İnsanların arasında yaşadığımız sürece, onları sevelim. -Andre Gide |
|
||||||||||
|
İnsan, -İnsanlığın- verdiği özellikleri taşır. İnsan milletin bir parçası, Devlet’in nüvesidir. İnsan doğar, yaşar ve ölür. Hiçbir insan Muammer Kaddafi gibi ölmek istemez. Libya 400 yıl Osmanlı İmparatorluğu yönetiminde yaşamıştır. Kaybettiğimiz diğer yerler gibi, 1911 yılında bilinen sonuçtan dolayı İtalyanların eline geçer. Halkı sindirerek yöneten İtalyanlara karşı çıkan Ömer Muhtar yakalanarak idam edilir. Birleşmiş Milletler 1951 yılında Meşruti Krallık olarak Şeyh İdris’in yönetmesine izin verir. 1971 Yılında da Yzb. Muammer Kaddafi tarafından, askeri müdahaleyle, kendisine en yüksek Albaylık rütbesini vererek yönetimi ele geçirir. Kaddafi’nin sık sık sağ yumruğunu havaya kaldırması Libya’da ki gücünün yansımasıdır. Kaddafi İslâmiyet’e, özellikle Türklere değer veren, 1911 yılında Türklerin ülkeyi İtalyanlara bırakmasına (elbette bırakılmadı o günkü şartları bilmeyerek) kızan, mücadeleci liderdi. Bir konuşmasında iç burukluğuyla, Libya’yı terk ettiği için Atatürk’e sitem eder. Muhalif vatandaşına karşı silah kullanması doğru olmadığı gibi, bu muhalefetin yaratılması, dış güçler tarafından desteklenmesi de, doğru değildi. Bu sistem geri kalmış, içinde ayrılık çatışması yaşayan ülkelerin de başına çorap örecektir. Bu mudur yapılaşma. Zaman neler gösterecek göreceğiz. Libya’dan 1974 yılında bana İngilizce ticari bir mektup gelmişti. Tercüme ettirdiğimde mektubun zengin içeriği, işyerimin ölçeğine uygun değildi. Mektubu Tercüme edenle birlikte Hayretler içinde kalmıştık. Başından sonuna adres doğruydu. Mektupta, ürettiklerimle birlikte Türkiye’de üretilen bütün plastik emtianın, diğer detaylarını da zikrederek firmam tarafından karşılanması isteniyordu. O kadar ki detayları da gayet açıktı. Malların Bingazi liman gümrüğünde Cif olarak teslim edildikten sonra, bedeli akreditifi açılmış bir bankaya 15 gün içinde ödeneceği yazılıydı. Yeryüzünde bir işadamına durup dururken böyle bir fırsat çok az doğar. Daha önce Merkez Bankası Mali Tahliller Şubesinin tanımış olduğu reeskont kredim, kendine çıkar şartı koymadan, aracı banka tarafından ödenseydi, bu fırsatı değerlendirebilirdim. Çünkü fiyat araştırması da yapılarak, bu iş teklif, kendi branşımda bana yapılmıştı. Koskoca Türkiye’den Libya’ya polietilen poşet alımı ve bilumum plastik emtianın benimle temin edilmesini çok düşündüm. Bonservisini alan işçinin Almanya’ya gideceğini hatırlamaya çalışırken, işçinin Libya’ya gittiğini öğrenmiştim. Sonunda bu fırsatın özellikle bana nasıl doğduğu çözülmüştü. Yanımda çalışan bir işçi yurt dışında iş bulduğunu söyleyerek ayrılırken, iyi halini gösteren bonservis istemişti. Ayrılan işçi çalışmak için Libya’ya gidiyor. Çalışacağı işyerine verdiği bonservise, benim ve işyerim hakkında, biraz da kendinden abartı kattığı, Adımın baş harflerini taşıyan ‘HAK, Firma adı olan HAK PLASTİMAL sözcüğü olasılıkla, Kaddafi’nin de ilgisini çektiğinden, bu teklif bize yapılmıştı. Kendilerine mektupla ancak Polietilen poşet, torba gönderebileceğimizi, başka plastik üretimimizin olmadığını ticari bir lisanla bildirmiştik. Asıl konumuza gelecek olursak, bana göre Kaddafi İslam delisi, Cemahiriyesi içinde genç nesle, çocuklara çok değer veren bir liderdi. Kıbrıs barış harekatında, Türkiye’ye isterse bütün gücünü emrine vereceğini söylemişti. Belki de ruh olarak da Türkiye’ye bağlıydı. Büyük bir İslâm Devleti kurmak istiyordu. Bunun için Mısır Devletiyle ülkesini birleştirmişti. Mısırla yürümeyince Suriye ile birleşmiş, siyasi, sosyal kaynaşma sağlanamamıştı. Bence İslâm karşıtı batılı güç odakları, Türkiye’yi maşa olarak kullanmışlardır. Türkiye de bu dönemde, başka çıkarı için kabul etmek zorunda kalmıştır. Libya da oluşan muhalif gurubu da, kamuoyu yaratarak batının kendisi çıkarmıştır. Demokrasi arayışı veya metazori ülke yönetimine baş kaldırış, yalnız Ortadoğu ve Afrika’nın kuzey ucunda mı yaşanıyor. İnsan, İnsanlığın verdiği özelliği taşır. İnsanlara nasıl yargısız infaz yapılıyorsa, Muammer Kaddafi ve çocuklarına, Libya ya da o yapılmıştır. Saygılar. 23.10.2011
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Haydar Köprülüoğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |