..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
İnsanların arasında yaşadığımız sürece, onları sevelim. -Andre Gide
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Din > M.NİHAT MALKOÇ




2 Haziran 2019
Ramazanı Uğurlarken...  
M.NİHAT MALKOÇ
Zaman gene yapacağını yaptı ve bir aylık ramazan bir su misali ömrümüzden akıp gitti. Sayılı günlerin çabuk geçtiğini hepimiz biliriz. Fakat ramazanın diğer sayılı günlere nazaran bir kuş gibi uçup gitmesi bizi hüzünlendirdi. Çünkü alışmıştık iftarlara, teravihlere ve o doyumsuz sahurlara….Şimdi bir yıl daha bekleyeceğiz bu güzel günlerin tekrarı için… Kimimiz gelecek ramazana sağ çıkmayacak. Bazılarının son ramazanı olacak uğurladığımız…. Bu durum yürek sahibi olan biz insanları derin düşüncelere sevk ediyor. Acaba kimler yetişecek gelecek ramazana?... Bu konuda söz söyleme salahiyetimiz yok.


:AJBG:
M. NİHAT MALKOÇ

     Zaman gene yapacağını yaptı ve bir aylık ramazan bir su misali ömrümüzden akıp gitti. Sayılı günlerin çabuk geçtiğini hepimiz biliriz. Fakat ramazanın diğer sayılı günlere nazaran bir kuş gibi uçup gitmesi bizi hüzünlendirdi. Çünkü alışmıştık iftarlara, teravihlere ve o doyumsuz sahurlara….Şimdi bir yıl daha bekleyeceğiz bu güzel günlerin tekrarı için… Kimimiz gelecek ramazana sağ çıkmayacak. Bazılarının son ramazanı olacak uğurladığımız…. Bu durum yürek sahibi olan biz insanları derin düşüncelere sevk ediyor. Acaba kimler yetişecek gelecek ramazana?... Bu konuda söz söyleme salahiyetimiz yok.

     Ne mutlu bu bir aylık mübarek zaman dilimi içerisinde Allah’a yakın olabilenlere!... Ne mutlu ramazanın içini hakkıyla ve layıkıyla doldurabilenlere!.... Ne mutlu bu Kur’an ayı içerisinde hatimler indirerek bu ayın anlamını yaşayanlara ve de yaşatanlara!... Ramazanın ruhunu hücrelerine sindirebilenlere ne mutlu!... Biz ramazandan razıydık, acaba o bizden razı kalarak mı gitti? Onun rızasına uygun davranışlar gösterebildiysek bizden daha bahtiyar kul olamaz. Namazlarımız, teravihlerimiz, hatimlerimiz, zekâtlarımız, fitrelerimiz, sadakalarımız, mevlitlerimiz, tebliğ ve ‘emri bil maruf nehyi anil münker’ gayretlerimiz Allah katında kabul gördüyse ramazan ömrümüzden kopan bir yaprak değil, aksine büyük bir kazançtır.

     Gerçek müminler ramazanı bir yük ve külfet olarak görmez, aksine bu mübarek sayılı günlerden haz alır. Bu kıymetli günleri fırsat olarak görür ve gereğini yerine getirir. Müminler ramazanın bitişine sevinmez. Onlar bir ramazan bitmeden öbür ramazanın özlemini duyarlar. Onlar peşin olan dünyevi zevkleri ellerinin tersiyle iterek ahrette ödenecek olan mükâfatı tercih ederler. Çünkü dünyanın bir hayal, bir rüya, bir eğlenceden ibaret olduğunu bilirler. Dünya hayatı uzun gibi görünse de ebedi hayatla kıyaslandığında göz açıp kapayıncaya kadar geçen zaman mesabesindedir. Oysa ahiret hayatı sonsuzdur, sonsuzun ne demek olduğunu ancak basiret gözü açık olanlar hakkıyla bilebilir. Ne mutlu hayatı idrak edebilenlere!...

     Ramazanın o mübarek atmosferine tekrar kavuşmak için tam on bir bekleyeceğiz. Boşuna dememişler ona ‘on bir ayın sultanı’ diye… Sultanımız terk ediyor bizi… Onu çok ama çok özleyeceğiz; yollarını gözleyeceğiz. Akşama doğru iftar var zannedip belki hazırlıklara girişeceğiz yine. Fırınların önünden geçerken gözümüz raflara takılıp kalacak. O güzelim ramazan pidelerini raflarda arayacağız. Gecenin bir vaktinde sahur diye yatağımızdan fırlayıp doğrulacağız. Sabahleyin ekmeğe el uzattığımızda kendimizi oruçlu zannedip irkileceğiz. Akşam namazından sonra ceketimizi giyip camiye yollanacağız. Fakat camilerde o eski heyecandan, kalabalıktan ve tecessüsten eser kalmayacak. Hayatımız sönmüş bir volkan gibi durağanlaşacak… Alışkanlıklarımız bizi peşinden sürükleyecek.

     Gözlerimiz minareler arasına gerilmiş mahyaları arayacak. Evlerimize elimize tutuşturduğumuz tatlılarla dönmeyeceğiz artık. İftar saatine yetişeyim diye koşturmayacağız caddelerde… Soframız hazırlandığında ezanın okunmasını beklemeyeceğiz. Hayatımızdaki bir aylık düzen yerini karmaşaya bırakacak. Bazıları eski alışkanlıklarına dönecek… Camiler boşalırken kahveler ağzına kadar dolacak. Sigara dumanları içerisinde kumar kâğıtlarıyla zaman öldürecek idealden ve inançtan nasibini alamayanlar… Meyhanelerde kadehler tokuşturulacak gece yarılarına kadar… Bazıları ar ve namus kavramını nadasa bırakacak… Hayatı diri kılan ve ruhu canlandıran insanî ve imanî hususiyetlerimiz törpülenecek.


     “Elveda Ya Şehr-i Ramazan”…Sen giderken ruhumuza kök saldı hüzün ve hazan… Gündüzleri rahmet, geceleri nimet olan bu mübarek ay, içimizdeki süruru kedere, aydınlığı karanlığa tebdil etti. Kur’an, gufran ve ihsan ayı olan ramazanı çok özleyeceğiz. Resulullah ne güzel buyurmuştu: “Oruçlu için iki sevinç vardır: Biri, orucu açtığı zamanki sevincidir; diğeri de Rabbine kavuştuğu zamanki sevincidir.” Fakat bizler bu sevinci o bir aylığına da olsa donduruyoruz. Fakat müminin ölüm sevincini donduramıyoruz. Rabbimiz onu ramazan gibi aşikâr kılmamış, ölümü ömür içerisinde gizlemiştir. O sevinci yaşamak için bu dünyada zaman zaman üzülmek, itilip kakılmak gerekiyor. Yüce Rabbimiz kulunu oruçla, namazla, zekâtla, hacla, kadın, evlat, para sevgisiyle imtihan ediyor, neticesine göre öteki dünyadaki mekânını hazırlıyor. Aslında herkes Cenneti de Cehennemi de dünyada kazanıyor.

     Dikkat edin muhterem Müslümanlar!... Ramazan boyunca kapanan cehennem kapıları ramazanın gidişiyle beraber tekrar açılıyor. Zincire vurulan şeytanın eli ayağı çözülüyor. Müslümanın işi daha da zorlaşıyor. Unutmayınız ki zorlu imtihan kulların son nefese kadar soluksuz devam ediyor. Sakın ola ramazanda kazandığınız güzel davranışları bir kenara bırakmayın; kahve ve meyhane köşelerine dönmeyin. Bu ramazan, hayatı anlamlı kılmanız için adeta bir milat olsun size… Bir aylık ibadetle cennete gidilebileceğini sanmayın, aldanmayın, yanmayın. Allah hepimizi gelecek mübarek ramazana eriştirsin. Kıldığınız namazlar, tuttuğunuz oruçlar, verdiğiniz zekât ve fireler kabul ve makbul olsun. Gelecek ramazan bayramınız şimdiden kutlu olsun. Allah inananların yâr ve yardımcısı olsun.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın din kümesinde bulunan diğer yazıları...
Yaşlılara Saygı ve Hürmet
Marifet İltifata Tabidir
Oruç Kalkandır
Uyan Ey Gözlerim Gafletten Uyan!..
Ramazan"ı Uğurlarken!..
Ramazan Bayramı Düşünceleri
Kâinatı Aydınlatan Işık: Mevlid Kandili
Gül Bebek… Gül Yüzlü Yâr…
Sultan Murat Şehitlerine!..
Ramazan Bereketi

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ölümünün 16. Yılında Türkülerin Efendisi Erkan Ocaklı
Vali Recep Yazıcıoğlu ve "Köprü"nün Hikâyesi
Futbolun Efendisi: Fatih Tekke
Çağ Kapayıp Çağ Açan Bir Fethin Hatırası: Ayasofya
Vahşet Çağının Vicdanı: Aliya İzzetbegoviç
Şair Nurettin Özdemir'le Trabzon Lisesinde Bir Gün...
Anadolu Âşığı Bir Gönül Adamı: Sabahattin Eyüboğlu
15 Temmuz Gecesi Tankların Önünde Yatan Yiğitler Vardı
102. Sene - İ Devriyesinde 30 Ağustos Zafer Bayramı
Türkçenin Berrak Sularında…

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Senin Olan Sana Gelir (Manzum Reçeteler - 1) [Şiir]
Menzilin Mübarek Olsun [Şiir]
Alev Denizlerinde Mum Kadar Çaresizim… [Şiir]
Zihnimiz İşgal Altında [Şiir]
Kıyameti Bekle Bir Gün! [Şiir]
Sizin Kafanız İyi Mi? [Şiir]
Sen Kurtuldun, Bizler Öldük [Şiir]
Aslan Aksoy Abimiz [Şiir]
Buz Tutmuş Karanfiller [Şiir]
Berceste Mısralar - 303 [Şiir]


M.NİHAT MALKOÇ kimdir?

NİHAT MALKOÇ’UN BİYOGRAFİSİ Beş çocuklu bir ailenin en küçük ferdi olarak 1970 senesinin 1 Haziran’ında Trabzon’un Köprübaşı ilçesine bağlı Gündoğan Köyü’nde hayata “Merhaba” dedi. İlkokulu komşu köy olan Güneşli Köyü’nde okudu. Orta ve lise öğrenimini Köprübaşı Lisesi’nde tamamladı. En büyük emeli iyi bir hukukçu olmaktı. Lise son sınıfta girdiği üniversite imtihanında KTÜ/Fatih Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Bölümü’nü kazandı. Dersaneye gitme imkânı ve zaman kaybına tahammülü olmadığı için kazandığı fakülteyle yetindi. 1992 yılında okulu bitirdi. İlk göz ağrısı olarak nitelediği Gümüşhane’de beş yıla yakın öğretmenlik yaptı. Her geçen gün öğretmenliği daha çok sevdi. Artık öğretmenliği bir tutku olarak görüyor. Vatan borcunu İstanbul’da Kara Kuvvetleri Lisan Okulu’nda Yedek Subay Öğretmen olarak onurla yerine getirdi. Bu peygamber ocağında yüzlerce yabancı subaya güzel Türkçe’mizi öğretti. Ankara’da girdiği sınavı kazanarak Akçaabat Anadolu İmam-Hatip Lisesi’ne Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni olarak atandı. Burada iki yıl görev yaptı. Daha sonra girdiği yazılı ve sözlü imtihanı kazanarak Türkî Cumhuriyetlerden Türkmenistan’ın başkenti Aşkabat’a,üç yıl görev yapmak üzere, öğretmen olarak gönderildi. Burada Mahdumkulu Türkmen Devlet Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi’nde ve İlâhiyat Lisesi’nde Türk Dili öğretmeni olarak çalıştı. Yine Aşkabat’ta Türkçe Öğretim Merkezi’nde(TÖMER) bir yıl boyunca değişik milletlerden kişilere Türkçe’yi sevdirerek öğretti. Şu anda Akçaabat’a bağlı Derecik İlköğretim Okulu’nda görev yapmaktadır. Bugüne kadar,en büyüğünden en küçüğüne kadar onlarca dergi ve gazetede fikrî,edebî,felsefî ve kültürel konularda yüzlerce yazı ve şiir yazdı. Bu yayın organlarından Türk Edebiyatı,Türk Dili,Bizim Çocuk,Çınar,Bizim Azerbaycan,Anadolunun Sesi,Üniversitelinin Sesi,Türkiye,Bizim Okul,Şenliğin Sesi,İnsanlığa Çağrı,Yeni Sesleniş,Gençliğin Sesi gibi dergilerde;Türksesi,Demokrat Gümüşhane,Kuşakkaya,Ortadoğu,Yeni Mesaj,Hergün,Candaş,Edebiyat,Bolu Üçtepe,Akçaabat Yeni Haber,Karadeniz Olay,Hizmet gibi gazetelerde yıllardan beri deneme,makale,fıkra ve şiirler yazmaktadır. “Bizim Okul” isimli kültür,sanat ve edebiyat dergisinin Yazı İşleri Müdürlüğü’nü yaptı. Kültürel organizasyonların çoğunda aktif olarak görev aldı. Sevgi,Dostluk ve Kardeşlik konulu şiir yarışmasında birincilik,Trabzon Belediyesi’nin düzenlediği Çevre ile ilgili yarışmada birincilik,yine aynı belediyenin düzenlediği “İki binli Yıllara Doğru Trabzon” konulu makale yarışmasında mansiyon,Akçaabat Belediyesi’nin değişik zamanlarda organize ettiği şiir yarışmalarında birincilik,ikincilik,üçüncülük ödülleri kazandı. Karadeniz Yazarlar Birliği kurucularındandır. Halen bu birliğin üyesidir. Bunların yanında elinin altındaki öğrencilere rehberlik ederek ve bizzat örnek olarak,onların da pek çok kültürel yarışmada ödüller almasına zemin hazırlamıştır. İkisi kız,biri erkek olmak üzere üç çocuk babasıdır.

Etkilendiği Yazarlar:
Necip Fazıl Kısakürek,Mehmet Akif Ersoy,Yahya Kemal Beyatlı


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © M.NİHAT MALKOÇ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.