..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Aşk eski bir masaldır ama her zaman yepyenidir. -Heine
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe > Bayram Kaya




16 Haziran 2017
El Kavgaları 14  
Bayram Kaya
Süreç kendi niş alanlı boşluk devinmelerini ortaya koyuyordu. El bu tür lümpenlere; El adamları, El'in dostları diyordu. Bunlar rahip olmakla; El'in, din adamlarıydı.


:FGD:
Elbette bu git gel olgular içinde biçimlenişler de değişkendi. İletim hızı ve ulaşım tekniğindeki bir niceli değişme, bunu da değiştirecekti. Ama çoğu inşalar da kendi oluştukları dönemin özne nesnel iletilmeli ulaşım hızına bağlı olmakla donup kalabilirlerdi.

Tekrarla git gel olan eylemler adresli, pusula olur. Yine alışma veren durumlar kişiye güvede oluş rahatlığını verirle sevimli olur. Tekrarlar sevimli olduğu kadar da yinelenen alışmalar baskılı kutsallık basıncı da ortada kalkmaktadır. Tersine bir zıt hareketle sevimsiz; nefret edilir de olacaktı. Kulluğu ortaya koymak kadarda ters bir rüzgârla düzgüsü olana karşı isyan etme bilincini de ortaya koyacaktı.

Doğanın sevimli olmak, ya da sevimsiz olmak, alışkanlıklar üzerine hileler kurmak, hileleriyle bilinç geliştirmek gibi bir sorunu yoktur. Doğa, yasalara göre çelişir ve gelişir.

Sevimli-sevimsiz olma EL’in işi; El’in sorunuydu. Ama o da o aşama itibarıyla bunu bilmiyordu. El’e gösterilen saygı-sevgi tekrarları; kimi kulların gözünü açtı. El gibi olamamak fark edildikçe; El gibi olma isteği kimi kullar içinde yanıp tutuştu. El’e bağlılık olan biat söylemleriyle El’e yönelik saygı sevgi türü yinelenen dalgalanmalar yinelendikçe sınırına gelen tekrarlar Ele olan saygısızlığa, sevgisizliğe dönüş olmakla; biat te, biat sığlığa ve El gibi olmanın (tagut oluşun) kendisine dönüşüyordu.

El de bu nedenle dua edenleri değil de; tagutluk edenleri görüp; tagut olanları, ihale, kayırma, yandaş olma gibi türleri ihsanlara boğuyordu. El süreçli saygı sevgi olan yapmacıklık, tersine döner. Tagut oluş istemli eylemler; El’e gösteriliğe zorlanan mutlak saygı sevgi süreci olmanın, geri dönüş tekrarlarıydı.

Kimse El olmamaya dayanamıyordu. El’e benzemez koşullar içinde oluşla herkes, gerisin geri olur akislerle El’e benzemek istiyordu. Yani El’e benzememekle oluşan sorunu; El’e benzemekle çözmeye çalışıyordular. Ya da El’e benzememe dalga hareketini tekrarlayışlar; El’e benzeme olmakla Tagut tu.

Süreçler sistemin ömrüne göre hız içinde olmakla birlikte yine de bir tersine süreçlerdir. İlahi süreçler herkesin herkese benzediği süreçlerdi. Nicelce başka oluşlarda herkesin herkese benzemezsiniz veren ilhamlarını da yansıtmaya dönüştü.

İlahi süreç ömrü içinde biriken ittifak girişenle emekler grup zenginlik kaynağını oluşma yönünde git hareketi oldu. Grup ömrünü oluşan hıza bağlı olmakla git dalgalanması içinde biriken ittifak zenginliği kişisel sahip olmanın gel süreçli yansımasıyla ortaya çıkmıştı. Süreç ömrü, tersine hareketle El ve kul olup; şimdilik kulları da El’e benzememe sürecine dönüşmüştü.

El’e benzememe süreci, El’e benzeme süreçlerine birden bire dönüşmez. Yansıma veren El’e benzeme yapıcı gel hareketli dalgalanmalar; lümpen din adamları eliyle bir şey anlaşılmayan parazit dalgalarına çevrildi. Böylece tersine olur gel süreçleri, hayli geciktirilir oldu.

El’e benzeme hareketi olan tagut süreçlerini yerenler; lümpenlerdi. Lümpen olanlar El’den aldıkları iltimasla ya da kayraca paylar lümpenleri de az, çok mal mülk sahibi yapmakla lümpenler de kısmen tagut oldular. Ama lümpenlerin varlık nedenleri, soyluluktan değil lümpenlik oluktan ötürü sömürülen çokluğun tagut (El) olmasına direnç koyar. Hiçbir süreç ve hiçbir durum bir türden (homojen) değildir.

Gel git hareketleri bir denge koşulunun diğer yandan dengesiz koşula dönmekle yeni denge arayışıdır. Tekrarlar denge koşullarının anahtarıdırlar. Hem süreci tersine çevirirler, hem süreci başlangıç koşullarına referans içinde tutmakla homojen bir kararlı yapıyı ortaya koyarlar.

Kararsız yapılar çok hızlı enerji tüketen yapılar olmakla; hızlı yorulan yapılardır. Gel hareketi yapmakla kendisini büzen, daha az enerji harcamakla daha az yorulan küçük bir yapı içinde kendisini korumakla dengeye gelmek ister. Böylece hem enerji kaynağı üretir hem daha az enerji sarfı içinde dengede olur.

Çünkü lümpenler de El kadar olmasa da, El gibi kulların emek gücü üzerinde nemalanırlar. Bu nedenle din adamları sınıfı olan rahip lümpenler El saltanatından yana olurlar. Emperyalistler lümpenlerin El’i olduğundan, üreten bir ilişki içinde daima bunlar El ile işbirliği içinde olan emperyalist işbirlikçidirler.

Böylece lümpen kesim de El iş birliği içinde kısmen tagut oluşlarıyla; El ile kul durumundaki emekçi kesimler arasındadırlar. Lümpenlerin lümpenliklerini korumaları, sömürülen sınıfın El olmamasına bağlıdır. Bu nedenle Lümpenler kendi tagut oluşlarına (El oluşlarına) değil de: sömürülen kesimin El olmasına (tagut oluşuna) karşıdırlar.

Bu nedenle Tagut olma isteği sadece El tarafından yerilmez. Lümpenler tarafından yerilme olmakla da karşımıza çıkar. Çoğu lümpenler El ağzıyla konuşan, El ağızlı ideolog aydınlardır. Lümpenler sömürülen sınıfın tagut olma azmini yermek için El söylemli lafzı dosdoğru yol diye söyleyip; bu yolu, hidayet yolu diye kölelere gösteriyordular.

Artık El susmuştur. Çünkü artık bilerek veya bilmeyerek El ağızlı, El adamları meydanda cirit atıyorlar. Ama nemalandıklarını bilmektedirler. Rahip din adamlığı İsiz ile neyse; Nemrutla neyse İsa ile de oydu. Nemrut ile patlayan El öfkesine ve El zulmüne karşı İsa da; “bir yanağınıza tokat vuranlara siz de öteki yanağınızı dönün” diye kulluğu zirveye taşıyacaktı. Bu öğreti kumaşı içinde bu tür elbise çıkardı.

Yine aynı El öğretisi içindeki İsa El vaatlerine kendisini öyle kaptırır ki hızını alamaz, sömürüye; emek gaspına karşı uyanıp; gel hareketleri yapmaya ne gerek vardı. “Kır zambaklarına bakınız” diyordu İsa. “tanrı baba kır zambaklarını türlü türlü giydirir. Onlar ne yün eğirirler ne ip dokurlar” diye çalışmanın; çalışmayla mal sahibi olmanı gereksizliğini ne güzel telkin ediyordu!

Buna rağmen İsa El’e de; “ yüzünü göremeyeceğiniz torunlar için mal biriktirmek ne saçmalık” diye öğüt verecekti. El düzeni öğütçü düzendi. Dinler de öğüt alasınız diye bir öğüttü. İsa’dan yedi yüz yıl sonra bir kültür de aynı İsa gibi seslenecekti. “size taş atana siz aş atın” yani kulluğa devam diyecekti.

Süreç kendi niş alanlı boşluk devinmelerini ortaya koyuyordu. El bu tür lümpenlere; El adamları, El'in dostları diyordu. Bunlar rahip olmakla; El'in, din adamlarıydı.

Böylece dinleri oluşacak süreç envanterleri Awram ile Musa ile İsa gibi sisteme salt ahlak açısında bakanların ağzındaki sözlerinin zamana göre olur seçme ayıklanmışları; El tarzlı örnekline göre eğilip bükülür olmasıyla, ortaya çıkıyordu. Susan El’ e ne söyleseniz, bu söylemler; El tarzı manaca anlayışa iş birliği olmaktadır. Söylemler on binlerce lümpen ağzında çelişkilerden temizlene temizlene inşa oluyordu. Çatışmacı olmakla deneyim olan yaşamlar; geçmişteki toplumsal süreçte bir karşılığı olan gerçek olgulardı.

Bu olgular halk bilinci içinden karşı diyalektik söylemle olgunlaşa olgunlaşa; iyice imbiklendikten sonra, pek çokları ve birileri tarafından ilhamla "dini öğüt, dini uyarma, dini kural olmakla" söylenir söyletilir olacaktı. Bu görüngüler tam bir durumdan bir vazifeydi.

Siz gelişine göre olan bir harekete maruz kalırken, o harekete gidişine göre vuruş yapacağınızı da bilmelisiniz. İbrahim'ler, Nemrutlar, Sargonlar, En markerler gelişine göre tersine çevirme olmakla göğe gönderilecekti. Gelişine göre hareketi içinde görünür olan şey; gidişişine göre harekete-yansıya- çevrilirken görünmez olacaktılar.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın felsefe kümesinde bulunan diğer yazıları...
El Bel Baal 2
Tarihsel 2
İrade 1
Tarihsel 1
Anlamak Gerek 71
Kurtuluşun Felsefesi (Açkı 2)
Sosyal İlişki Toplumu Hedeflemez 2
Anlamak Gerek 43
Anlamak Gerek 70
Anlamak Gerek 55

Yazarın bilimsel ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Müruru Zaman 14
Sahiplik İmanı 1
Hatırlama 1
Mal mı, İnsan mı?
Mamon'du Belirme 1
Müruru Zaman 7
Denge ve Dengesizlik Süreçleri 24
Anlamak Gerek 26
Bağ Enerjisi 1
Sistem 15

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Aslına Yüz [Şiir]
Vah ki Vah [Şiir]
İsis Dersem Çık Ereşkigal Dersem... [Şiir]
Görmez Şey [Şiir]
Tekil Tikel Tükel [Şiir]
ve Leddâllîn, Amin [Şiir]
Mavi Yare [Şiir]
Mevsimsel [Şiir]
Yıkılışa Direniş Direnişe Yıkılış [Şiir]
Meşrep 3 [Şiir]


Bayram Kaya kimdir?

Dünyayı yaşantılaşan çabalar içinde duygunun önemi hiç yitmezse de, payı giderek azalmaktadır. Sosyo toplum bazlı, genel bir açılımla başlayan çalışmalarım da; bilim felsefesi içinde olunma gayreti güdüldü. Bu nedenle yazıların tarisel, sosyo toplumsal evrimli ve türlü doğa bilim verileri güdülü çalışma olmasına gayret edildi. Genel felsefem içinde bir bilgi; ne kadar çok bağıntısıyla söylüyorsanız, o bilgi o kadar bilinir bilgidir.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.