..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Yaşam hoştur, ölüm rahat ve huzurludur. Zor olan geçiştir. -Asimov
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Gerilim > Kâmuran Esen




10 Mart 2003
Kiracının Kapısını Her Gece Ecinniler mi Çalıyor!  
Mezarlık üzerine yapılan evde, her gece kapı çalıyor.

Kâmuran Esen


Mezarlığın üzerine yapılmış bir evde oturmak ya da oturuyor olmak ihtimali, tüylerini diken diken ediyordu.


:EFJB:
Üç yıldan beri kiracıydı bu evde. Kasabaya atandığı ilk günden beri aynı evde oturuyordu. Kasabanın kenar mahallesindeydi evi. Alışmıştı bu kasabaya ve mahalleye. Yalnız, oturduğu evin yerinin bir zamanlar mezarlık olduğu söyleniyordu. İşte bu nedenle , bazen umursamasa da, korkuyordu zaman zaman. Özellikle gece yatağa yattığında, söylenenler aklına geliyor; gecenin karanlığında ecinni hayalleri kuruyordu. Mezarlığın üzerine yapılmış bir evde oturmak ya da oturuyor olmak ihtimali, tüylerini diken diken ediyordu. Cinler, periler geliyordu aklına. Yalan değil, korkuyordu işte. Bir yandan da kendisi gibi korkan eşini, “ İnsanın dirisinden kork! Ölünün ne zararı olabilir ki! ” diyerek, onu yatıştırmaya çalışıyordu.

Üç yıldır bu evde, akıl erdiremeyeceği hiçbir olaya tanık olmamıştı aslında. Ne gece kendiliğinden yanan ampuller, ne kendiliğinden açılan musluklar, ne mutfakta birisi tarafından yenmişçesine azalmış yiyecekler...... Ne de gecenin sessizliğinde ayak sesleri ve de kendiliğinden yer değiştiren eşyalar.......O halde bu kuruntudan kurtulması gerekiyordu. Bu evde öyle peri, cin falan yoktu, olamazdı. Oturduğu bu evin yerinin bir zamanlar mezarlık olduğu söylentilerini unutmalıydı. Bunu zamanla başardı da.....Taaaa o geceye kadar.

İşte o gece saat üçe doğru zil sesiyle uyandı. Kapı çalıyordu. Telâşla fırladı yataktan. Allah Allah ! Gecenin bu saatinde kim olabilirdi? Uyanan karısıyla endişeyle baktılar birbirlerine. Karısına:
-     Sen de duydun değil mi? Diye sordu . Ve devam etti:
-     Yoksa ben mi yanıldım? Kapı zili çaldı, değil mi?
-     Evet, dedi kadın. Hem de iki kez çaldı.
Korku ve endişeyle karışık duygularla kapıya indi. Kimse yoktu kapıda. Karanlıkta çıt bile çıkmıyordu. Yalnız az ileride yatan ev sahibinin köpeğinin homurtusu duyuluyordu. Yukarı çıktı, yatağına yattı. İşte o zaman mezarlık söylentilerini hatırladı. Yoksa gerçek miydi söylenenler? Karı koca bir süre uyuyamadılar.

Aradan birkaç gün geçti. Bir gece yine gece yarısı, hemen hemen aynı saatte zil sesiyle uyandılar. Bu kez ikisi birden koştular kapıya. Hayret ! Yine kimse yoktu. Karısına :
-     Acaba birisi bize oyun mu oynuyor, şaka mı yapıyor, yoksa bizi korkutmak mı istiyor? Dedi. Karısının rengi atmıştı, titriyordu. Salona geçip oturdular. Ne olabileceğini, zili bu saatte kimin ve hangi nedenle çalmış olabileceğini düşündüler. Uyuyamadılar bir süre. İkisinin de aklına mezarlık ve ecinniler geliyordu. Fakat bir türlü birbirlerine söyleyemiyorlardı.

Ertesi akşam yine aynı şey oldu. Kapı zili çaldı uzun uzun. Koştular kapıya, yine kimse yok. Bazen her gece, bazen de bir gece ara ile, gece yarısı kapı zili çalıyordu. Rahatları, uykuları kaçmıştı karı kocanın. Korku, dağları beklemeye başlamıştı.

Kiracı ertesi gün durumu ev sahibine açtı. Ev sahibi alt katta oturuyordu. Oturup konuştular. O gece nöbet tutmaya, hemen her gece kapıyı çalan kişiyi yakalamaya karar verdiler. Ev sahibi, kapının önündeki arabaya girecek, kapıyı hemen her gece kimin çaldığını görecekti. Kiracı da içerde bekleyecekti. Kapı çalar çalmaz, ev sahibi arabadan , kiracı içerden çıkacak, zili çalana basacaklardı dayağı. Yeterse yeterdi artık...... Gece yarısına doğru ev sahibi, kapının önündeki arabanın içine girdi, uzandı. Arabanın park edildiği yer karanlıktı. Kapıyı her kim çalıyorsa, karanlıkta ev sahibini göremeyecekti. Kiracı içerde, kapının hemen arkasında elinde koca bir sopa ile bekleyecekti. Zil çalar çalmaz, fırlayacaktı. Kaçamayacaktı bu kez o her kimse. Nasıl olsa ev sahibi dışarda nöbette olacaktı.

İkisi de son hazırlıklarını yaptılar, zilin çalmasını beklemeye başladılar.....Ya kapıyı çalan mezarlıktaki ruhlarsa? Cinler, perilerse? O zaman kapı yine çalacak ama onlar kimseyi göremeyeceklerdi.

Gece, saat üçe gelirken yine kapı zili çaldı. Kiracı, elindeki sopayla fırladı dışarıya. Kimse yoktu kapıda. Üstelik ev sahibi arabadan bile çıkmamıştı. Kızdı kiracı ev sahibine:
-     Niye arabadasın? Korktun mu çıkmaya? Az önce zil çaldı yine. Uyudun mu yoksa? Görmedin mi zili çalanı?
Şaşırdı ev sahibi. Şaşkınlıkla:
-     Hayır! Kimseyi görmedim. Gözümü kapıdan hiç ayırmadım. Kimse gelmedi kapıya? Nasıl çalar ki zil?
Şaşkınlıkları ve korkuları iyice arttı. İçeriye girdiler. Ev sahibi de kiracı ile yukarı çıktı. Olup bitene bir anlam veremiyorlardı. Kim çalıyordu bu zili? Kahve üzerine kahve, sigara üstüne sigara içtiler. Kiracılar; bu evde ruhlar, cinler, periler olduğuna iyice inanmışlardı artık.

Ertesi gün etraflıca düşünmeye karar verdiler. Ev sahibi kalktı gitmek için. Kiracılar onu uğurlamak üzere kapıya çıktılar. O sırada yine apartmanın dış kapısının zil çalmaya başladı. İki erkek, uçarcasına indiler merdivenleri. Onlar aşağıya indiklerinde bile zil çalmaya devam ediyordu. Ama kapıda kimseler yoktu. Allah Allah ! Bu ne işti? Kapıda kimse yoktu ama zil çalıyordu sürekli.

Bir baktılar, zilin üzerinde kocaman gövdeli, koca ayaklı büyük bir böcek vardı. Zilin üzerine kadar gelen sarmaşık yaprakları arasında zor gördüler onu. Böceğin ağırlığı ile zilin düğmesi basılıyor, işte o sırada da zil çalıyordu. Kiracı ile ev sahibi gözgöze geldiler. Böcek, zilin üzerinden hareket etti, duvara sarmış sarmaşık dalları arasında hızla kayboldu. Ve zil de sustu.


.Eleştiriler & Yorumlar

:: inanırım :))
Gönderen: gönül sevinç / türkiye/Türkiye
16 Aralık 2004
ben inanırım....ben cinlere perilere inanan bir insanım eee azmı gelmedi o tarz şeyler başıma tabii ruh çağırmam hesaba katıldığında... neyse yazıya dönelim.ablacığım inan ki okumaya başladığımda tırnaklarımı yiyordum...(korku filmi izlerken yaptığım en zevkli şey kendinden oluyor kasten değil)okudum okudum geldimmi sonuna tuttumu beni bir kahkaha krizi...yetmedi okuttum ya valla çok hoş olmuş bence korkanlar okumalı bu yazıyı fobilerini yeneceklerine eminim...kalemine sağlık :))))

:: Bu öykü, gerçek.
Gönderen: Kâmuran Esen / Bolu/Türkiye
8 Aralık 2004
Sevgili Okuyucular; Bazılarına inandırıcı gelmeyen bu öykü, yaşanmış bir olay. Zilin çalmasına bir böceğin sebep olduğu da doğru...Demekki ben, inanıdırıcı olmakta eksik kalmışım.........Eleştirilere teşekkür ederim.....Sevgiler..........Kâmuran ESEN

:: Vasat Denilemez
Gönderen: Serhat Yunus / Bilecik/Türkiye
25 Temmuz 2004
Sayın, Kâmuran Esen, Diğer yazılarınızı zevkle okuyorum. Lâkin bu yazınız gerçekçiliği barındırmadığı gibi en sonundaki böcek biraz öykü sonucunu sallama gibi olmuş. Vasat da diyemeyeceğim.

:: Gerilimsever olarak
Gönderen: hakan alan / ist.
18 Ekim 2003
Gerilim edebiyatı biraz bozuntuya uğramış galiba. Aslında bu öykü beklenmedik kategorisine daha uygun. Fena öykü değil ama bir zile basacak büyüklükte böcek biraz garip geldi doğrusu.

:: O...
Gönderen: nida / istanbul
10 Mart 2003
Kesinlikle böcek kılığına girmiş ev sahibinin bir dostudur. Yine kirayı aksattınız, hasılı kelâm... Tebrikler. Biraz kısa olmuş ve biraz daha gizemi az. Saygılar.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Farzederek Yaşayamazsın
Kiralık Evin Şartları...........
Yanmayan Bir Ampulden Nasıl Mutlu Olunur
Bir Doğum Günü Öyküsü
Sen Bir Garip Çingenesin / Nene Gerek Gümüş Zurna !
Bir Boyama Kursu Öyküsü
Ağır Misafir
Çocukluğumdaki Çerçiciler Ve Düğünler
Kadın Hastalığı
Yağmur , Güneş , Rüzgâr ve Babam

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Dönüşü Olmayan Gidiş [Şiir]
Seni Özlemenin Kitabını Yazabilirim [Şiir]
Bensiz Yaşamaya Alışacaksın [Şiir]
İşte Gidiyorsun [Şiir]
Gelseydin Eğer [Şiir]
Ne Zaman Seni Düşünsem [Şiir]
O Beklenen Hiç Gelmeyecek [Şiir]
Çek Beni İçine Bir Nefeste [Şiir]
Sığınacağım Başka Yürek Yok [Şiir]
Uykularında Sev Beni [Şiir]


Kâmuran Esen kimdir?

Okumak ve yazmak bir tutkudur benim için. Yazdıklarımı okuyucularla paylaşmak amacıyla buraya gönderiyorum. Yıllardır, yerel bir gazeteye haftalık köşe yazıyorum. Mudurnu Belediyesinde gönüllü kültür müdürü olarak çalışıyorum. Yayımlanmış Kitaplarım: -Şiirlerle Öyküler - şiir / Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Yazarlar Dizisi ( 1988). . . . . . . . -Sevgi Yumağı - şiir ( 1997 ). . . . . . . . . -K. Esen'in Kaleminden Mudurnu - derleme / Mudurnu Kaymakamlığı Kültür Hizmetleri Dizisi ( 2002 ). . . . . . . . . . . -Oynatmayalım Uğurcuğum- deneme , anı / --Senfoni Yayınları ( Haziran / 2004 ) -Mudurnulu Fatma Nine'nin Günlüğü - Baskıya hazırlanıyor

Etkilendiği Yazarlar:
Okuduğum her yazardan veya yazıdan etkilenirim. Bende bir etki bırakmayacak, herhangi bir şey öğretmeyecek bir yazı düşünemiyorum.


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Kâmuran Esen, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.