..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Aşk eski bir masaldır ama her zaman yepyenidir. -Heine
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > İtiraflar > Kâmuran Esen




6 Aralık 2003
Üstüne Vazife Olmayan İşlere Karışmak...  
Kâmuran Esen
Üstüme vazife olmayan her işe karışırım.


:BFII:
Tema Vakfı’nın bir sloganı var: “Üstünüze vazife olmayan işlere karışın.”.....Bu cümleyi ilke edindim kendime.Nereye gidersem gideyim, nerede olursam olayım, üstüme vazife olmayan her şeye karışırım.Bunu, bir vatandaşlık görevi sayarım. 
Yanlış davranış gösteren birini uyarırım.
Görevini eksik yapan birine, görevini hatırlatırım.
Doğru yerde doğru davranış gösteren birine de mutlaka memnuniyetimi belirtir, teşekkür ederim. 
Hal böyle olunca da zaman zaman tatsızlıklar yaşarım.Üstüme vazife olmayan işlere karıştığım için, azarlanırım. Hatta belki alaya bile alınırım.Yine de yapacağımdan geri kalmam.Çünkü böyle olmaya yıllar önce karar verdim. 
Üstüme  vazife olmayan her işe  karışmaya, bunun doğru bir davranış olduğuna ne zaman karar verdim biliyor musunuz? Bakın anlatayım:Yıllar önceydi.Öğretmenlik yapıyordum o yıllarda.Her okul çıkışında, kırmızı  renkli bir  arabaya rastlıyordum. Lise ve ilkokul öğrencilerinin doldurduğu dar caddede fırtına gibi gidiyordu.Öğrencilerin okuldan çıkma vaktinde, tüm öğrenciler yolları doldurduğunda, bu araba ortaya çıkıyor, caddede adeta uçuyordu.Arabanın, öğrencileri neredeyse çiğneyecekmiş gibi büyük bir süratle her gün aynı saatte aynı yoldan geçmesi, artık kanıksadığım bir olaydı.Arabayı  uzaktan görür görmez, uyarırdım öğrencileri,”Kenara.......Kenara!.....” diye . 
Arabadaki genç, lisedeki genç kızlara hava atıyordu. Daha doğrusu ben böyle düşünüyordum.Kız öğrencilerin yanından, neredeyse onların eteklerine sürünürcesine geçtiğine kaç kez tanık olmuştum.Bir gün bir öğrenciyi ezecek diye korkuyordum. 
İşte  yine böyle bir  okul çıkışı, aynı arabaya rastladım.Karşıdan öyle bir süratli geliyordu ki, öğrencilerle dolu yolda zikzaklar çizerek ilerliyordu.Öğrenciler kendilerini daracık yaya kaldırımlarına zor atıyorlardı.Üç okulun öğrencisi birden aynı saatte, aynı yoldaydılar.Hepsinin yaya kaldırımına sığması mümkün değildi.O nedenle araba yoluna taşıyorlardı.Bu, ecele gider gibi yol alan arabanın plakasını aldım, sürücüyü  polise şikâyet etmeye karar verdim. 
Eve gelir gelmez telefonu elime aldım.Tam polisin numarasını çevireceğim sırada, yapmak istediğim şeyin doğru olup – olmadığı konusunda tereddüte düştüm.Bir ikilem yaşadım. İçimden bir ses ”Ara!” diyordu, bir diğeri “Arama!”...Yaşadığım yer küçük bir kasaba.Böyle küçük bir yerleşim birinde, herkes herkesin ne yaptığını bilir.Üstüme vazife olmayan bir işe karışmam, bir sürücüyü polise şikâyet etmem hoş karşılanmayabilir.Ve böylece telefon etmekten vazgeçtim. 
Aradan birkaç gün geçti.Kasabamız bir gün; bir kişin ölümü, bir kişinin ağır yaralanmasıyla sonuçlanan bir kazayla sarsıldı.Ehliyetsiz sürücü, özel arabasıyla bir kamyona çarpmış;  özel arabadaki genç ölmüş, sürücü de ağır yaralanmıştı.Sonra bu sürücünün, kendisini polise şikâyet etmekten son anda vazgeçtiğim genç olduğunu öğrendim.Yıkıldım! Yaptığımın daha doğrusu yapmadığımın, yapamadığımın ne kadar yanlış olduğunu anladım.Ama geç kalmıştım.Zamanında doğru davranış gösterseydim, bir gencin ölümüne  engel olabilirdim.Eğer  o gün, o sürücüyü polise şikâyet etseydim; belki o genç en azından bir süre direksiyon başına geçmeyecekti.Bir kazaya, henüz onaltı yaşında bir gencin ölümüne sebebiyet vermeyecekti.Kendisi ağır yaralanmayacaktı. 
İşte ben  o gün, üzerime vazife olmayan her işe karışmaya karar verdim.Ve o günden beri, üstüme vazife olmayan her işe karışırım.Bazılarının deyimiyle; her şeye burnumu sokarım, herşeye maydanoz olurum.Bunu, bir vatandaşlık görevi sayarım. 
Aynı şeyi size de öneririm: Üstünüze vazife olmayan işlere karışın.Eğer böyle yapmazsanız; çevrenizde gördüğünüz hiçbir yanlışın düzeldiğini göremezsiniz.Hatta bir gün belki benim gibi vicdan azabı duyarsınız.


.Eleştiriler & Yorumlar

:: Maydanoz
Gönderen: Fikret Simsek / Almanya
25 Aralık 2003
Efendim , yazinizi bastan beri okuyordum , icimden ; "hocam , buna kibarca maydanoz olma derler. " Diye geciriyordum . Ve inanin sizin altinda yazacaginizi tahmin ediyordum . Ve yanilmadim . Cünkü hakikaten biraz bir seye karissa insan , lap diye , hemen yapistirirlar . Ama olumsuz gördügümüz meseleler bizi rahatsiz ediyorsa mutlaka maydanoz olmamiz gerekiyor . :))) Ne demis atlarimiz . " Beni sokmayan yilan bin yasasin " Yani , efendim , hic öyle sey olur mu ? . O , yilan gelecek bir gün seni de isiracak . Yilanin basini ezmek lazim . Bir de böyle de derler ; "Isitme , görme , söyleme . " Bana bir gün bunu söylediler . Ben de dedim ; " Arkadasim sen ammada cok biliyorsun . Ne yani , o zaman nerde kaldi senin insanligin . Sen o zaman öyle düsünüyorsan su agaclara benzersin . " Adam morardi tabi ki . Yazinizi okudum ve ben de dogru yolda oldugumu bir kez daha anladim . Tesekkürler . Sevgilerimle . Fikret Simsek . ( Hocam ne kadar hata yaptim ? ) :)))

:: !
Gönderen: Orkide / İstanbul
9 Aralık 2003
Ben de aynen böyle yapıyorum Kâmuran Hanım üzerime vazife olan olmayan herşeye burnumu sokuyorum. Bakalım sonum ne olacak:) Yazılarınız herzamanki gibi çok güzel. Severek okuyorum. Saygı ve sevgilerimle




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın İtiraflar kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ben Birazcık Deli miyim?
Mudurnulu Fatma Nine'nin Günlüğü / Pehlivan Tefrikası Gibi Bir Ürya Gördüm
Elli Yaşıma Doğru Hayatıma Giren Erkek
Sen misin Vitamin Haplarını Çiçeklerine Veren!
Öldüğümü Farzettim
Hayatımı Yazacak Biri Çıksa
Sen Yanımda Olmalıydın
Yıllardan Alamadığım İntikamı, Bir Çarşaftan Nasıl Aldım!
Ben Bir Yalancıyım!
Vitamin Haplarımı Çiçeklerime Verdim

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Güzel Dilimiz Türkçe
Kızım Sen Avukat Ol!
Atatürk'e Mektup
İstanbul Sizin Olsun
Öğretmenler Günü
Mudurnu'da Bir Günlük Gezi
Yeğenime Yaptığım Peynirli Börek Tarifi
Bişim Efde Heykes Bi Asayip...
Kaybedecek Hiçbirşeyi Olmayana / Ölüm...
Canı Sıkılmak Nasıl Birşey?

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Dönüşü Olmayan Gidiş [Şiir]
Seni Özlemenin Kitabını Yazabilirim [Şiir]
Bensiz Yaşamaya Alışacaksın [Şiir]
İşte Gidiyorsun [Şiir]
Gelseydin Eğer [Şiir]
Ne Zaman Seni Düşünsem [Şiir]
O Beklenen Hiç Gelmeyecek [Şiir]
Çek Beni İçine Bir Nefeste [Şiir]
Sığınacağım Başka Yürek Yok [Şiir]
Uykularında Sev Beni [Şiir]


Kâmuran Esen kimdir?

Okumak ve yazmak bir tutkudur benim için. Yazdıklarımı okuyucularla paylaşmak amacıyla buraya gönderiyorum. Yıllardır, yerel bir gazeteye haftalık köşe yazıyorum. Mudurnu Belediyesinde gönüllü kültür müdürü olarak çalışıyorum. Yayımlanmış Kitaplarım: -Şiirlerle Öyküler - şiir / Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Yazarlar Dizisi ( 1988). . . . . . . . -Sevgi Yumağı - şiir ( 1997 ). . . . . . . . . -K. Esen'in Kaleminden Mudurnu - derleme / Mudurnu Kaymakamlığı Kültür Hizmetleri Dizisi ( 2002 ). . . . . . . . . . . -Oynatmayalım Uğurcuğum- deneme , anı / --Senfoni Yayınları ( Haziran / 2004 ) -Mudurnulu Fatma Nine'nin Günlüğü - Baskıya hazırlanıyor

Etkilendiği Yazarlar:
Okuduğum her yazardan veya yazıdan etkilenirim. Bende bir etki bırakmayacak, herhangi bir şey öğretmeyecek bir yazı düşünemiyorum.


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Kâmuran Esen, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.