Eğer bir kelebeği sevebiliyorsak, tırtıllara da değer vermemiz gerekir. -Antonie de Saint-Exupery |
|
||||||||||
|
İçimde kocaman bir boşluk hissediyorum. Yaşım ilerledikçe genişleyen bir boşluk bu. Giderek derinleşiyor da. Neden böyle hissettiğimi bilmiyorum. Bazen kendi içimdeki o boşluğa düşmekten korkuyorum. Düşünüyorum uzun uzun çoğu uzun yolculuklarım da ve geceleri. Yaşadıkça önümde kocaman görünen engelleri atlayıp geçmiş olmak mı ben de böyle bir boşluğa neden oldu? Yoksa yeterince paylaşılamamış şeyler mi? Yeterince hayatın içinde değilmişim gibi bir duyguya kapılıyorum bazen. Ellerimi uzatmışım ama tutamamışım gibi. Böyle bir duyguya ilk defa kırlarda yürürken kapılmıştım. Hep gittiğim yüksekçe bir tepede çanak çömlek kırıntılarına rastlamıştım. Etrafı iyice inceleyince oranın çok eski bir yerleşim yeri olduğunu anladım. Toprağın altında yatan bir şehrin üstündeydim belki de. Yok olmuş bir yer… O gün bir yıldız çaktı kafamda. Hiç olmamış gibi olmak! Tıpkı üzerine bastığım tepede bir zamanlar yaşamış olanlar gibi. Hayata çok yanlış bir yerden mi başladım acaba? Mülkiyetin anlamsızlığı bu kadar kafam da yer etmişken nasıl oluyor da hayatımı mülkleşme üzerine inşa ediyorum! Hayatımı anlamlı kılacak gerçek gayeyi bulamadığım kesin. Eğer bir nebze bulmuş olsaydım bu boşluk böyle bir koca yarığa dönüşmezdi. Yoksa yeterince aramadım mı? Hani çarşıdan ilk gördüğünü alıp ta sonra gözü çarşıda kalanlar gibi. Elindekinden bir türlü tatmin olamayanlar olur ya onlardan. Bu bir tatminsizlik mi? Kurduğum hayatı sorgulamak için çok mu geç kaldım? Veya kazandım dediklerime karşılık kaybettiklerimi mi görmeye başladım şimdi… Geçen gün bahçede oturdum. Serçeler, sığırcıklar, ala kargalar, karakargalar, üveyik kuşları hep oradaydılar. Nasılda eşeleniyorlar yeni kazdığım bahçenin içinde. Hepsi börtü böcek peşindeler. Biraz da ekmek kırıntısı attım. Bahçe kuşların bayram yerine döndü. Sağ elimin üzerine konmuş bir uğur böceği, paçamdan yukarı çıkmaya çalışan karıncalar. Toprağın kokusu ve yabani otlar… Hayat bu kadar basit ve güzelken ben ne yaptım? Bir serçeye imrenen ben gerçekten ne yaptım?
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2025 | © ALİ YERLİ, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |