"Leyla'nın işi naz ve işve; Mecnun'un gözü yaşı çeşme çeşme..." -Fuzuli (Leyla ile Mecnun) |
|
||||||||||
|
İslami terminolojide insanlar birkaç şekilde sınıflandırılmıştır.İlk sınıflandırma Müslüman ve Gayri Müslim'dir.Yani Müslüman olan ve Olmayan.İkinci sınıflandırma Mü'min ve Müslüman olarak yapılır. Müslüman olan yani İslamı kabul etmiş olanlar ve iman edenler olarak yapılan sınıflandırma üzerinde düşünülmesi gereken sınıflandırmadır.Genel kabulde aynı manaya gelir gibi düşünülse de Mü'min ve Müslüman aralarında ciddi farklılık olan iki kavramdır. Bunu ayetle açıklamaya çalışalım. Allah iman edenlerin dostudur. Onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. Kafirlerin velileri ise tâğuttur. (O da) onları aydınlıktan karanlıklara (sürükleyip) çıkarır. Onlar cehennemliklerdir. Orada ebedî kalırlar. Bakara : 257 ayrıca Bedevîler "İman ettik" dediler. De ki: "İman etmediniz. (Öyle ise, "iman ettik" demeyin.) "Fakat boyun eğdik" deyin. Henüz iman kalplerinize girmedi. Eğer Allah'a ve Peygamberine itaat ederseniz, yaptıklarınızdan hiçbir şeyi eksiltmez. Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir." Hucurât : 14 Yüce Rabbimizin ayetlerinde bildirdiği gibi Müslüman olmak mana olarak Teslim olmak demektir.Yani Peygamberimizin telbiği ettiği İslam'ın şartlarını kabul etmek,boyun eğmektir. İman ise Tebliği edilenleri biliyormuş gibi inanmaktır. Müslüman kelimesine en layık olanlar bizleriz.Yani Yirmi birinci yüzyıl müslümanları.İman ise Hz.Ebu bekir(ra)nın yaptığıydı.Müşrikler Peygamberimizle alay etmekiçin gelerek'Duydunmu Muhammed(asm) bir gecede Mekke'den Kudüs'e gitmiş.Ordan göklere çıkmış Rabbiyle görüşmüş dediklerinde Bunu O(asm)mu dedi dediğinde müşriklerin evet demeleri üzerine hiç tereddüt etmeden O(asm) dediyse doğrudur,demişti.Hz.Ebu Bekir (ra) bu cevabı ve sonraki hayatındaki yaşayışıyla SIDDIKİYET makamının sahibi oldu. (İmam-ı Rabbani'ye göre SIDDIKİYET makamı insanlarla peygamberler arasında manevi bir makamdır ve sahibi Hz.Ebu Bekir(ra)dir. Allah-ü Teala'nın(cc) Kur-anı Kerim'inde en çok iltifatına nail olanlar Mü'min'lerdir.Bakara suresi 257.ci ayeti(Allahü veliyyullezine amenu) diye başlar ve devam eder.Allah imam edenlerin dostudur(velisidir) Bu mana üzerinden düşünülürse İman edenler velilerdir.Algımızdaki gibi keramet göstermeleri gerekmez.Nakşi tarikatının birincisi Hz.Ebu Bekir(ra) gizli zikri Sevr mağarasında Peygamberimiz(asm) efendimizden öğrenmiştir.Ve hayatı boyunca kerameti görülmemiştir. Tasavvuf adabına göre Keramet göstermek veliliğin şartlarından değildir.Bazı büyük mutasavvıflar Keramet'i velinin ay başısı gibi değerlendirir.Veli olan kişinin kerametini gizlemesi gerektiğini söyler.Çünkü veliler de bizim gibi insandırlar ve nefsleri vardır.Aynı zamanda velilerin en büyük özelliklerinden birisi de Şöhret'ten kaçınmalarıdır.Bilhassa Ehli Sünnet mutasavvıflar Şöhretten kaçınmaya büyük önem vermişlerdir. 05/03/2018
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © MUSTAFA ESER, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |