..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Gerçeğin dili çok yalın. -Euripides
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Din > M.NİHAT MALKOÇ




29 Ocak 2005
Marifet İltifata Tabidir  
M.NİHAT MALKOÇ
Dünyada hangi insan övülmekten hoşlanmaz ki!...Yaptığımız müspet bir davranıştan dolayı takdir edilmek hepimizi mutlu eder.Kim ne derse desin bu insanın doğasında var olan bir hususiyettir.


:GCFJ:
Dünyada hangi insan övülmekten hoşlanmaz ki!...Yaptığımız müspet bir davranıştan dolayı takdir edilmek hepimizi mutlu eder.Kim ne derse desin bu insanın doğasında var olan bir hususiyettir.
     Çoğumuz olumlu hâl ve hareketlerimizden sonra iltifat ve teşekkür beklentisi içerisinde oluruz.Marifetimiz övgüyle karşılık bulmazsa bu bizi rahatsız eder.Çünkü bu bizim için psikolojik bir ihtiyaçtır.Bir nevi ruhî açlıktır.Bu giderilmediğinde şevkimiz kırılır;arzularımız sekteye uğrar.Mevcut durum, motivasyonumuzu da alt üst eder;verimimizi düşürür.
     Bu konuda Batılı düşünürlerden Willam James şöyle diyor: “İnsan doğasının en derin ilkesi takdir edilmeye duyulan iştahtır.” Nedense çok severiz kabul görmeyi…Bir anlamda yaptıklarımızın onaylanması olarak algılarız iltifatı.Övgüde hakikaten mucizevi bir güç vardır.Performansımızın tavan yapmasına zemin hazırlar övgü…
     Yine David J. Schwartz : “İltifat,bir fincan kahveye benzer:Gönül alır.” der.Demek ki insanların gönlünü almanın en kısa ve kestirme yolu onu takdir etmekten geçiyor.Ne büyük bir güç…Üstelik bir o kadar da kolay!...
     Övgü ruh dünyamızı imar ederek fiziksel gücümüzü ve enerjimizi en üst noktaya çıkarır.Övgünün nelere kadir olduğunu anlamak için fazla uzaklara gitmeye gerek yoktur.Her alanda olduğu gibi bunda da kendimizden örnekler getirebiliriz.Hepimiz başkalarına karşı güçlü ve muktedir görünmeye çalışırız.Gücümüzün dinamosu da beğenilmektir.
      Sosyal hayatta nelerle karşılaşmayız ki!...Beklentiler,hayal kırıklıkları!...Bunlar arasında bir denge kuramazsak hayata tutunamayız.Dimdik ve dipdiri ayakta kalabilmek için kendi dışımızdan gelecek bir güce ihtiyacımız vardır.Bu güç şüphesiz ki iltifata muhatap olmaktır.O bize apaydınlık bir yol gösterir.Ruhî çöküntülere derman olur.Bizi kolumuzdan tutup hedefimize adım adım yaklaştırır.
     İnsanların davranışlarının çoğu başkaları tarafından fark edilmeye yöneliktir.Önceleri olumlu hareketlerle ilgi çekilmeye çalışılır.Bunda başarılı olunamazsa sırf ilgi çekmek uğruna olumsuz hâl ve hareketlerde bulunulur.İşte biz olumlu davranışlar noktasında kişiyi övgüyle ödüllendirirsek menfi durumların önünü kesmiş oluruz.Aksi hâlde istemediğimiz,utanç duyacağımız tavırlarla pekâla karşılaşabiliriz.Yerinde yapılmayan iltifat ilerde istenmeyen davranışlara yol açar. Bu sefer de yergide hayli cömert davranırız.Fakat yergi hiçbir şeyi halletmediği gibi, kırgınlıklara da zemin hazırlar.
     Olumlu bir davranış gördüğümüzde takdir ve iltifatı peşin yapmalıyız.Sonra ne olur,beni mahcup eder mi,sözümün altında ezilir miyim diye düşünmemeliyiz.Üstelik takdiri kesin bir dille ve inanarak ifade etmeliyiz.Kişileri değil,onların sergiledikleri davranışları övmeliyiz.Neyi,niçin beğendiğimizi dile getirerek muhatabımızı bilgilendirmeliyiz.Kişileri kuru ve samimiyetsiz ifadelerle över gibi görünmek ne bize, ne de onlara bir şey kazandır.Çünkü sözün tılsımı kelimelerde değil,kelimelere yüklenen samimiyette gizlidir.
     Her nedense millet olarak övgü konusunda çok cimri olmamıza rağmen yergi konusunda bir o kadar cömerdiz.Övülmeye değer onca davranış görürüz de bir türlü ödüllendirmeyiz.Bizim toplumumuzda övgü tabir caizse “yağcılık” olarak algılanmaktadır.Oysa her şey, takdir ederken takındığımız tavırda ve samimiyette gizli…Sen inanarak iltifat ediyorsan başkaları nasıl düşünürse düşünsün.Varsın bildiklerini söylesinler.
     Bir başka yanılgımız da “Aman översem şımarır” anlayışıdır.Bunu daha çok kendi çocuklarımız için düşünürüz. Böyle düşündüğümüz için de onları içten takdir ettiğimiz hâlde, bunu ömrümüz boyunca kelimelere döküp dile getiremeyiz.Bu son derece yanlış bir anlayıştır.Övgüdeki tılsım söylerken takındığımız samimiyette gizlidir.İnandığımızı söylersek kimse şımarmaz.Bu, sakat ve yanlış bir düşüncedir.
     Yanlış hâl ve davranışlarda muhatabımızı acımasızca hırpalarız.Övgü konusundaki hassasiyeti ve ağırdan alışı burada göstermeyiz.İnsanları eleştirmek için adeta sebep ararız.Oysa insanların hatalarını yüzüne vurmadan,onları incitmeden münasip bir dille düzeltmek erdemdir.Bunu nedense hep göz ardı ederiz.
     Atalarımız:“Marifet iltifata tabidir.İltifatsız marifet zayidir.” demişlerdir.Eğer bu düsturu kılavuz edinebilseydik ülkemiz başarılı,kendiyle ve çevresiyle barışık ve mutlu insanlar beldesi olurdu.Bu da sosyal hayatımızda derin yaraların açılmasını önlerdi.Kimse kimsenin kuyusunu kazmazdı.Herkes herkesten emin olurdu.Cümleler “Acaba” ile başlamazdı.
     Bundan sonra kendimize eleştirel bir gözle bakarak iltifat konusundaki köhnemiş ve fosilleşmiş görüşlerimizden sıyrılarak yiğidin hakkını yiğide vermede tereddüt etmeyelim.Hoşgörülü ve birbirini seven insanlardan kurulu bir toplum olmak için buna mecburuz.Bugünden tezi yok,hayata yepyeni ve insanî bir perspektiften bakmayı deneyelim.Unutmayalım ki Mevlâna’yı yücelten hoşgörü;Yunus’u bayraklaştıran sevgidir.Bu yoldur bizi hayata bağlayan…Bu anlayıştır dünyayı yaşanılır kılan!...
     e-mektup: mnihatmalkoc@hotmail.com



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın din kümesinde bulunan diğer yazıları...
Yaşlılara Saygı ve Hürmet
Oruç Kalkandır
Uyan Ey Gözlerim Gafletten Uyan!..
Ramazan"ı Uğurlarken!..
Ramazan Bayramı Düşünceleri
Kâinatı Aydınlatan Işık: Mevlid Kandili
Ramazanı Uğurlarken...
Gül Bebek… Gül Yüzlü Yâr…
Sultan Murat Şehitlerine!..
Ramazan Bereketi

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Vahşet Çağının Vicdanı: Aliya İzzetbegoviç
Ölümünün 16. Yılında Türkülerin Efendisi Erkan Ocaklı
beklenen Nesil
Şehadetinin 29. Yılında Batı Trakya Türklerinin Yolbaşçısı: Dr. Sadık Ahmet ve Davası
Şair Nurettin Özdemir'le Trabzon Lisesinde Bir Gün...
Anadolu Âşığı Bir Gönül Adamı: Sabahattin Eyüboğlu
15 Temmuz Gecesi Tankların Önünde Yatan Yiğitler Vardı
102. Sene - İ Devriyesinde 30 Ağustos Zafer Bayramı
Türkçenin Berrak Sularında…
dünden Bugüne Malazgirt Zaferi ve Edebiyatımızdaki Yeri

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Sen Kurtuldun, Bizler Öldük [Şiir]
Senin Olan Sana Gelir (Manzum Reçeteler - 1) [Şiir]
Ümmetin Yetimleri [Şiir]
…... Gecenin Kanat Sesleri…... [Şiir]
Kıyameti Bekle Bir Gün! [Şiir]
Derbeder [Şiir]
Sen Hep On Beş Yaşındasın! [Şiir]
Berceste Mısralar - 310 [Şiir]
Zihnimiz İşgal Altında [Şiir]
Sizin Kafanız İyi Mi? [Şiir]


M.NİHAT MALKOÇ kimdir?

NİHAT MALKOÇ’UN BİYOGRAFİSİ Beş çocuklu bir ailenin en küçük ferdi olarak 1970 senesinin 1 Haziran’ında Trabzon’un Köprübaşı ilçesine bağlı Gündoğan Köyü’nde hayata “Merhaba” dedi. İlkokulu komşu köy olan Güneşli Köyü’nde okudu. Orta ve lise öğrenimini Köprübaşı Lisesi’nde tamamladı. En büyük emeli iyi bir hukukçu olmaktı. Lise son sınıfta girdiği üniversite imtihanında KTÜ/Fatih Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Bölümü’nü kazandı. Dersaneye gitme imkânı ve zaman kaybına tahammülü olmadığı için kazandığı fakülteyle yetindi. 1992 yılında okulu bitirdi. İlk göz ağrısı olarak nitelediği Gümüşhane’de beş yıla yakın öğretmenlik yaptı. Her geçen gün öğretmenliği daha çok sevdi. Artık öğretmenliği bir tutku olarak görüyor. Vatan borcunu İstanbul’da Kara Kuvvetleri Lisan Okulu’nda Yedek Subay Öğretmen olarak onurla yerine getirdi. Bu peygamber ocağında yüzlerce yabancı subaya güzel Türkçe’mizi öğretti. Ankara’da girdiği sınavı kazanarak Akçaabat Anadolu İmam-Hatip Lisesi’ne Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni olarak atandı. Burada iki yıl görev yaptı. Daha sonra girdiği yazılı ve sözlü imtihanı kazanarak Türkî Cumhuriyetlerden Türkmenistan’ın başkenti Aşkabat’a,üç yıl görev yapmak üzere, öğretmen olarak gönderildi. Burada Mahdumkulu Türkmen Devlet Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi’nde ve İlâhiyat Lisesi’nde Türk Dili öğretmeni olarak çalıştı. Yine Aşkabat’ta Türkçe Öğretim Merkezi’nde(TÖMER) bir yıl boyunca değişik milletlerden kişilere Türkçe’yi sevdirerek öğretti. Şu anda Akçaabat’a bağlı Derecik İlköğretim Okulu’nda görev yapmaktadır. Bugüne kadar,en büyüğünden en küçüğüne kadar onlarca dergi ve gazetede fikrî,edebî,felsefî ve kültürel konularda yüzlerce yazı ve şiir yazdı. Bu yayın organlarından Türk Edebiyatı,Türk Dili,Bizim Çocuk,Çınar,Bizim Azerbaycan,Anadolunun Sesi,Üniversitelinin Sesi,Türkiye,Bizim Okul,Şenliğin Sesi,İnsanlığa Çağrı,Yeni Sesleniş,Gençliğin Sesi gibi dergilerde;Türksesi,Demokrat Gümüşhane,Kuşakkaya,Ortadoğu,Yeni Mesaj,Hergün,Candaş,Edebiyat,Bolu Üçtepe,Akçaabat Yeni Haber,Karadeniz Olay,Hizmet gibi gazetelerde yıllardan beri deneme,makale,fıkra ve şiirler yazmaktadır. “Bizim Okul” isimli kültür,sanat ve edebiyat dergisinin Yazı İşleri Müdürlüğü’nü yaptı. Kültürel organizasyonların çoğunda aktif olarak görev aldı. Sevgi,Dostluk ve Kardeşlik konulu şiir yarışmasında birincilik,Trabzon Belediyesi’nin düzenlediği Çevre ile ilgili yarışmada birincilik,yine aynı belediyenin düzenlediği “İki binli Yıllara Doğru Trabzon” konulu makale yarışmasında mansiyon,Akçaabat Belediyesi’nin değişik zamanlarda organize ettiği şiir yarışmalarında birincilik,ikincilik,üçüncülük ödülleri kazandı. Karadeniz Yazarlar Birliği kurucularındandır. Halen bu birliğin üyesidir. Bunların yanında elinin altındaki öğrencilere rehberlik ederek ve bizzat örnek olarak,onların da pek çok kültürel yarışmada ödüller almasına zemin hazırlamıştır. İkisi kız,biri erkek olmak üzere üç çocuk babasıdır.

Etkilendiği Yazarlar:
Necip Fazıl Kısakürek,Mehmet Akif Ersoy,Yahya Kemal Beyatlı


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © M.NİHAT MALKOÇ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.