Yaþamak ne güzel þey be kardeþim. -Nâzým Hikmet |
|
||||||||||
|
13.47: -Korkutmuyor mu seni? diye sordu yeni sevgili.. Aðacýn içinde yaþýyor olmak ...ya da aðacýn senin odanýn içinde olmasý...geceleri yeþil, koyu yeþile dönüþtükçe..hýþýrtýlar çýðlýk attýkça... yüreðin aðzýna gelmiyor mu? Cahide’nin bu parlak gözlü, gül yüzlü, esmer güzeline vurgun olmadýðýný anlamasý iþte tam bu ana rastlamýþtý...içinden birþeyler akýp gitmeye baþlamýþ...hayalkýrýklýðýný sevecenliðiyle örtbas etmeye çalýþmýþ ama aslýnda bir zamanlar sevdiði ve arasýra hala özlediði “þamanýn” hediyesi olan pipi formlu kaktüsü kaptýðý gibi bu gül yüzlüye koklatmak geçmiþti aklýndan... -Sen onu bir de nisan yaðmurlarýnda gör...yaðmur damlalý geniþ yapraklarýyla gözgöze, dizdize otur biraz...onunla birlikte selamla güneþi, fýrtýnalarý...yapraklarý dökülmeye baþladýðýnda yanýnda ol, ona ilkbaharý hatýrlatýp umut ver...Zeytingöz Kumru Bey ve pek deðerli eþi Zarif Haným’ýn kuytu köþelerdeki cilveleþmelerini röntgenle...Bak bakalým korkuyor musun? diye tatlý-sert çýkýþmýþtý Cahide...ama sonra Gülyüzlünün solmaya baþladýðýný farkedip kendine kýzmýþ ve : -Canýmýn içi...ne içersin? Adaçayý mý yeþil çay mý?diyerek gül yüzlünün rengini ruhsarýný geri getirmiþti... 14.00: Cahide ocaðýn baþýnda,yalnýz ,suyun kaynamasýný beklerken uzaklara gitti...4 yýl önce bir aðustos akþamýndaydý þimdi...yer aynýydý...odada,Cahide’nin büyülü odasýnda, büyülü aðacýyla gözgözeydiler...Cahide, o kel adama aþýktý...o kel adam Cahide’nin ,isim babasýydý... Yaþlar, boylar,onlar, bunlar herþey bu kadar uyumsuzken bu aþk da neyin nesiydi? Ýçeriden sesler geliyordu...Korka korka öpüþmüþlerdi, minicik...: -Kýz ! yeþilin içinde yaþýyorsun...bu var ya nimet, nimet ! demiþti alný geniþ, Cahide’nin tanýdýðý en þuh, en, en, en ,en adam...Cahide’nin nutku her zamanki gibi tutulmuþtu...kalbi küt diye son birkez atmýþ sonra at kestanesi aðacýnýn dallarýndan birine doðru hýzla fýrlamýþtý... Kel adamýn miniði olduðuna birkere daha sevinerek; hiçbirþey dememiþ..biraz daha sokulmuþtu “erkeðine”.Ona hep sokulmak isteyecekti sonraki yýllarda da...ve ara sýra sokulabilecekti...ama hep dar zamanlarda ve hep mahzun olacaktý o sokulmalar...diðerlerine sokulurken bile ona sokulacaktý...ve o anlar Cahide’yi en mahzunlaþtýran anlar olacaktý... 14.07: Yanýna bisküvi gibi birþeyler ister mi? Böyle kuru kuru çay mý içereceðim çocuða? 14.08: -Ah benim güzelime bak! Sevgilisine çaylar da yaparmýþ..diyerek artýk adamdürüst bir iliþkileri olduðundan son derece emin ve mutlu bir halde Parlakgözlü, Cahide’ye sevgiyle sarýlmýþ ve böylelikle Cahide vicdan azabýndan ölmeye yüz tutmuþtu ...sevgili olmasak olur mu izninle demek için hiç uygun bir an deðildi...Bu Esmer güzeli, uygun anlarýn gelmesine hep engel oluyordu... 14.30: -Ne bekliyorsun hayattan?Nedir hayat?Nasýl tanýmlarsýn? Yeþil çayýný içerken iyice derinleþen Cahide, aslýnda Esmer den cevap filan beklemiyordu..sadece sesli düþünüyordu...monolog yapýyordu...ve sanki odada baþka birisi daha varmýþ ve hatta bu birisi Cahide’nin hep beklediði birisiymiþ gibi geldi Cahide’ye....ve kendine cevap vermeye baþladý aðzýnýn içinde konuþarak... -Hayat bir yerlerde cereyan ediyor ve onu bir yerlerden dikizlemek çok güzel.O cereyanýn tam ortasýnda kendimi unutmak ta bir süre için güzel oluyor ama ona biraz mesafeli olmak ta iyi...Ýþte bu iki durum arasýnda çatýþma yaþamaktýr hayat bence.Yani tam merkezde olmak isteðiyle, onu uzaktan, çaktýrmadan dikizlemek arasýnda gidip gelmektir.Tam içinde, kendimi unutmuþ, uyuþmuþ olmak bir süre güzel ama o süreyi aþýnca bu insanýn kendini kaybetmesi demek olabilir o yüzden kendim olabilmek, kendimi hatýrlamak için biraz uzaklaþmak isterim merkezden.Bir çay daha alýr mýydýn?Ya da sevgilim, biricik aþkým, bir çay daha alýr mýydýn? Keþke bunlarý odadaki hayalet yerine karþýmda kanlý, canlý,hafif yaðlý duran, Gülyüzlü Esmere söyleyebilseydim diye iç geçirmek üzereyken,Esmerden Cahide’ye bir soru geldi: -Peki sen ne alemdesin hayat bir yerlerde cereyan ederken?Hangi aþamadasýn? Beraberliklerden beklentilerin? Cahide içinden “vay be! Çocuk beni fena sýkýþtýrdý” diye geçirdi ama son derece “cool” bir edayla: -Ben henüz bu dikizleme iþinin hakkýný verebilmek için tam bir yalnýzlýða ihtiyaç duyuyorum.Yani yalnýz yaþamak, tamamen kendim olmak, tamamen kendi düzenim, kendi kurduðum hayatta yaþamak istiyorum.Evlilik düþüncesi bu yüzden bana henüz uygun düþmüyor.Ýki, üç, dört kiþilik bir düzende istediðim zaman yalnýz hissedebilme becerimi henüz edinemediðimin farkýna niþanlýlýk deneyimimde vardým.Ben bu gibi durumlarda kendimi yokediyor ve üstüne üstlük beraber olduðum adamýn da kendini yok etmesini bekliyorum.Ama asýl istediðim bu deðilken neden böyle oluyorum?ya da oldum? Bilemiyorum...Sanýrým daha fazla tecrübe gerekiyor ki, ben bu filmi daha önce de görmüþtüm diyebileyim.Offff..derin mevzular ..boþver ...ne demiþ Mevlana: “Melek bilgiyle kurtuldu,hayvan bilgisizlikle kurtuldu,insanoðluysa bu ikisi arasýnda çekiþe-dövüþe kaldý-gitti”. Cahide konunun beraberliklere gelmesinden sýkýlmýþtý...Esmerle bu konuyu konuþmak istemiyordu...Esmer onun sevgilisi olmasýndý..oluvermiþti ama bu deðiþmeliydi....bir þekilde kaçýþ yolu ararken ne diyeceðini bulmuþtu; Cahidemsi bir yoldu: -Bebeyle berebürede bembüreyle bepbüp. Eeyle ereürede embüreyle epüp. Neneyle nerenürede nembüreyle nepnüp. Seseyle seresürede sembürleyle sepsüp. Aayla araurada amburayla apup. Neneyle nerenürede nembüreyle nepnüp. Aayla araurada amburayla apup. -Fransýca “acrostiche”deniliyor buna...yani cümlelerin ilk harfleri yukarýdan aþaðý doðru okununca bir þey çýkýyor. Esmer, Cahide’ye garip bir hayranlýkla bir süre baktý ve þöyle dedi: -Ben sana....? eee?sonrasý? Sonrasýný sorarken biliyor muydu acaba cevabýný?Cahide,Esmerin,cevabý bilmesi halinde bu denli cesur olamayacaðýný yakýnda anlayacaktý ama o zaman da anlamamýþ gibi yapacaktý...Parlak gözlü, gül yüzlülerin kýrýlýp, solmalarýna dayanamazdý çünkü... -Ben artýk gitmeliyim caným..dedi Esmer gitmek istemediðini Cahide’nin dudaklarýna yapýþarak belirtirken... Oysa Cahide neredeyse zil takýp oynayacaktý...Ve Esmer gitti..Ve Cahide derin bir ohh çekti..Ve birazcýk vicdan azabý..Neyseki vicdan azabý çekmekten tam 12 gün sonra kurtulacaktý ya da kurtulduðunu sanacaktý... -Hey!dur bir saniye ..diye baðýrdý Cahide, Esmerin merdivenlerdeki ayak seslerine doðru... Esmer büyük bir zevle durdu. -Al bu kestaneler senin...uður getirsinler sana...yýlda iki kez aðacýmdan dökülüyorlar..ben de inip topluyorum...montunun cebinde filan taþýrsan sana þans getirirler..ben inanýyorum .. 17.52: Gül yüzlü gitti... -Fransýzca “acrostiche” deniliyor buna..yani cümlelerin ilk harfleri yukarýdan aþaðý doðru okununca bir þey çýkýyor. -Ben sana...?eee?sonrasý? -Ben sana vurgun deðilim.BEN SANA VURGUN DEÐÝLÝM... 18.04.01 Öykü Yüzer
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Öykü Yüzer, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |