ikisini yaptığım halde yine cevap dilekçeme cevap vermedi il müftülüğüm (Malatya İl Müftülüğü). Ve sizin de tahmin ettiğiniz gibi işi kaleme havale ettim yani yazdım/ “Şişirme duası” başlıklı bir yazı kaleme aldım bir sitede... Ve asıl kıyamet de ondan sonra koptu… Oysa adam (Şişirme duası yapan zatı muhterem(!) hoca) önce beni arayarak “Seni Mahkeme-i Kübra’ya havale ediyorum” dedi. Ben Mahkeme-i Kübra’ya inananlardan biri olduğum için “amenna ve sadakna” diyerek olayın kapatılacağını sandım ve ikamet ettiğim ilin (Malatya’nın) ileri gelenlerin tavsiyeleri üzerine söz konusu yazı yazdığım sitede yazımı kaldırarak işin sükûnete bağlanmasını bekledim. Lakin Yatılı Kız Kuran Kusarlarında “şişirme duası” yapan zatı muhterem(!) hoca/kurs müdürü, -telefonla benimle görüştüğü gibi- söylediklerinin arkasından durmadı/Mahkeme-i Kübra’yı beklemedi, -tabiri caizse- kapı kapı gezerek olayı sabote etti. “Bu adam Kuran Kurslarımızın aleyhine yazı yazdı” şeklinde, meseleyi çarpıtarak inanan insanların hışmını üzerime çekmeye çalıştı. Onunla yetinmedi; beni çalıştığım kuruma şikâyet etti. Yani hem ekmeğimle, hem de geleceğimle oynadı… Yetmedi en son mahkemeye verdi… Evet, geçen savcıya ifade verdim… Bu saatten sonra söylenecek/yazılacak hiçbir şey kalmadı. Ben, memleketimin savcısına, hâkimine/adaletine inanırım. Eminim adalet yerini bulacaktır… Eminim dinini –diyanetini öğrensinler diye Kuran Kurslarına gönderdiğimiz gelinlik çağındaki kızlarımıza kimseler bundan böyle “şişirme duası” yapmaya kalkışmaz ve “şişirme duası” yapanlar hak ettikleri cezalarını bulacaklardır… Adaletin/mahkemenin vereceği kararı bekleyeceğiz... Bütün bu olup bitenleri neden mi yazdım? İstedim ki, okuyucularım; benim hangi şartlar altında yazı yazdığımı bilsinler… Hem sonra, ben ki düşlerimi okuyucularımla paylaşan bir yazarım. Başımda geçen bu olayı sizinle paylaşmak en doğal hakkım değil mi?
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Şevket Başıbüyük, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |