Bir klasik herkesin okumuş olmayı istediği ancak kimsenin okumayı istemediği eserdir. -Mark Twain |
|
||||||||||
|
Ne oldu, benim neşeli, meraklı, heyecanlı, keyifli, güçlü, başarılı, Didemime. Canım benim üzmüşüm yine seni belli. Konuşmaya bile korkuyorsun şimdi. Haydi gel kollarıma birlikte sessizce oturalım. Konuşmaya zorlamayacağım seni. Ama şunu bil ki seni üzen şey her neyse, seni üzmesine engel olamadığım, seni yeterince koruyamadığım için çok üzgünüm. Ne zaman konuşmak istersen ben burdayım, usulca seslenmen yeter. Hadi şimdi birlikte susalım. Ama izin verirsen ve sen de istersen saçlarını okşarım. Saçlarının kirli olması benim için önemli değil. Ben seni nasıl olursan ol, ne hissedersen hisset. Nasıl görünürsen görün, her halinle seviyorum. Ve benimle olmak istediğin, bana ihtiyacın olduğu her an yanında olmak istiyorum. Geçmişte hatalıydım, biliyorum. Seni yıllarca yalnız bıraktım, varlığının farkına bile varmadım. Ama şimdi, biliyorum ordasın. İstersen herşeyi başarabilirsin. Ne zaman istersen o zaman yanında olacağım. Ve seni beklerken seni çağırmaktan vazgeçmeyeceğim. Sana ihtiyacım var birtanem. Ama daha önemlisi bence birbirimize ihtiyacımız var. Hepimiz hata yapabiliriz, biliyorum canın yanıyor ama paylaşmak istediğinde içini açarsan kendini biraz daha iyi hissedebilirsin. Benimki sadece bir öneri, ama daha önce denediğimizde işe yaramıştı. Sen herşeyi yapabilecek güce sahipsin, sana inanıyorum. 26 Aralık 2005 18:45 Canım benim, hoşgeldin, seni çok özledim. İçini bana açtığın için çok teşekkür ederim. Şimdi seni üzen şeyin ne olduğunu biliyorum. Üzülmekte, kırılmakta çok haklısın birtanem, bende seninle aynı duygu ve düşünceleri yaşadım. Hatta o cümleyi ilk duyduğumda nasıl donup kaldığımı, yürümekte bile zorlandığımı, konuşamadığımı hatırlıyorum. Ama o acı biraz soğuyunca, duygularımın, düşüncelerimin nedenlerini ve bendeki etkisini artık sorgulayabiliyorum. Yani eskisi gibi acıya, düşünceye ve davranışa saplanıp kalmıyorum. Ama bunu yapmakta kolay değil ve bunu başarabilsem de bu acının tamamen yok olduğu anlamına gelmiyor. Ancak hiç değilse kırılma, incinme kısmı çok şiddetli olmuyor ve içimde endişe ve panik başlamıyor. Belki şu an söylediklerim, sana boş laf geliyor. Ayrıca seni koruyamadığım, kızgınlığını, kırgınlığını, korkularını dışa vuramadığım, susup kaldığım için büyük olasılıkla bana da kızgınsın. Haklısın canım, suçluyum, seni koruyacağıma, her zaman yanında olacağıma, ne benim ne de başkalarının seni ezmelerine izin vermeyeceğime söz verdiğim halde canının yanmasını önleyemedim. Ama inan bana çok çaba sarfediyorum, kendimiz olmamız, sınırlarımızı koruyabilmemiz ve duygularımızı, düşüncelerimizi sakince paylaşabilmek için. Bunların hepsinde de eskiye oranla çok ama çok başarılıyız. Bu ikimizin başarısı. Biz bir yüzün simetrik olmayan 2 eşit parçasıyız. Birimiz olmayınca diğerimiz ne kadar diğerine destek olmaya çalışsa da hiçbirşey birlikteyken olduğu gibi olmuyor. Üzerimizde uzun yılların alışkanlığı var ve her zaman, artık geçerli olan düşünceleri uygulamak kolay olmuyor. Bazen acı, bazen utanç, bazen korku galip geliyor. Her ne kadar zaman zaman geriden izleri taşısakta, biz kendimize çizdiğimiz yolumuzda yürümeye ve olumsuz olaylarda bile olumluyu görebilmeye devam ediyoruz. Bize en büyük destek, güven,sevgi,inanç ve ihtiyaç yine birbirimizde var. Ve biz kendi istediğimiz gibi olmayı başarabilecek güce, bilgiye ve daha başka ne gerekiyorsa hepsine sahibiz. Sahip olamadıklarımız varsa da, onları sürekli kendimize çağırdığımız için ihtiyacımız olduğunda, uygun zamanda, bize geleceklerini biliyoruz. Artık eşimin gideceğinden, beni bir başıma bırakacağından korkmuyorum. Çünkü onun bana, benim ona olan sevgi, güven,sadakat ve saygımızın karşılıklı olduğunu ve ikimizinde bunu yaşamamızın en doğal haklarımız olduğunu biliyorum. Herhangi bir anda sevdiklerimizle aramızda çatışmalar çıkabilir. Bunlardan ruhumuz yaralanabilir. Ama onların amaçlarının bize zarar vermek olmadığını biliyoruz. Sadece onlarda, aynı bizim gibi, kendi doğrularına göre yaşıyorlar. Ve bazı farkındalıkların bilincinde olmadıkları için bilmeden canımızı yakabiliyorlar. Tabii aynı şey bizim içinde geçerli, aynı nedenlerle bizde istemeden bazı sevdiklerimizin canını yakabiliyoruz. Ama bu tip durumlarda artık (aşırı olan) suçluluk duygumuzu normal seviyelerde hissedebiliyoruz. Gerektiğinde hem kendimizi hem sevdiklerimizi bağışlayarak, hem kişisel sorumluluğumuzu benimseyip hem de özgür hayatımızda kendi yolumuzda yürümeye devam ediyoruz. Hiçbir duyguyu hissetmek ayıp değildir, küçük Didem, sadece kendi duygularını yaşarken, çevrendekilere zarar vermemeye dikkat edersen bence iyi olur. Duygularını yaşa, anla ve onlardan öğrenebilecekleri öğren, sonra onları ve kendini serbest bırak. Böylece ikimizde özgür, huzurlu ve mutlu olabiliriz. Didem 3 Kasım 2007 Cumartesi 11:20 -Duru pabucu yarım çık dışarıya oynayalım. -Efendim -Nasılsın canım? İyiyim sen nasılsın. -İyiyim de ne bu resmiyet. -Bilmem! -Canım sen bana kırgın mısın? -Olabilir. -Her ne yaptıysam ya da yapmadıysam seni kırdığım için özür dilerim. Hatamın ne olduğunu benimle paylaşır mısın? -Yine, beni, yalnız bıraktın. -Ne diyebilirim ki, haklısın. -Karanlıkları sevmiyorum, seni özlüyorum. Sana kızdığım ve seni anlayamadığım için kendime de kızıyor, suçluluk duyuyorum. -Birbirimizden uzakta da olsak aynı şeyleri düşünüp hissediyoruz desene -Nasıl yani? -Senden neden uzaklaştığımı açıklayayım sana. Olumsuz duygu ve düşüncelere takılıp kendimi, geçmişimi bu günkü farkındalıklarımla, yargılamaya kalktığımı fark ettiğim için, kendimden de senden de kaçtım -Ama neden? -Çünkü ne seni ne de kendimi incitmek istemiyorum. Bunu başaramadığım için suçluluk duyuyor ve kendimi değersiz hissediyorum. Bu olumsuz duygu ve düşüncelere saplanıp sorumluluklarımı yerine getirmekte zorlanıyorum. Ve sana da bunları yaşatmamak için senden de kaçıyorum. -Ama yakın da olsak uzak da olsak, ben de seninle aynı şeyleri düşünüp yaşıyorum ve acı çekiyorum. -Canım benim bunu bilmiyordum. -Benden kaçarsan nasıl bilebilirsin ki? -Yine haklısın -Sadece ben değil sen de haklısın. Beni korumak istediğin için benden kaçtığını anlıyorum. Ama benim benden kaçmana değil iyi gün de kötü günde de yanımda olmana ihtiyacım var. Birlikte sadece mutluluğu değil, üzüntüleri de paylaşabiliriz. Hem sen değil misin, mutluluk ve sevgi paylaştıkça çoğalır, acı ve yalnızlık paylaştıkça azalır diyen? Benzer bir lafı başkası söylemişti ama kimdi hatırlayamadım. -Hadi birlikte arayalım -İyi fikir. -Net bir bilgiye ulaşamadım. -O zaman biz de kendi tanımımızı yazalım -Anlaştık. Zıtlıklar: Sevgi=nefret zıt anlamı: Umursamamak, önemsememek Mutluluk=mutsuzluk acı -Bu kadar basit bir bilgi de bile emin olamamak canımı sıkıyor. -Benim de, hadi öğrenelim. -Öğrenelim öğrenmesine de … -E,ee… -Öğlen oldu, sorumluluk zamanı. -Peki mesaj alındı.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Didem, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |