Bir gün karşıma biri çıkacak ve bana: "Herşey olması gerektiği gibi olmaktadır, efendim" diyecektir. -A. Ağaoğlu, Yazsonu |
|
||||||||||
|
Savaş görmemiş, komünist rejimin sömürgesi altında yaşamamış, hapishane veya esir kamplarında bulunmamış, özgürlüğü yöneticinin iki dudağı arasında olmamış insanların bir kısmı özgürlükleri kısıtlanmadığı için bu kavramın değerini bilemez. Bilemedikleri için de bu hakkı sadece kendilerinde görüp çevrelerinde yaşayan insanların özgürlüğünü kısıtlamayı kendilerinde bir hak olarak görürler.Halbuki kendi özgürlükleri,başkasının özgürlük sahasına girip,ihlal ettiği zaman son bulur.Önemli olan bunun farkına varabilmektir. Yukarı katta oturan komşum halısını balkondan silkelediği zaman kendini alabildiğine özgür hissetse de, yeni yıkanmış balkonumu kirlettiği için ben de kendimi bir o kadar özgürlüğü kısıtlanmış hissederim. Özgürlük kavramını anlatırken toplumun değer yargılarından bahsetmemek olmaz.Her ne kadar toplumumuzdaki yozlaşma başını alıp gitmiş olsa da karşı gelemeyeceğimiz değerlerimiz,örflerimiz bizi frenler. Yozlaşma ve kokuşmuşluğun en üst düzeyde olduğu sosyete, elit(!) diye tabir edilen kesim, ahlaksızlığı, serbestliği özgürlük adı altında doyasıya yaşarken her gün ifşa edilen, sürekli göz önünde olan hayatları daha mazbut yaşam süren kesime de kötü örnek olmakta ancak değer yargıları ve gelenekler bu kesimi özellikle yeni yetişen gençleri bir nebzede olsa engellemekte. Sosyete kesimi için kız veya erkek çocuğun ayrı eve çıkması, gayrimeşru hayat yaşaması, evli iken karşı cins ile gezip tozması onlar için özgürlük alameti olsa da, bizler için hala ayıp, günah gibi kavramlar ile reddedilerek özgürlük olarak görülmemesi,değer yargılarının,dinin,geleneklerin hayasız davranışları frenleyerek özgürlüklerin üstünde tuttuğunun göstergesidir. Toplumca, özgürlüğü tam anlamı ile özümseyemediğimiz için, olaya hep kişisel, tek taraflı olarak bakıp o şekilde yorumluyoruz.Oysa bu cennet vatanda yaşıyor olmak, rahatça nefes alıp vermek, yakınlarımızı istediğimiz zaman doyasıya görmek,geceleri korkusuzca uyumak, dini vecibelerimizi yerine getirebilmek, okuyabilmek, imkanlar ölçüsünde eğitim görebilmek de özgürlüktür.Paramız ölçüsünce yiyip,eğlenmek,gezip dolaşmak,araç sahibi olup trafiğe çıkmakta özgürlüktür. Düşüncelerimizi, hakarete vardırmadan ifade edebilmek,haklarımızı savunabilmek,hukukun var olduğuna inanıp,haksızlık ile karşılaştığımızda hukuka sığınabilmek de özgürlüktür.Ancak komşumu rahatsız edecek şekilde konuşmak,müzik dinlemek,özel veya resmi kuruluşta işlem yaptırırken başkasının sırasını almak,vergi ödememek,kötü bir yönetici olmak,hızlı araç kullanıp başkasının ölümüne veya sakat kalmasına sebebiyet vermek ve bunu alışkanlık haline getirmek,sokak ortasında nahoş hareketlerde bulunmak, namussuzca hayat sürmekte yapan için özgürlük olsa da çevresindeki insanların özgürlüğünü kısıtladığı için özgürlük kapsamı içinde değil de ihlal kapsamı içinde değerlendirilmelidir.Hülasa özgürlük, özgürlüğümüzün farkına varabilmek, doyasıya yaşayıp değerini anlamak amma başkasına zarar vermeden,incitmeden ve özgürlüğünü kısıtlamadan.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © derya eğilmez, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |