..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Sevgi dünyadaki yaşam ırmağıdır. -Henry Ward Beecher
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Toplum ve Birey > Ahmet Zeytinci




29 Mayıs 2021
Yeter ki İradenize Sahip Olun  
Ahmet Zeytinci
Böyle beyin yıkaya yıkaya, (Kendi beynim haliyle) seneler önce kurtuldum, bu işten ki tam da neredeyse bana plaket verecekmiş Şans Oyunları Genel Müdürlüğü... Aman canım istemez plaket milaket, benden uzak Allah'a yakın olun. Gölge etmeyin yeter...


:GHB:
Herkesin bir dolu zaafı var. Bunlar karşısında bir çoğumuzun iradesi zayıf düşüyor maalesef. Bu durumda da olanlar bize oluyor, eğer ki irademizi güçlendirmez isek, maddi manevi bir takım zararlara uğramamız da kaçınılmaz oluyor...






Eşeleyelim bakalım, ne zaaflarımız var ve bunları nasıl kontrol altına alırız? Almamızda lazım zaten yaş kemale erdi neredeyse dede olacak olgunluktayız. Ta çocukluktan beri devam eden şans oyunları hastalığımdan seneler önce kurtulmuştum lakin kurtulana kadar neler neler çektim, anlatsam ciltler dolusu roman olur. İşte birinci cilt... Önce kare şeklinde spor toto vardı, bizim yaşımız tutmazdı ve annemize imzalatırdık oynadığımız kuponu götürür bir bayiye yatırırdık. Bazen de o toto kağıtları ile amiral battı oynardık. Bir gün hiç unutmuyorum, cebimde param her nasılsa bol, tuttum otuz tane milli piyango bileti aldım. Olta mızı attık başladık beklemeye... Dokuz, on dokuz, yirmi dokuzunda çekilirdi hep bilirsiniz... Yok arkadaş yok, ne ola ki bir tanesine amorti çıksa, o da na mümkün. Sonra Sayısal Loto, şans topu, kazı kazan, daha sonrasında iddia, at yarışı, diğer bir adı da dıgıdıktır hastaları arasında... Düşünüyorum, düşünüyorum, sadece düşündüğüm ile kalıyorum bir yere varamıyorum. Hem param gidiyor, hem sağlığım, hem sinirim bozuluyor. En nihayetinde yok dedim Ahmet bu böyle olmayacak. Sen bu kadar iradesiz misin ki bunların esiri oluyorsun? Bir an önce kurtulman lazım bu saçmalıklardan. Kendi kendime telkinlerde bulunuyorum. ''Ahmet bilet alma bilet alma.'' duruyorum duruyorum tekrar... ''Ahmet Loto oynama Loto oynama bu hafta çekiliş yokmuş zaten oynama.'' aklıma geliyor tekrar ''Ahmet kazı kazan çekme kazı kazan çekme aslına bakarsan o kazı kazıklan kazı kazıklan, yapma Ahmet otuz milyon bilet var büyük para kazanan on kişi yapma etme, gitme.''






Böyle beyin yıkaya yıkaya, (Kendi beynim haliyle) seneler önce kurtuldum, bu işten ki tam da neredeyse bana plaket verecekmiş Şans Oyunları Genel Müdürlüğü... Aman canım istemez plaket milaket, benden uzak Allah'a yakın olun. Gölge etmeyin yeter...






Bir çok Türk İnsanı gibi benim de kilo problemim var. Bu da haliyle sıkıntı yaratıyor. Tahmin ettiniz tabi ki tatlıyı çok severim. Ne yapayım rahmetli babaanneme çekmişim. O bir oturuşta iki kilo baklavayı yerdi de bana mısın demezdi. Hem de doksanlı yaşlarda bile... Ahmet kendine gel sayıyla, yaş ilerliyor haliyle kalp damar rahatsızlıkları, tansiyon, şeker hepsinin namlusunun ucundayım. Birinin bana hem de yüksek sesle söylemesi lazım. Hem de bağıra bağıra ''Tatlıdaaaaaan uzaaaak duuuuuuuuuur adamım.'' Resimlerine bak Ahmet yemesen de sonra da ağzını şapırdat. Ya da tatlı yiyen adam taklidi yapmaya çalış. Yiyormuş gibi yap, hem de yüz kasların gelişir. Geçme pastanelerin, baklavacıların, tatlı satan lokantaların önünden. Tatlıcı gördün mü, karşı kaldırıma geç. Gazete ve dergilerde tatlı hakkında yazılanları okuma, resimleri görme... Merak etme ne yazılar ne de resimler küsmezler sana... Bıraktım kardeşim ben tatlı yemeyi hür iradem ile lakin öyle ara sıra karşıma geçip de ağzınızı şapırdatarak karşımda baklava, çikolata, dilber dudağı, hanım göbeği yemeyin, benim de sağım solum belli olmaz sonra saldırırım hem size hem de tatlılara...






Ta seneler önce attım golleri sigaraya. Hem de peş peşe. İlk önce değişik aralıklar ile üç beş defa bıraktım, ancak peşinden hemen yine başlamıştım. Üstüme üstüme geliyordu, dertler, sıkıntılar, bunalımlar. Komşunun oğlu Hüseyin bıraktıysa ben de bırakırım arkadaş. Boru değil. Marlboro pek revaçta ben içtiğim sıralarda. O zaman paketlerin üstünde şimdiki gibi kanserli resimlerde yok. Olsun resimler olmasa da canlı örnekler var çevremizde. Sigara yüzünden nefes darlığı çeken Zekai Amca var yan komşumuz. Yine astıma yakalanmış ve zor yürüyen Şükran Teyze var. Oooo say say bitmez. Aslan ben kendime yaptığım bu güne kadar en büyük iyiliklerin başında gelir sigarayı bırakmak...






Trafikte hiç sinirlenmeyeceksin Ahmet. Olsun, sen ehliyet aldığında şimdikinin onda biri kadar araba vardı belki de Ankara'da? İnsan sayısı artınca haliyle araba sayısı da arttı. Sakin olan kızmayan sinirlenmeyen bir insan daha da az hata yapıyor. Zaman zaman insanın kendisi de hata yapabiliyor. Hoş görülü olmalı... Kızılır mı hiç yoğun trafikte makas atmaya çalışan delikanlıya? Kızılır mı hiç hastanelerin yanında zart zart kornaya basan adamlara? Kızılır mı hiç radara yüz seksen ile giren adamlara? Kızılır mı hiç yayaya yeşil yanarken geçenlere... Kızılır mı hiç alkollü araba kullananlara? ''Kızılır tabi ki kızılır demeniz lazım, ben de kızıyorum hem de çok kızıyorum bunlara.'' Ama yine de iradenize sahip olun siz... Arayın Alo-154 nolu Trafiği amirlerimiz, memurlarımız hallediversin iki dakika da...






Televizyonlarda ki saçma sapan programları bir çoğunuz izlemeseniz de az çok biliyorsunuz. İnsana bilgi olarak, kültür olarak, görgü olarak hiç bir katkıları olmadığı gibi, insan takılınca sinirleniyor da... Tamam seyretmeyelim lakin bir bakıyorsunuz hemen hemen aynı saatlerde bütün kanallarda birbirinin benzeri programlar. Kim kimi öpmüş, kim kim ile büyük aşk yaşıyormuş, kim uçmuş, kim kaçmış? Bana ne kardeşim? İradeli insanlar izlemiyor zaten. Ha, ben ara sıra bakıyorum, mizah yazılarıma konu bulmak için, yoksa başka bir şey için değil...






Yeter ki iradenize sahip olun. Daha sağlıklı yaşarsınız, daha az üzülür, daha mutlu olmaya çalışırsınız. Biz kuluz ve kulun iradesi de cüz-i irade olarak adlandırılır... CÜZ-İ İRADE: Kulun hayır veya şerden birini seçme hakkıdır. Şems Suresinde de şöyle geçer -'Hayrı ve şerri ve bu ikisinin hallerini öğretip bunlardan birini yapabilmesi için, insana seçme hakkı(irade) verene yemin olsun ki,'' (Şems-8) Fransız felsefeci ve yazar Alain'de ''Kuvvetli insanlara has olan azimli irade, her hal ve şartta yine de bir yol açıp geçmesini bilir.'' demiştir... Her zaman kuvvetli irade sahibi olmak kötülüklerden uzak durmanıza da vesile olurken, ahireti kazanmanıza da en büyük destek olacaktır. Hepinize en derin sevgi ve saygılar...



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın toplum ve birey kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sizi de Beşikteyeken Kerttiler mi
Kıroloji Biliminin İncelikleri
Biyolojik Çöp Olmayın
Gerçekleri Tarih Yazar Tarihide
Sıkıyor ve Yoruyor Bu İnsanlar Bizi
Ey Türk Esnaf ve Zanaatkârı
Bu Devirde Ne Kaldı
Yapmayın İnsanı Yalnızlaştırmayın
Zahmetli İşler Bunlar
Bu Yazıda Dayak Yerleştirme Bulunmaktadır

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bilgisayar Oyunlarının Gerçek Amacı
Ramazan Kolisi ve Volisi
Sosyal Medya Fenamenleri
Dünyada ki Bütün Karışıklıklar Emperyalizme Yarar
İnsanları Yazalım Biraz
Bekle Bizi Mars Sıra Sende
Sam Amcaya Popomla Gülüyorum
Karalahana Çorbası Gururumuzdur
Kamera Şakası Şaklabanlıkları
Nolcek Bu Fenerbahçenin Hali

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bir Papatyaya [Şiir]
Bak Bakalım Arkadaş [Şiir]
Babam Eve Her Döndüğünde [Şiir]
Pazarola [Şiir]
9. 15 Şemsiyesi [Şiir]
O Zamanda Bir Leştiniz [Şiir]
Gökyüzü [Şiir]
İlahi Adalet Bu Mutlak Gerçekleşecek [Şiir]
Hiç Tanımadığım Çocuklar [Şiir]
Bu Kadar mı [Şiir]


Ahmet Zeytinci kimdir?

1961 Ankara'da başlayıp devam eden bir hayat. İlk ortaokul, lise ve iki yıllık bir üniversite deneyimi, ticaret hayatı Ankara'da iki tane aslan gibi evlat biri dişi biri erkek aslan olmak üzere hayat mutlu bir şekilde akıp gidiyor. Biraz şiir, biraz öykü ve denemelerin sıcaklığında. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Nazım Hikmet, Aziz Nesin, Erich Fromm


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.