..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Gerçeði arayan bir insan, öncelikle her þeyden gücü yettiðince kuþku duymalýdýr. -Descartes
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Ýstanbul > Yûþa Irmak




25 Kasým 2023
Ýstanbul Dinmeyen Bir Esinti Bir Devam Ediþtir  
Yûþa Irmak
Taksim Meydaný’nda sýra konaklarýn, Baðdat Köþkü’nün çinilerinin, Baruthane Deresi’nin, Kozyataðý’ndaki arabacýlar kahvesinin, suyu akan çeþmelerin Ýstanbuludur bu dizelere ruhunu estiren… Kendi dünyasýndan bir aný sonraki nesiller için sonsuzlaþtýrmýþtýr dizelerinde þair. Ýstanbul, dinmeyen bir esinti ve bir devam ediþtir…


:BIE:
Çoðu gezgin sevmiyor olsa da ben yaðmurda da motosikletle gezmeyi severim. Özellikle Ýstanbul’da geziyorsam her yerde bir hatýra, her köþe de bir aný ve hikâyemin olduðunu söyleyebilirim. Evet, garip bir þeyler oluyor ve ben kendimi büyük þair ve yazarlarýn kaderiyle ayný kaderi yaþýyormuþ gibi hissediyor, onlarýn bakýþ açýlarýyla bu þehre bakabiliyorum.


Ýþte Yahya Kemal, Ýstanbul’un semtlerinden bahsederken her birinin birbirinden ne kadar farklý olduðuna deðinir ve kendi zamanýndan elli yýl kadar geriye giderek, “Bir semtten diðerine geçerken, bir yýldýzdan bir yýldýza geçmiþ kadar baþkalýk duyulurdu.” der ve: “Boðaziçi’nde Kandilli, Anadolu Hisarý, Kanlýca, Çubuklu birbirine komþu köylerdir; lakin her birinin çevresi, havasý, güzelliði baþkadýr.

Birinden ötekine geçerken manzara deðiþir. Kocamustafapaþa, Hekimoðlu Ali Paþa, Davutpaþa semtleri de birbirine komþu, lakin birbirine benzemez semtlerdi. Ruh, bu kadar çeþitli manzaralar arasýnda sýkýlmazdý; bu tenevvü, sonu gelmez bir þehir manzarasý vehmini verirdi.” diyor.

Aziz þairimiz, Ýstanbul’un elli yýl içindeki hýzlý deðiþimine deðinirken asrýn þehirlerindeki yeknesaklýktan da sitem eder: “Hiç þaþmayan düzlük, her tarafýn birbirine benzeyiþi, ruhu ne kadar sýkar; tarih yok, manevi hava yok…” diyerek Maurice Barres’in bir sözünü de bu vesileyle alýntýlar: “Bazý semtlerde ruh eserdi.” Bir baþka þairin, Oktay Rifat’ýn en yalýn þiirlerinden birinde anlatýlan mütevazý dünya da Ýstanbul’a izini düþürmekteydi kuþkusuz:

“Kitabýn yanýnda defter
Defterin yanýnda bardak
Bardaðýn yanýnda çocuk
Çocuðun yanýnda kedi
Ve uzakta yýldýzlar yýldýzlar.”

Kim bilir, belki de bu þehirde yazýlmamýþtýr bile bu þiir. Fakat buram buram þehrin ruhu esmiyor mu sözcükler arasýnda?

Taksim Meydaný’nda sýra konaklarýn, Baðdat Köþkü’nün çinilerinin, Baruthane Deresi’nin, Kozyataðý’ndaki arabacýlar kahvesinin, suyu akan çeþmelerin Ýstanbuludur bu dizelere ruhunu estiren… Kendi dünyasýndan bir aný sonraki nesiller için sonsuzlaþtýrmýþtýr dizelerinde þair. Ýstanbul, dinmeyen bir esinti ve bir devam ediþtir…

Ýstanbul, Yahya Kemal’in, Oktay Rifat’ýn kelimelerinden beri defalarca deðiþti, dönüþtü. Giderek azaldý semtlerde esen ruh. Yine de bu blogda yazdýðým yazýlarda kentin çeþitli yüzlerinden bahsetmeye çalýþmýþtým doðrusu… Bugünse çok farklý bir tehditle karþý karþýya kaldý güzelim Ýstanbul. Evet, yeþilliðiyle pazarlanan betonarme site kentler! Kendi hudutlarýndan içeri dâhil ettiði kitleleri refah ve konfor karþýlýðýnda satýn alan bu yerleþimler, topluluklarý Baudrillard’ýn terimiyle ‘yýðýn’laþtýrýyor hýzla… Durmadan sayýlarý artan bu site þehirler, kentsel dönüþümün tam merkezinde duruyorlar artýk. Önceki yazýlarýmda da deðindiðim gibi, üretim temelli deðil, tüketim temelli olan bu oluþumlar, cemaat ve mahalle özelliði taþýmasalar da yeni bir tür gettolaþmaya öncülük eder oldular çoktandýr. Ve çok parçalý merkezlerden ibaret Ýstanbul’un halen devam edegelen ruhunu bütünüyle içeri kaçýrmakla tehdit ediyor, etmeye de devam ediyorlar.

Bu konuyu daha önce açmamýþtým. Þimdi yeri gelince biraz daha deþmek istiyorum.

Bizans taþlarýnýn týnýsýný, þehir kapýlarýnýn belleðini ve dahi çeþitli iliþki biçimlerini, týpký Osmanlý dönemindeki medeniyet esintileri gibi ‘canlý’ miras olarak yaþatan Ýstanbul’da ilk kez tarihin, topraðýn, taþýn, rüzgârýn devamlýlýðý tamamen kesilmek üzere. Bunun tezahürleri ille olumsuz olmak zorunda deðil elbet. Deðiþim kaçýnýlmaz. Gelgelelim kentsel dönüþümü þehrin devam edegelen özelliklerine uygun biçimde tasarlamazsanýz, ruhunu yitirirsiniz. Süleymaniye’nin silüeti bugün uzaktan baktýðýnýzda þehrin taç tepesinin bir uzantýsý olarak devam eder. Hayatýn þiiridir bu biraz. Ama arkasýnda pýtýrcýk gibi bitivermekte olan gökdelenler þehrin yer ve gökle iliþkisini koparmakla kalmýyor, onun tevazuyla semtler arasýnda esen rüzgârýna yeni bir hayat kazandýrmak yerine, tüm esintiyi durduruyorlar. Devamlýlýk için elbette salt muhafaza etmek yetmez, bazen yýkmak da gerekebilir. Ama neyi yýkýp neyi onarmamýz gerektiðini bize söyleyecek olan: Yahya Kemal’in sözleriyle, “Ýstanbul’un imarýný yapacak olan bizzat Ýstanbul’un kendisidir.”

O halde diyorum, Ýstanbul’da hayatýn þiirini bize iþittiren ne varsa kayda geçirmeli, ona þahitlik etmeliyiz. Þimdilik bana þiiriyle gelen birkaç ‘esinti’yi anmakla yetineyim, bütün öznelliðimle: Sis daðýlýrken Boðaz tepelerinde belirginleþmeye baþlayan serviler. Çýkmaz sokaklarda gezinen kediler. Harabeye dönmüþ ahþap konaklarýn kýrýk camlarýndan cepheyi saran sarmaþýklar. Akmayan tarihî bir çeþme. Vapur, simit çay ve martýlar…

Kalýn saðlýcakla



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn Ýstanbul kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ýstanbul’u Düþünmek
Yedi Emirler Sokaðý, Fatih
Ýstanbul’un Soluðu Her Zaman Canlýdýr…

Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Yaðmurda Koþamayanlar
Sonbahara Birlikte Yürümek
Ýþlenmemiþ Cevherler Ülkesi: Türkiye
Günbatýmý Eski Bir Masada Baþladý Her Þey
Ruhu Vurgun Yemiþ Dalgýçlar
Kaygý ve Endiþe Ýnsaný Ýnsanlýktan Çýkartýr
Ezberlerin Bilimsel Kýlýklýsý Bir Felakettir
Abdülhamid, Abdülhak Hâmid ve Karýndeþen Jack
Gidene Yol, Kalana Yer Vermek
Eþek Edebiyatý

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Sakin Bir Acý [Þiir]
Bir Hicran Naðmesi [Þiir]
Geldim [Þiir]
Sözün Çiçeði [Þiir]
Sevgiliye Hasretle [Þiir]
Gözbebeði Turþusu [Þiir]
Geceye Kâside [Þiir]
Benimle Ölür Müsün? [Þiir]
Beste-i Nigar [Þiir]
Bilemezsiniz [Þiir]


Yûþa Irmak kimdir?

Felsefe ve edebiyat aþýðý! Yayýncý, gazeteci ve kitapsever. . .


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Yûþa Irmak, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.