Mutlu köle çoktur. -Darwin |
|
||||||||||
|
Elektrikleri,muslukları,hava gazını kontrol edip,valizimi kapının dışına attım sonra.İçi defter,kitap dolu olan çantamı omzuma takıp çıktım kapıdan.Adeta homurdanarak çektim kapının tokmağını,niyeyse?...Koşar adımlarla merdivenleri inerken,saatime göz attım bir taraftan.Yaklaşık yirmi dakikam vardı trene yetişmem için.Acele etmeliydim.Devir,ekonomi devriydi,ucuza getirmeliydim bu dönüşü..Normalde beş dakika süren yolu iki dakikada yürüyüp,önümde duran ilk minibüse atladım.İstanbul’un trafiğinde yaklaşık beş dakika kadar süren bir kilometrelik yola yedi yüz bin lira ödeyip indim Söğütlüçeşme istasyonuna yakın bir yerde...Bu yol, daha bir ay önce dört yüz bin liraydı oysa.Ne çabuk yüzde doksan zam görmüştü böyle(!)Aldığım emekli maaşını düşünüp acıdım kendime.İçimden bir minibüs satın alıp bu hatta girmek,emeklileri bedava taşımak geçti...Ama nerde!.. Benim gibi züğürde mi kalmıştı bu işi yapmak!.. DEVLET ZÜĞÜRTÜ’ NE yani!.. Minibüsçünün biraz daha zenginleştiğini,kendimin biraz daha fakirleştiğini düşündüm bu bağlamda.’Dua et sen erkek olmadığıma,yoksa gösterirdim sana bu yedi yüz bin liranın ön ve arka yüzünü’ diye söylendim içimden.Onun suçu yoktu aslında bu işte; suç benimdi!.. Suçu sırtıma yüklenip yürüdüm istasyona doğru... Nerelerden geçip de gişenin önüne geldiğimi hiç hatırlamıyorum. Gişede bulunan beyin”Nereye kadar hanımefendi?”diyen sesini duyunca irkildim.’Adapazarı, ama ben emekli öğretmenim,indiriminiz var mı?’ dedim.Bir dakika deyip eğildi bilgisayarının başına.Nihayet bir milyon dört yüz bin liralık bileti uzattı elime;numarasız,indirimli..Karşılığını ödeyip,teşekkür ettim. Perona çıkmak için konulmuş döner merdivenlere doğru yöneldim;beni anlayan ve indirimli bilet veren,iyi yürekli o beyi arkamda bırakıp... Merdivenler çalışmıyordu.Ekonomik kriz onu da vurmuştu sanırım.İş bulamayan yorgun insanlar gibi yatıyordu:bir ucu yerde,bir ucu gökte hem de!.. Yıkılıvermesinden korktum; koşarak çıktım basamakları... Peronda on kişiyi geçmeyen bir kalabalık,trenin gelmesini bekliyordu. Ben de karıştım onlara.Derken gitgide arttı insan sayısı...Ters yönden gelen bir tren durdu büyük bir gürültü yayarak.Açılan kapılardan inen insan ayaklarının sesi aldı sonra trenin durmasından doğan sesin yerini!..Telaşla dağılıp,her biri bir sokakta kayboldu.Kimi bir zile dokunacaktı hasret gidermek için; kimi bir tuşa basacaktı iş yapmak,yeni dünyalar yaratmak için;kimi de yalnızlığa...Kim bilebilirdi ki?.. 3
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Tayyibe Atay, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |