..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Barışı bulacağız. Melekleri duyacağız, göğün elmaslarla parladığını göreceğiz. -Çehov
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > İtiraflar > Ömer Faruk Hüsmüllü




19 Aralık 2011
Oruç Baba’dan Aforizmalar - 42  
Ömer Faruk Hüsmüllü
*Dilin söylediği her şeyin cezasını ödemeye kalksaydık, tüm ömrümüz hapishanede geçerdi. *Aşıkları yargılamayacak kaç kişi var şu dünyada? *Kuru bir ağaç ne işe yarar diye düşünme. O beğenmediğin ağaç, bir kuşa dinlenme ya da yuva yapma yeri olabilir. *Neden durmadan nefsimizi sınamamız gerektiği bize telkin ediliyor; her sınav kaygısının olumsuzlukları daha da artırdığı bilindiği halde.


:AHHI:
*Hayata sitem, çaresizliğin bir başka ifade şeklidir.

*İhanete uğrayan toplum ya da bireyin küskünlüğü, kolayca intikam alma isteğine dönüşebilir.

*Kendini ödüllendirken veya cezalandırırken bunda aşırıya kaçma.

*Hayat ne kısadır ne de uzundur; yaşadığının farkına vardığın kadardır.

*Yalanı yastık yapanın, yorganı da kabustur.

*Saygı sınırları çiğnenmiş olan her ilişki bitmeye mahkûmdur. Böyle bir ilişki içinde bulunduğunuz ister akrabanız, ister dostunuz, ister anne-babanız, isterse çocuğunuz olsun. Sonuç değişmez!

*Doğanın cömertliğine, alicenaplığına hayran olmamak mümkün mü? Çünkü bize her şeyi hiç kısıtlamadan veriyor ve son nefesini veren insanları da iyi-kötü ayırımı yapmadan bağrına alıyor.

*Öldükten sonra beni toprağın altında arama.Evet ben toprağım; ama toprağın üstündeyim. Karnını doyuran bir ineğin ağzındaki yeşil çimenim. Elma toplamak için bir afacan çocuğun üzerime çıktığı meyve ağacıyım. Oltadan balığın kaptığı bir solucanım.

*Söylemediğin düşüncelerinden dolayı duyduğun pişmanlık, söylediklerinden dolayı duyduğun pişmanlıktan daha az olacaktır.

*Evreni anlamada zorlanıyor musun? Bir de sevgi ve hayranlıkla denesen!

* Mum; yanıyor, eriyor ve bitiyor. Ama buna rağmen ışığını etrafına cömertce yayıyor. Bir mum kadar bile olamayanlar bundan utansın. Sakladıkları bilgiler bu dünyadan göçtükten sonra ne işlerine yarayacak acaba?

*Gitmene bir şey demiyorum; sitemim gittiğin yeri söylemediğin içindir!

*Ne güzeldir unutmak! İyi ki unutuyoruz. Ya unutamasaydık; tüm ömrümüz geçmişe ah vah etmekle geçmeyecek miydi?

*Gece olmaktan vazgeçti isen, güneş ol. Sonra istersen gene fikrini değiştirip, aydınlık olmaktan vazgecip karanlık olabilirsin.

*Ceplerindeki paraya bakıp da adam olduklarını sananların, bankalardaki kiralık kasalardan farkı ne?

*”Bırak beni!” diyorsa bırak; “Tut beni!” diyorsa tut. Ama sonra, bıraktığını tutma; tuttuğunu da sakın ola ki bırakma.

*Derdini atamıyor musun? Öyleyse biraz bekle, o nasıl olsa seni atacak.

*Sevinci avuçla dağıtabilirsin; kederi ise dirhemle. Buna rağmen bir dirhem keder, onca sevinci yok eder. Tıpkı kazanlar dolusu balın içine damlatılan bir damla zehir gibi…

*Denizi büyük yapan küçücük küçücük su damlacıklarının aynı yerde toplanmasıdır. Toplumları da büyük ve güçlü yapacak olan yetenekli, çalışkan ve dürüst tek tek bireylerin bir araya gelmesidir.

*Tövbeni bozduysan bile gene tövbe etmekten çekinme. Hatta bozdukların için de tövbe et.

*Güzel, güzel olmasaydı hiç düşmanı olur muydu?

*Güzel sözle, doğru söz aynı şey değildir. Nice güzel söz vardır; ama doğru değildir. Nice doğru söz de vardır, güzel değildir.

*Kafesteki bülbülün sesini dinleyerek zevkten kendinden geçen, bence psikolojik bakımdan hastadır.

*Dilin söylediği her şeyin cezasını ödemeye kalksaydık, tüm ömrümüz hapishanede geçerdi.

*Aşıkları yargılamayacak kaç kişi var şu dünyada?

*Kuru bir ağaç ne işe yarar diye düşünme. O beğenmediğin ağaç, bir kuşa dinlenme ya da yuva yapma yeri olabilir.

*Neden durmadan nefsimizi sınamamız gerektiği bize telkin ediliyor; her sınav kaygısının olumsuzlukları daha da artırdığı bilindiği halde.

*Bana “gamlanma” diyen gamlı gönül; sen önce kendine bak!

*Uzaklaştıkça yaklaştıklarım, ama yaklaştıkça da uzaklaştıklarım var.

*Bazen karşımızdakinin anlayışına sığınmaktan başka bir çaremiz kalmaz.Eğer o kişide bu yoksa, vay ki halimize vay!

*Çiği pişmiş, hamı da olgun gibi göstermek karaktersiz insanların en büyük becerilerinden biridir.

*Sevginin çıkarsızı, sevginin safı, sevginin yalansızı diyoruz. Yanlış. Çünkü sevginin çıkarlısı, saf olmayanı, yalanlısı diye bir şey söz konusu değildir.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın İtiraflar kümesinde bulunan diğer yazıları...
Daire İçinde Bir Nokta Mısınız,yoksa Sadece Bir Nokta Mısınız?
Oruç Baba İle Bir Damla Sohbetleri - 2
Oruç Baba İle Bir Damla Sohbetleri - 1
Sen Gittikten Sonra
Oruç Baba"dan Aforizmalar - 16
Düşündüren Sözler - 98
Düşündüren Sözler - 97
Düşündüren Sözler - 96
Oruç Baba’dan Aforizmalar - 43
Oruç Baba"dan Aforizmalar - 18

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bir Meczup Yakarışı
Sevgili Ölüm Dost Muyuz?
Bu Dünyaya Veysel Olarak Geldi Âşık Veysel Olarak da Gitti
Nasreddin Hoca Fıkralarına Güler Misiniz?
Gidenlerden Son Kareler
Gülerken Göbek Çatlatan Çok Komik Temel Fıkraları
Gülmekten Bayıltan En Komik 10 Karadeniz - Temel Fıkrası
Aşk Üzerine Kıkır Kıkır Fıkralar
Varoluş ve Ölüm
Yüreğin İlâcı: Sevgi

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Siyasi Taşlama: Neşezâde - 2 [Şiir]
Siyasi Taşlama: Karamsarzâde [Şiir]
Kusurî"den Tırtıklama [Şiir]
Zam Zam Zam... [Şiir]
Tırtıklama (Kazak Abdal'dan) [Şiir]
Yoklar ve Varlar [Şiir]
İstanbul,sana Âşık Bu Kul [Şiir]
Âşık Dertli"den Tırtıklama [Şiir]
Namuslu Karaborsacı [Şiir]
Dostlarım [Şiir]


Ömer Faruk Hüsmüllü kimdir?

Uzun süre Oruç Yıldırım adını kullanarak çeşitli forumlara yazı yazdım. İddiasız iki romanım var. Çok sayıda siyasi içerikli yazıya ve biraz da denemelere sahibim. Emekli bir felsefe öğretmeniyim. Yazmaya çalışan her kişiye büyük bir saygım var. Çünkü yazılan her satır ömürden verilen bir parçadır.

Etkilendiği Yazarlar:
Az veya çok okuduğum tüm yazarlardan etkilenirim.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.