..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Tüm mutsuzluklar yokluktan değil, çokluktan gelir. -Tolstoy
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Toplum ve Birey > Ahmet Zeytinci




31 Aralık 2021
Nelerin Garantisi Varmış da Haberimiz Yok  
Ahmet Zeytinci
Genellikle bu fal işini lüks semtlerde bana göre kafayı azıcık yemiş, kendilerinin de ruhsal sıkıntısı olduğu az çok anlaşılan bayanlar yapıyor. Belli ki birçoğunun terapiye fal baktıkları insanlar kadar ihtiyacı var. Bir kaç tanesini çok yakından olmasa da tanıma fırsatım oldu. Soruyorum size, bir falın nasıl bir garantisi olabilir? Fal denilen şey ağızdan çıkan kelime ve cümle grupları en nihayetinde...


:EAD:



Birden o ünlü cadde de yürürken o yazıyı görünce, önce bir gözlerimi ovuşturdum sonra bir daha ovuşturdum. Bu arada da aklım tavana çıkacaktı neredeyse. Merak ettiniz değil mi, bu nasıl bir yazıydı diye? Hemen açıklayayım yazı aynen şöyle ''Garantili Fal Bakılır.'' Şimdi bu yazıyı her hangi bir yerde görseniz ne yaparsınız? Güler misiniz, ağlar mısınız, öfkemi duyarsınız, ya da insanlar bu kadar salak olamaz mı dersiniz? Varın buna siz karar verin...






Buzdolabının, çamaşır makinesinin, televizyonun, cep telefonunun, arabanın, müzik setinin, otomobil lastiğinin garantisi olduğunu hepiniz biliyorsunuz. Fal bu, nasıl garantisi olabilir ki anlayan beri gelsin hatta zenci olsun mu diyelim?






Genellikle bu fal işini lüks semtlerde bana göre kafayı azıcık yemiş, kendilerinin de ruhsal sıkıntısı olduğu az çok anlaşılan bayanlar yapıyor. Belli ki birçoğunun terapiye fal baktıkları insanlar kadar ihtiyacı var. Bir kaç tanesini çok yakından olmasa da tanıma fırsatım oldu. Soruyorum size, bir falın nasıl bir garantisi olabilir? Fal denilen şey ağızdan çıkan kelime ve cümle grupları en nihayetinde...






Farz edin ki gittiniz bir falcıya. Bir kahve içtiniz ya da iskambil falına baktıracaksınız. Hanımefendi açtı kartları ve size aklına geldiği gibi saymaya dökmeye başladı palavralarını. ''Hanım abla önce size burada üç vakte kadar iyi bir haber gelecek onu belirteyim.'' siz tabi heyecanlanıyorsunuz. O zamana kadar hayatınız sıkıntılı stresli geçtiyse, şimdi falcının deyişiyle iyi haberler kapıda üç vakte kadar. Üç vakit ucu açık bir söylem. Yani üç saat de olur, üç günde, üç ay da, üç yılda. Üç asır yaşamanız zaten imkânsız, onu bir kalem geçelim.






Daha sonra devam eder falcı müsveddesi. Aklına ne gelirse artık o anda. ''Yüreğiniz kabarmış lakin yine beş vakte kadar feraha kavuşacaksınız yurt dışından da iyi bir haber alacaksınız yedi sekiz vakte kadar ya da on vakte kadar.'' Breh breh breh. On vakit ya da beş vakit hep ucu açık söylemler falcının ağzından çıkan cümleler.






Dedik ya cümleler hep havada kalan cümleler. ''Şurada bir kavuşma görüyorum, yakında çok sevdiğiniz birine kavuşacaksınız.'' normaldir, insanın şehir dışından bir akrabası gelir herhangi bir zaman diliminde. Ya da şöyle de diyebilir ''İki üç vakte kadar aileniz ile ilgili çok güzel gelişmeler olacak.'' İki üç vakit yine ucu açık bir zaman dilimi. İki üç ay da olabilir, iki üç sene de.






''Toplumun ruh sağlığını tehdit ediyor''






''Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Başkan Vekili Prof. Dr. Kemal Sayar, her dönemde olan geleceği bilme merakının son zamanlarda artmasını toplumsal sorunlara bağlıyor. Modern hayatın insana yalnızlaşmayı dayattığını, insanların gelecekleriyle ilgili yoğun bir kaygı yaşadıklarını söyleyen Sayar, "Gelenek gibi, din gibi köklü anlam sağlayıcılar etkisini kaybettikten sonra insanlar daha sahte aidiyetlere tutunmaya başladı. Falcılık, medyumluk da bu sahte maneviyatın bir uzantısı. En kötüsü eğitimli insanlar bile medyum medyum dolaşarak fiziken tedavi edilmesi gereken hastalıklarına oralarda çare arıyor." diyor.''






''İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlhan Yargıç ise olaya farklı bir açıdan yaklaşıyor. Medyumlara, astrologlara ilgi gösterenleri iki bölüme ayıran Yargıç'a göre, birinci türden olanlar eğlence için falcılara gidiyor ki bu tipte olanlar için herhangi bir risk yok. Fakat çözüm umuduyla giden ikinci tür insanların ruh sağlığının ciddi risk altında olduğunu söyleyen Yargıç, "Bu tiplerin zaten psikolojik sıkıntıları var ve çözüm arama niyetiyle gittiği için falcının, medyumun söyleyeceği her şeyi kabul etmeye hazır. Fiziki ya da somut çözüm yolları olan problemler için bile falcılardan medet umuyor, kendisine olacağı söylenen şeyler gerçekleşmeyince de bunalıma giriyorlar." diyor.''






Değerli Yazar Mehmet Paksu ''İnsanı Uçuruma Götüren Sözler.'' adlı kitabında fal ve falcılık ile ilgili şu cümleye de ''Fala inanma falsız da kalma.'' yer vermiş ve bu cümlenin şirk ve günah kokan bir cümle olduğunu belirtmiştir. Devamında ''Bütün falcılar toplansalar bu sözden daha etkili bir söz bulamazlar. Bu söz hem çok etkili hem de çok aldatıcı bir söz.'' demiştir.






Yüce Kitabımız Kur'an da ve muhtelif hadisi şeriflerde de bu konuya şöyle değinilmiştir.
‘'Ey İnananlar! İçki, kumar, putlar ve fal okları şüphesiz şeytan işi pisliklerdir, bunlardan kaçının ki saadete eresiniz. Şeytan şüphesiz içki ve kumar yüzünden aranıza düşmanlık ve kin sokmak ve sizi Allah'ı anmaktan, namazdan alıkoymak ister. Artık bunlardan vazgeçersiniz değil mi?'' MAİDE/90-91
Yine başka bir ayette de şöyle buyruluyor. '''Gaybın anahtarları Allah'ın yanındadır. Başkası onu bilemez.'EN'AM/59 Bir Hadis-i Şerifte de 'Kim bir kâhine gider, dediklerini doğrularsa; şüphesiz ki Muhammed'e indirilmiş olanı inkâr etmiş olur.'






Peygamberimiz Hazreti Muhammed sav. bir tek cümleyle ifade etmiş ''Kahinler bir şey değildirler.'' Siz siz olun fala inanmayın, falcıya da sakın gitmeyin, falsız kalmayın diyenlere inat falsız da kalın hiç bir şey kaybetmezsiniz, başta da imanınızı. Hepinize en derin sevgi ve saygılar...



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın toplum ve birey kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sizi de Beşikteyeken Kerttiler mi
Kıroloji Biliminin İncelikleri
Biyolojik Çöp Olmayın
Gerçekleri Tarih Yazar Tarihide
Sıkıyor ve Yoruyor Bu İnsanlar Bizi
Ey Türk Esnaf ve Zanaatkârı
Bu Devirde Ne Kaldı
Yapmayın İnsanı Yalnızlaştırmayın
Zahmetli İşler Bunlar
Bu Yazıda Dayak Yerleştirme Bulunmaktadır

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bilgisayar Oyunlarının Gerçek Amacı
Ramazan Kolisi ve Volisi
Sosyal Medya Fenamenleri
Dünyada ki Bütün Karışıklıklar Emperyalizme Yarar
İnsanları Yazalım Biraz
Bekle Bizi Mars Sıra Sende
Sam Amcaya Popomla Gülüyorum
Karalahana Çorbası Gururumuzdur
Kamera Şakası Şaklabanlıkları
Nolcek Bu Fenerbahçenin Hali

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bir Papatyaya [Şiir]
Bak Bakalım Arkadaş [Şiir]
Babam Eve Her Döndüğünde [Şiir]
Pazarola [Şiir]
9. 15 Şemsiyesi [Şiir]
O Zamanda Bir Leştiniz [Şiir]
Gökyüzü [Şiir]
İlahi Adalet Bu Mutlak Gerçekleşecek [Şiir]
Hiç Tanımadığım Çocuklar [Şiir]
Bu Kadar mı [Şiir]


Ahmet Zeytinci kimdir?

1961 Ankara'da başlayıp devam eden bir hayat. İlk ortaokul, lise ve iki yıllık bir üniversite deneyimi, ticaret hayatı Ankara'da iki tane aslan gibi evlat biri dişi biri erkek aslan olmak üzere hayat mutlu bir şekilde akıp gidiyor. Biraz şiir, biraz öykü ve denemelerin sıcaklığında. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Nazım Hikmet, Aziz Nesin, Erich Fromm


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.