..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bir önyargıyı yok etmek, atomu parçalamaktan daha zordur. -Einstein
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Din > Muhammed Rıdvan Kaya




28 Aralık 2024
Şehirlerden Dağlara: İslâm’ın Gerçek Mücadelesi ve Tasavvufun Yanıltıcı Sükûneti  
Muhammed Rıdvan Kaya
İslam’ın temel öğretileri, bireylerin ve toplumların Allah’ın yolunda ilerlemelerini sağlamaya yöneliktir. Ancak tarihsel süreçte bu öğretiler zaman zaman yanlış anlaşılmış ve sapkın inançlar, dini bir anlayış olarak sunulmuştur. Özellikle tasavvuf, bir yönüyle manevî gelişimi ön planda tutarken, bazen toplumsal sorunlara duyarsız kalmış ve insanları adaletin, eşitliğin ve hak mücadelesinin ortasında bırakmıştır.


:BF:
İslam’ın temel öğretileri, bireylerin ve toplumların Allah’ın yolunda ilerlemelerini sağlamaya yöneliktir. Ancak tarihsel süreçte bu öğretiler zaman zaman yanlış anlaşılmış ve sapkın inançlar, dini bir anlayış olarak sunulmuştur. Özellikle tasavvuf, bir yönüyle manevî gelişimi ön planda tutarken, bazen toplumsal sorunlara duyarsız kalmış ve insanları adaletin, eşitliğin ve hak mücadelesinin ortasında bırakmıştır.
Kur’an, toplumsal adaletin sağlanması için bir dizi prensip sunmaktadır. “Senin Rabbin, 'ana yerleşim merkezlerine' onlara ayetlerimizi okuyan bir elçi göndermedikçe şehirleri yıkıma uğratıcı değildir. Ve biz, halkı zulmeden şehirlerden başkasını da yıkıma uğratıcı değiliz.” (Kasas Suresi 59. Ayet) Bu ayet, Allah’ın elçilerini, toplumları ıslah etmek ve zulmün karşısında durmak için gönderdiğini vurgulamaktadır. Burada dikkat çeken en önemli nokta, şehirlerdeki zulme karşı Allah’ın elçisinin bir direniş içinde olması gerektiğidir. Şehirlerin yıkımına uğramadan önce, oradaki zulmün ortadan kaldırılması gerekmektedir. Ancak tasavvuf anlayışındaki bazı kişiler, bu tür bir toplumsal mücadelenin aksine, şehirlerden kaçarak dağlarda yalnız başlarına manevî bir yolculuğa çıkmayı tercih etmektedirler. Oysa ki, Allah’ın elçileri şehirlerdeki zulmü ortadan kaldırmak için mücadele etmişlerdir.
Tasavvuf, manevi bir arayış içinde olanlara, içsel bir yolculuğa çıkmalarını ve Allah’a yakınlaşmalarını öğütler. Ancak tasavvufçuların şehirlerden kaçıp dağlarda inzivaya çekilmeleri, toplumsal sorunlardan ve zalimlerden uzak durmayı tercih etmeleri, İslâm’ın esas öğretilerine ters düşmektedir. Kur’an’da, Allah’ın elçileri ve mü’minler, toplumsal sorunları çözmek için mücadele etmişlerdir. Bunun aksine, şehir merkezlerinden kaçan ve dış dünyadan soyutlanan sufiler, toplumun yararına olacak bir mücadelenin içinden çıkmışlardır. Nebimiz Musa örneği, bu anlayışın ne kadar yanlış olduğunu açıkça göstermektedir. “Nebimiz Musa çobanlık yapıyor, dağlarda yaşıyordu. Allah, Musa’yı resul yaptı ve dağdan şehre indirdi, firavuna gönderdi; şeyhlerde şehirlerden kaçıp dağlara sığınıyorlar, uzlete çekiliyorlar.” Tasavvuf ehli, dağlarda huzur arayarak, zulümle mücadele etmeyi ve toplumu ıslah etmeyi reddetmiştir. Oysa Allah’ın elçileri, toplumların ıslahı için şehirlere gönderilmiş ve zulmün karşısında durmuşlardır.
İslâm, sadece bireysel bir inanç sistemi değil, aynı zamanda toplumsal adaletin sağlanması için bir yol haritasıdır. Allah’ın yardımı, ancak gerçek mücadele içinde olanlara gelir. Bakara Suresi’nin 214. Ayeti, bu mücadelenin zorlayıcı ve acı veren yönlerini gözler önüne sermektedir: “Yoksa sizden önce gelip-geçenlerin hali başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Onlara öyle bir yoksulluk, öyle dayanılmaz bir zorluk çattı ve öylesine sarsıldılar ki, sonunda elçi, beraberindeki mü’minlerle; 'Allah'ın yardımı ne zaman?' diyordu. Dikkat edin. Şüphesiz Allah'ın yardımı pek yakındır.” Ayette, zor zamanlardan geçen peygamberler ve mü’minlerin Allah’ın yardımı için sabırlı olmaları gerektiği belirtilmektedir. Gerçek mücadelenin, insanların adalet için zorluklara katlanmalarını ve bu süreçte Allah’a güvenmelerini gerektirdiği vurgulanmaktadır.
Said Nursi, tasavvufun yanılgılarını aşarak, imanını ve halkını korumak için toplumun içine giren bir şahsiyet olarak tarihe geçmiştir. “Biz, imanı kurtarmak ve Kur’ân’a hizmet için, Mekke’de olsam da buraya gelmek lâzımdı. Çünkü, en ziyade burada ihtiyaç var.” (Emirdağ Lâhikası) Nursi, Mekke’de huzurlu bir hayat sürebilecekken, Türkiye’nin zorlu şartlarına, cezaevlerine ve sürgünlere katlanarak, halkının imanını korumak ve onları eğitmek için mücadele etmiştir. Bu, İslâm’ın özünde yer alan gerçek bir mücadeledir. Nursi, sadece manevi bir yolculuk değil, aynı zamanda toplumsal bir direniş sergileyerek, toplumun inancını korumak için çaba sarf etmiştir.
Kur’an, sadece kişisel bir inanç değil, toplumların adaletli bir şekilde yaşaması için de bir rehberdir. Müslümanlar, sadece manevî dünyada huzur aramakla yetinmemeli, aynı zamanda zulmün ve adaletsizliğin karşısında durarak toplumsal düzene katkı sağlamalıdırlar.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın din kümesinde bulunan diğer yazıları...
Şirk ve Aşkın İzdüşümleri: Bir İnsanlık Draması
Buhârî ve Pavlus: İslam ve Hristiyanlık Üzerindeki Etkileri
Kelime-i Şehadet: Bir İnanç mı Yoksa Sonradan Eklenen Bir Gelenek mi?
Kader ve İnsan İradesi Üzerine Bir İnceleme
Kuran'ın Anlaşılabilirliği ve Beyyine Kavramı Üzerine Bir İnceleme
Namazın Önemi ve Kültürel Kısıtlamaların Namaza Etkisi
Kur’an’da Kadın: Güçlü, Akıllı ve Sorumluluk Sahibi Bir Birey
Şirk ve Modern Putperestlik: İslam’ın Temel Öğretileri ve İnsanların İlahlaştırdığı Figürler
İnsanların Allah’a Kulluk Yerine Toplumun Beklentilerine Uyması: Sapkın Bir İnanç Sistemi ve Çözüm Yolları
Nebimiz Muhammed'in Kuran'ı Kendi Çıkarları İçin Yazdığına Yönelik İddialara Karşı Bir Değerlendirme

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Şirk ve Tevhid

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Ruh, Varlık ve İlahi Hakikat [Bilimsel]
Maddenin Gerçek Mahiyeti ve Allah'ın Kudreti [Bilimsel]
Beynimizde Oluşan Dünyanın Gerçekliği: Algı ve Gerçek Arasındaki Sınırlar [Bilimsel]
İnsanı İnsan Yapan Şey: Ruh ve Bilinç Arayışı [Bilimsel]
Kuantum Fiziği Perspektifinden Algılar: Gerçeklik ve Beynin Yorumlama Mekanizması [Bilimsel]
Homolog Organların Evrimsel Çıkmazı [Bilimsel]
Evrim Teorisi Hakkında Bilimsel Gerçekler [Bilimsel]
Gerçeklik Algımız: Beynimizde Yaratılan Dünyanın İnandırıcılığı [Bilimsel]
Evrim Düşüncesinin Tarihi, Bilimsel Dayanakları ve Sorunları [Bilimsel]
Evrim Teorisi ve Allah'ın Varlığı [Bilimsel]


Muhammed Rıdvan Kaya kimdir?

Merhaba ben Muhammed Rıdvan Kaya 2014 yılından 2021 yılına kadar çeşitli platformlarda dini paylaşımlar yaptım. Birgün Herkes Etik Hacker Olur, Yapay Zekayı Herkes Öğrenir, Herkes Prompt Mühendisidir, 2024 YKS TERCİHLERİ İÇİN REHBER KLAVUZ kitaplarının yazarıyım.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2025 | © Muhammed Rıdvan Kaya , 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.