Yedi iklim dört köşeyi dolandım / Meğer dünya her tarafta bir imiş. -Dadaloğlu |
|
||||||||||
|
Dahası bu tür bilinebilir sabit alanlı eksen çevrimleri içinde ve sabit alanlı eksen çevrimi üzerinde, sosyal, toplumsal bağıtla, sosyal toplumsal bağ enerjili modülasyonları da bindirirler. Bu modülasyonlar nedeniyle ortaya konan bu modülasyonlar içinde kodlananlar zorunlu durumlarıyla zorunlu olan anlayışların birliğiydi. Bu modülasyon içinde duygusal olarak tasada da sevinçte de birlik vardı. Üretim hareketi zorunlu ve karşılıklı yüküm içinde yapılan paylaşımların bilinci olmakla, eksene kodlanan grup veya sosyo toplum hareketiydiler. İttifaklar, üreten meslek gücünün ilişki ekseninde ilahi grupları birbirine bağ, bağıntı kılan yüküm ve üretim hareketiydiler. Basitçe farklı tüketim ve farklı kullanım değeri veren üretim takasının içindeki denkleşmeyle al gülüm ver gülüm ilişkisiydi. Takas edilen bu ilişki eksenleri çevresinde sosyal hayat, kişisi özel hayat bu eksene sarılıyordu. Totem dönemden beri hiç taviz vermeyen kolektifi sosyal hayat bu çekim ve sarım ekseni etrafında kendi boşluk alanlarını ortaya koyuyordu. Tabii ki birliği bir arada tutmak kolay olmuyordu. Başlanışın avcı toplayıcı sağlatması içindeki kolektif birim zamanlı etnik süreçler günümüze kadar geliş süreci içinde ön görülen ve öngörülemeyen birçok köleci öğretili çok sancılı süreçleri ortaya koymuştu. Diğer yazılarımda belirttiğim gibi sosyal tutumlu, ittifakı girişmeler; türlü türlü ritüeli ön gören sosyal salınımlı geçiş ritüeli olan ittifaklardı. Bu ritüeller etnik kaynaşlı kıyamet tufan senaryoları öngörüyordu. İttifaka gelenler etnik, totem tepkili çağlar boyu izole olmuş sosyal ve kültürel yapılardı. Ritüeller totemdi groteski anlamalar üzerine bina ediliyordu. Totemdi groteski anlamalar animizdi anlamalardı. Animizme göre bir ruh geçişi vardı. Ruh geçişi birini yemekle yenilen kişinin ruhunun yiyen kişiye geçmesi anlayışını öngörüyordu. Bu öngörü karşı grup ruhunu bu gruba geçirmeydi. Karşı grup ruhunu bu grup kişilerinde bedenlendirmeydi. Bu tutum totem mantığın kardeş olma mantıklı meşrulaşmasıydı. Ruh geçişli bu bedenleşmeyle gruplar kardeş, oluyordular. Gruplar birbirini yeme (kanlıbalizm) ritüeli üzerinde ilanen kardeş oluyorlardı. Artık kardeşlik hukuku esastı. Bu ritüel yamyamlıktan ayrı bir anlayıştı. Bir totem grubun karşı totem grubu reddetmesi, izole yapıların sosyal doku uyuşmazlığıydı. Ama totem gruplar da keyfi olarak, haydi bir araya gelelim diyerekten de bir araya gelmiyordular. Bu sürece gelen zaman içinde iki izole ve yamyam totem grubun arasında, üreten ilişki akmıştı. Üreten ilişki gruplar arası girişmeyi ön görüyordu. Bu öngörü nedenle grup irade kullanıyordu. Oysa etnik sosyal tutum içinde etkin olan totemi manaydı. Üreten ilişki içinde totemi mana yanında daha baskın oluşla üreten irade geçerliydi. Ama üreten grup iradesi bir çırpıda totemi manayı yok edemiyordu. Grup iradesi henüz yüzde yüz etkin değildi. Bu nedenle ittifakı sürecin sosyal mantığı, ittifak için bir geçiş ritüeli (hilesi-hüllesi, anlayışı-iknası) öngörüyordu. Öngörülen ikna ritüeli şuydu. Özgecil totem mantıktı. Grup ilahı içinde olan birinin; karşı grup tarafından yenmesiydi. Böylece birbirine ruh ve ten geçişi yapan gruplar birinin etinden kanından soluğundan ilanen kardeş olacaklardı. İttifakın sosyal mantığı adına kurban veren grup yas içindeydi. Kurban veren grup o gün kendisinden verilen kurbanı yemiyor, aç kalıyordu. Olası bir totemi groteski alan içi kurban sunusu (bkz. kurban yazı dizim) sonrasında ilk takdimeler, ilk kurbanlar, temas etmeyen totem yapılar arasında ittifak öncesinin bir sembolizm ritüeliydi. Üreten grubun kendi emek gücünü yamyam ve saldırgan gruba takdim etmeleriydi. Böylece üreten grup hem ölülerinin yamyamlar tarafından yenmesini önlüyorlardı (ölü yiyeceği veriyorlardı). Hem de üreten grup yamyam gruplara karşı kendi canlarını kurtarıyorlardı. Sunu kurtulmalıktı. Birinci tür kurban ritüeli yamyam ve barbar grupla, üreten bir totem grup arasındaydı. İkinci tür kurban seremonisi içinde bunların hiçbiri yoktur. Üreten grup ilişkileri nedenle, yapılacak olan ittifaka karşı direnç vardı. Bu direnç yalıtımlı grupların birbirine karşı sosyal doku uyuşmazlığıydı. Bu uyuşmazlığa karşı bulunan çare adeta sosyal mantığın içinde groteski anlayışlı, yamyam temelli kanibalizmin nüks etmesiydi. Kendi içlerinde bir ilahı kurban vermenin aynı seremonisini bu kes ikinci günde diğer grup yapıyordu. Seremoniler ittifak eden grup sayısı kadar günler içinde sürüyordu. Her bir gün her bir gruba ait kurban verme aç kalma günüydü. Diğer gruplar için kutlu bir şölen ve kazan kaynatmaydı. Yedinci güne gelindiğinde Tanrı yapmakta olduğu işi bitirdi. Yaptığı işten o gün dinlendi. Yedinci günü kutsadı. Onu kutsal bir gün olarak belirledi. Çünkü Tanrı o gün yaptığı, Yarattığı bütün işi bitirip dinlendi.” (Yaratılış) Yedi gün altı farklı toplumun ittifakının yapıldığı gündür. Bir yas bir yiyecek yasağı günüdür. Yedinci gün bir dinlenme Şabat günüdür. Her grup kendi kurban verdiği tufan veya kıyamet gününü kutsayıp anma yapıyordu. Bu nedenle haftanın bir günü ittifak yapan travmalı bir toplum için kutsaldır. İttifak girişmesiyle ilk kes dile getirilen kıyamet, tufan gibi kavramların bundan öte bir anlamı yoktu. Üreten meslekler nedenle yavaş yavaş unutulmağa, terk edilmeğe yüz tutan yamyamlık ittifak seremonisi içinde tarafların ittifakıyla bir kes ve meşru olarak son kes tekrarlanıyordu.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |