Kuran, Allah tarafından tüm insanlığa gönderilmiş ilahi bir rehberdir. İçerisinde her konuya dair en doğru bilgiler bulunur ve bu bilgiler, insanları karanlıktan aydınlığa çıkararak doğru yola iletir. Allah, Kuran'ı insanlara hidayet rehberi ve hayatlarını şekillendirmeleri için bir öğüt kaynağı olarak indirmiştir. İsra Suresi’nde bu gerçek şu şekilde ifade edilmektedir:
> "Şüphesiz, bu Kuran, en doğru yola iletir ve salih amellerde bulunan mü'minlere, onlar için gerçekten büyük bir ecir olduğunu müjde verir." (İsra Suresi, 9)
Kuran, müminlerin hayatlarını şekillendiren temel kaynaktır. Kuran'ı rehber edinen müminler, Allah’ın rahmetine ve hidayetine kavuşurlar. Hayatlarının her anında, karşılaştıkları her olayda Allah’ın hükümlerini gözetir ve onun çizdiği kadere tabi olmanın huzuruyla yaşarlar. Yunus Suresi'nde Allah şöyle buyurur:
> "Ey insanlar, Rabbinizden size bir öğüt, sinelerde olana bir şifa ve müminler için bir hidayet ve bir rahmet geldi." (Yunus Suresi, 57)
Bu ilahi rehber, insanlara manevi bir huzur ve güven hissi verir. Kuran’ı hayatlarının merkezine alan insanlar, dünya hayatında sıkıntı, korku ve ümitsizlikten uzak bir yaşam sürerler. Çünkü bilirler ki, Allah’ın ilmi her şeyi kuşatmıştır ve her şey O’nun takdirindedir. Kuran, her yaştan ve her seviyeden insanın anlayabileceği bir açıklıkla indirilmiştir. Ayetlerindeki hikmet, Allah’ın kullarına sunduğu ilahi bir lütuftur. Allah, Kuran’ın bu özelliğini Bakara Suresi’nde şu şekilde bildirir:
> "İnsanlar için hidayet olan ve doğru yolu ve (hak ile batılı birbirinden) ayıran apaçık belgeleri (kapsayan) Kuran..." (Bakara Suresi, 185)
Kuran’ı anlamak için özel bir zekaya ya da yeteneğe ihtiyaç yoktur. Samimi bir niyet, derin bir iman ve ihlas, Kuran’dan öğüt alıp uygulamak için yeterlidir. Taha Suresi’nde bu konu şöyle ifade edilir:
> "Biz sana bu Kuran'ı güçlük çekmen için indirmedik, içi titreyerek korku duyanlara ancak öğütle-hatırlatma (olsun diye indirdik)." (Taha Suresi, 2-3)
Kuran, doğruyu yanlıştan ayıran bir rehberdir. Ancak bu rehberlikten faydalanmak, kişinin Allah’a karşı olan samimiyetine bağlıdır. Allah, yalnızca kendisine gönülden teslim olan ve ahiret gününe iman eden kullarına hidayet verir. Bu konuda Nahl Suresi’nde şöyle buyrulmaktadır:
> "Biz Kitabı sana, her şeyin açıklayıcısı, Müslümanlara bir hidayet, bir rahmet ve bir müjde olarak indirdik." (Nahl Suresi, 89)
Kuran, hikmetli bir kitap olarak insanlara yol gösterir. Ancak yalnızca Allah’tan korkup sakınanlar ve kalpleri imanla dolu olanlar, Kuran’ın ışığıyla aydınlanabilir. Bu gerçek, Lokman Suresi’nde şu şekilde ifade edilmiştir:
> "Bunlar hikmetli Kitabın ayetleridir; muhsin olanlara bir hidayet ve bir rahmettir." (Lokman Suresi, 2-3)
Kuran’ı rehber edinen bir insanın hayatı, diğerlerinden çok farklıdır. Bu kişi, her kararını Kuran ahlakına göre alır, her olayda Allah’ın ayetlerini gözetir. Vicdanı daima temizdir ve bu durum ona manevi bir huzur kazandırır. Kuran, dünya hayatının geçici olduğunu hatırlatarak, insanı ebedi olan ahiret yurduna hazırlar. Büyük İslam alimi Said Nursi de bu gerçeği şu sözlerle dile getirmiştir:
> "Kuran-ı Hakim şuurlu insanlara imamdır, cin ve insan topluluğuna mürşiddir, ehl-i kemale rehberdir, ehl-i hakikata öğretmendir..." (Sözler, s. 185)
Kuran, tüm insanlık için bir öğüt, müminler için ise bir hidayet ve rahmet kaynağıdır. Onun rehberliğini kabul eden ve hayatına tatbik eden herkes, Allah’ın rahmetine ve doğru yoluna erişir. Bu ilahi kitabı anlamak ve onunla yaşamak, samimi bir niyet ve Allah’a bağlılıkla mümkündür. Rabbimiz’in bu büyük nimeti, tüm insanlar için bir kurtuluş vesilesi ve ebedi saadetin anahtarıdır. Allah, bizi Kuran’ın rehberliğinden ayırmasın ve doğru yolunda daim kılsın.