Aşkın aldı benden beni. -Yunus Emre |
|
||||||||||
|
Kadın erkeğin malı olarak mı yaratıldı... ... Kadın erkek, erkek kadınsız yaşayamaz mı... Kadınlar neden ikinci plana itilirler.... Yaradılışın bize (kadına) içimizdeki bu dengesizliği aydınlatmaya yeter mi ? ....diye sürür gider bu sorunlar. Kadın ilk erkeğe eş olarak yaratıldı ve sorularıda beraberinde getirdi. Dinler karıştı araya ve kadının yeri hala gerçek manada anlaşılamadı. Erkek dünyası dendi yaşanılan yaşama ve kadınlar mağdur oldular cinselliği yüzünden. Bundan pay çıkaran bile oldu ve hala devam etmekte, alan memnun satan memnun misali .... İnsan eğer kadın ve erkek olarak bir elma bütünüyse her yönüyle eşit olmalıydı hakları ve güçleri ama maalesef bedensel güçleri zayıftı kadının ve dövüldü horlandı korkutuldu. Kadının gerçekten adı yok mu bu anlamda..? Öyle ya peygamberlerden tutunda cumhuru reisler bile erkek... Peki ya bu uğurda çalışıp kadın hakları diye bağıran onca insanlar boşuna mı kürek çekmekteler...Bu gerçekten hakkını aramak mı yoksa bir savaş mı...feminizm hareketleri amacına ters mi.. Erkek biyolojik olarak ta farklı dır kadından. Acaba bunun bir amaç mı olması gerek... Ve kadın suçlanmakta yaptığı hareketlerden erkeğinin düşüncesine ters düştüğü; teşhir görüntüsünde gören erkek için.. Burada hem kadın özgür hem de kendi başına buyruk gibi gösterilmekte . İşte güç unsuru burada biraz karışmakta, hem kadını küçümseyen erkek kadının fikrini kabullenip yönetilir (ister işler yolunda gitmesin ama en son sözü kadın verir) ama hep kendi karar vermiş gibi gösterilir... Korunmaya muhtaç mı kadın illa bir badigard mı taşımalı ki EVET o zaman elma yarısından çok elmanın çekirdeği konumunda (bütün saha erkeğe kalır)dünyada da erkekler in yaşadığı ve kendilerine layık görülen bir aksesuar ı taşır gibi kadınlarını da taşırlar. Bu bana çok ters! Kadının yeri yanlış algılandı tarih boyunca, belki erkeğe çok görev verildi eğer yaparsa mükafatı bile söylendi(dini kitablar da geçer; erkeğe bir sürü şeylerin vaadi olmasına karşın kadına yönelik bir sunuş yok) bu onun farkında bile değil ki , öyle sanıyorum (işine gelmemek ve sorumluluktan kaçmak) . Ama bazıları var ki müstesna; onlar neyin ne olduğunu, inandığı değerlerin kıymetini algılar ve dahilinde onu kendi hayatına uygular. Kadını korur, saygıyla sever. Herkes yapamaz onu, yapsa zaten fark ı olmazdı.... Yukarıda da sorduğum soruların cevapları umarım içinizde dir. Düşünmek okumak araştırmak sizden . Her mantık kendi sınırları dahilindedir, tüm gözlerle bakmak fark işidir. Çok sevdiğim bir yazı vardır, son sözlerim o olsun yazılarıma karşılık vermek isterseniz zaten yorum kısmı var....beklerim..J)) “”seni diğerlerinden farksız yapmaya gece ve gündüz çalışan bir dünyada, kendin olarak kalabilmek dünyanın en zor savaşını vermek demektir. Bu savaş bir başladı mı asla bitmez...””
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © H.Deniz Hatipoğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |