Bütün sanatlarda insanı şaşırtan bir yan vardır. -Alain |
|
||||||||||
|
Ah be saklambaç, bir de kukalı saklambaç vardı, ah be körebe, ah be uzun eşek, ah be yağ satarım bal satarım... Ne çabuk unuttuk biz sizleri... Ne çabuk çektiniz gittiniz... Yaz geceleri komşuların bahçe duvarlarına oturur gece yarılarına kadar sohbet ederdik... Kulaktan kulağa oynardık bazen. Arkadaşlarımızı çekiştirirdik... Gizli gizli sigara içerdik, sonrada kokmasın ağzımız diye naneli sakız arardık sağda solda... Evlerimizde bile çocuklarımız ile eşimiz ile sohbet etmez, edemez olduk. Aile içi iletişim de televizyonların, dizilerin, bilgisayarların kurbanı oldu... Herkesin kendi dizisi kendi televizyon programı var, her evde de iki üç büyüklü küçüklü televizyon olunca, ancak mutfağa su içmeye gittiğimizde ya da tuvalet için ayağa kalktığımız da koridorlarda karşılaşırsak konuştuğumuz hepsi iki kelime ''Ne haber oğlum/kızım nasıl gidiyor?'' Haliyle cevap da çok kısa ''Ne olsun iyilik.'' Çok üşenmezler ise iyilik kelimesinin peşine bir de sağlığı takıp ''İyilik sağlık da diyorlar.'' Çocuklarımız çoğu zaman hesap soramıyoruz. Hemen alınıyorlar küsüyorlar... El bebek gül bebek büyüyorlar. Çoğusu refah içinde, sobalı ev bile görmediler, sıkıntısını çekmediler ana babaları gibi o sıkıntılı yılların... Her istekleri yerine geliyor. Onun içinde yokluk bilmiyorlar, sabır nedir hiç uğramıyor yanlarına... Mafyavari televizyon dizileri çocuklarımıza ve bizlere hiç bir şey vermediği gibi, toplumda suç oranlarının artmasına da, üzülerek söylüyorum katkı yapıyor... Bol bol topluma psikopat ve sosyopat yetişiyor bu diziler sayesinde... Hiç kimse masal anlatmasın bana, yok efendim bu diziler yurdun gerçeklerini anlatıyormuş da, yok efendim ders çıkarmalı imişiz de bu dizilerden... Sadece dizi oyuncuları cukkayı götürüyor, reklamcılar ile birlikte tabi ki... Senin ve çocuklarının psikolojisini bozuyormuş, onlar için hiç bir önemi yok... Eskiden hanımların pastalı börekli, paralı günleri vardı... Sanırım şimdilerde de devam ediyor bu günler biraz azalarak da olsa... Konuşurlar da konuşurlar hanımlar. Şimdilerde de cep telefonlarını ellerine alıp mesajlaşmaktan fırsat bulurlarsa arada sohbet edip pasta börekleri de hominigırtlak götürüyorlar... Bir kere toplum asosyal oldu mu, sonrasında o başta ki a'yı atıp da tekrar sosyal olmaya çalışmak çok zor diyeyim yani...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |