Bir önyargıyı yok etmek, atomu parçalamaktan daha zordur. -Einstein |
|
||||||||||
|
Kur’an, toplumsal adaletin sağlanması için bir dizi prensip sunmaktadır. “Senin Rabbin, 'ana yerleşim merkezlerine' onlara ayetlerimizi okuyan bir elçi göndermedikçe şehirleri yıkıma uğratıcı değildir. Ve biz, halkı zulmeden şehirlerden başkasını da yıkıma uğratıcı değiliz.” (Kasas Suresi 59. Ayet) Bu ayet, Allah’ın elçilerini, toplumları ıslah etmek ve zulmün karşısında durmak için gönderdiğini vurgulamaktadır. Burada dikkat çeken en önemli nokta, şehirlerdeki zulme karşı Allah’ın elçisinin bir direniş içinde olması gerektiğidir. Şehirlerin yıkımına uğramadan önce, oradaki zulmün ortadan kaldırılması gerekmektedir. Ancak tasavvuf anlayışındaki bazı kişiler, bu tür bir toplumsal mücadelenin aksine, şehirlerden kaçarak dağlarda yalnız başlarına manevî bir yolculuğa çıkmayı tercih etmektedirler. Oysa ki, Allah’ın elçileri şehirlerdeki zulmü ortadan kaldırmak için mücadele etmişlerdir. Tasavvuf, manevi bir arayış içinde olanlara, içsel bir yolculuğa çıkmalarını ve Allah’a yakınlaşmalarını öğütler. Ancak tasavvufçuların şehirlerden kaçıp dağlarda inzivaya çekilmeleri, toplumsal sorunlardan ve zalimlerden uzak durmayı tercih etmeleri, İslâm’ın esas öğretilerine ters düşmektedir. Kur’an’da, Allah’ın elçileri ve mü’minler, toplumsal sorunları çözmek için mücadele etmişlerdir. Bunun aksine, şehir merkezlerinden kaçan ve dış dünyadan soyutlanan sufiler, toplumun yararına olacak bir mücadelenin içinden çıkmışlardır. Nebimiz Musa örneği, bu anlayışın ne kadar yanlış olduğunu açıkça göstermektedir. “Nebimiz Musa çobanlık yapıyor, dağlarda yaşıyordu. Allah, Musa’yı resul yaptı ve dağdan şehre indirdi, firavuna gönderdi; şeyhlerde şehirlerden kaçıp dağlara sığınıyorlar, uzlete çekiliyorlar.” Tasavvuf ehli, dağlarda huzur arayarak, zulümle mücadele etmeyi ve toplumu ıslah etmeyi reddetmiştir. Oysa Allah’ın elçileri, toplumların ıslahı için şehirlere gönderilmiş ve zulmün karşısında durmuşlardır. İslâm, sadece bireysel bir inanç sistemi değil, aynı zamanda toplumsal adaletin sağlanması için bir yol haritasıdır. Allah’ın yardımı, ancak gerçek mücadele içinde olanlara gelir. Bakara Suresi’nin 214. Ayeti, bu mücadelenin zorlayıcı ve acı veren yönlerini gözler önüne sermektedir: “Yoksa sizden önce gelip-geçenlerin hali başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Onlara öyle bir yoksulluk, öyle dayanılmaz bir zorluk çattı ve öylesine sarsıldılar ki, sonunda elçi, beraberindeki mü’minlerle; 'Allah'ın yardımı ne zaman?' diyordu. Dikkat edin. Şüphesiz Allah'ın yardımı pek yakındır.” Ayette, zor zamanlardan geçen peygamberler ve mü’minlerin Allah’ın yardımı için sabırlı olmaları gerektiği belirtilmektedir. Gerçek mücadelenin, insanların adalet için zorluklara katlanmalarını ve bu süreçte Allah’a güvenmelerini gerektirdiği vurgulanmaktadır. Said Nursi, tasavvufun yanılgılarını aşarak, imanını ve halkını korumak için toplumun içine giren bir şahsiyet olarak tarihe geçmiştir. “Biz, imanı kurtarmak ve Kur’ân’a hizmet için, Mekke’de olsam da buraya gelmek lâzımdı. Çünkü, en ziyade burada ihtiyaç var.” (Emirdağ Lâhikası) Nursi, Mekke’de huzurlu bir hayat sürebilecekken, Türkiye’nin zorlu şartlarına, cezaevlerine ve sürgünlere katlanarak, halkının imanını korumak ve onları eğitmek için mücadele etmiştir. Bu, İslâm’ın özünde yer alan gerçek bir mücadeledir. Nursi, sadece manevi bir yolculuk değil, aynı zamanda toplumsal bir direniş sergileyerek, toplumun inancını korumak için çaba sarf etmiştir. Kur’an, sadece kişisel bir inanç değil, toplumların adaletli bir şekilde yaşaması için de bir rehberdir. Müslümanlar, sadece manevî dünyada huzur aramakla yetinmemeli, aynı zamanda zulmün ve adaletsizliğin karşısında durarak toplumsal düzene katkı sağlamalıdırlar.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2025 | © Muhammed Rıdvan Kaya , 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |