..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Ýste, sana verilecektir; Ara, bulacaksýndýr; Çal ve kapý sana açýlacaktýr -Ýncil
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Deneysel > Öykü Yüzer




13 Temmuz 2003
Bir... Bir...Bir...Bir...  
Öykü Yüzer
Küçük, budist, mutsuz, derisi sarýmtýrak, narin, kukulu kýzlar, kýzlar, kýzlar…


:CBFH:
BÝR BÝRLEÞME

Geliyorum... geliyorummmm... geliyoruuuummmmmmmmmmmm

ve geldi.
kasýla kasýla,
tembel tembel,
ve geldi.
yaðmur geldi. Artýk avaz avaza yaðýyordu.

Gecenin dipsiz bir kuyu olduðu o anda geldi...Aðaçlar tirtir titrediler zevkten...yapraklarýn hazdan ve aþktan eridiklerini gördüm... damarlarý varmýþ...þiþkin, patlamaya hazýrlarmýþ...ve patladýlar inim inim...
Seviþmenin kokusu topraða geçti...havaya karýþtý...bana da ulaþtý...tenime bulaþtý...gevþedim...
Yaðmur yüzüme boþalýyordu ve çenemden boynuma ve boynumdan göðsüme ve göðsümden uzaklara aktý...aktý...aktý...aktý...aktý...aktý...aktý...
Yaðmur bana, bana da sahip oldu o gece. Göz bebeklerim büyüdü...tenim gerildi, parladý...çok titredim o gece...aðaçlar bilirlerdi titremeyi...artýk ben de biliyordum...

Geldiði gibi gitti yaðmur sonra...hiç birþey olmamýþ gibi...herkes susmuþtu...aðaçlara baktým... þaþkýndýlar, ýslak, yapýþ yapýþtýlar hala ... terkedilmiþtik hepimiz. Ve baðlanmýþtýk ta iþin kötüsü...
Artýk hep onu bekleyecektik...bizi yeþertmesi, parlatmasý, avaz avaza söyletmesi için gecelerin dipsiz kuyu olduðu o anda ellerimiz yana yana, gözlerimiz kapalý, mýrýl mýrýl mýrýldanarak “nolur gel bu gece” diyecektik...
O, kafasýna estiði gibi ya gelecekti, ya gelirmiþ gibi yapacaktý ve belli ki gelmeyecekti...
Biz tam kurumaya yüz tutmuþken gelirdi belki...keþke...hadi!


BÝR YOL

Uçaða bineli 2 saat 40 dakika oldu. 6 saat falan dakika kaldý. Bir kadeh beyaz þarap ve bir avuç fýndýktan sonra hala ayný heyecaný duyuyorum. Yoldayým, haritada bir yer seçti parmaðým ve iþte oraya doðru uçuyorum. Nereye olduðu hiç önemli deðildi ve þimdi bakýyorum da, hala deðil. Yan koltukta oturana soruyorum, dönmeden yüzümü:

“nereye gidiyoruz”?

“Size programý vermediler mi?”

“Ne programý be”...diyorum

“Program da ne be”...diyorum

Anlaþýlan ayný dili konuþmuyoruz yan koltukla...Bakýyorum, yan koltuk boþ. Koltuktan gelen cevap ise az ötemde, türbülansa kurban gitmiþ, bir avuç fýndýk olmuþ, hafiften ürpermiþ ve battaniyeye sarýlmýþ. Arkama yaslanýyorum rahatça...amma huzurluyum, amma arýndým bile, ammalar çoðaldýkça bir kadeh þarap daha istiyorum...bu ammalar kutlanmalý.

Balayýna giden bir sürü çift var uçakta...parlak gözbebeklerini de beraberlerinde taþýyorlar.Ballýayýlarýný yýllarýn gerisinde, berisinde býrakmýþ çiftler de var uçakta...adam uyumuþ çoktan, kadýn ise hostesin muntazam bacaklarýna bakýyor, kendisininkiler çoktan terkedilmiþ…varisler ele geçirmiþler bir zamanlarýn ipek tenli bacaklarýný…
“Niye varis olmuþ kadýnýn bacaklarý acaba” diye meraklanan biri daha var uçakta...gideceði yeri hep parmaðýyla seçen, gitmek eyleminden duyduðu haz-acý karýþýmý yüzünden bir saat sonra bir kadeh þarap daha isteyecek olan...

“Nereye gidiyoruz”
“city of smileeee” diyor güleç hostes. Ve benim baþým dönüyor...sanýrým þaraptan…ve uyku..ve uyku…ve uyku…


Check-in iþlemleri 3 saat sürüyor…sýkýldým…hava aðýr…ben saatlerdir uçmuþ uçmuþtum…sersemdim ve uzaktaydým…neye uzaktaydým?

Bu þehir neden böyle kokuyor? Aaa! Tuk tuk dedikleri arkasý koltuklu bisikletlere bak! insanlar çekiyor!!! Ben onlara binmem…

-Taksi!! Sol Twin Towers Hotel please…

Hey Bangkok, sen Ýstanbul’u bilir misin? Hani sana 7500 km uzaktan bakan pis kaltak …sen onun kadar kaltak olabilir misin?

2 gün sonra sabaha karþý 04.00 :
Uykum kaçtý, ya da uyku yetti. Belki de heyecandan. Televizyonda sumo güreþi seyrettim, bizim yaðlý güreþle aralarýnda farklarý ve benzerlikleri düþündüm. Çok ta düþünmedim ama. Otel odam güzel, otel lüküs.
Otelin hemen yanýndaki küçük bir marketten ballý süt almýþtým ya…içtim.
Teyzemin yolluk olsun diye yanýma verdiði kurabiyelerden atýþtýrdým. 4 saat sonra kahvaltýya ineceðim aslýnda. Kahvaltýda bizim yediðimiz þeylerden yokmuþ, pirinçli birþeyler olacakmýþ…yanýmda müsli getirmiþtim; onu yerim.
Dünyanýn bambaþka bir köþesinden yazýyorum. Burada insanlar çok güleryüzlü. % 95’I budistmiþ zaten..zaten ..zaten ne demekse?
Hepsi de incecik: narin; yani hiç yabancýlýk çekmiyorum.
Para birimleri “baht”. 1dolar=40 baht. Krallýkla yönetiliyor bu Tayland. Ve halk kralý çok severmiþ. Kral 72 yaþýndaymýþ ve dünyada en uzun süre tahtta kalan kralmýþ. Tai halkýnýn ingilizcesi berbat…yemekleri güzel ve deðil arasýnda gidip geliyor. Sokaktaki seyyar yemekçilerden böcek, çekirge kýzartmasý yemek çok istedim. Ama hep son anda vazgeçtim. Hava çok kapalý ve çok sýcak ve çok nemli.
Çok çeþitli tropikal meyveler var…Bayýlýrým. Rambutaný sevdim. Kabuðu dikenli çilek gibi.içinden þeffaf yumurtaya benzer meyvesi çýkýyor. Mangoyu sevmedim. Bir de sarýmsak görünümlü bir meyve var. Adý mangositin galiba.
Dün geceki “coconut club” I düþünmeden edemiyorum. Kukularýndan dünyayý çýkaran küçük kýzlar gördüm. Kukudan balýk çýkarma, kukudan jilet çýkarma, kukuyla sigara içme, kukuyla düdük çalma, kukular, kukular ve kukular…
Onlarý izleyen bizler, bizler, bizler…akan salyalar ve diðer salgýlar…
Küçük, budist, mutsuz, derisi sarýmtýrak, narin, kukulu kýzlar, kýzlar, kýzlar…

Dün sabah ki kanal gezisini düþünmeden edemiyorum. Kanallarýn üzerine kurulmuþ, yýkýlmaya yüz tutmuþ ahþap kulübeler…kulübelerde sayýsýz çocuk ve köpekler… bir tapýnak…tapýnaðýn duvarlarýna çarpa çarpa yüzen kutsal pisi balýklarý…bir kadýn balýklarý besliyor.

Kanal gezisi bitti. Tekneden indim. Bir yaðmur, bir yaðmur, bir yaðmur…sandaletlerimin içinden Hint Okyanusu aktý…Çok ýslandým.


BÝR YOKUÞ

Bir tek ben varým bir yokuþun baþýnda bu sabah.
Sabah ayazý göz kenarlarýmla dudaklarýmý yalýyor en çok. Topuk seslerimin korkunç, yalnýz, güçlü seslerini takip ediyorum. Onlar önde gidiyorlar.Ben onlarý biraz geriden takip ediyorum. Onlar biliyorlar yolu. Ben bilmiyorum.
Pardösümün kuþaðý kemer yerinden kaydý..yerlerde süründü..sürüm sürüm...
Ýlgilenmiyorum...
Abuk sabuk, ilgisiz, kayýtsýzým; hýyar gibiyim kýsacasý.Yol, 100 metre ötede sola kývrýlacak birazdan.Ve kývrýlmasýyla beraber dimdik, haþin, gýpgri bir yokuþ olacak önüm, arkam, saðým, solum. Kýsa ve býkkýn bir nefes eþliðinde inmeye duracaðým yokuþu.

Yaðmur yaðmýþ gece... Arabalarýn camlarý çiðlenmiþ, parke taþlarý kayganlaþmýþ, bendeniz yalnýzlaþmýþ...Bir sokak kedisi, köpeði, tinercisi, fahiþesi olmuþum ben bu sabah, bu yokuþta. Yokuþ çok acýmasýz ve gri. Ýnen çýkacak-çýkan inecek...tekrar tekrar...yaðmurlu-ayazlý-terli-yorgun-umutlu...bu yokuþlar deðiþmez!
Yer yer kilimler atsam bu yokuþun griliðine...ev gibi yapsam bu yokuþu ...
Yokuþ boyunca fesleðenler olsa, parke taþlarýnýn arasýndan yeþiller fýþkýrsa filan.
Birkaç kedi köpek serpiþtirsem saðlý sollu...Koþarak çýkan neþeli çocuklar olsa fonda. Yokuþun sonuna hayli var. Yanýma yokuþ boyunca atýþtýracak birþeyler alsaymýþým keþke. Haydi! araba filan geçsin artýk yanýmdan. Kedi çýksýn çöp tenekesinden aniden. Midem aðzýma gele gide , ayaklarým önde, bedenimi geriye asmýþ, gerilmiþ, kasýlmýþ inmekle uðraþýyorum bu þeyi...

Daha çok erken. En erken ben çýkmýþým yola bu sabah bence. En cesuru benim. Bu yokuþla baþbaþa kalacak kadar yamaným, yalnýzým.

Aklýma eski eski kitaplar geliyor nedense. Burnumda kokularý. En sevdiðim 2.kokudur. 1.si tarçýnlý ýhlamurdur. Bu ikisini bir arada düþünmek bile beni yokuþlardan alýr... nehir kýyýlarýna...aðaç altlarýna götürür...oralarda bir süre uzanýrým...karýncalar ellerime çýkarlar.
Ihlamur-kitap-aðaç üçlüsüne derinlerden sesler de iliþiyor sinsi sinsi.Hiç görmediðim yörelerden bir potpuri oluyor yokuþ :

Urfa’nýn etrafý dumanlý daðlar, aman aman....
Altým yaðmur, üstüm çamur...
Aman mor koyun, meler gelir


Minibüse bak be...bomboþ...ne güzel oturucam þimdi. En arka cam kenarý benimdir.Kimsenin parasýný saða sola uzatmam gerekmeyecek...Ýsteyen binsin insin-ayakta kalýp sýkýþsýn-tavandaki metallere asýlsýn-kaptan fren yapsýn -asýlanlar 2 adým öne kaysýn-hatta biri de düþsün mesela-beyler arkaya doðru ilerlesin.
Ben en arkada olacaðým, cam kenarýndayým.

Öyle olmuyor iþte. Ortalarda 2 kiþiliklere oturmak zorunda kalýyorum.Moralim çok bozuluyor haliyle.
Arkadan enseme uzanan yamuk yumuk paralara uzanýyor, sonra onlarý baþka enselere uzatýyorum
Dur-kalk...DUR...KALK....KALKSANA...þimdi DUR...tamam artýk KALKABÝLÝRSÝN.
Kimse inmiyor...binlercesi biniyor oysa ki...cam kenarýnda deðilim ben.
Yanýbaþýmda ayakta duranlarýn ( fren yapmalar veyahut yeni binenlerle deðiþiyorlar) mahrem yerleri yüzüme bir hayli yakýn. Nefret ediyorum kaptandan (kaptan diyorlar þoföre). Baþýmý hafifçe kaldýrýp ayaktakilere bakýyorum. Herkes dýþarý bakýyor..ayný yönden-ayný pencereden.Ahenkle bütünleþmiþ, kenetlenmiþiz birbirimize.
Ýnecek var diyor biri aniden. Dirlik, düzen bozuluyor.Minibüste dengeler altüst oluyor.
Ýtiþ kakýþ, homurtular eþliðinde kir kokan giysiler geçiyor yanýmdan.Nefes alamýyorum. Durdurun dünyayý inecek var!

Ýnmem gereken yerden önce iniyorum. 5 dk yürümekle ödüyorum bu asiliðin bedelini. Yokuþun yalnýzlýðý burnumda tütmeye baþladý doðrusu.

Gazete alýcam.Üsküdar-Beþiktaþ motorunda baþýmý gazeteme gömecem. Birbirini süzen insanlarla oynamýycam-küsücem onlara.

Gazete almýyorum.Kýzdým. Biri benim sýramý kapýyor. Ben de elimdeki gazete parasýný kaðýt mendilci kýza veriyorum. Bozdur bozdur harca diyorum (içimden tabii ki).

Sonra baþka mendilciler de görüyorum .Keþke ona deðil de buna verseydim dediðim de oluyor ( ne yalan söyleyim). Neden bu ayrýmý yaptým bilmiyorum. Gýcýklýk iþte.

Aman çok hoþ. Motorun güvertesine týrmanacaðýz. Eteðim dar. Güverte yüksek. Adýmým kýsa. “Cart” diye bir ses olacak þimdi. Olmadý galiba. Sessiz bir yýrtýlýþ ta olmuþ olabilir tabii...Hani nasýl derler? Sökük, sökük.

Koltuklar birbirine karþýlýklý dizilmiþ. Çok ama çok samimiyiz. Sabahýn ayazlý güneþi ruhsuz yüzlere uðruyor. Herkes sidikli. Güneþ çok adi yahu!
Akþam güneþiyle avunuruz artýk diyoruz hep bir aðýzdan biz, motordakiler.
Her yere dokunuyorum gözlerimle.Yine baþladý gözlerim. Olmadýk detaylar buluyor. Sinirlerim bozulup gülecem diye kasýyorum kendimi. Sýrýtmamalýyým bile.
Diyorum ya koltuklar karþýlýklý dizili, ve ben çok samimiyim komik detaylarla.

Adamýn teki yanýndaki kýzýn bacaklarýna bakmak istiyor.Meraktan çatlayacak bakmazsa. Kýzýn gazetesini paylaþýyor çaktýrmadan. Bacaklar okuduðu yere çooook yakýn.Takip etmemeye karar veriyorum. Çünkü bu takibin sonu büyük bir kahkahaya dönüþecek. Diþlerimi sýkarak kýsa göz yolculuklarýna çýkýyorum.
Kýsa ziyaretler. Hasta ziyareti gibi...

Belli ki bu sabah çok özenmiþ giyimine þu kadýn. Kendinden pek emin, barýþýk kendiyle. Ben de hak veriyorum ona. TAAAA KÝ...aðzýndaki pabuç gibi sakýzý farkedene kadar.

Daþ! Gibi gençlerimiz...uyukluyorlar bu sabah motorda.

Akþam iþ dönüþü yapacaðý yemeði düþünen kadýnlar var...Boðucu renkli dömiyeslerinden tanýdým. Bence onlar kambiyocu.

Üzerimdeki birkaç gözü de farkediyorum tabii...Mesela biri yüzüðüme bakýyor.
Köþedeki adam da yüzüme , belki de gözaltý torbalarýma. Biraz rahatým kaçýyor.

Yavaþtan toparlanýyorum...en önce ben ineyim diye bir karar alýyorum.
Göz torbalarýmý ilerde aldýrabilirim. Yani çok torbalanýrlarsa filan. O adamdan nefret ediyorum.

Ben bir zamanlar yalnýzlaþýnca þarký yarýþmasý yapardým kendi kendime, kendimle...
“içinde deniz geçen 10 þarký”
“içinde el geçen 10 þarký”

Önce ben baþlardým...
Kaybeden soyunurdu. Kazanan da soyunurdu sonra. Yarýþma duþun altýnda devam ederdi...
Þimdi yine þarký söylüyorum içimden...Ella Fitzgerald Hanýmefendi’nin sesinden “misty”yi yorumluyorum...Hafif hafif yaðmur da çiselemeye baþladý...

Motordan en son ben iniyorum. 3 basamaklý bir merdiven dayamýþlar karaya inmek için. Ýyi olmuþ bak...
Þimdi biraz yürüyüp ýþýklardan karþýya geçicem. Sonra bir minibüse binicem.
Minibüsün en arkasýna cam kenarýna oturmak istiycem. Oturamamam çok moralimi bozmayacak bu sefer.

Sabah indiðim yokuþa da kýzmayacaðým akþam çýkarken. Karar verdim.
          
                                                  
BÝR ÝTÝRAF

Yaðmurdan bebelerim olduydu...gözlerimden doðurduydum kan revan içinde...bebelerime sahip te çýktýydým...yastýðýmda da uyuttuydum...uyuttuydum da büyüttüydüm de...



Aralýk 2002-Temmuz 2003



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn deneysel kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Sis ve Rüzgar
Renklerin Dili, Damaðý ve Diþleri

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Evler
Kaos
Kalýrsa, Ýçinde Biraz Lavanta Kalýr
Sabahat Haným
Matruþka Tükürük Hokkasýnda
Orman
Kim Ulan Bu Cahide?
Ýstiklal Caddesinde Tütsü Kokularý
Kokteyl
Al bu kestaneler senin...


Öykü Yüzer kimdir?

.

Etkilendiði Yazarlar:
edgar alan poe, sait faik abasýyanýk


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Öykü Yüzer, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.