..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Sevmek bir başkasının yaşamını yaşamaktır. -Balzac
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe > Bayram Kaya




14 Şubat 2019
Paranın İcadı 1  
Bayram Kaya
Takas: zorunlu ihtiyaçların sağlanmasına karşılıktı. Takas edilenler farklı kullanım ve tüketim değeri olmasıyla, gruplar ekseninde üretiliyordu. Bu tür ürünler gruplar kullanımı için karşılıklı değiş tokuşla tapınak beyanlı mütekabiliyeti yükümlülüklerdi. Karşı grup için üretmenin taahhüdünden kaynaklı değiş tokuştu. Takas en az yedi bağlaşma ve bağıntıdan oluşur


:FEB:
Paranın icadını; yağ satanın, bulgur arıyor olmasına karşın; bulgur satanın da kundura arıyor olmasındaki karmaşayla açıklarlar. Hâlbuki para bu tür değiştirme değerinin çok ötesinde kâr amacı için kullanılır.

Evet, paranın böylesi duruma çözüm üretmiş olması da olasıdır. Paranın icadı söylemi aslında; başlangıç sürecinde durum zaten böyleydi diyen köleci tüccar mantığına bu söylemi denk düşürme gayretidir.

El hak köleci sürecin işleyişinden paranın icadına kadar olan süreçte durum aynen o yukarıda belirtilen karmaşa zorlukları vermiştir. Ve bunun salt köleci ticaretle böyle görünüyor olması da bu nedenle doğrudur.

Ancak buradaki hile ve aldatma ya da akılları karıştırma şuradadır. Başlangıç üretim ilişkileri hiç bir zaman satma, kazanma, müşteri kılma müşteri olma, müşteri arama gibi özelleştirilmiş süreçler içinde oluşmadı.

Yani başlangıç üreten ilişkileri bu günkü gibi köleci sistemin çok gelişmiş şekli olan kapitalist bölüşüm ve paylaşma üzerine, inşa olmamıştı. Böyle bir şey hiç yoktu. İlahi dinlerin kaynakları bile bundan bahsetmemekle bunu hiç bilmez.

Yani başlangıcın kolektif üretim koşullarında "mülk benim. Ben mülkü dilediğime verdim" demekle tarihi kırılmayı anlatan özelleştirmenin ihdası içindeki köleci sistem, kendisini sistem olarak oturup yaygınlaşma yapmasına kadar kimse; mal pazarlayıp müşteri aramıyordu. Böyle bir ilk süreç hiç yoktu.

Üretim gruplaydı. Takas da ittifak içinin grup hareketiydi. Ölülerinin yenmesini önlemek için ya da grup merkezine vaki tehditleri savuşturmak için başlayan sunu, ya da kurban veya hediyeleşme yeri olmakla güvende olmayı da telkin eden yerler "ilk tapınak" yerleriydi.

İlk tapınakların içinde ne ilah vardı, ne El vardı. Ne sapıklık nedenle içine ilahlar konan yerlerdi. Ne de buralar içindeki ruhbanları ile tapım yerleriydi. Üstelik tapım için de yapılmamıştı. Yapı bile değildi. Zamanla buralar yönetim merkezi olup; yönetim merkezine grup adına ilah temsilcileri konmakla, buralar panteona çevrilmişti.

Tapınak alanlar iki ya da daha fazla üreten grubun ittifak ve kesişim merkezi oldu. Tapınaklar yönetimin, gruplar arası girişmenin merkeziydi. Grup adına taahhüt içinde üretilen ürünler, tapınak alandaki her grubun sunu yerine depolanmakla ittifak içine dağıtılıyordu.

Durum böyle bir başlangıçla start alırken, kişi olarak kim neyi satacak ta, kim neyi alacaktı? Her bir ittifak ve her bir ittifak içindeki gruplar da diğer grubun zorunlu olarak hem bir üreticisiydiler; hem de zorunlu olmakla bir tüketiciydiler.

Bunu şöyle bir özlü söz haline getirebiliriz. Her grup kendi dışının "hem üreteni, hem tüketeni" olmanın zorunlu bir bağ ilişkisiyle karşı grubun zorunlu takas girişimcisiydi.

Takas ta ne alıp, satmaydı. Ne kâr yapmaydı. Ne müşteri olmaydı. Ne müşteri bulmakla ticaretti. Zorunlu ihtiyacın karşılanması olan bu bağlamı ile takas arz talep bile değildi.

Tıpkı acıkıldığında doğada meyve, ot, kök, böcek, leş toplamaya yönelen ilk sağlama türü; nasıl zorunlu olup, arz ve talep değillerdiyse; takas ta arz ve talep değildi. Zorunlu bir durumla gruplar arası üretim hareketi içinde kapsanan vesile bir nedendi.

Takas: zorunlu ihtiyaçların sağlanmasına karşılıktı. Takas edilen ürünler farklı kullanım ve tüketim değeri olanlardı. Grup içinde üretilmeyenlerdi. Ayrı gruplar ekseninde üretiliyordu.

Bu tür ürünler gruplar kullanımı için karşılıklı değiş tokuşla, tapınak beyanlı mütekabiliyeti yükümlülüklerdi. Karşı grup için de üretmenin taahhüdünden kaynaklı değiş tokuştu. Takas en az yedi bağlaşma ve bağıntıdan oluşur.

1-Takas zorunlu sağlanma olan ihtiyacı karşılayan gruplar arası değiş tokuştu. Yani takas satmak, kâr yapmak için arz talep oyunu değildi.

2-Totem grubun kendi alanı içinde doğada zorunlu sağlatma yapması en az ve en çok nüfusu belirleyen çevre faktörüydü. İşte takas yapan her bir grupların kişi sayısı yaklaşık böyle devir alınan bir nüfustu.

Bu az nüfus; en az bir, bilemedin çok ender olmakla iki totem mesleğini icra ediyor olmaları zorunluğu ile ürettikleri bir kalem ürün, üreten diğer totem meslekli grubu kendisine çekme ve kendisinden itme yapmıştır.

Aynı totem mesleğinden ötürü; aynı ürünü üreten iki grup kolay kolay takasa giremezler. Başlarda birbirini iten iki buğday yetiştirici gruptan biri ittifak içinde olsun. İttifak içindeki buğday ekici grubun bir nüfus azlığı vardır. Oysa ittifaklarla birlikte ittifakın nüfusu artar. Gruplar taahhüdü birden artan ittifak nüfusunun ihtiyacını karşılayamazlar.

Köşkerler çok kundura yapıyor diye; hallaçlar çok yün ditip eğiriyorlar diye veya dokumacılar çok kumaş dokuyorlar diye nüfus artmaz. Ancak ekiciler çok buğday üretirse nüfusun artma eğiliminde olacağı şartlardan birisi gerçekleşir. Artan ittifak nüfusu nedenle ekiciler; ittifak ettikleri köşker, hallaç ve dokumacılardan oluşan toplam ittifak nüfusuna buğday yetiştiremez olacaklardır.

İşte bu durumda başta birbirini iten totem meslekli iki buğday ekici grup; ittifak içindeki ekici nüfus azlığı nedenle, birbirini ittikleri grupla daha sonra ittifakı oldular. Böylece ekici sektörler birleşmesiyle köşker, hallaç ve dokumacı grubun buğday ihtiyacını karşıladılar.

3-Takas bir üretim ve tüketim nesnesine karşılık, farklı bir kullanım ve farklı bir tüketimi olan üretim nesnesinin karşı grup içinde üretiliyor olmasıydı. Üretim o aşamada konfor ve lüks için değildi.

4-Takas en az iki ve daha çok ürünün gruplar adına üretilip değişilebilir olmasıyla yapılan girişmelerdi. Her grup birbirinin hem üretenleri hem tüketenleri olmanın garantisiydi. Değişilenler farklı kullanım ve farklı tüketim ürünlerinin mütekabiliyeti esasa göre olmasıydı.

Bu nedenle hiç bilinmeyen ve “ihtiyaç olmamakla” temel üretimin içinde olmayan müşteri arama, kâr yapma dalaveresi ekonomide de yoktu.

5-Mütekabiliyetilik, kolektif bir emek gücüne denk gelen iki ve daha çok farklı kullanımlı tüketim ürünlerinin karşılıklı sağlatılmalar, olmasıydı B grubu A grubunun ittifaklısıysa. Diğer yandan A grubu B ve C grubuyla ittifaklıysa. B grubu da C ile ittifaklı oluyordu.

6-Bir grup ekseninde üretim zaten zorunlu bir kolektif bir üretim ilişkisiydi. Üretim ancak ve ancak, kolektif ilik ile başlamıştı. Yani takas; gruplar eksenindeki üreten ilişkilerin sunu, kurban, hediyeleşme yaptığı bir süreç sonrasında; karşılıkla değişmeye, karşılıklı üretim yapmaya yüküm olmuştu. Takas daha sonra grup hafızasına hediyeleşme görüntüsünün uzantısıyla takas yapma olarak yansımaya başlamıştı.

7 Kendi grup sağlatmanız için üretip tükettiğiniz, karşı grup için de üretim tüketim oluyorsa süreç üretim hareketi ile takas ve mütekabiliyeti olmanın özel bağıntılarını yansıyor demekti. Karşılıklı yüklenicilik, sektörler arası sektör hareketi olmakla; "üretim hareketiydi".



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın felsefe kümesinde bulunan diğer yazıları...
El Bel Baal 2
Tarihsel 2
İrade 1
Tarihsel 1
Anlamak Gerek 71
Kurtuluşun Felsefesi (Açkı 2)
Sosyal İlişki Toplumu Hedeflemez 2
Anlamak Gerek 43
Anlamak Gerek 70
Anlamak Gerek 55

Yazarın bilimsel ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Müruru Zaman 14
Sahiplik İmanı 1
Hatırlama 1
Mal mı, İnsan mı?
Mamon'du Belirme 1
Müruru Zaman 7
Denge ve Dengesizlik Süreçleri 24
Anlamak Gerek 26
Bağ Enerjisi 1
Sistem 15

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Aslına Yüz [Şiir]
Vah ki Vah [Şiir]
İsis Dersem Çık Ereşkigal Dersem... [Şiir]
Görmez Şey [Şiir]
Tekil Tikel Tükel [Şiir]
ve Leddâllîn, Amin [Şiir]
Mavi Yare [Şiir]
Mevsimsel [Şiir]
Yıkılışa Direniş Direnişe Yıkılış [Şiir]
Meşrep 3 [Şiir]


Bayram Kaya kimdir?

Dünyayı yaşantılaşan çabalar içinde duygunun önemi hiç yitmezse de, payı giderek azalmaktadır. Sosyo toplum bazlı, genel bir açılımla başlayan çalışmalarım da; bilim felsefesi içinde olunma gayreti güdüldü. Bu nedenle yazıların tarisel, sosyo toplumsal evrimli ve türlü doğa bilim verileri güdülü çalışma olmasına gayret edildi. Genel felsefem içinde bir bilgi; ne kadar çok bağıntısıyla söylüyorsanız, o bilgi o kadar bilinir bilgidir.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.