Yaşam ciddi, sanat neşelidir. -Schiller |
|
||||||||||
|
Cep telefonu, bilgisayar, tablet girince hayatımıza herkes kendi çapında şair, yazar... Durdurabilene aşk olsun. On beş yaşındaki de yazıyor seksen yaşındaki de... Yazsınlar bir şey dediğimiz yok, yazmak bir nevi terapidir, yeri gelir tedavidir, rahatlatır insanı. Onda bir sıkıntı yok da, insan kendini Nobellik zannetti mi sıkıntı orada... Geçmiş zamanlarda yine edebiyat sitlerinden tanıdığım bir abim vardı, ismi önemli değil, durup durup Nobel almaktan bahseder, benim onlardan neyim eksik, derdi... Tabi biz direk suratına çok şeyinin eksik olduğunu söylemez, söyleyemez, he he diye geçiştirirdik... O rüyalarla yaşaya yaşaya ömrünü tüketti... Yüz küsur seneden de fazla bir zamandır veriliyor belki bu Nobel ödülleri... Bir dolu ülke edebiyat dalında ödül aldı Mısır’ından tut da, İrlanda’sına, Kolombiya’sına kadar, bizden de bir Orhan Pamuk çıktı şimdiye kadar edebiyatta hepsi o işte... Onu da neden verdiklerini toplumca sorguladık durduk, halada sorgularız... Şimdilerde artık kalemle yazmak tamamen bitmese de çok aza indirgendi... Herkes klavye kahramanı... Aldığı zaman eline bilgisayarı yaz babam yaz, dur durak bilmiyor, durdurabilene aşk olsun. Eser ekleme sınırı olmayan bazı sitelerde bakıyorum günde kırk elli tane eser ekleyenler bile var. Bir bakıyorsunuz arkadaş on beş bin tane şiir yazmış. Siz de bir kendinize bakıyorsunuz yüz yüz elli tane ancak yazmışsınız, insan bunalıma giriyor, yok şaka şaka bunalıma filan girilmiyor ama, nasıl bu kadar çok yazıyorlar diye de düşünemeden edemiyor insan, ona gelen ilhamlar bana niye gelemiyor diyor, içinden yüzlerine karşı... Şimdilerde Türkiye’nin yarısından fazlası yazıyor, okuyanlara gelirsek, onlarda yazanların onda biri kadar maşallah... Amanda aman, nazar mazar değmesin... Orhan Pamuktan sonra bir iki Nobel Edebiyat ödülü daha çıkmalı yani... Ben bir iki dedim de siz üç beş anlayın... Zaman zaman ben de kendimi kimselere göstermeden hissettirmeden överim, bir şey zannetme hissine kapılırım. Durup durup ’’Ben de güzel yazıyorum oğlum, hem şiir, hem öykü de hem denemede bir sürü de yazım var arslannnnn ben.’’ derim kendi kendime bunu... Egosu gereği her yazan, kalem klavye oynatanda yapar, ancak haddini de bilmek lazım nihayetinde... Sitelerde birbirlerine yağ çekenler yorumlarda tavan yapmış durumda. ’’Her yazınızı hasret ve özlemle bekliyoruz.’’ neler neler... ’’Sırf sizin yazılarınızı okumak için giriyorum bu siteye.’’ bitmez yağ çekmeler ’’Sizi okurken adeta Kafka’yı okuyor gibiyim.’’ filan fişmekan... Ufak at da civcivler yesin. Hele bir de hasbelkader bir iki kitabı çıktıysa, üç beş tane de yakınlarına imzaladıysa, yazarımızın, değmeyin keyfine... Hadi bakalım önümüzdeki yıllarda bir Nobel daha gelir mi gelmez mi artık orasını zaman ilerleyince göreceğiz... Bir de bakmışsın o Nobel’i alan vatandaş ile ben eskiden hem Face’de hem de edebiyat sitesinin birinde arkadaşmışız. İşte o zaman havamı basarım billahi... ’’Tabi oğlum tabi biz onla beraber filan site de beraber kalem oynatırdık, birbirimizin yazılarına çok mesaj yazdıydık, bakma, sonra o aldı başını gitti ta Nobel’e kadar.’’
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |