Bir ülke bağımsız olmadan, bağımsızlık da erdem olmadan ayakta duramaz. -Rousseau |
|
||||||||||
|
- daha kurt kuş uykudayken - Anadolu’nun bereketli bir tarlasında Kınalı elleriyle çapa yaparken anam Çatladı tohum , yırtıldı kabuk... Açıldı gözlerim, Bu aslan yatağına. Eledi beledi beni Karanfil kokulu, çatlak eller Bereketli eller... Uykularıma onunla daldım Onunla açıldı göz kapaklarım / sabahlarıma. Kâh buğday tarlasında, Kâh köyümün ovasında, dağında - Herşeyden habersiz - Devam ettim yolculuğuma. Anadolu’ya ismini veren o kutsal kadın, Dayadı ırmaklarını ağzıma / gürül gürül.... Tadı şeker , bal Ilık ılık oldu içim. Ve ardından Sıcacık dudaklar dokundu yanaklarıma. Kirpiklerimiz kapanmadan sabaha dek Sarmaş dolaş kaldık biz. Kaç geceler uyumadan , Güneşi penceremizde bulduk biz... Ah benim sabırlı anam! Aslan yatağının çilekeş insanı! Bir güne bir gün erinmeden , yerinmeden Dayandı / ağlamalarıma . Onca yük verilmişken omuzlarına Yine de sızlanmadı. Belli ki Aslan yatağından alıyordu gücünü. Gömüyordu yorgunluklarını Gecenin soğuk / sağır karanlığına. Aslan yatağının bekçileriymiş meğer. Biri gitmiş Edirne’ye, Biri çakılmış Mardin sınırına... Onların mektuplarını okuyor anam / mağrur Oturup baş ucuma. Dudakları kıpraşsa da gülmek için Bilirim ki yüreği ürkek Ve yine bilirim ki Anam eksik / onlarsız. Ama herşeye rağmen dik başı. Aha şu kale gibi........ Yalnız bazı günler , Dalıp dalıp gidiyor uzaklarına. Diğer ucu Edirne’de..... İşte o iki ucun arasında Bana da var / sıcak bir yer. Öyle büyük ki yürek Bulunur / sığınacak bir yer hepimize... Fırtınalar kopar bazen o yürekte / deli deli. Kapılır giderim zaman zaman O yüreğin fırtınalarına. Dualar eden o ağızdan Ilık bir rüzgâr gibi ninniler döküldü geceler boyu. “ Dandini dandini dastana Danalar girmiş bostana.”... Bir de / hiç unutmam, Beşiğimde sallanırken Bir o yana, bir bu yana Yukarıdan bir çift mavi göz, Sevgiyle bakıyordu bana... “ Bugünün küçüğüsün, Yarının büyüğüsün.”..... ” Büyü küçük yavru. Bir kuş olup uç da gel Şimşek olup çak da gel Yurdumun karanlıklarına. “ Bu aslan yatağı - ki, sana ocak olmuş, kucak olmuş – , Bir kutsal emanettir her yeni doğana. Azgın bir selin önünden Kütük kurtarır gibi aldık onu biz , Toprağına / kanımızla Kahramanlık öyküleri yazdık biz... Kulak ver / dinle!... Senin için toprağa karışmış şehitlerin Kulak ver çağrılarına... Bu aslan yatağının çeşmelerinden iç, Ekmeğinle doyun. Ama , Ona olan görevini sakın unutma! ” Beşiğimde yattığım bebekliğimden bu yana; Hiç gitmedi gözlerimden mavi bakışlar. Ben büyüdükçe O mavi bakışlar da büyüdü... Neresine gittiysem bu aslan yatağının, Hep o mavi gözler çıktı karşıma... İşte bunun içindir : O kadar yıl geçti de, Mavi gözlerin bakışını unutmadım. Onun gösterdiği yoldan hiç ayrılmadım. O mavi gözlüyü unutma / unutturma........ Bu aslan yatağı onun emanetidir sana. O bir beşik, O bir ana kucağı, O bir baba ocağıdır / her Türk insanına..... Sazı bizim, sözü bizim Taşı bizim, toprağı bizim... Aldanma efendi kılıklı / kuş yüreklilere... Ve gözün gibi bak bu aslan yatağına. Bir çift mavi gözlüden başka Başka atan yok. Bu aslan yatağından gayri, Sana kucak açan başka vatan yok.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Kâmuran Esen, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |