Şahin bakışlı, ahu gözlü, şirin davranışlı ve tatlı sözlü idi. -Fuzuli, Leyla ve Mecnun |
|
||||||||||
|
*Hani seninle sözleşmiştik; birimiz darda kalınca diğerimiz bunu hissedip derhal yardıma koşacaktı! Ben sana gidemedim, sen de bana gelemedin. Her anımda ettiğimiz yemini, verdiğimiz sözü hatırlıyorum ve bekliyorum çaresizce. Desem ki sana, yeter artık! Ya sen gel bana, ya da yerini bildir... *Kervancı dur artık! Baksana çöl bitti, güneş battı, Han karşıda duruyor, merkep yorgun, develer yorgun, insanlarsa bitkin... Onun için dur artık! Kervancı, kervancı! Ne yapıyorsun? Çölü bitirmişken neden tekrar çöle döndün, yoksa kum fırtınalarına mı âşıksın? *Büyük adam, asla büyüklüğünün farkında olmayan adamdır. *Arzumuz hep yeni bir dünyadır, oysa özlediğimiz o yeni dünya da bir gün eskimeyecek mi? *Beklediğimiz mucize gerçekleşirse ne olacak? Yaşamımız boyunca hep mucizelere umut bağlamak yanlış olsa gerek. Çünkü güneşler her gün doğuyorlar ve her gün batıyorlar. Sayısız güneşten her birisi bir mucize değil de nedir? Asıl olan güneşimizi belirleyebilmekte, seçebilmekte ve onu görebilmektedir. *Bakışta bir davet vardı, dudakta ise bir evet... *Gözyaşlarını sildi, ağlamaktan kapanan gözlerini biraz açtı, sisten başka bir şey görünmüyordu. Kendini zorladı, iyice açtı gözlerini ve tüm çıplaklığıyla her şeyi gördü. Değişen ya da değiştirilebilen bir şey olamazdı, onun için “elveda” demeden gitti, giderken artık gözünde bir damla bile yaş yoktu... *Teknik tanrısını bir gün mutlaka yaratacak, modern fetişizm yakında hortlayacaktır. Bu putperestlerin tanrısı da çağın şımarık oyuncağı makine olacaktır. İnsanoğlu yaptığı birkaç mekanik harikaya bakarak gururlandı; bu gururu onu tanrıya karşı isyana sevk etti, tanrıyı küçük görmesine yol açtı. ”Ben de yaratıyorum!” demek cüretini gösterdi şu günlerde; ”Benim yarattığım tanrıdır” demek küstahlığını niçin göstermesin ileride?... *Hey udî, udun teli koptu, sen hâlâ niçin çalıyorsun!... *Sensizliğin ne dünü ne bugünü ne de yarını var. Sensizlik her zaman… *Hayaller gerçekleşmedikleri için hayaldirler. Bu hiç gerçekleşmeyecekleri anlamına gelmez. Bir de bakarsın!.. *Gelmeyeceğini bildiğim halde seni gene de bekledim. Çünkü ben “Ya gelirse!” ihtimalini çok sevdim. *Kelimeler bazen üzücüdür, yakıcıdır, kırıcıdır, hatta can alıcıdır. *Günümüzdeki putların geçmiştekilerden farkı, canlı olmalarıdır. *Ben de laf çok, ama hepsini söyleyemem. Çünkü karşımdakilerde sadece iki kulak var. *Ben sana âşığım, deyince sordu: Madem aşıksın söyle bana; bir beni ve bir de seni toplarsan kaç eder? Aldığı cevap “iki” olunca sessizce oradan uzaklaştı. (Yakında kitap olarak bastırmayı düşündüğüm Oruç Baba'dan Aforizmalar-2 ön çalışmasından alınmıştır.)
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |