..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Dünyada birbirinin eşi ne iki görüş vardır, ne iki saç kılı, ne de iki tohum. -Montaigne
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe > Bayram Kaya




4 Aralık 2019
Anlamak Gerek 27  
Bayram Kaya
Her yol olasıydı. Her iki yol da doğru, gerçekçi ve inşacıydı. Her iki yolda biri grubun birinde süreci akıl etme ile başlatırken diğerin de yağmalanan ürün alanları nedenle, grubun kendilerine dokunmamayı gruba ders edecekti. Neden?


:EIF:
27

Doğaya yönelen ihtiyacımız nedenle oluşan tekil ve kimi zaman rastlaşır kesişme süreçleri ile yan yana gelen girişmeler tekrarı içinde kolektif birim zamanlı katılımlar ortaya konmuştu.


Bu türden, hiçbir kolektif birim zaman, arz talep yasasını ortaya koymakla inşa edilecek bir süreç ilişkisi değildi. Kişilerin doğaya yönelmeleri de zorunluydu. Aynı bölge içindeki benzer çekme itme yasaların tabi oluş ta zorunluydu.


Bu zorunluluklarla kişiler aynı bölgeye tabii çekme itme yasaları nedenle karşılaşırlar. Yani bu şartlar içinde kişilerin bir araya gelici kesişmeli yaklaşımları ve birbirinden kaçınma davranışları da zorunluydu. Yani köleci sistemin arz talep yasası, kolektif birim zamanı ortaya koymadı. Koyamazdı da.


Hemcinsler ister tekil zaman içinde olun. ister kolektif zaman içinde olun. Her iki durumda da ihtiyacınıza denk düşen bir karşılaşma içinde olursunuz.


İşte bu karşılaşmanın ilki, tekil veya grup halinde yapılan avcı toplayıcı eylemlerdi. Avcı toplayıcı totem grup eylemleri kolektif tutumlardı.


Hemcinslerin avcı toplayıcı kolektif eylemleri yanın da giderek ürettiren kolektif nedenle ortak ihtiyaçlarına denk düşen karşılanmaları ile de hemcinsler üreten eylem içindeydiler.


Yani yan yana girişen temel eylemler nedenle hemcinsler önce bir grup içi sağlama ilişkisi içindeydiler. Sonra da yine temel sağlatmalar nedenle, grup içi üreten ilişki içindeydiler.


Grubun nüfusu kullanılan ve tüketilen nesneler ile denkleşen bir nüfus artışı iseler de bu bir arz ve talep artışı hiç değildi. Kâr mantığı içinde kâr getirmeyecek nüfus artırılmaz. Yedek işçi ordusu biriktiren nüfus artışı; bu tür kâr amaçlı ahlaksız tutumlu tuzaklar yüzündendi.


Eğer doğada, reel bir arz-talebe dayalı nedenle üreten dinamik bir inşa olsaydı; hemcinsler kendilik bir arz ortaya korlar böylece üretim başlardı. Arz talep kolektif yetenekle donatılmış süreçler üzerine modüle edilen sömürü unsurlarıydı.


Oysa üretim, doğaya yönelen girişmelerin kolektif birim zamanı ortaya koymasıyla ve kolektif birim zamanın da artık bir kolektif boş zaman etkinliği ortaya koyması içinde, çoğu kes amaçsız eylemlerin amaçlı eylemlere dönüşen biliş buluş ortaya koymasıyla olası olmuştu.


Üreten ilişkiye bugünden geriye doğru baktığınız da bir buğday ile bir kunduranın farklı kullanım ve farklı tüketimleri nedenle her ikisinin de gruplar arasında bir değiştirme değerini üzerinde takasa gireceklerini kolayca görürsünüz. Halbuki süreç hiç te “al buğdayı, ver kundurayı” tarzını verecek bir mantık içinde böylesi bir anlayış girişmesi olmadı.


Üreten grup neden sonra kendisine yapılan saldırılar karşısında artık ürünle kendisini korumayı akıl etmişti. Üreten grubun yaşam deneyimi içinde edindiği üreten muktedirliklerden kaynaklı kendi imajları içinde imajdan okuma yapma, olanakları vardı. Üreten grup ürettiği ürün ile muktedirdi.


Muktedirlik, kolektif üretim gücü ile kolektif takdirdi. Takdir edici üretme yetisi nedenle üreten grupları totem gruplardan ayrılan tanı ile üreten gruplar İLAH gruplardı. İlahlar kendilerini korumak için yamyam gruba; barbarlara, sunuda bulunuyordular. Kurban veriyordular.


Buraya kadar olan sürecin hiçbir yerinde kâr edici, kazanç sağlayıcı arz talep yasası yoktu. Yaşanan gerçek süreçler içindeki imajdan okunan süreçler girişmesi sonrasında, üreten grup; “madem”, diyordu. “Saldıran yamyamlar bizi yiyecekler, o halde bizi yemeleri yerine artık ürünü yamyamlara yiyecek olarak verelim, demenin muktedirliğini fark ettiler.


Akıl etmeseler bile üreten grubun barınma alanı çevresindeki, meyve ya da tarım ürünü veya ürettiği bir hayvan sürüsü saldırganların hışmında nasibini almakla; grup bu süreç sonrasında da kurtulacaklarının pratiğini yaşamış, sonra da bu yaşanan süreci akıl etmiş olacaktı.


Bir yerdeki bir grup, üretim gücü yetenekli donanımla ürün verip canını kurtarmayı düşünürken; bir başka yerdeki grup ta yağmalanan ürünleri nedenle kurtulmalık ya da kurban vermeyi akıl etmiş olabilirdi.


Her yol olasıydı. Her iki yol da doğru, gerçekçi ve inşacıydı. Her iki yolda biri grubun birinde süreci akıl etme ile başlatırken diğerin de yağmalanan ürün alanları nedenle, grubun kendilerine dokunmamayı gruba ders edecekti. Neden?



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın felsefe kümesinde bulunan diğer yazıları...
El Bel Baal 2
Tarihsel 2
İrade 1
Tarihsel 1
Anlamak Gerek 71
Kurtuluşun Felsefesi (Açkı 2)
Sosyal İlişki Toplumu Hedeflemez 2
Anlamak Gerek 43
Anlamak Gerek 70
Anlamak Gerek 55

Yazarın bilimsel ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Müruru Zaman 14
Sahiplik İmanı 1
Hatırlama 1
Mal mı, İnsan mı?
Mamon'du Belirme 1
Müruru Zaman 7
Denge ve Dengesizlik Süreçleri 24
Anlamak Gerek 26
Bağ Enerjisi 1
Sistem 15

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Aslına Yüz [Şiir]
Vah ki Vah [Şiir]
İsis Dersem Çık Ereşkigal Dersem... [Şiir]
Görmez Şey [Şiir]
Tekil Tikel Tükel [Şiir]
ve Leddâllîn, Amin [Şiir]
Mavi Yare [Şiir]
Mevsimsel [Şiir]
Yıkılışa Direniş Direnişe Yıkılış [Şiir]
Meşrep 3 [Şiir]


Bayram Kaya kimdir?

Dünyayı yaşantılaşan çabalar içinde duygunun önemi hiç yitmezse de, payı giderek azalmaktadır. Sosyo toplum bazlı, genel bir açılımla başlayan çalışmalarım da; bilim felsefesi içinde olunma gayreti güdüldü. Bu nedenle yazıların tarisel, sosyo toplumsal evrimli ve türlü doğa bilim verileri güdülü çalışma olmasına gayret edildi. Genel felsefem içinde bir bilgi; ne kadar çok bağıntısıyla söylüyorsanız, o bilgi o kadar bilinir bilgidir.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.