..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Ağlamak da bir zevktir. -Ovidius
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yüzleşme > Tayyibe Atay




18 Mayıs 2004
İçimdeki Dilim - 2 -  
Tayyibe Atay
Kediye pist dedik, köpeğe hoşt!..Kurban kestik dinsel inançların arkasına sığınıp.Hatta dini yanlış anlayıp domuz bağıyla,silahla,roketatarlarla,uçakla,biyolojik gazlarla ...


:AEAB:
İnsan denen varlık, çingene ruhlu bir yaratıktır aslında...Bir türlü bitmez heybesine doldurmak istedikleri... Heybe de heybe değil ki mübarek,harar!..Tutup dünyayı koysan içine ”bana mısın” demiyor.Oysa kaçını bulabildik,kaçını koyduk içine aradıklarımızın...Para pul meselesi değil elbet anlatmak istediğim şey!Demek istediğim ruhsal beklentilerimizin daha ağır bastığıdır.Öyle bir zaman gelir ki maddesel edinimlerimiz, kayar kefeden aşağı...”Bugün gelen yarın gider” meselesi yani!..Kaçımız zengin doğup zengin öldük ki bu pencereden bakılınca.Çok az kişimiz belki!Ama ruhsal dinginliğimizi dengede tutabilmek için neler istemedik,neler umut etmedik,neler beklemedik ki hayattan...Sıcaklık ve sevgi,aşk ve beğenilme,barış ve kardeşlik,huzur ve sağlık,sevinç ve başarı,inanç ve kabul görme vs...Uzayıp giden bir listenin ne başı olduk,nede sonu...Aksine, insanlık var oldukça yenileri eklendi durdu listeye...Bebekken çocuk,çocukken genç,gençken yetişkin olmayı istedik de ihtiyarlığı bir türlü yakıştıramadık kendimize...Yaş ilerledikçe daha çok farkına vardık hayatın,keşkelerin,bedenimizin ve aldığımız soluğun...Bir nevi kıymet bilmekti bu! Önceleri “bana mısın” demediğimiz durumlar daha bir korkutur oldu bizi nedense?..Barışı,iyiliği,dostluğu,dayanışmayı,arkadaşlığı,güzellikleri,yardımlaşmayı ön plana çıkarmaya gayret eder olduk...Oysa o deli rüzgarlar eserken başımızda bir zamanlar,bunları hiç düşünmüyorduk.Garip bir “geçicilik” duygusunun duvarına yazmaya çalıştık bunları...Yazabildik mi peki,yine hayır!..Çünkü benliğimizin bir yerlerinde kötülük tohumları hep yeşerdi durdu...Kediye pist dedik, köpeğe hoşt!..Kurban kestik dinsel inançların arkasına sığınıp.Hatta dini yanlış anlayıp domuz bağıyla,silahla,roketatarlarla,uçakla,biyolojik gazlarla insanları öldürdük, gene din adına...Kavgalar çıkarttık çıkarlarımıza ters gelen durumlar karşısında,çirkinleştik...Doğayı kirlettik,savaşa devam dedik..Zulme göz yumduk dünyanın her yerinde...”Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” fikrinin cazibesine kapıldık hep!..Ne yazık ki O yılanların, bir gün bizi de zehirleyeceğini düşünmedik hiçbir zaman...İşte bu yüzden,
gitgide içinden çıkılmaz bir batağın kahramanı olduk,olacağız...Sürgit bir dünyanın takasçısı olarak gündoğumlarında,gün batımlarında...daima!!!!

En çok kiminle konuşur insan,demiştim yazmaya başlarken. Şimdi konudan uzaklaştığımı söyleyebilirim size. Zaten ben atlamalı zekaya sahip biriyim,itiraf etmeliyim.Dikkatimi hiçbir zaman aynı konu üzerinde toplayamıyorum...Hangi koyakta bir çiçek kokusu duysam,oradayım...Hırsız bir rüzgarım,alır kaçarım nektarını,kokusunu çiçeklerin...Petek petek bal yapmaya...”Arılardan izin almak benim neyime!..Onlar da kim oluyor?Boş ver kardeşim,sen işine bak!..Aldırma böyle şeylere...” der demez geceye düşen başımı kaldırıp bakıyorum, sabah sabah uçan kuşlara...Nasıl telaş içindeler...Nasıl cıvıl cıvıllar bir görseniz!..şaşarsınız!..Onlara karışmıyor hiç kimseler,karışamıyorlar.Özgürlüğün,başına buyrukluğun tadını çıkarıyorlar,ne güzel!..Devletler hukuku,sınır boylarına gömülen mayınlar,sıra dağlar,ovalar,denizler,okyanuslar sed çekemiyor onlara...Hiç bıkmadan,usanmadan uçuyorlar uçuyorlar bir o ülkeye, bir bu ülkeye...Var mıdır acep onlara göç yollarında “dur!” diyecek bir güç?Hiç sanmıyorum!Turnaları,leylekleri,kırlangıçları,kelaynakları düşünüyorum sonra...Sürüler halinde gelip konuyorlar gönlümün çayırlarına...Ne kadar böcek,yılan kurbağa,solucan,ekin,darı varsa silip süpürüyorlar...Dasdazlak kalıyorum ortada...Ne Havva’nın yaprağı kalıyor oramda,ne de Yunus’un diktiği hırka...Anadan üryanım!..Aldırmıyorum,utanmıyorum çıplaklığımdan...Çünkü ben doğarken böyle doğdum!..Öyle bir arınıyorum ki,tertemizim şimdi!..Kurbağalarım viraklıyor ya akan derede yanı başımda “susun “ diyorum onlara “sokun başınızı batağın içine,yaşamaktan vazgeçmeyin!..Sakın yem olmayın birilerine!..”Bir tel kopuyor,sızısında artıyor pişmanlığım...Hoyrat bir elin varlığını hissediyorum yüreğimde...Durmadan bir şeyler yolup yolup değiştiriyor beni!Saçımın karasını ak’a çeviren yıllarımı,tuzuyla yanağımı yakan gözyaşlarımı,tavanı gözleyen bakışlarımı,penceremde asılı kalan özlemlerimi,yüreğimde boy atan gizli bir sevdanın çağrısını,hep duran şeylere mahkum bir bedenin uçmakta olan bir ruhla çekişmelerini...ve daha neleri neleri geçiriyorum zamandan...Zaman denen bu hoyrat elekte eleniyorum adeta!..”Alta geçenler,üstte kalanlar nedir” diye sorduğumda,verecek yanıtım olmuyor inanın!..



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yüzleşme kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ey Hayat
Selam Efendim
Operasyon
Çüşşş
Acı Tatlı
Portakal
Havama Bak Hele
Anneyiz Biz
Hey Kadınlar
Çatılar

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
İmam Olacağım
Küpeşte
Küpeşte
Amma Uçmuşuz
Sinekler
Hıyar
Zırlamayı Bırak
Zamana Kırıntı
Beslenmenin Demokrasisi
Hımbıl Gençlik

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Çöle Güzelleme [Şiir]
Beş Kuruş [Şiir]
Sofra [Şiir]
Aforizma [Şiir]
Bostan [Şiir]
Merak [Şiir]
Bizim Otobüs [Şiir]
Araba [Şiir]
Köprü [Şiir]
Çağrı 2 [Şiir]


Tayyibe Atay kimdir?

Yeni şiirin,uzun yıllar yazmama rağmen yeni şairiyim. İnternet ortamı sayesinde okuyucu önüne çıktım henüz. Ne kadar şair olduğumun yanıtını ise okuyucuya bırakıyorum. Bayan yazarların çok az olduğu bir ülkede,duygu ve düşüncelerimi,şiirin ruhu okşayan ,elleyen tarafıyla anlatmaya çalışıyorum.

Etkilendiği Yazarlar:
Ahmet Arif,Behçet Necatigil,Nihat Behram...


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Tayyibe Atay, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.