*

     Ali holdingin bahçesine aracý park etti. Ýndi. Tuðrul Ercan çalýþanlarýyla fazla muhatap olmayý sevmezdi.
-Ýkinci katta koridorun sonunda Basýn ve Halkla Ýliþkiler Ofisine git. Helin Haným’ýn asistaný seni bekliyor. Ýþ baþvurunu tamamlayacak. Yarýn saat 08,30 da iþinin baþýnda ol.
     Cevap beklemeden binaya doðru yürüdü. Ali Tuðrul Ercan’ýn ardýndan binaya girdi. Ýkinci kata çýktý. Kat ikiye bölünmüþtü. Üzerinde Basýn, Halkla Ýliþkiler ofisi yazan kapýyý parmaklarýyla týklatýp içeri girdi. Giriþte saðdan ikinci odada genç güzel bir kadýn bilgisayar baþýnda çalýþýyordu.
-Helin Haným’ýn asistanýna bakmýþtým.
-Buyurun benim diye cevapladý genç kadýn.
Ali’yle tokalaþýp yer gösterdi. Masada Funda Yýlmaz yazýlý bir isimlik bunuyordu.
-Ýyi günler bayan. Yanýnýza gelmem söylendi.
-Ýyi günler Ali Bey. Funda. Helin Haným’ýn asistanýyým. Biraz önce Helin Haným bizimle çalýþacaðýnýzý söyledi.
     Funda Yýlmaz çekmeceden çýkardýðý kaðýtlarý uzattý.
-Lütfen formu doldurun Ali Bey. Bana on iki tane fotoðrafýnýz lazým. En az. Fazla olursa daha iyi
     Ali cüzdanýndan çýkardýðý fotoðraflarý uzattý.
-Hazýrlýklý gelmiþsiniz Ali Bey. Ayrýca diplomalarýnýz, sertifikalarýnýz, silah ruhsatýnýz da lazým. Mümkünse asýl nüshalarý veya onaylý fotokopileri.
     Funda Yýlmaz komodin çekmecesinden çýkardýðý paketi Ali Yýldýrým’a uzattý.
-Karaþahin Holding’de çalýþtýðýnýz süre içinde bu telefonu kullanmanýz gerekiyor. Sim kartý takýn. Telefonunuz 24 saat açýk olmak zorunda, unutmayýn. Bugün baþvuru formunuzu Ýnsan Kaynaklarýna ulaþtýrýrým. Gerekli iþlemleri onlar yaparlar. Helin Haným birazdan gelecek. Tuðrul Bey þirket prensiplerini anlattý mý?
-Anlattý. Helin Haným’ýn doðal olmayan her türlü kokudan nefret ettiðini söyledi.
-Doðrudur Ali Bey. Þoförler ve korumalar ceket, kravat, kumaþ pantolon tercihen takým elbise, kýþýn siyah veya gri kaban giyerler. Helin Haným kendinize kýyafet almanýzý istedi. Þimdilik on beþ gün yetecek kýyafet alýrsýnýz. Aileye kabul edilince.
-Aileye kabul derken Funda Haným?
-Holdingimizin onursal baþkaný Abdülkadir Bey her hafta evinde aile fertlerine davet verir. Bir hafta kahvaltý, bir hafta öðle yemeði. Güvenlik soruþturmanýz uygun görülürse ve on beþ gün sonraki davete Helin Haným’ý siz götürürseniz aileye kabul edilmiþ sayýlýrsýnýz. Yeni kýyafet ve yemek fiþlerinizi veririm. Kabul edilmezseniz kýyafetler sizde kalýr, ücretinizi hesabýnýza yatýrýrýz. Kartý maðaza müdürüne verin. Ücreti holding tarafýndan ödenecek.
     Masadaki notluktan çýkardýðý kart vizit ve not kâðýdýný uzattý.
-Bankada hesap açtýrýn. Hesap numaranýzý bana bildirin. Kâðýtta ki telefonlarý size verdiðim telefona kayýt edin. Kâðýt yanýnýzda bulunsun. Telefondaki programlarla oynamayýn. Konum açýk kalsýn. Gerekli her durumda beni arayabilirsiniz. Çay, kahve içer misiniz?
-Teþekkür ederim içmem.
     Bu sýrada Helin odasýndan çýktý. Ali ve Funda ayaða kalktýlar.
-Tuðrul’la konuþtunuz mu?
-Konuþtuk Helin Haným.
-Ýyi. Doðal olmayan her türlü kokuya alerjim olduðunu söylemiþtir. Ýçki, sigara, ter. Paspal, pis insanlarla çalýþmam. Bugün izinlisin. Kýyafetlerini yenile. Yarýn sabah arabanýn yanýnda ol.
     Ali kapýya doðru yürüdü. Helin arkasýndan seslendi.
-Dur Ali. Paraný almadan nereye? Sabah ki kazancýmýz yarýsý senin yarýsý benim.
     Ali Helin’in uzattýðý parayý aldý baþýyla selam verip çýktý.
*


      Ali Abdullah açýk laptopu kapattý. Flash diski çýkarýp cebine koydu. Odasýndan çýktý. Masasýnda bilgisayarla uðraþan sekreter hemen ayaða kalktý.
-Orhan Bey’in odasýnda olacaðým. Acil olmadýðý sürece telefon baðlama.
-Efendim, Finans Müdürü gelecekti.
-Acil deðilse beklesin. Ya da Hýzma’yla görüþsün.
     Yüzü allak bullak koridora çýktý. Dalgýn yürüdü. Orhan Metin’in ofisine girdi. Ayaða kalkan sekretere eliyle oturmasýný iþaret etti.
-Orhan içeride mi?
-Evet efendim.
-Sen bize çay kahve bir þeyler getir.
     Sekreter kadýn bu cümlenin bürodan uzaklaþ bir süre de gelme demek olduðunu biliyordu. Sessizce bürodan çýktý.
      Orhan Metin’in odasýnýn kapýsýný açýp içeri girdi. Girer girmez öksürmeye baþladý. Geniþ oda tam manasýyla duman altý olmuþtu. Odanýn camlarýný açýp misafir koltuklarýndan birine oturdu. Ayakta bekleyen Orhan Metin de gelip karþýsýna oturdu. Ali Abdullah cebinden çýkardýðý flash diski sehpanýn üstüne koydu.
-Bunlardan benim niye haberim yok Orhan? Beslediðimiz kargalar aleyhimize kumpas kurmuþlar.
-Beslediðimiz karga aðabey. Hepsini organize eden Alber Dikici. Aleyhimize çalýþacak ne kadar adam varsa hepsiyle içli dýþlý.
-Ýþlerin niye aleyhimize döndüðü anlaþýldý Orhan. Kime çalýþýyor?
-Kime çalýþýyor bilmem ama bize çalýþmadýðý kesin aðabey. Ýlk fýrsatta karþýmýza çýkacak herkesle sýký fýký. Amerikalýlar, Ýngilizler, Almanlar, Örgüt, Parti. Adamýn konuþmadýðý temasa geçmediði kimse kalmamýþ. Aleyhimize çalýþsýn diye adama üste para veriyoruz iyi mi? Geçen ay üç çanta para getirdi. Ýki çanta parayý örgüt ve parti temsilcisine verdi. Üçüncü çanta evinde.
-Alber’i izlemek nereden aklýna geldi Orhan?
-Tesadüf aðabey. Tamamen tesadüf. Örgüt temsilcilerinden biriyle yemek yediðini gören bir tanýdýk haber verince peþine adamlarýmý taktým. Gördüðün gibi ortaya karýþýk ilginç fotoðraflar yakaladýk. Kalemini kýracak mýsýn?
-Mafya aðzýyla konuþma Orhan, ayrýca da acele etme. Londra’dan dönsün bakarýz. Sen hazýrlýklý ol. Sessiz sedasýz halletmek için hazýrlýk yap. Bizden bilinmemeli ama mesajýmýzý herkes almalý. Titiz planlama yap birlikte inceleyip karar verelim. Kimsenin haberi olmasýn.
-Helin?
-Hiç kimse dedim Orhan!
-Tamam aðabey.
-Bu iþ için kafanda biri var mý? Tuðrul olmasýn.
-Þu anda yok aðabey. Araþtýrýp bulacaðým.
-Bana kýzgýn mýsýn?
-Yok, aðabey niye kýzayým?
-Bana ne oldu bilmiyorum Orhan. 30 yýldýr babamdan gizli bir iþ yapmadým. Babamýn haberi olmadan bu iþten kurtulmak ve unutmak istiyorum.
-Ne yapalým aðabey olan oldu bir kere. Ucunda ölüm yok ya. Babamýn haberi olsa ne olacak?
-Öyle deme Orhan. Yaþým 53.Babamdan fiske yemedim. “ Dövse daha iyi olurdu” dediðim çok hatýram var. Ailede babamý en iyi ben tanýrým dersem bana inan. Kaþlarýný çatmasýndansa yerin dibine girmeyi istediðim zamanlarým çok oldu. Babamýn otoritesini en çok ben hissettim. Niye böyle yaptýðýmý hala kendime soruyorum. 15 yaþýmdan bu güne, tam 38 yýldýr çalýþýyorum. Emek harcamadan sadece organizatörlük yaparak para kazanma düþüncesi bilincimi kapattý. Londra’da Alber’le geçirdiðim üç gün büyülendim sanki. Teklif çok cazipti. Alber Âdem’i cennetten kovduran þeytan gibiydi. Beni tanýþtýrdýðý adamlar bana Türkiye’yi teklif ettiler Orhan. Ýlk baþta inanmadým ama dediklerini yaptýlar. Ayný masada oturamayacaðýmýz insanlarla ortak olduk. 3 yýlda 45 yýllýk kazancýmýzdan daha fazlasýný kazandýk. Ýyi mi yaptýk kötü mü yaptýk, tartýþýlýr ama düþmanýmýz devlet oldu. 50 yýldýr himayesi ve dostluðuyla para kazandýðýmýz devlete kafa tuttuk. Devlet bu suçu affetmeyecek. Devasa bir fil gibi dönüp bizi ezecek. Ezildiðimizde, bugün dostumuz görünen herkes, bizi asfalttan kazýmak için sýraya girecek. Cezayý affettirmenin bir yolunu bulmamýz veya ceza verilemez bir statü oluþturmamýz gerekli. Üstüne üstlük babam da “Ben dememiþ miydim?” diyecek. Ýþte korkum ve tedirginliðim bu yüzden. Bin bir emekle kurduðumuz holdingin iskambil kâðýdý gibi yýkýlmasý korkusu. Ýki yýldýr rahat uykuyu kaybettim desem yalan olmaz.
     Orhan Metin aðabeyinin gereðinden çok gerildiðinin farkýndaydý.
-Aðabey diyorum ki birkaç gün Ýstanbul dýþýna çýk tatil yap kendini toparla kafaný daðýt. Holding’de sürüyle adam var. Biz de ilgileniriz merak etme.
-Dediklerini düþüneceðim Orhan. Tatile gidersem senin bildiðin diðer numaradan bana ulaþýrsýn. Habersiz býrakma. Beraber çýkalým mý? Seni eve býrakýrým, hatta yemeðe bende katýlsam hiç fena olmaz. Hadi çýkalým.
-Tamam aðabey, nasýl istersen.