Avukatlar da bir zamanlar çocuktular herhalde. -Charles Lamb |
|
||||||||||
|
İnsan mevsimlere benzer.İlkbahar çocukluk,yaz gençlik,sonbahar yaşlılık,kış ise ömrün son demlerine karşılıktır.Sonbaharda yapraklar sararıp düşer.Yaşlılık da böyledir.İnsan takatten düşerek güçsüzleşir.Saçı,sakalı beyazlanır.Bunlar,anlayan için çok şey ifade eder.Bu değişiklikler ömrün son demlerine işarettir.Adımlarımızı ona göre atmalıyız. Ecdadımız: “Gençlik kuştur,ihtiyarlık ağır kıştır” demiş.Kişi gençken bir kuş gibi rahat hareket eder.Yaşlandıkça dizlerin bağı çözülür.Yaşlılıkta ibadet etmek de iyice zorlaşır.Hem gençlikte yapılan ibadet daha makbûldür. Gençlik sürekli kalıcı değildir.Her insan yaşlılığı tadacaktır.Gençler bunu bilmeli ve ona göre hareket etmelidir.İnsan küçüğünü,büyüğünü tanımalıdır.Saygı,sevgi ve hürmet göstermelidir.Bu konuda Peygamberimiz şöyle buyurmuştur: “Küçüğümüze merhamet etmeyen,büyüğümüzün şerefini tanıyıp ona saygı göstermeyen bizden değildir.” Osmanlı Devleti altı asır boyunca yaşamış koca bir çınardı.Bu imparatorluk zamanında yaşlılar el üstünde tutulurdu.Onların bilgi ve tecrübelerinden yararlanılırdı.Oysa günümüzde yaşlılara “iflas etmiş tüccar” gözüyle bakılmaktadır.Ağır bir yük ve engel olarak görülmektedirler. Yirmi birinci asra girdiğimiz bu günlerde insanların şefkat ve merhamet duyguları materyalizmin potasında yok olmaya yüz tutmuştur.Artık gençler evlenince ana babalarından ayrılmaktadır.Ebeveyninden ayrı yaşamayı tercih etmektedirler.Evlâtlar,anne babalarının yaşlılık dönemlerinde yanlarında olması gerekirken tam tersini yapmaktadırlar. Rahmetli babam, meşhûr bir hikâye anlatırdı: “Adamın birisi yaşlı babasından iyice bıkmış.Onu evinden uzaklaştırmak için planlar kuruyormuş.En sonunda babasını ıssız bir dağa bırakmaya karar vermiş.Babasını sepete koyarak dağın yolunu tutmuş.Adamın yanında da küçük oğlu varmış.Kan ter içinde dağın zirvesine varmışlar.Adam,dağ başında babasını sepetin içinde bırakarak hızlı adımlarla eve yönelmiş.Küçük çocuk bu durum karşısında telâşla babasına seslenerek, kendisinden beklenmeyen şu ibret dolu sözleri söylemiş: -Baba sepeti unuttun,sepeti!... Bu durum karşısında irkilen baba,sepetin önemsiz olduğunu söylemeye çalışmış ama çocuk lâfı gediğine oturtmuş: -Baba ben seni yaşlandığında neyle getireceğim buraya? Oğlu böyle deyince baba yanlış yaptığını anlamış ve dağda bıraktığı babasını alarak eve dönmüş. Dağa bırakılan baba,oğluna hitaben: -“Geri dönüp beni alacağını biliyordum” demiş. Bu söze karşılık oğlu: “Nereden biliyordun?” demiş. O da: “Çünkü ben babamı yaşlandığında dağa kaldırmadım ki!..” demiş…” Ne doğrarsan aşına o gelir kaşığına.Etme bulma dünyasıdır bu…Ne ekersen onu biçersin.Peygamberimiz bir mübarek sözünde söyle buyurmuştur: “Ak saçlı müslümana,Kur’an’ı bilen,onu terk etmeyen,onda aşırılığa kaçmayan kimselere saygı göstermek ve adaletli devlet başkanına saygılı davranmak Allah’a tazimden sayılır.” Unutmayalım ki bugünün gençleri yarının yaşlıları olacaktır.Yaşlılara saygı ve hürmet gösterelim.Bu gelecekte yaşlılığınıza yapacağınız bir yatırımdır aynı zamanda. e-mektup: mnihatmalkoc@hotmail.com
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © M.NİHAT MALKOÇ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |