Mektubum sanırım fazla uzun oldu, çünkü daha kısa yazmak için yeterince vaktim yoktu. -Pascal |
|
||||||||||
|
*Sevgi denilen mucize, sadece ruhu değil, aynı zamanda bedeni de güzelleştirme özelliğine sahiptir. *Acı çekenin acısını, ona acıyarak azaltamazsın; bir de şevkat göstermeyi denesen! *Evren, bir’lerden oluşan “bir bütün”dür. Zaman denilen süreç de sadece “bir an”dır. *Yapılan her iyilik bir bumerang özelliğine sahiptir. *Vicdanın sesini duymayan insanı, doğru yola sevk edecek başka hiçbir güç yoktur. *Sevgisini sınırlayan, dünyasını da küçültüyor demektir. *İnsansan, her insana insanca muamele et. *Düşene öğüt vermeden önce onu kaldırmayı denesene. *Yardım edilemeyecek ve yardım edemeyecek insan yoktur. *En büyük kahraman, seven kişidir. Çünkü sevmek cesur bir yürek gerektirir. *Bedenini temizlemek için harcadığın çabayı, zihnini temizlemek için de gösteriyor musun? *Büyük adam kimdir, küçük adam kimdir? Bana göre: Büyük hataları yapanlar küçük adamlardır; küçük hatalar yapanlar ise büyük adamlardır. *Yanlışı, bir başka yanlışla kapatmak kadar aptalca bir iş var mıdır? *Bir anlık da olsa, dostunla gözlerini değiştir. Ne gördün? Pekii, ona hâlâ dostum demeye devam edecek misin? *Bilenler vardır, bildiğini zannedenler vardır, bilmeyip de biliyormuş gibi yapanlar vardır ve bir de asla bilemeyecek olanlar vardır. *Doğaya, evrene ilk bakışta şaşkınlık vardır, sonra bunu hayranlık ve saygı izler. Çünkü varolan her şey kelimenin tam anlamıyla bir mucizedir. Bunun dışında bir mucize olmasını bekleme, bir mucize bulmaya çalışma. Görmüyor musun, her tarafın mucize ile dolu? *İnsanoğlu dünyaya ilk geldiğinde dürüstlük, ahlâk, şeref gibi değerler yoktu. Yasak da yoktu? Bu yaşam biçimi zamanla kargaşaya dönüştü. Toplumsal yaşamı düzenlemek için kurallar konmaya ve değerler benimsenmeye başlandı. Bazı dönemlerde bu konuda o kadar ileriye gidildi ki, değer ve kurallar insanın da önüne geçti. *Yakınında olacak kişileri doğru seçersen az sorunlu, mutlu bir hayatı da garantilemiş olursun. *Kendini bu dünyada bir öğrenci olarak kabul edersen, yanlışlarının da öğretmenin olduğunu kabul etmiş olursun. *Kediyi kucağına alırsan tırmıklanma ihtimalini de gözönünde bulundurmalısın. Sevgili de bir kediye benzer… *Çözüm üretemeyen bir akıl, işlevlerini kaybetmiş demektir. *Başarıya giden yolu, gözünde fazla büyütme. Zira, o da diğerleri gibi bir yol işte! *Şansı yaratan da emektir, gayrettir. Yoksa şans, kendiliğinden gelip bizi buluveren bir sürpriz değildir. *Hiçbir şeyden şüphe etmeyene “saf”, her şeyden şüphe edene “paranoyak”; şüphe edilmesi gereken şeyden şüphe edene de “akıllı” denir. *Evet yaşam döngülerden ibarettir; ama sayısız döngü varken hep aynı döngünün içinde yer almak da biraz aptallıktır. *Mazi için pişmanlık duyma, geçmişte kaldı; yani o konuda artık yapabileceğin bir şey yok. Gelecek için endişe duyma; çünkü henüz gelmedi ve de hiçbir zaman gelmeyecek. İçinde bulunduğun anı yaşamaya bak. Geçmişin pişmanlığına ve geleceğin endişesine bu anını zehir etme izini verme. *Her branştan öğretmen var da, insanca yaşam branşından niye yok? *Okyanusun ortasında gemilerini yakana, nehrin öte yakasına geçip köprüleri uçurana kaptan da, kahraman da denmez. *Aslında her yarışta genelde herkes başarıyor; ama biz nedense birinciyi başarılı diğerlerini başarısız ilân ediyoruz. *Sabır, ilâç gibidir; iyileştirici etkisi belli bir zaman süresinin sonunda ortaya çıkar. O yüzden sabırsız insan, ilâçla tedaviyi yarıda kesen hastaya benzer. *Borcunu zamanında ödemeyene, randevusuna zamanında gelmeyene, gevezelik v.s gibi nedenlerle zamanını çalana sakın ola ki güvenme. Eğer yapabiliyorsan bu tip insanlardan uzaklaş, onlarla olan ilişkini bitir. Yoksa onlar senin ömrünü bitirirler. *Başarının ödülü olgunlaşmış bir meyve lezzetindedir. Ama bu meyveyi yeme şekli başka başkadır: Kimisi ağzına yüzüne bulaştırarak yer ve her başarıdan sonra hayal kırıklığı ya da bir felaketle karşı karşıya kalır. *Kendi hayatımızı değil de, başkalarınınkini sorgulamaktan ne zaman vazgeçeceğiz? *Senin bana dayattığın hayatı yaşamaya mecbur muyum? *Gaflet uykusunda olanlar, yatakları yandığında mutlaka uyanırlar. Ama artık çok geçtir!
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |