..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Özgürlük sevdasý insanýn baþkalarýna duyduðu sevgidir; güç sevdasý insanýn kendine duyduðu sevgidir. -Hazlitt
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
ÝzEdebiyat - Yazar Portresi - Oyhan Hasan Býldýrki
Oyhan Hasan Býldýrki - GÖKKUÞAÐI
Site Ýçi Arama:


Ana Sayfa
  Son Düþ (Oyhan Hasan BILDIRKÝ) 6 Nisan 2009 Aþk ve Romantizm 

Ýkinci katýn terasýnda demleniyorlardý. Öðle vakti, hava tutuþmuþ, yanýyor. Sanki bu yangýn yetmiyormuþ gibi terasa önceden düþmüþ gölge gide gide kýsalýyordu. Biraz sonra terasýn zevki kaçacak. Aþaðýda masmavi deniz… Ufukta nokta nokta gemiler.

  Sana Susuzluðum Diner mi Hiç? (Oyhan Hasan BILDIRKÝ) 18 Ekim 2008 Aþk ve Romantizm 


  Aþk Desem Az Gelir (Oyhan Hasan BILDIRKÝ) 23 Eylül 2008 Aþk ve Romantizm 


  Merak (Oyhan Hasan BILDIRKÝ) 23 Eylül 2008 Toplum 

Merak, zor bir konu. Nereden bulaþtýðýmý ben de merak ediyorum. Merak, bir bakýma insanýn hem kendisiyle, hem de çevresiyle hesaplaþmasýdýr. O, ulaþtýðý sýnýrlarýn içine neleri almýyor ki? Bence merak, biraz da kýskançlýk demektir. Ýlk merakýnýzý hatýrlayýnýz: Size yeni alýnan bir ayakkabýnýn benzeri, kardeþinize de, siz herhangi bir yerde iken alýndýysa, eve dönmek için saatin geçmek bilmeyen dakikalarýna isyan etmiþsinizdir.

  Hayat (Oyhan Hasan BILDIRKÝ) 21 Eylül 2008 Yaþam 

Hayat, uzun ince bir yol mu dersiniz? Veya bilinmez bir karanlýktan, sonsuz aydýnlýk ufuklara çýkýþ mý? Ya da her gün çiðnemekten bir türlü usanmadýðýmýz iki kapýlý bir hanýn, birinci ve sonuncu kapýlarý mý? Sorular, sorular!

  Çaðdaþ Uygarlýk (Oyhan Hasan BILDIRKÝ) 10 Mart 2008 Gelecek 

Ayýn fethini ben gördüm. Ayda atýlan ilk adýmlar, beni de heyecanlandýrmýþtý. Millet olarak bizim de yepyeni heyecanlara ihtiyacýmýz yok mu? "Var!" diyorsanýz, iþte þimdi bütün iþ, size düþüyor. Mars'a bayrak dikmekten baþlayarak, uzayýn fethine hazýr mýsýnýz?

  Sevgilim Dediðin Zamanlarda (Oyhan Hasan BILDIRKÝ) 6 Mart 2008 Aþk ve Romantizm 


  En Güzelin Tarifi (Oyhan Hasan BILDIRKÝ) 10 Temmuz 2007 Yaþam 


  Ýkizler (Oyhan Hasan BILDIRKÝ) 10 Temmuz 2007 Ortamsal 

O da, gördüðüne þaþýrdý. Þapkasýný havaya attý. Taylar, anasýnýn memesine uzandýlar. Dýþarý çýktýk. Babamla burun buruna geldik. Dayanamadým, konuþtum. - "Müjde baba!" dedim, "Ýkiz tayýmýz var:" O; - "Sahi mi?" dedi, ahýra girdi. Artýk aramýzdaki soðukluk bitmiþ, boþanan, koþan, akýn akýn akan atlar geri dönmüþ, avlumuza, evimize bereket gelmiþ, soframýz þenlenmiþti.

  Nüzhet Erman'ýn Þiirlerinde Halk Ýnançlarýndan Ýzler (Oyhan Hasan BILDIRKÝ) 10 Temmuz 2007 Yazarlar ve Yapýtlar 

Kulak çýnlamasý, bir dostun bizi andýðýný aklýmýza düþürür. Ya biz onlarý anarýz, ya da bizi anarlar. Anýldýðýmýz zaman kulaðýmýz çýn çýn öter. Sað ve sol kulaðýn çýnlamasýna göre iyiye ya da kötüye iþaret yorumlarý yapýlýr. Duyurma, duyurulma amaçlý bir inanýþtýr bu.

  Gözlerinde Býraktým Gözlerimi (Oyhan Hasan BILDIRKÝ) 10 Temmuz 2007 Bireysel 

Suya þerbetlenmiþ ateþler gibi Alev alev yanan gül aþksýz kalmaz Sonsuz bir rüyânýn nakýþýndayýz Kaderlerimizin akýþýndayýz

  Sisler Ýçinde Ýki Sevdalý (Oyhan Hasan BILDIRKÝ) 10 Temmuz 2007 Bireysel 

Anýlar fýrtýnasý okþuyor yüzümü Yakamý býrakmýyor tutuyor özümü

  Ýki Nehirdik Kaderimizin Ýzinde (Oyhan Hasan BILDIRKÝ) 9 Haziran 2007 Sevgi ve Arkadaþlýk 


  Soylu Bir Çiçek (Oyhan Hasan BILDIRKÝ) 30 Temmuz 2006 Umut 


  Zaman Geçer, Gün Devrilir (Oyhan Hasan BILDIRKÝ) 18 Temmuz 2006 Aþk ve Romantizm 


  Özlem Denizi (Oyhan Hasan BILDIRKÝ) 18 Temmuz 2006 Aþk ve Romantizm 


  Arabacý (Oyhan Hasan BILDIRKÝ) 11 Temmuz 2006 Aþk ve Romantizm 

Karþýlaþýrýz bir gün belki Senden uzakta olmak acý Güneþ bir baþka doðar sanki Hey arabacý, vur kýrbacý Karþýlaþýrýz bir gün belki

  Sen Olmasaydýn (Oyhan Hasan BILDIRKÝ) 7 Temmuz 2006 Özlem Þiirleri 

Sen olmasaydýn Gökyüzü masmavi olmazdý bu kadar. Kelebekler kanat açmaz, Bin bir renkli kuþlar uçmazdý; Alçak yüksek mor daðlarýn ötesine kadar…

  Kitaplar (Oyhan Hasan BILDIRKÝ) 5 Temmuz 2006 Sanat 

Çocukluðumu düþünüyorum. Gökyüzü, sanki çevremi kuþatan, saran daðlarýn baþýyla birleþir gibiydi. Küçük dünyamýn belki mutlu, fakat bilgiden uzak bir insanýydým. Benim için daðlarýn ötesi yoktu.

  Ayný Bayrak Altýnda (Oyhan Hasan BILDIRKÝ) 5 Temmuz 2006 Aþk ve Romantizm 

Þimdi sen olmalýydýn yanýmda Biliyorum yerimizde duramazdýk Aniden düþerdik sokaklara Islanýrdýk, þemsiyemizi açardýk

 

 



Bir bakarsýnýz hayâl meyâl gülümser biri,
Ýlk aþkýnýzdýr bu ýþýk ýþýk gözlerinden belli.
Uzatsa elini, çekincesiz tutarsýnýz,
Ýlk heyecanýnýzý yeniden yaþarsýnýz…
Acaba bu mu mutluluk dedikleri?

Oyhan Hasan BILDIRKÝ


  10.03.2008 22:02:39 DARKAPI 

"Vatan yahþi

Herkese vatan yahþi

Gezmeðe gurbet eller

Ölmeðe vatan yahþi."

 

VATAN

Dünyanýn bir bölümüne; havasý, suyu ve topraðýyla sahibiz. Hava, su, toprak üçgeni bizi vatan fikrine götürür.
Fakat tek tek düþünülünce vatan, ne hava, ne su, ne de topraktýr. Her üçü de bir araya gelip kutsallaþmamýþlarsa, vatanlaþamazlar. Bu yüzden olsa gerek, ne güzel söylemiþ þair:

"Bayraklarý bayrak yapan üstündeki kandýr.

Toprak, eðer uðrunda ölen varsa vatandýr."

Havasýna, suyuna, topraðýna sahip çýkamadýðýmýz, uðrunda ölümü göze alamadýðýmýz dünyanýn herhangi bir bölümü, bize vatan olamaz. Halbuki bir vatana sahip olmak, kiþiyi yüceltir. Onun temiz havasý bile göðsümüzü kabartýr. Topraðýna, baþýmýz yukarýda dimdik basarýz. Hür olmanýn gururunu duyarýz. Yazýn serin, kýþýn ýlýk pýnarlarýndan yudum yudum içtiðimiz su, damarýmýzda kan, dizimizde derman olur.

Ben, vatanýmý severim. Onu, her þeyden aziz bilirim. Yeþilin binlerce tonunu taþýyan ormanlar, tek tek veya sýrt sýrta vermiþ ulu daðlar, uçsuz bucaksýz bereket dolu ovalar, neler neler, ne hatýralarla doludur deðil mi? Çamlýbel'ler, Sakarya'lar, baþtan baþa Menderes ovalarý hatýralarla kucak kucaðadýr. Bu hatýralarda baþkaldýrýþýmýz, düþmana karþý duruþumuz, istiklâle olan tam baðlýlýðýmýz, vatan için duyduðumuz sebil sevgimiz yatar. Demem odur ki, sahiplik duygusu hatýralarla birleþince toprak, vatanlaþýr.

Biz, bu topraklar üzerinde doðduk. Bir tohumken körpe fidan olduk, olgunlaþtýk. Anamýz en güzel ninnileriyle sarýp sarmaladý, büyüttü bizi. Babamýz azarlasa bile, koruyup arkaladý bizi. Karnýmýz doydu, sýrtýmýz çýplak kalmadý. Vatanýmýzýn daðýný, baðýný anlar, sever olduk. Bu topraklar üzerinde, oyunlarýn en güzelleriyle tanýþtýk. Kederlerimizle birlikte, sevinçlerimizi paylaþacak arkadaþlar bulduk. Yaþadýðýmýzýn farkýna vardýk.

Yaþamak için, yaþatmak da gerekir! Vatana olan baðlýlýðýmýzý zayýflatan duygulara yakamýzý kaptýrdýðýmýz gün, göðün bütün yýldýzlarý baþýmýza yaðar. Bu kýzgýn, öfkeli yýldýzlarýn aðýrlýðýna katlanamayýz. Katlansak bile, vatanýmýzýn elden çýktýðýný, yangýn yerine dönmüþ bir toprak parçasý haline geldiðini görürüz. O zaman da, yandýðýmýz gündür! Böylesine bir yangýndan kurtulmak zordur. Filistinlileri bilirsiniz. Vatanlarýnýn deðerini anlamadýklarýndan olacak, göðün bütün yýldýzlarýný üzerlerine çektiler. Þimdi kan, kin, göz yaþlarý yaðmurlarýyla boðuþuyorlar. Artýk ne fayda? Koca Arap dünyasýný bölmüþler, kâh Suriyeli, kâh Ürdünlü, kâh Mýsýrlý olmuþlar, kýyým kýyým kýyýlmýþlar. Biz, onlarýn bu talihsiz durumlarýndan ibret almalýyýz. Birbirimize Lâz, Çerkez, Yörük, Kürt, Arnavut gibi çirkin sýfatlarla seslenmemeliyiz. Hepimiz Türk'üz. Bunu anlamalý, gereðince yaþatmalýyýz. Yoksa biz de bölündükçe, Türk olmaktan ayrýldýkça, vatanýmýzý da bölük pörçük eder, küçültürüz. Küçülen parçalar da eninde sonunda kaybolur, vatanýmýz elden çýkar. O zaman, baþýmýzý vuracak bir taþ bile bulamayýz.

Taþ deyince aklýma geldi. Size "Kutsal Kaya" efsanesini  de yeri gelmiþken anlatayým.

Eski anayurdumuzda, Türklerle Çinliler yan yana, uzun süren bir barýþ devrini yaþýyorlardý. Nedense Çinli hanlar, barýþý bozmak istediler. Oturup konuþtular. Savaþmak için bir bahane bulmaya çalýþtýlar. Çinlilerden bir ulu, söz aldý. Türkleri kýzdýracak, barýþý bozacak olan çareleri sayýp döktü.

- Ýlkin, dedi, Türk Kaðaný'nýn atýný isteyelim.

Hazýrladýklarý elçiyi yola çýkardýlar, Türk ülkesine uðurladýlar. Elçi vardý, Türk sarayýna dayandý.

Saraydan sordular:

- Ne istersiniz?

Cevapladý:

- Kaðanýnýzýn küheylânýnýn methini iþitmiþiz. Öyle bir at, yalnýz bizim hanýmýza lâyýktýr. Güzellikle verirseniz, verin. Yoksa?..

- Yoksa? dediler.

- Zorla alýrýz!

Beyler ayaklandý. Bu yýlan dilli elçiye haddini bildirmeyi, oracýkta tez boynunu kýrmayý istediler. Türk Kaðaný, beylerini topladý, susturdu, ve söyledi.

- Attýr deðil mi? Verin, gitsin!

Beyler, denileni istemeye istemeye yaptýlar. Elçi, küheylânla birlikte geri döndü. Çinliler, ilk çarenin tutmadýðýný gördüler, üzüldüler.

Ulu kiþi, dedi:

- Sabredin, göreceksiniz ikincisini vermeyecekler. O zaman bizim çok istediðimiz savaþ baþlatýlacak.

Dediler:

- Neymiþ o?

- Kaðan'ýn kýzýný isteyelim. Han'ýmýza cariye olsun.

Kabul ettiler. Elçiyi yeniden yola çýkardýlar.

Kaðan, yeniden ayaklanan beylerini dinlemedi.

- Kýzdýr deðil mi? Köküne kýran girmedi ya! Verin, gitsin!

Kaðan kýzý, Çin hanýna cariye oldu. Beyler üzüldü, Kaðan'a küstüler. Aralarýnda karar verdiler, sözleþtiler… Artýk korkak Kaðan'ýn hiçbir iþine karýþmayacaklar, bir baþka istek karþýsýnda da onu yalnýz býrakacaklardý.

Beri yanda Çinliler, bozulan ikinci oyuna da öfkelendiler, baðýrýp çaðýrdýlar. Ulu kiþi, onlarý yatýþtýrdý.

Söyledi:

- Durunuz! Daha oyunumuz bitmedi. Bu sonuncusunda, buraya yazýyorum iþte, isteðimize ulaþacaðýz.

- Neymiþ o?

- Kuzeydeki sýnýrýmýzýn yakýnýnda, Türklerce kutsal bilinen, çýplak, bizce hiçbir deðeri olmayan bir ulu kaya var. O kayayý bilir misiniz?

- Belli! Biliriz!

- Onu isteyelim!

- Ýsteyelim! Güzellikle olmazsa, zorla alýrýz.

Elçiyi hazýrladýlar. Kaðan'a yeniden gönderdiler.   

Kapýda, beylerden hiçbiri yoktu. Elçi vardý, doðruca, biraz da küstahça bir þekilde, Kaðan'a çýktý.

Dedi:

- Kutsal kayayý isteriz. Ya gönlünce verirsin, ya da zorla gelir, alýrýz! Bilesin!

Kaðan dedi:

- Ya, öyle mi?

- Öyle!

- Bir düþüneyim, danýþayým!

- Kime danýþacaksýn? Hem niçin?

- Kime olacak? Kayanýn sahiplerine...

Kaðan, elçiyi daha fazla konuþturmadý. Tez elden beylerine buyruk çýkardý. Beyler toplandý. Kaðan, onlara son isteði anlattý. Bu konuda, beylerinin düþüncesini sordu.

Dediler:

- Bir kaya parçasý deðil mi? Ver, gitsin!

Kaðan, bu karþýlýða güldü. Elçiyi iþaret etti.

- Tez, þu yýlan dilli adamý tutun! Bir kaya parçasý, ha? Gülerim aklýnýza. Görüyorum þaþýrdýnýz. Fakat þunu neden düþünemediniz? At, benimdi. Ýstediler, verdim! Kýz da benimdi. Ýstediler, verdim. Kayaya gelince, o milletimindir, vatanýmýzýn bir parçasýdýr. Nice canlarýmýzý uðrunda fedâ ettik. Niçin verecekmiþim? Haydi, çabuk toparlanýn. Buyruðumu da ikiletmeyin! Çin'e akýn var!

Toparlandýlar. Bölük bölük Çin'e aktýlar. Çin Seddi'ni aþtýlar. Atý geri aldýlar. Ar'ýndan, sýkýntýsýndan kendi canýna kendisi kýyan Kaðan kýzýna bir türbe yaptýlar. Dönüp vatanlarýna geldiler. Mutluluk, þenlik içinde yaþadýlar.

Bilirsiniz: Vatan, kutsal bir ocaktýr. Ocaklarý tüttürebildiðimiz nice zamanlarda, hürriyetin de, bayraðýn da sahibi oluruz. Fakat adýna vatan denilen ocak sönerse, ne hürriyet, ne bayrak kalýr.

Ne dersiniz? Vatan konusunda biz de Kaðan'ý kendimize örnek alalým, deðil mi?

Oyhan Hasan BILDIRKÝ


  10.07.2007 23:53:07 DARKAPI 

MARTILAR

     Kaderlerinde biraz doluca yaþanacak bir aþk ve sonunda da büyük bir ýstýrap vardý... Fakat bunu ne o, ne de ötekisi, deniz köpüðü kadar berrak, martý beyazlýðýndaki sevgilisi dahi bilmiyordu. Sadece alýnyazýsýydý bu, o kadar.
     Alýnyazýsý!..
     Yýldýzlar bir baþkaydý o gece... Nedense aþk üzerine söyleþmiyorlardý bu akþam. Samanyolu, altýn saraya, Gök Tanrý'nýn yanýna giden yýldýz yolu deðildi. Sanki eriyip eriyip ayrýlýverecek gibiydi. Bu durum, yüreðini hoplatýyordu adamýn.
     Adam bekledi. Bir bekledi, iki bekledi. Gelecekti... Hani o, Türkmen kýzý ne demiþti ona? Beraber engin denizleri aþacaktýlar. Denizin ötesindeki sýrça saraylar, henüz daha kapýlarý açýlmadýk som saraylar onlarý bekliyordu. Mutluluk dolu bir yolculuk, onlarý bekliyordu.
     Çok geçmedi yýldýzlar, birer birer sönmeye baþladýlar. Her sönen yýldýz, aðlatýyordu adamý saatlerce. Deniz azmýþtý. Adama yapýlan ihanete de oldukça kýzmýþtý. Deniz yükseldi. Tam bu sýrada Deniz Tanrýsý gözüktü adama. Kýrmýzý oldu kabardý, mavi oldu söndü deniz. Arada bir yeþil de oluyordu. Adam için ümit kaynaðýydý bu! Yeþil murat ve gelecek demekti. Adamýn yüreðinde sayýsýz hayâl panayýrlarý.
     Nihayet Demirkazýk da söndü. Bu sönüþle birlikte, bütün yýldýzlar da kayboldu.
     Kýyýda uzanmýþ, denizle oynaþan Balýkçý köyü pýrýl pýrýldý. Adam yürüdü. Daha doðrusu, Ýlahî kuvvet adamý yürüttü. Denizin kýzý gelmemiþ, onu yine kandýrmýþtý. Böyle düþündü adam ilkin! Aslýnda gerçek de buydu. Yalnýz deniz azgýndý. Fýrtýna vardý. Adam, Deniz Tanrýsý'na meydan okudu. Fýrtýnaya da aldýrmadý, verdi yürüdü. "Sal"ýný azgýn sulara býraktý. Sular, adamakýllý yükseldi. O da yükseldi. Denizin kýzý yoktu! Denizin berrak köpüðü, kýpkýzýldý... Sular, o azgýn sular, sapsarýydý. Adam gidiyordu. Sadece dudaðýnda eski bir þarký vardý. Sonra çýldýrdý, haykýrdý. Delicesine aðladý. Denizin kýzý hâlâ yoktu.
     Adam, alýnyazýsýna egemen deðildi. Yosun kokan, balýkçýl kayalýklar, salý zedeliyordu. Deniz kýzýný ilk gördüðü yerdi burasý. O, ay ýþýðýnda sulara karýþmýþtý.
     Adam aðlýyordu. Haykýrýyordu! Azgýn deniz de, bu aðlama ve haykýrýþlara sadece kabarma ile cevap veriyordu. Nihayet bir baþkalýk oldu. Adamýn muhayyilesi durdu. Deniz de yelkenlerini suya indirdi, sakinleþti. Sabaha az vakit vardý. Kayalýklarda denizin kýzýnýn yalvaran sesi duyuldu. Adam koþtu. Bu koþma, onun sonu olmuþtu. Ama mes'ut bir sondu bu!..Gök Tanrý, Deniz Tanrýsý'na emretmiþti. "Býrak!" diye. Emir yerine getirildi, deniz kýzý býrakýldý. Fakat Gök Tanrý, adamla deniz kýzýný, bir çift martý yapmýþtý. Mutluydular, uçtular, yýkandýlar, çýrpýndýlar...
     Balýkçý köyünde herkes adamý aradý, bulamadý.
     Yalnýz oldum olasý denize aþýk Deli Davud;
     - "Onu deniz kýzý helâk etmiþtir." dedi.
     Sonra gökte uçuþan bir çift beyaz kuþu gördü. Deniz köpüðünden yapýldýklarýný anladý. Baþlarýnýn üstünde uçuþan kuþlarý, bütün balýkçýlara da gösterdi.
     - "Martý!" dedi. "Martý!.."
     Bu sözü kimse bilmiyordu. Herkes "martý" deyip, iþin içinden sýyrýldý. Ve böylece deniz köpüðü ile adamýn buluþmasýndan, günlerce binlerce martý türedi. Yalnýz nedense balýkçýnýn evinden hiç ayrýlmadýlar.
     Bütün herkes, balýkçý köyünün halký aðýz birliði ettiler:
     - "O" dediler, "kuþ oldu!.."
     Sonra sahile vuran salýn parçalarýný gördüler.

Oyhan Hasan BILDIRKÝ


  30.07.2006 10:59:02 DARKAPI 

ATATÜRK VE SANAT

Kendisini özlemeye baþladýðýmýz, “arar olduðumuz” Atatürk, komple bir insan. Biz, millet olarak; O’nunla “mükemmel”i yakaladýk. Gösterdiði ýþýkla, kendi kimliðimizi bulduk. Söylenmesinde, her devirde “çeþitli sakýncalar” görülen adýmýzý, “Ne mutlu Türk’üm diyene!” diyerek haykýrdýk.
o, þimdi aramýzda deðil. Ayrýlýþýnýn üzerinden “þu kadar yýl” geçmiþ. Buna raðmen, “elli yedi yýllýk ömre” sýðdýrdýðý düþünceleriyle yanýmýzda. Eskiyeceðine “yenileþiyor”, daha da zenginleþiyor. Bundaki sýr, Atatürk’ün sanata verdiði önemde yatýyor.

“Biz daima hakikat arayan ve onu buldukça, ve bulduðumuza kani oldukça ifadeye cüret gösteren adamlar olmalýyýz.”

Cesaretimin kaynaðý, Atatürk. Cesaretim, cüretimi artýrdý. Sanata susadýðýmýz þu günlerde, “Atatürk ve Sanat” kavramý hakkýnda konuþmak istedim. Çünkü sanat, insanýn aynasýdýr. Yaþadýðýmýz çaðýn farkýna, baþka bir yolla varmak zor. Sanat, sevgiye açýlan altýn kapýdýr. Biz, bunun “susuzluðu”ndayýz.

Peki, nedir sanat?

“Sanat, güzelliðin ifadesidir. Bu ifade sözle olursa þiir, naðme ile olursa musîkî, resim ile olursa ressamlýk, oyma ile olursa heykeltýraþlýk, bina ile olursa mimarlýk olur.” “Ýnsanlar olgunlaþmak için bazý þeylere muhtaçtýr. Bir millet ki resim yapamaz, bir millet ki heykel yapmaz, bir millet ki tekniðin getirdiði þeyleri yapmaz; itiraf etmeli ki o milletin ilerleme yolunda yeri yoktur. Halbuki bizim milletimiz, hakiki özellikleriyle medenî ve ileri olmaya lâyýktýr ve olacaktýr.”

Tutulacak yol, bu! Olgunlaþmak istiyorsak, kapýmýzý sanata açmalýyýz. “Uygar ve ileri olmak”, güzellik denizinde yaþamak demektir. Bu denizin getirecekleri oldukça fazla. Yüzmeyi becerebilirsek, çok þey kazanýrýz. “Ayný kavmin çocuklarýnýn hep beraber bulunarak birbirlerini tanýmalarý, birbirlerini sevmeleri ve bu birlik sevgisinden çýkacak yüksek hislere aynen tabi olmalarý güzel bir þeydir.” “Güzel sanatlarda muvaffakiyet, bütün inkýlâplarýn muvaffak olduðunun en kat’i delilidir. Bunda baþarýlý olamayan milletlere ne yazýktýr. Onlar, bütün baþarýlarýna raðmen medeniyet alanýnda, yüksek insanlýk sýfatýyla tanýnmaktan daima mahrum kalacaklardýr.”

Hepiniz, çok iyi bilirsiniz: Tarih, sanatý olmayan, sanata önem vermemiþ milletlerin “ölüm tarlasý” deðil midir? Bu tarlalarýn tuzaðýna düþmemek için, daha doðrusu olgunlaþmak, sevgilere, birlik ve beraberliklere gönlümüzü açmak için, adý ne olursa olsun, sanata sýðýnmalýyýz. Bir þiirin sýcaklýðýný, bir türkünün duygusallýðýný, bir resmin büyüsünü fark edebilmeli ve bunlarýn sahiplerini sevmeliyiz. “Efendiler... Hepiniz mebus olabilirsiniz, vekil olabilirsiniz; hatta reisicumhur olabilirsiniz. Fakat bir sanatkâr olamazsýnýz. Hayatlarýný büyük bir sanata adayan bu çocuklarý sevelim.” Çünkü onlar; “Cemiyette uzun çalýþma ve çabalamalardan sonra, alnýnda ýþýðý ilk hisseden insandýr.” Bu ýþýk, bize yol göstermektedir. Hisse kaparsak, kazancýmýz þunlar olacaktýr: “Türk çocuðu konuþurken, onun beyan ve anlatýþ tarzý, Türk çocuðu yazarken, onun ifade üslûbu, kendisini dinleyenleri, onun yürüdüðü yola götürebilecek bu kabiliyet sayesinde, Türk çocuðu kendisini dinleyen veya yazýsýný okuyanlarý, peþine takarak yüksek Türk ülküsüne iletebilecek, ulaþtýrabilecektir.”

Oyhan Hasan BILDIRKÝ



 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Oyhan Hasan Býldýrki, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.

 

Bu dosyanýn son güncelleme tarihi: 28.03.2024 15:48:23