Bazılar ile bir türlü iletişim kuramıyoruz maalesef... Bir taraflarımızı da yırtsak, aramızda gönül köprüleri oluşmuyor... Anlıyoruz ki ön yargıları parçalamak, atomu parçalamaktan daha zor. Zor olanı başarırım diye üstüne üstüne gitsek de olmayınca olmuyor...

Gün geliyor tepenizde tepinen üst komşunuz ile kavga ediyorsunuz. Bulaşmayayım diyorsunuz, ama yine de laf anlatamıyorsunuz... Hem de okumuş insanlara... Mahkemeleşsen bir dert, mehkemeleşmesen ayrı bir dert... Komşu hakları rafa kalkalı çok zaman olmuş. Komşu komşunun külüne muhtaç veciz cümlesi artık bir anlam ifade etmiyor veciz cümle olmaktan öte...

Otobüste uyuyan ya da uyuma numarası yapan delikanlılar, genç kızlar ayrı bir numune, iletişim kuramadıklarımız arasında... Bahanelerde hazır, hemen üstünüze boca ederler ’’Yok sınavları varmış da sabahlamışlar, mış da mış mış.’’ Seksen yaşında ki bir yaşlı teyzeden ya da otobüse bastonu ile binmiş yetmiş beş yaşında ki bir amcadan, daha yorgun olamazsınız herhalde? Onlar hayat yorgunu... Sizin ki kısa zamanda geçer gider...

Trafikte herkes ayrı bir havalarda, herkes sinir küpü... Kimsenin kimselere ne saygısı, ne de hoş görüsü var... En ufak zıtlaşmada, tartışmada, sopadan başlıyor, levye, kemer, bıçak, kama, tabancaya kadar gidiyor kullanılan ölümcül aletler... Sarı ışıktan geçme kardeşim de küfür de yeme... Yayaya yol versen ölür müsün? Bisikletliyi, motorluyu gereksiz yere taciz etme... Çok şeyler kazanırsın bence...

Resmi ve özel kurumlarda da bir türlü anlaşamıyoruz, iletişim kuramıyoruz banko arkasındaki insanlar ile... İnsanlar kuyrukta beklerken arkadaş bilgisayarda fal bakıyor iskambil kağıtları ile biz görmesek de Allah görüyor ve farkında mesaiden çalındığının... Ufak bir hatada hemen sesimizi yükseltiyoruz... Karşımızdaki insanın o an ki psikolojisini hiç hesaba katmıyoruz...

Hele de siyasette birimizin ak dediğine diğer mutlaka kara diyor, demek zorunda hissediyor adeta kendini... Her gün iktidar kanadından bir açıklama, muhalefetten karşı açıklama. Toplumsal sorunları çözmek varken uğranılan anormal zaman kaybı... Kısır çekişmeler. Senin lider bizim lidere şunu dedi, bizimki seninkine bunu dedi...

Sanatçı, yazar çizer takımından kendini dev aynasında görüp de halkı aşağılayanlar. Bakın çevrenize, basını magazin programlarını takip edin her yerde karşınız çıkar mutlaka böyle aykırı tipler... Oysa ki o halk, o insanlar onu toplumda bir yerlere getirmiştir... Sanatçı, şair, yazar, her zaman alçak gönüllü olmak durumundadır...

İletişim bir sanattır. İnsanlar arasında sağlıklı iletişim kurulduğu zaman, hoş görü, yardımlaşma, saygı yerli yerinde olursa, toplumda daha sağlıklı bir zemine oturacak ve gelecek nesillerde ileriye daha sağlam bakacaklardır...