"Anka kuşu gibi yalnızlığı adet edin! Öyle hareket et ki, adın daima dillerde dolaşsın ama seni görmek olanaksız olsun." -Fuzuli, Leyla ile Mecnun |
|
||||||||||
|
Avcılar, Temel'in önderliğinde ormanda ilerliyormuş. Karşılarına küçük bir delik çıkmış. T emel: - "Yatın, tavşan deliği" demiş. Yatmışlar. Delikten tavşan çıkmış. Avlayıp yola devam etmişler. Yolda bakmışlar, daha büyük bir delik... Temel: - Yatın tilki deliği" demiş. Yatmışlar. Tilki çıkmış, vurmuşlar. Sonra delik büyümüş: - Yatın ayı ini" diye bağırmış Temel... Ayıyı da avlamışlar. Temel'in her şeyi bilmesinin rahatlığıyla keyiflenmiş avcılar... Bir süre sonra kocaman bir delik çıkmış karşılarına... Temel'e bakmışlar. Temel: - Uşaklar" demiş, "...ne çikacağunu bilmeyrum. Siz yatın, ne çikarsa bahtumuza!" Ertesi gün gazetelerde şu haber varmış: -"Dört avcı, tren altında kaldı." ** BİRİNCİ KATTAN DÜŞÜNCE ÖLÜNMEZ Temel 60 katlı bir gökdelenden aşağıya düşmüş. 50-40-20-10-5-4-3-2 derken 1.kata geldiğinde aklından şu geçmiş : – Allahım sana şükürler olsun. Bu kata kadar ölmeden geldiysem, zaten 1.kattan düşsem de ölmem. ** KAÇ SAAT GERİ ALACAK? Dursun, saatlerin geri alınacağını duyunca, evdeki saatleri toplayıp Saatçi Temel’e gider: – Ula Temel, saatler geri alınacakmış. Biz de evdeki saatleri senden satın aldığımız için sana getirdik. Bunları geri alacaksun da. Temel kendinden emin bir şekilde: – Öyle yağma yok. Ben de duydum ama, sadece 1 saat geri alınacakmış. 1 tanesini alırım, diğerlerini almam. ** HOŞ GELDİNİZ Temel bir gün arabaya binmiş, uzunca bir yola çıkmış. Tam varacağı yere 2 saatlik yolu kalmış sağda bir levha görmüş : -“Yavaşla 80 km” Temel hemen hızını 80 km’ye düşürmüş. Biraz daha ilerlemiş -“Yavaşla 50 km” yazıyormuş. Temel hızını bu seferde 50 km’ ye düşürmüş. Az ileride -“Yavaşla 20 km” levhasını görünce Temel hızını yine düşürmüş. İyice meraklanmaya başlamış, acaba kaza falan mı oldu diye. Bir süre daha gittikten sonra karşısında yeni bir levha görmüş: ” YAVAŞLA’ YA HOŞ GELDİNİZ ” ** TEMEL'İN ATI Veli efendi hipodromuna giden Temel, atlar start alır almaz favorisi olan atı elinde dürbün ile takip ederek bir yandan da -Aslanum benum be nasıl da fırtına gibi gidey diyerek atını övmeye başlar. Gerçekten de Temel’in atı en öndedir. Etraftakiler gıpta ile Temel’e bakarlar, Temel durumdan memnun ve dört köşe olmuştur. Fakat bir süre sonra atlar teker teker Temel’in atına yetişip geçmeye başlarlar. Derken Temel’in atı en sonuncu duruma düşer. Temel etrafın alaylı bakışlarına aldırış etmeden tezahürata devam eder. -Uy aslanım benum, ya bak nasıl da hepsini önine katti getiriy! ** İKİ KİLO HAMSİ VER Karadenizlinin biri bir dükkana girmiş ve 2 kilo hamsi almak istediğini söylemiş . Tezgahtar adama şöyle bir baktıktan sonra: - Karadenizli misin? diye sormuş . Müşteri önce şaşırarak -Yoo, demiş, sonra biraz kızarak: -Ne yani Antep fıstığı istesem Antepli misin, kestane şekeri istesem Bursalı mısın diye mi soracaktın? demiş . Tezgahtar gayet sakin: -Yyoo demiş . Müşteri daha çok sinirlenerek: -Peki o zaman niye sordun kardeşim demiş. Tezgahtar: -Niye olacak burası balıkçı değil nalbur dükkanı da ondan sordum demiş … ** BİZİ BOŞA Temel Fadime'ye boşanma davası açmış ve hakime, -Sayun hacum bey, karım üç yildur evde ne bulursa üstüme fırlatiyu. Ne olur bizu boşat! Hakim sormuş, -Peki evladım niye bunun için üç yıl bekledin? Temel cevap vermiş : – Yenü yenü isabet ettürmeye başladu da! ** BERBERLİĞE HEVESLİ KEDİ Berber Temel, Dursun’u tıraş ediyormuş. Dursun bakıyor, her geldiğinde dükkanın etrafında dolanan bir kedi var ve kedi arada bir dükkana girip çıkıyor. Dayanamayıp Temel’e takılmış: – Ula Temel, haçen bu kedi galiba berberliğe çok merakludur. Her geldiğimde buralarda göreyrum oni daa. Bunun üzerine Temel cevap vermiş: – Yok ula ondan değuldur. Arada bir kulak, burun keseyrum. Ha o kedi oni pekliyi daa... ** KAFASINA TAKMIYORMUŞ! Şiddetli ishal olan Temel, hastaneye kaldırılmış. Doktor, kısa bir muayeneden sonra, hastabakıcıya talimatını vermiş: -Hastamız şiddetli ishal, kendisini hemen tekerlekli sandalyeye oturtun ve ilgili servise götürün. Hastabakıcı Temel'i tekerlekli sandalyeye koymuş ama yanlışlıkla koridorun sonundaki psikiyatri servisine bırakmış. Aradan birkaç gün geçmiş. Temel'e ilk teşhisi koyan doktor, Temel'i psikiyatri servisinde görünce şaşkınlıkla sormuş: -Yahu sen ishaldin, ne arıyorsun psikiyatri servisinde? Temel kafasını sallamış: -Ne pileyum, sizin hastabakıcı puraya ceturdi... -Peki ishal durumun nasıl? -Aynen eskisi gibi ama... -Aması ne? -Artuk kafama takmayrum... ** YASSI TAVUK Karadeniz'i gezen bir adam yolda aniden önüne çıkan tavuğu ezmiş. Hayvanı ezdiği için üzüntü duymuş ve gidip sahibine en azından parasını vermek istemiş. Almış tavuğu ve hemen oradaki köye gitmiş. Elindeki tavukla kahveden içeri girmiş ve : - Afedersiniz; ben hemen köy dışında bu tavuğu ezdim. Sahibini arıyorum, en azından parasını vereyim diye. Acaba bu tavuğun sahibi kim ? Bunun üzerine hep beraber tavuğa bakan Lazlar : - Hemşerim sen yanlış geldin. Bizim köyde böyle yassı tavuk bulunmaz. Demişler.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |