|
• ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Söyleþi |
1
|
|
|
|
Dedik ya! Bir kere yabancý sermayeye yabancý olduðunu hissettirmeyeceksiniz ... Hiç yabancýlýk çekmemeli yurdumuzda... Hemen þiþ kebap ve rakýyý koyun önüne... Ara sýra Maraþ Dondurmasý yalatmaya götürün, ama dondurmacýyý mutlaka önceden ikaz edin de herkese, bilhassa da bebelere elinde ki aletle yaptýðý numaralarý yapmasýn, aldýðým bilgilere göre sýrf o yüzden tam yurda gelip yatýrým yapacakken vazgeçen yabancý sermayeler varmýþ... Elinizi söyle dostça yabancý sermayenin omuzuna vurun, yanaklarýný da okþamayý unutmayýn. Birde yabancý sermaye hangi milletten ise ona göre davranmak gerekir. Milliyetini iyi bilmek lazým. |
|
2
|
|
|
|
XXI. Uluslararasý Kýbatek Edebiyat Sempozyumu/ Edebiyatta Sonbahar |
|
3
|
|
|
|
Ýlahi dinlerin ortak kabülü , insanlýðýn ilk atasý ADEM.. Evrimleþen insanýn yolculuðuna dair.
Darwin düþüncede ki evrimden biraz farklý olarak bir bakýþ açýsý benimkisi. Bir varsayým. Yanýlgý da sözkonusu olabilir. Düþünmemi saðlayan bir olgu. |
|
4
|
|
|
|
Sizi bilmem de ben de hiç bir siyasi partiye, hiç bir futbol kulübüne üye deðilim þimdilik. Üye olanlara da ne diyebilirim, gitmiþ adam üye olmuþ, aidat ödüyor faaliyetlerine katýlýyor. Gecelerine gidiyor, çok zengin ise ara sýra para yardýmý yapýyor... Sonuçta memlekette ekonomik bir hareket oluþuyor, bu tür oluþumlarýn sayesinde... |
|
5
|
|
|
|
Bugün 8 Mart Dünya Kadýnlar Günü... Yine bir çok yerde bir çok konuþmacý, günün anlam ve önemine binaen övgü dolu sözlerle kadýnlarý, kadýnlarýmýzý yüceltmeye çalýþacaklar... Toplumda baþarý kazanmýþ bir kaç kadýna ödüller verecekler... Bir sonra ki gün, 9 Mart günü ve sonraki günlerde gazetelere bir bakacaksýnýz bir kadýn hunharca öldürülmüþ, baþka bir kadýn erkekler tarafýndan tecavüze uðramýþ... Baþka bir kadýn babasý ya da aðabeysi tarafýndan aðýr yaralanmýþ... |
|
6
|
|
|
|
Kazýk kadar olmasam bende soluðu sahnede alacak, insanýn aklýný çelen þu kuklalarý doyasýya mýncýklayacaðým ama nerede…Ýnsan, yaþýný baþýný alýnca maalesef yetiþkinliðin getirdiði sorumluluklardan olsa gerek ancak poposunu kýrýp oturmakla yetiniyor. Gözlerim beni çocukluðumdan kavrayan kuklalarda, kulaðým Keloðlanda, suratýmda ay dede gülüþüyle, Ýzmir Sanat’ýn koltuklarýna yayýldýkça yayýlýyorum.
|
|
7
|
|
|
|
Düþünmeye baþlayayým bu B'nin üzerine, sevdiðim ya da sevmediðim neler var neler bakalým da resmini çýkartalým. Çok yemek var mýdýr B ile baþlayan? Hah buldum biber dolmasý ile bamya desek. Biber dolmasýný hadi severim severim de, o bamyaya hiç ýsýnamadým gitti bir türlü, halbuki çok faydalý bir yemek olduðu da söylenir durur, hem Ümit Usta tarafýndan hem de diðer kadrolu aþçýlar tarafýndan. Ümit Usta'da nereden çýktý diyorsanýz, çikletten çýkmadý herhalde, çýkar durur yýllar yýlý televizyonlara... |
|
8
|
|
|
|
Uzun vadeli beklentiler ise Kuzey Afrika’dan sonra Sahra Altý devletlerinde de faaliyet göstermek ayrýca Latin Amerika, Hindistan hatta ASEAN ülkelerinde piyasaya girebilmek þeklinde görülmektedir. |
|
9
|
|
|
|
‘Askerlik saçma bir þeydir. Hiçbir genç kýzýn baþýna gelmez. Örneðin Leyla’nýn hiç askerlik sorunu olmamýþtýr. Niçin askerde karavanayý sürekli Kelami taþýyor? Kelami olmasa Türk Silahlý Kuvvetlerinin durumu ne olacak? Leyla sevgilim.’ |
|
10
|
|
|
|
Misafir üstüne misafir de çok zor bir durumdur özellikle ev sahibi açýsýndan. Onun da þöyle bir özlü sözü vardýr ''Misafir misafiri sevmez ev sahibi de hiç birini sevmez.'' derler... Misafirliðe gittiðiniz zaman, eðer oturmalýk misafir iseniz mutlaka büyük ve küçük abdest hacetinizi evinizde giderin derim. Öyle bir durumda ne kötü þey sesli ya da sessiz gaz çýkartmak ve tuvalete gitmektir... |
|
11
|
|
|
|
Hatta bu sorunlarýn, bir kene gibi kan emerek ve giderek güçlenip toplumun sýrtýna oturmuþ olduðunu ve bu bizim kanýmýzý emen kenelerin de daha o zamanlarda kanlanamaya baþladýðýný anlamýþ oluyoruz. Dolayýsýyla, oyunun bugüne kadar bu kadar canlý olarak yaþamasýnýn sebebi acýdýr.
|
|
12
|
|
|
|
Ta asýrlardan beri tartýþýlan bir durum... Aristo, Platon, Thles’den beri çözülmeyen bir mesele ki zaten insanlýk bu tartýþýlan meselenin çözümünü bulsa, her þey bir an da hallolacak. Çok merak ettiniz deðil mi? Ne dünyanýn nasýl döndüðü sorunu, ne ýþýk hýzýna ulaþabilip enerjiye dönüþmek, ne küresel ýsýnma, ne nükleer savaþ tehlikesi, ne de ekonomik krizler, sýký durun Ýþte söylüyorum ’’Tavuk mu yumurtadan çýkar yumurta mý tavuktan?’’ Ýnsanlýk, Ýlk Çað Filozoflarý da dahil bu soruya cevap verememiþ... Çok dardayýz...
|
|
13
|
|
|
|
Bakalým bu bankacýlar faizleri daha ne kadar çeþitlendirecekler, bekleyip göreceðiz. Nasýlsýn iyi misin faizi... Geçiyordunuz uðradýnýz faizi... Bankamýz harika faiz verir faizi... En güzel en ekonomik faiz biz de faizi... Ödeyemezseniz ananýzý aðlatýrýz faizi... Evinizi ipotek yapýp elinizden alýrsak bozulmak yok, faizi... Almazsanýz küseriz bak faizi... |
|
14
|
|
|
|
Tuzlu kahvenin birbirinden farklý birçok rivayeti olsa da, biz en akla yatkýn olanlarý sizler için sýraladýk. Tuzlu kahvenin hikayesinin, eski zamanlarda yapýlan görücü usulü evliliklere dayandýðý söyleniyor. Görücü usulünde kýz ve erkek tarafý bir araya gelir, birbirlerini ilk kez görürmüþ. Bunun ardýndan gelin hemen damat adayýnýn kahvesini hazýrlarmýþ. Eðer damat adayýný beðendiyse kahveyi þekerli hazýrlar, yanýnda tatlý ikram edermiþ. Bu da 'ben ve ailem seni istiyoruz.' mesajý verirmiþ. |
|
15
|
|
|
|
Biz çok þanslýydýk. Çünkü Ankara’da çok güzel bir konservatuar binamýz vardý. Bugün Mamak Belediyesi olarak kullanýlan bu bina, çelik kapý ve pencerelerle ses yalýtýmý çok iyi saðlanmýþ bir yapýydý. Ne kadar müzik çalýþýlýrsa çalýþýlsýn, baðýrýlýrsa baðýrýlsýn dýþarýdan ses duyulmazdý. Sabah saat 3’de kapýlar açýlýr. Bu nedenle 3’den önce kalkar kuyruða girerdik. Kapýlar açýlýnca, bir koþu kendimize bir oda kapar sabah 7.30’a kadar aralýksýz çalýþýrdýk. O dönemde, sabah kalkýp oda tutmak için koþanlarýn hepsi bugün bir yerlere geldiler. |
|
16
|
|
|
|
Yurt dýþýnda yaþayan fakat Türkiye’yi yakýndan takip eden ve siyasi analizleri ile dikkatleri üzerine çeken Almanya’da mukim Muhammed Can ile haftalýk olarak yapmaya baþladýðýmýz röportajlar devam ediyor. |
|
17
|
|
|
|
Kulaklara tahta sokmaca lay, lay, lom. Burun koparmaca, lay, lay, lom. Beyin patlatmaca lay, lay, lom. Dil koparmaca, lay, lay, lom. Göz oyulmaca lay, lay, lom…(Tanrým, çok eðlenceli lay, lay, lom. Kendini kaptýranlar için özel olarak eklenmiþtir, lay, lay, lom ) Eðer kendinizi kaptýrýp koyuverirseniz, bu nakarata katýlmamak elde deðil. Ýnsanýn içindeki karanlýk tarafýn aydýnlýk tarafla olan o ezeli mücadelesi bundan daha açýk nasýl anlatýlabilir. Gülerek, þarký tonunda söylenen iþkenceler, olayýn aðýrlýðýný hafifletirken, gerçeklik duygusunu da kýrýyor. Gerçek ve sanal dünya arasýna sýkýþýp kalan ve her iki dünyaya da eþit mesafeden bakan ‘übüler’ için gerçekliði kýrýlmýþ ve hafifletilmiþ bir iþkencenin ne zararý olabilir ki?
|
|
18
|
|
|
|
Ansiklopedik Bilgi Patagonya’nýn bir devlet olmadýðýný söylüyor. Kýsaca coðrafi bir bölge. O zaman ne diye askerde bazý komutanlarýmýz erat bir kaç hata yaptýðý zaman ’’Hoop kendinize gelin bakalým burasý Patagonya Ordusu mu?’’ diye bir cümle kuruyorlar? Patagonya bir devlet olmadýðýna göre, ordusu da yok demektir. Yoksa, yoksa durun kod adý Patagonya Ordusu olan gizli yasadýþý bir örgüt mü var? Benim aklýma da bu geliyor... |
|
19
|
|
|
|
Çocuklarýmýza koyarýz bazen, Yaðmur ve Damla isimlerini. Her tarafa sevgi yaðmuru yaðdýrsýn isteriz. Damlamýzdýr bazen de o bizim, bir kadýn ve bir erkeðin ortak üretimi... Nisan yaðmurlarýnýn hem bitkilere hem de insanlara büyük faydalarý olduðu söylenmektedir bilim adamlarý tarafýndan. |
|
20
|
|
|
|
Fiziki yangýnlarda bir þeyler kül olsa da, bir þeylerde kurtarýlýyor demek ki ya yürek yangýnlarýný ne yapacaðýz? Sevmiþsiniz, karþýlýk bulmamýþ sevginiz, ama vazgeçemiyorsunuz da, içten içe yanýyor yürek, beyin de devre dýþý kalmýþ... O zaman da en çok nereniz yanýyorsa ilk önce onu kurtarmak gerekmez mi? Hemen yüreði soðutma çalýþmalarýna girmeli... Sonrada beyni tabi ki... Girip banyoya duþ almakla da soðumuyor... |
|
|
|