Bir gün karşıma biri çıkacak ve bana: "Herşey olması gerektiği gibi olmaktadır, efendim" diyecektir. -A. Ağaoğlu, Yazsonu |
|
||||||||||
|
Biliyorum “hayır” diyecek çoğumuz...Yanıldık tabii!Çünkü aşağıya doğru da büyür ağaçlar;kökleriyle... Toprağın derinliklerinde bulunan suyu emebilmek, emdikleri bu su sayesinde daha çok boy atabilmek, yeşerebilmek,meyve verebilmek,daha çok kalınlaşıp hayata tutunabilmek için yaparlar bunu...Ya bizim köklerimiz! Bu bağlamda ülke tarihinin önemi yadsınamayacak bir gerçek olup dikilir karşımıza... Yakın tarihten alacağımız dersler yanında,uzak tarihten kazanacağımız güçler vardır...Nereden gelip, nereye gittiğini hesaplayamayan uluslar, bu işi iyi bilen uluslara yem olurlar sonra!.. Ülkemin yukarıya, aşağıya, yanlara büyümesinden anladığım başka şeyler de vardı elbet!..Deniliyor ki, kişi başına düşen yıllık gelir 2200 dolardan 3000 dolara yükseldi!..Yapmayın beyler,insanın gülesi geliyor bu yükselişe!..Ya siz yanlış hesap yapıyorsunuz, yada ben yanılıyorum. Çünkü bana yansıyan 800 dolarlık rahatlama yok ki!..Zaten ben şimdiye kadar 2200 dolarla değil, 1000 dolarla yaşıyordum!..İşin kötüsü çok da alışmıştım buna!..Vazgeçemediğim sevgilimdi fakirliğim, sessizliğim...Bu yüzden hortumculara peşgeh çeken bir düzene bile karşı koyamamadım... ”Sokaklar yürümekle aşınmaz” denilse de biliyorum başıma gelecekleri yürüdüğüm zaman: Haksızlığı haykıran sesim susturulacak, sırtım coplanacak,s açlarım yolunacak,kollarım kırılasıya arkamda kenetlenecek...Yine üzülerek söylemeliyim ki bunlara da alıştı bu millet!..Oysa alışmak, kişiyi ve ulusu gelişmekten alıkoyan çok kötü bir olgudur. Ama ben size yüzde 6 büyümenin şeklini anlatabilirim,hazır mısınız? Bu büyüme hızına ulaşmadan önce 52 kiloydum,58 kilo oldum!Aradaki 6 kilogram artış yüzde altı değil,yüzde on birdir.DİE verilerinin 5 puan daha önündeyim yani...Sevinmeliyim buna ama hayır! Çünkü giysilerimin hiç biri uymuyor bedenime, yenisini alabilmek içinse param yok!.. Olan paramı ise beni şişmanlatan yiyecekleri almaya harcadım...Aç kalmamak, ölmemek, toprağı doyurmamak için... Makarna, ekmek, bulgur, patates yiye yiye hücre yapım bozuldu. Et, süt, yumurta, meyve, bal, sebze alamaz oldum ya!..Dengesiz beslenmeden dolayı şekilden şekle girdim: yüzde altı yerine yüzde 11 büyüdüm! Ölmemek tek amacım haline geldi. Nasıl bir büyümeyse!... Sutyen numaram 80 di, 85’e çıktı, takmıyorum...(ikiz kuleler yıkıldıJ))) Ayakkabı numaram 35 di,37 oldu,yalınayağım! Kabanım dar gelip söküldü. Üzerime kar yağıyor durmadan, rüzgardayım, üşüyorum. Pantolonlarımın fermuarı bir türlü kapanmıyor...Kimseler bir yerlerimi görmesin diye, boyu dizlerimde tunik giyiyorum. Kazaklarım 'badi ' gibi duruyor üzerimde...Her yerim dışarı fırlıyor, foradayım... Eski halimi hatırladıkça mankenleri kıskanıyorum.Laf aramızda debresyondayım vallaha!..Eşimle her gün kavga etmeye başladım bu yüzden...Evin tadı tuzu kaçtı! Çünkü o, durmadan Fashıon TV seyrediyor da!..Çocuklar Duymasın dizisinin İsmail’i mübarek!İsmail dedim de aklıma geldi; ona da kızmıyor değilim hani! Onca hanım arar durur evlenecek, bir beni aramaz nedense!..Ah bir kere arasa beni, hemen kabul edeceğim evlenme teklifini! Görsün bakalım eşim, Fashıon TV nasıl seyredilirmiş!.. Bu büyümüşlükten hiç memnun değilim! Bedenimde meydana gelen urları saklamak için bir garip giyinmeye başladım üstelik.. Etek boyumu, bacaklarımın tombulluğunu örtsün, hiç kimse çimdik atma sevdasına düşmesin diye topuğa kadar indirdim. Geçtiğim sokaklar salkım salkım...Bir türlü satamadım üzümlerimi...Hepsi bana kaldı! Kafamı sımsıkı kapattığım için yanaklarım bir kızardı ki sormayın gitsin! Bunaldım ama açmak işime gelmiyor!..Sadece gözlerim kaldı dışarıda. Fıldır fıldır baksam laf ederler neme lazım! Önüme bakıyorum hep!..Sürmelerim daha bir iyi görünüyor önüme bakarken...Kirpiklerim ise devriliyor yanağım üstüne...Sen 'de' ekin demeti, be de'yim süpürge... Ellerim hepten benim oldu. Kimse ile tokalaşmıyorum, el öpmüyorum artık! Aile ziyaretlerini de kaldırdım bu yüzden...Ola ki, orada bir erkek eline elim değer, göz göze gelirim, günaha girerim, diye korkuyorum...Çözemediğim bir sorunum daha var ama bu konuda, kimselere açamadığım: Bir erkeğin eline elim, gözüne gözüm değerse, hamile mi kalırım?J))Kalsam ne olur peki! Nasılsa gereğinden fazla çocuk doğmuyor mu bu ülkede?Ha üç, ha beş! Bir de bu yolla çocuğum olur, geleneği bozarım...Rekorlar kitabındaki sayfam boş duruyordu nasılsa, o sayfaya ben varken bir başkasının adı mı yazılsın yani!? Eskiden giydiğim şortları, kolsuz bluzları yaktım. Günahların pençesine düşmüş bir kuş gibi çırpınıp duruyorum işte...Ama ben bütün bunlara rağmen yüzde altı büyüdüm! Hiç kimse büyüdüğümü görmesin diye de kılıktan kılığa giriyorum durmadan...”Heyt!!! var mı bana yan bakan” diyen bir düşüncenin içine bukalemun gibi sızdım açıkçası! Ne yani, benden daha iyi bir artist var mı dünyada? Hayırlısı!..
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Tayyibe Atay, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |