..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Yalnızlık güzel birşey, ama birilerinin yanınıza gelip yalnızlığın güzel birşey olduğunu söylemesi gerekir. -Balzac
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe > Bayram Kaya




19 Mart 2016
Felsefenin Doğuşu 1  
Bayram Kaya
Düşüncedeki çok köklülük totemiler arası karşıt düşüncelerle olan sentezlerin ortaya konması ile ancak farkına varılmıştı. Her bir totemdi yapının kendi alan dağılımı içinde, kendi kendisine fren etkili bir karşıtlığı olsa da, her bir totemdi yapı kendi içinde tek salınımlı düşünceydi. Bu nedenle totemi bir alan içi, tam anlamıyla felsefe değildi. O aşamasıyla girişmeyen, temas etmeyen totemdi mana düşüncesi, çok köklülüğü ele vermiyordu. Oysa ön ittifakların içi, her biri farklı yol yöntem ürünü olucu birçok totem mesleklerinden oluşmaya başlamıştı. Bu nedenle ön ittifakların, her biri bir farklı düşünce ve duyguların belirmesi oldular. Bu farklılıklar totem temsilcilik olmakla, totem temsilciliklerin bir arada kavranışı ilahlardı. Ön ittifaklı yapıların içi her biri ayrı bir totemi mana anlayışı içinde olmakla çoklu (pluraldi-politeisti-ilahtı) yapıydılar. Politeisti bir çoğul yapı içindeki girişmeler; her bir grubun, grup aitliği olan totemdi dediğimiz girişicilerden oluşan ağ örgüsüydüler. Ön ittifaklar, çok köklü girişmeler yapması nedeniyle çoklu girişenle yapıydılar. Çok yapılı temsilciliğin mana inşa karşılığı ilahtı yapı olmalarıydı. Ön ittifakın içinde yasa koyucu olanlar; ilahlar koalisyonuydu. İlahi düzen denen vurgular içindeki ön ittifaklar, çok köklü düşüncenin (felsefenin), ana girişme kaynağı oldular. Kısaca totemdi düşünce; herhangi bir totem grubun, kendi kendisini yalıtılması içinde olması ile totem gruplar; tek köklü ve tek yönlü düşüncenin disiplin kaynağıydılar. Totem gruplar arasındaki girişmeleriyle, totem gruplar, kendi üzerlerine kendi etkileri olan salt izole yaşamlı düşünce olmaktan çıkmıştılar. Bu ön ittifaklı girişmenin başarısıydı. Böylece yeni olan inşa; totem düşüncelerin ön ittifak içinde hep bir arada, hep birlikte girişme içinde kavranmalarıydı. İlahtı düşünce; totemdi gruplar arası düşüncelerin bir arada, çok köklü, politeisti düşünceler olduklarını bize belirtir. Politeist mesajıyla, ilah; zorunluluğun senteziyle politeistiydi. İlahlar; bileşen sosyo toplumsa yapılardaki sentezin ortak kararlarını almada, iradesi olan yöneticiler olmadaki tarihi bildirişmeyi yapmanın da kod adıdırlar. 02.03.2016


:ACAB:
Düşünsel oluşun temeli (felsefi düşünmenin temeli) ittifakı sentezlerle ortaya kondu. Totemi manada tek köklü oluşa karşın çok köklü oluştur. Tekil totemdi dönemde; acaba sız, ama sız, fakatsız tek yönlü var oluşlar vardı.

İttifaklar ister istemez karşı grubun düz git düşünmesine fren oldu. Bu nedenle bir totemi grup, diğer totemi grubun yaptığı karşısında ona ikilemli tavrı oldu. Aynı grup eşlerin birbiriyle üremi olmaları yasaklandığı dönemde sözgelimi; "ben seninle yatardım ama sen karşı gruptan benim ilah kardeşim değilsin” diyordu. Totem eşiyle yatma tutumu düz giden bir grup anlayışıydı. Şimdi sekte, edilmişti.

Yine bir grup, acaba diye sorgulayacağı tereddüdünü; yine ittifak içinde bir totem grup karşısında fark edecekti. Salt kendi grubu içinde olur sandığı farklı totem mesleği olan becerilerin bir benzerini ittifak ettiği diğer grup içinde de görmesi bu tür tereddüdünü ortaya koyacaktı.

Her totem mesleği farklı düşünme şekli olmakla ve farklı deneyimler olması nedeniyle de, totemdi kişilerimize totemdi kişilerimizin kendi totem mesleği olan tarımcılığını; "salt kendi toteminin tarımcı totem anlayışı olmadığını görmekle, süreci çok yönlü oluşuyla görmeye başlaması da olacaktı". Tek yönlü anlayışa karşı çok yönlü anlayıştı. İleride insanlık bunu vesvese sayıp, karşıtıyla olur çok yönlü düşünceyi imanda şüphe etmek oluşuyla bilecekti.

Ve "Dumuzi önceden (totem dönemdeyken) sadece toprağı ekip biçerdi. FAKAT daha sonrası zaman içindeki ittifaklarından; çobanlık etmesini, demiri dövmesini, balık tutmasını, kanallardaki akan suya hükmetmesini, dikiş dikmesini, kumaş biçmesini de öğrendi" demeye başladılar.

Açıktır ki buradaki “fakat” sözcüğü farklı totem yapıların birleşen gücü ve sentezi olmasıyla o ittifak ilahının tümden birbirinin olan o totem mesleklerini öğrenmeleriyle söylenmeye başladılar. Totemi tekil zamanlı olan mana anlamasına karşı, “fakat” olan söz; sürecin totem meslekleriyle birlikte çoğul zaman süreçli anlamalarına dönüştüğünü belirtiyordu.

Totem kardeşliğine karşı, ilahi kardeşliğini söylüyordu. Diyordu ki; “bu benim totem kardeşim. AMA bu da benim yattığım ilahi kardeşim diyordu. Ya da “bu benim totem kardeşim. FAKAT yattığım kişi değil diye bilmece sorar gibi konuşuyordu.

İttifakı dönemle birlikte kişinin yattığı kişi olmayan kardeşleri, totem kardeşleriydi. İttifaklar bu türden söylemlerde totem dönemdeki alışmalarına fren ilişkisi olması tereddütleri işin esasıydı. İşte bilim de buradaki ama acaba, fakat türü bu kuşkuculuklarıyla doğacaktı.

İttifakı grup aitliğine göre kişinin kendi totem aitliği sıradan bir durumdu. Totem grubun içi, karşıt fiil içermediği için kendi totem grup referansı, yine kendisine referans olmakla hiç bir karşıt referansı içermiyordu. Bu nedenle temel durum oluşlardan biri olan cinsel oluş, ittifak içinde kurumlaşma oldu.

Kadının erkeğin totemi alan içinde pek adı yoktu. Cinsel oluşa dek cinslik vurgusunun, totem yapı içinde belirgin bir vurgulu söyleminin pek bir önemi yoktu.

Oysa grupların karşı totem gruplar buluşmasıyla yaptıkları girişmeler sonucunda; iki grup girişmesi iki nehrin birbirine karışıp, bulanıp durulma yapması gibi bir sonuç anlamasını ortaya koydu. Her girişme gibi iki grup girişmesi de sesli veya sessiz karar alan süreçti.

Sesli veya sessiz olan iki grup girişmesi sonrasında alınan ve seslendirilen kararlarından birisi şuydu " Ve adam, havayı bildi" olacaktı. Yani bu taraftaki kişi ve kişiler olan adam; karşı totem gruptan olan karşı grup temsilcisi olan hava ve havaları bildi.

Totemdi olan bu aşama da grup çoğulluğu tekil oluşla söylenmekteydi. Kişi avlanmak için avının adını bilmesi gerekmiyordu. Kişinin meyveyi yemesi için onu adıyla bilmesi lazım değildi. Görseldi biçimsel tanıma ve seçicilik çok ön plândaydı. Totem dönemin Âdem ile havası cisimce değil, isim oluşla yoktu.

Ancak ittifak içinde hem kendi totem kurallarından ötürü, hem karşı totem kurallardan ötürü “ Ve Âdem (erkek) havaya (kadına) yaklaştı “ denen vurgu, önem kazanışla giderek cinse dek adlandırma yavaş yavaş oluşacaktı. Âdem, hava tanımı karşı grup oluşla, birbirini aitti kılıcı kurum sal yaklaşımdır.

Yine yaşlısı, sakatı, çocuğu ve dinamik olanıyla nüfusu 25-30-50 kişi olan totem grubun içinde bir tek totem mesleğinin olması, genel ve yaygın tutumdu. Tek bir totem mesleği, tek yönlü totem mesleği olmasına karşın, ittifaklar; tarımcı, balıkçı, çoban, demirci, dokumacı gibi birçok ilahi meslekleriyle mücehhez olmuştular.

İttifakın çok yönlü meslekleri bir arada giriştirmesiyle bir grubun totemi anlayışına göre salt tarımın kendi totem mesleği olmadığını; salt kendi toteminin totem olmadığını görmeleriyle; grupların ve grup kişilerinin “gözleri açılmıştı”. Gözler neye göre açılmıştı?

Ve “Âdem meyveyi yedi” Buradaki yenen meyve ormanda ya da açık alanda yenen meyve olan (elma) değildir. Bir gruba ait totem mesleği oluşuyla üretilen, karşı totem gruptan kişilere yenmesi dokunma yapması yasak olan tabu meyvedir.

Âdem meyveyi karşı havanın elinde tapınak buluşması esnasında; cazibe oluşun ve karşılanmanın ikramıyla yiyor. Değilse meyve karşı Âdemin bilmediği bir lezzet değildi. Artık kendi toteminden söz ederken tek yönlü meslek belirten hükümleri karşısında yediği meyve, buğday vs. türü totem mesleği yasak ürün (meyve) olan lezzetler karşısında şimdi acaba, ama fakat gibi tereddütlerini de söylemeye başlamakla gözleri açılıyordu. Yediği lezzetler bir ilahtı grubun, karşı ilahtı gruplara öğrettiği sırlardı.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın felsefe kümesinde bulunan diğer yazıları...
El Bel Baal 2
Tarihsel 2
İrade 1
Tarihsel 1
Anlamak Gerek 71
Kurtuluşun Felsefesi (Açkı 2)
Sosyal İlişki Toplumu Hedeflemez 2
Anlamak Gerek 43
Anlamak Gerek 70
Anlamak Gerek 55

Yazarın bilimsel ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Müruru Zaman 14
Sahiplik İmanı 1
Hatırlama 1
Mal mı, İnsan mı?
Mamon'du Belirme 1
Müruru Zaman 7
Denge ve Dengesizlik Süreçleri 24
Anlamak Gerek 26
Bağ Enerjisi 1
Sistem 15

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Aslına Yüz [Şiir]
Vah ki Vah [Şiir]
İsis Dersem Çık Ereşkigal Dersem... [Şiir]
Görmez Şey [Şiir]
Tekil Tikel Tükel [Şiir]
ve Leddâllîn, Amin [Şiir]
Mavi Yare [Şiir]
Mevsimsel [Şiir]
Yıkılışa Direniş Direnişe Yıkılış [Şiir]
Meşrep 3 [Şiir]


Bayram Kaya kimdir?

Dünyayı yaşantılaşan çabalar içinde duygunun önemi hiç yitmezse de, payı giderek azalmaktadır. Sosyo toplum bazlı, genel bir açılımla başlayan çalışmalarım da; bilim felsefesi içinde olunma gayreti güdüldü. Bu nedenle yazıların tarisel, sosyo toplumsal evrimli ve türlü doğa bilim verileri güdülü çalışma olmasına gayret edildi. Genel felsefem içinde bir bilgi; ne kadar çok bağıntısıyla söylüyorsanız, o bilgi o kadar bilinir bilgidir.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.