En güzel özgürlük düþü, hapishanede görülür. -Schiller |
|
||||||||||
|
SÝS Sis vardý. Bildiðimiz sis. Ürküten bazýlarýmýzý, Heyecanlandýran kimilerimizi Yaþamýn parçasý sis Aslýnda kendisi mi? Bu sabah vapurlarý kaldýrmadý bu sis Donuk rengi içime de iþledi Matlaþtým. Hele bir de acý içindeydim Özlem ve çaresizlik içinde Ve kýrýla kýrýla kabullenmeliydim Üstüne üstlük sis te vardý iþte Mat, boðucu, ürküten bazýlarýmýzý Heyecanlandýran kimilerimizi Ve bu bir þiir deðil... Ama belki de Boþ Sessiz Donmuþ Bir yalnýzlýk Bu bize, aslýnda hep yalnýz olduðumuzu; özellikle “unutanlara” hatýrlatan bir doða olayý Bu sis böyle... Þimdi... Artýk susma vakti Gitmek, yollara düþmek deðil yapabileceðimiz Sakinleþme vakti diyorum Kendimizle el sýkýþma, dans etme, bir adým daha yaklaþma ve dayanamayýp öpme vakti Bu siste nereye gidilir ki hem? Olduðumuz yerde sakince durup, sisin kalkmasýný beklemek gerekmez mi ? Gerekir. Sise raðmen, bir adým ötesini göremeden nereye? Bu sis yerde kalmaz ki hem. Bu sisin de öyküsü gün gelir yazý olur Uzaklardan bakakalýr Bir doða olayý nihayetinde... Olduðu yerde kaldý sisteki insanlardan erkek olaný. Þimdilik. Hazýr bir adým bile atamýyorken, bu hareketsizliði deðerlendirmek ve þöyle bir sislenmek sisin ortasýnda fena olmayabilirdi... Ürkerek, boðularak yaþamaktansa sisi... Bir þekilde tadýný çýkarmak çok mu imkansýzdý yani? Gözlerini yavaþça kapadý sisteki adam... Bu siste o bildiðimiz hafif çekik gözlerin yapabileceði fazla birþey yoktu zaten Bir yerlere gizlemiþ belki de unutmuþ olduðu gönül gözünü aradý ceplerinde... Pantolonunun arka ceplerini yokladý önce... Orada bulamadý... Yeni aldýðý uzun gri paltosunun iç cebine hamle yaptý gözlerini bir an bile açmadan... Sigara paketi önce... ve Eline nemli nemli bir þey deðdi... Cebin alt köþesine resmen bulunmamak için saklanmýþtý sanki göz. Ýþaret parmaðýyla kenarýndan yakaladý gözü ve cebin kumaþ duvarýndan da destek alarak yukarý doðru itekledi. Artýk göz, cepten dýþarý çýkmak üzereydi. Cebin içindeki kýrýntýlar, kumaþ parçalarý yapýþmýþtý göze...Nemli nemli ve üstü tozdan pürüzlenmiþ gönül gözü artýk adamýn büyük etli avucundaydý. Nemli nemli baktý sahibine. Onu hep gizlemiþ olan sahibine. Belli ki çok gözyaþý dökmüþtü adamýn güzel gönlünün güzel gözü...Sisteki erkeðin içi acýdý onu böyle görünce.Kendi gönlünün o güzel gözündeki yaþlara nasýl, neden sebep olmuþtu ki? Baþka gözler için yaþayýp giderken...en kýymetlisi olan gönlünü nasýl terketmiþti? Ne için, ne sanarak yaþamý? Kendinden, gönlünden kaçmýþtý ya hep ama hep...Bu siste kaçacak bir iðne deliði bile yoktu ya þimdi...Kendiyle öyle kötü baþbaþaydý ki þimdi...en korktuðu karþýlaþma, hep kaçtýðý karþýlaþma, hep ertelediði karþýlaþma kýskývrak yakalamýþtý þimdi erkeði...hem de sis gibi bir kelepçeyle de baðlamýþtý ellerini...Kaçamayacaktý artýk. Artýk þimdi ne ana, ne baba, ne sevgili...artýk kendi vardý yalnýzca...kendinden baþkasý yoktu. Baþý döndü...destek alabileceði bir elektrik direði, bir köþe, bir bank...yoktu...varsa da bu siste bulmasý, görmesi mümkün deðildi...Kaldý öylece avucunda nemli gönül gözüyle... Binbir parçaya bölündü uzaklarda bir cam...þangýr þungur indi aþaðýya bir anda koca cam... Tuzla buz oldu cam...Gözle görülemeyecek küçüklükteki parçalarý rüzgarla birlikte uzaklardan geldi erkeðe doðru...bildiðimiz gözler göremezdi küçük cam kýrýklarýný...oysa erkeðin avucundaki göz? O hep görürdü de söylemezdi...hep böyle bir sisi bekledi...artýk birþey söylemesine gerek kalmayacaktý nihayet...artýk erkek kaçmayacaktý çünkü...belki... Böyle umdu gönül gözü...sisteki erkeðin gönül gözü...nemli nemli baktý...nefesini tutarak, umarak... 2.BÖLÜM RÜZGAR Ben kýrdým Evet ben O camý aþaðý indiren bendim Sevincimden, aldýðým galibiyetin verdiði sarhoþluðun etkisiyle etraftaki bütün camlarý þangýr þungur indirdim. Ýçimde kalmadý toz toprak... Birbirine zincirli, geçmiþ yaþamlar bir baktým ki artýk beni terketmiþler... Nasýl sevindim nasýl... Eskiden bir Cahide vardý...cam sevmezdi... Onun hatýrasýna indirdim ben o camlarý aþaðý... Ama ne tesadüf; ben de sevmem cam. Ve bir nefeste HEYYYYYYYYYY diye baðýrarak içime dolan özgürlük coþkusuyla indirdim hepsini... O BENDÝM. Ayaklarýmda kalýn kalýn sapasaðlam botlarým vardý, o yüzden yerdeki cam kýrýklarýndan hiç ama hiç korkmadým ben...üstlerine tüm gücümle basarak yürüdüm geçtim...çýtýr çýtýr çýtýr ezildiler benim altýmda...hiç ama hiç önemsemedim bile...hatta müstehzi bir gülümseme oldu dudaðým, çýtýrdatýrken ayaklarýmýn altýndakileri... Geçtim gittim. Bir kerecik dönüp te bakmadým geriye. Savaþ bitti. Ve ben kazandým. Geride bir rüzgar çýktý...Bir hortumdu belki...Dönüp bakmadýðým için tam bilemiyorum. Ama hafiften esintisi geldi bana da...ama sadece saçlarýmý hafifçe uçurdu...hatta tatlý tatlý uçurdu...Oysaki cam kýrýklarýnýn oralarda fýrtýnalar kopuyordu sanýrým. Bir deli rüzgar hortum olup döndüre döndüre topluyordu yerdeki camlarý...Tek bir kýrýntý kalmadý geriye...Rüzgar aldý götürdü herþeyi. Ve ben merak etmedim, dönüp te bir kerecik bile bakmadým hemen arkamda kopan fýrtýnaya. Niye bakayým ki? Bir doða olayý nihayetinde. Nereye yönlendi ki bu cam kýrýklarý? Hangi yaþamlarý etkilemek üzere toparlanýp gittiler? Elimden birþey gelmezdi. Hava güneþli ama çok soðuktu...poyrazdý sanýrým. Elimde 2 aðýr torbayla kendimi zor taþýyordum...bir de þu rampayý týrmanmak vardý...sað tarafýmda deniz köpük köpük yaþýyordu...Þöyle bir durdum...hem biraz da dinlenirdim böylece...denize öyle bir baktým öyle bir baktým...beyaz beyaz köpürmüþ deniz ne kadar yaþam doluydu...ne kadar saðlýklý, ne kadar koskocaman ve cesurdu. Öyle bir OHHHHH çektim ki...öyle bir parçasý oldum ki...sardý beni deniz, doða... Bir mutluluk, bir güven, bir korkmadan yaþama hevesi geldi kondu omuzlarýma....kollarým güçlendi...o aðýr torbalarla uçabilecek hale gelmiþtim nerdeyse...Bir koþtum bir koþtum...uçtum... Uçmak bu þekilde ne güzel, saðlýklý olmak...içinin kendinle huzur bulmasý... Ve rüzgar almýþ götürmüþþþþ Ve satamasa da geri getiremeyecekmiþþþþ Çünkü çok uzaklara gitmiþþþþþþþ.... 13/14-Ocak-2005 ö.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Öykü Yüzer, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |