"Küle değil, ateşe üflemelidir." -Divanü Lügat-it Türk, Savlar |
|
||||||||||
|
“Kadına paranızı, vücudunuzu hatta kalbinizi verebilirsiniz. Fakat aklınızı vermekten sakının.” sözleri ile beni adeta şaşırtmıştır. Ne demek efendim, “Aklınızı vermeyin” demek? Oysa bir işin ucundan tutunca, diğer yarımızın aklına danışır, fikir ve düşüncelerinden yarar sağlamaz mıyız? Karşı durduğum bir başka önemli isim de onlarca psikoloji kitabına imza atmış, 58 yaşında insanlardan uzaklaşıp inzivaya çekilmiş bir değerdir. Adı S.Freud. Freud’un “Henüz yanıtlanamamış ve kadın ruhuyla ilgili otuz yıl süren araştırmalarıma karşın benim de yanıtlamayı başaramadığım çok önemli bir soru var: Kadın ne ister?” sözlerine karşı çıkıyorum asi kadın ruhumla… Bu sözlere takılı kaldığımda, aklımı kurcalayan sorulara yanıt bulmaya çalışıyorum. Yaşasaydı, mutlak sorardım Psikoanalizin babası Freud’a… “Kadını tanımakta, anlamakta neden zorlandınız?” diye… Aynaya baktığımızda diğer yansımamızın “erkek” olduğunu düşünüyorum. Bazı filozof ve yazarlarımız, kadınlar hakkında çok abartılı sözler söylemişler. Bir diğeri ise Anatole France’dır. Sanki sanki deneylerinin bir parçasıymışız gibi; “Bizim kadınları konuşturmak için ilaçlarımız vardır ama onları susturmak için yok.” ne kadar ağdalı sözler sarfetmiş. Sanki emniyetin ikinci şubesinde bir görevli gibi…Neymiş efendim o ilacı, çok merak ettim? Peki ya “Kadın kısmı her zaman bekler, bir yaşa kadar umutla, ondan sonra umutsuzca bekler.” sözleriyle dikkat çekmeye çalışan Montherlant’da ne demeli? Beklemek ve umut etmek bir tek kadın nesline mi mahsus bir eylemdir? İnsan, düşünen, imgeleyen bir canlıdır. Yaşamdan mutlak beklentileri olan sadece kadınlar değildir. Ünlü yazar Victor Hugo biraz daha yaklaşmış düşüncelerimdeki kadın erkek tarifine: “Kadınsız bir erkek horozsuz bir tabanca gibidir; erkeği ateşleyen kadındır.” Diğer yarımız olan erkeğin olmazsa olmazı gibi… Ve bir iyimser yazar olan S. Exupery ; “Bir kişinin acısı dünyanın acısına bedeldir. Ve bir tek kadının aşkı, ne kadar budalaca olursa olsun, samanyoluna ve yıldızlara denktir.” diye abartılı ve romantik tanımlamışsa da kadını, aslında insan ruhunu betimlemiş. Kadını çok imgeler şair/yazar/düşünür ve ozanlar… Acaba yeterli mi, bütün yazılan çizilenlerle bir KADINI anlatmaya? Kadın SU demiş bir bilge; içersin/karasın/susarsın yine… Kadını AŞ demiş bir bilge; yersin/doyarsın/acıkırsın yine… Kadına ŞİİR demiş bir şair: yazarsın/okursun/duygulanırsın/yazmakla bitiremezsin sayfaları, ne de tükenir kalemindeki mürekkep… Kadına ÖYKÜ der yazar; yazarsın/anlatırsın/okursun/ ağlar, gülersin her öyküde, çoğunun sonu gelmese de yine yazarsın, yazmakla da bitiremezsin öyküyü… Kadına RESİMDİR der ressam; çizersin/boyarsın/onu arzulayana sunarsın renk renk, kadife tende aşkı ararsın yine her seferinde… Kadına MELEK demiş bebek; doğmuş/büyümüş/dudaklarından ANNE sözcükleri bir DUA gibi… Kadına AŞK demiş erkek; sevmiş/tapmış/ölürüm bile senin uğruna demiş, ama gün gelmiş bir başka kadını da sevmiş… İşte o kadına ben başka bir ad verdim, kendimce; TOPRAK diye seslendim. Neden mi? Çünkü erkeğe de GÖKYÜZÜ adını yakıştırmıştım. Mavi ve sonsuz bir huzurla sarar, örter gök yeri. Her ikisi de birbirinin bir diğer parçası değil midir ki? Birbirine kavuşma arzularıyla yanıp tutuşmaz mı ki? Her ikisi de cömerttir sevgi sunumunda. Biri yağar bir diğeri verilenle güzelleşir ve çoğalır. Biri er diğeri dişi olunca işte doğada bir şölen başlar. AŞK/IN nişanlanır, düğünleri ise baharda… Ve en zarif sözleri Alman yazar ve şair Goethe söyleyerek onurlandırmış kadın neslini: “Şarabı, kadını, şiiri ve müziği sevmeyen bütün hayatınca bir ahmak kalır.” EMİNE PİŞİREN 27.02.2011
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Emine Pişiren, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |