..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Fırtınalar insanın denizi sevmesine engel olamaz. -Maurois
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Din > M.NİHAT MALKOÇ




14 Ekim 2007
Uyan Ey Gözlerim Gafletten Uyan!..  
M.NİHAT MALKOÇ
Bizler eskiden üzerine güneş doğmayan bir millettik? Sabahın erken saatlerinde yatağımızdan kalkar, Allah’ın huzurunda secdeye varır, günün ilk şükrünü eda ederdik. Sessizliğin içine dalar, manevi iklimlerde soluklanırdık. Hakikat yolunun sadık yolcusuyduk Hiç kimse bizi hak bildiğimiz yoldan çeviremezdi. Sırat-i müstakim üzere yürürdük hayat yolunda. Hayat ağacının leziz meyveleri eksik olmazdı. Göklere değen dallarımız manevi meyvelerini taşımakta zorlanırdı. Bereket eksik olmazdı soframızdan.


:DBJC:

                                   M.NİHAT MALKOÇ

     Bizler eskiden üzerine güneş doğmayan bir millettik? Sabahın erken saatlerinde yatağımızdan kalkar, Allah’ın huzurunda secdeye varır, günün ilk şükrünü eda ederdik. Sessizliğin içine dalar, manevi iklimlerde soluklanırdık. Hakikat yolunun sadık yolcusuyduk Hiç kimse bizi hak bildiğimiz yoldan çeviremezdi. Sırat-i müstakim üzere yürürdük hayat yolunda. Hayat ağacının leziz meyveleri eksik olmazdı. Göklere değen dallarımız manevi meyvelerini taşımakta zorlanırdı. Bereket eksik olmazdı soframızdan.

     Bizler şerefli bir milletin evlatları olarak geleceğe taşıyamadık emsalsiz değerlerimizi. Şanlı Osmanlı’nın kurduğu düzen dünya hayatıyla ahiret hayatını dengede tutmayı esas alıyordu. Padişahından halkına kadar hemen herkes dünyayı bir geçit olarak görüyor, Hakk’a kul olmayı en büyük özgürlük olarak kabul ediyordu. İbadetler ruhların vazgeçilmez azığıydı. Uykuda geçirilen vakitler uyanık olunan vakitlere nazaran çok azdı. Sabah namazları üzerine titrenirdi. Kimse bu vakitte gaflet uykusunda olmazdı. Eskiden devlet idarecileri dini, hayata göre değil, hayatı dine göre tanzim ederlerdi. İnanç hususunda hassas davranılırdı. Bununla ilgili anlatılan yaşanmış bir hadise bu hassasiyeti tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor.

     Osmanlı döneminde Sultan III. Murat Han bir sabah namazını kaçırmış… Dini hayatı her şeyden çok önemseyen bu büyük padişah kıl(a)madığı bir sabah namazına fazlasıyla üzülmüştü. Bu üzüntü onu derin muhasebelere götürmüştü. Yüceler yücesinin huzuruna çıkmadan evvel, çabuk davranarak nefsini hesaba çekmiştir. Geçirdiği duygusal incinme neticesinde “Uyan Ey Gözlerim Gafletten Uyan” adlı derin manalı bir şiir kaleme almıştır. Bu şiirde manevi körlüğü zemmetmiş, uykudan açılmayan gözlerini gafletten uyanmaya çağırmıştır. Seher vaktinde cümle mevcudatın lisan-ı halleriyle Allah’ı zikrettiğini, eşref-i mahlûkat olan insanın bu hususta gevşek davrandığını dile getirmiştir. Dünyanın geçiciliğini hatırlatarak mala, mülke, makama yaslanan insanların güvenli ve doğru bir yolda yürümediklerini hatırlatmıştır. Bilindiği üzere şair sultanlardan biri olan III. Murat, “Muradî” mahlâsıyla şiirler yazmıştır. Onun, bir sabah namazını kılamaması üzerine yazmış olduğu “Uyan Ey Gözlerim Gafletten Uyan” adlı şiirini dikkatlerinize sunmak istiyorum:

“Uyan ey gözlerim gafletten uyan!
Uyan uykusu çok gözlerim uyan
Azrail’in kastı canadır, inan.
Uyan ey gözlerim gafletten uyan!
Uyan uykusu çok gözlerim uyan

Seherde uyanırlar cümle kuşlar
Dill-u dillerince tesbihe başlar
Tevhid eyler dağlar taşlar ağaçlar
Uyan ey gözlerim gafletten uyan!
Uyan uykusu çok gözlerim uyan

Semâvâtın kapuların açarlar.
Mü’minlere rahmet suyun saçarlar…
Seherde kalkana hülle biçerler.
Uyan ey gözlerim gafletten uyan!
Uyan uykusu çok gözlerim uyan

Bu dünya fanidir sakın aldanma.
Mağrur olup tac-u tahta dayanma.
Yedi iklim benim deyu güvenme.
Uyan ey gözlerim gafletten uyan!
Uyan uykusu çok gözlerim uyan

Benim, Murad kulun, suçumu affet.
Suçum bağışlayub günahım ref’ et.
Rasûl’ün sancağı dibinde haşret.
Uyan ey gözlerim gafletten uyan!
Uyan uykusu çok gözlerim uyan”

Bu şiir bir pişmanlık bildirisidir. Her bir mısrası kızgın gözyaşlarıyla yazılmıştır. “Uyan Ey Gözlerim Gafletten Uyan” isimli şiir değişik zamanlarda değişik bestekârlarca bestelenerek halkın manevi uyanışına hizmet etmiştir. Buradan da anlıyoruz ki bir zamanlar hem fert, hem topyekûn millet olarak dini hassasiyetlerimiz üst düzeydeydi. Günümüzde sabah namazını kıl(a)mayan insanlar böyle büyük bir pişmanlık yaşayabiliyor mu? Müslümanların yüzde kaçı düzenli olarak sabah namazlarına kalkabiliyor? Ne kadar da değişti değer yargılarımız!... Zamanla her şey gibi dini değerler ve ibadetler de hafife alındı, sıradanlaştı. Bu elbette hayra alamet bir gidiş değildir. Bu yolun sonu maazallah uçurumdur. Fakat gözlerimiz o kadar körelmiş ki uçurumu bile düz yol zannediyoruz.

Devlet ve millet olarak değerlerimizin bendesiydik bir zamanlar… Şimdiyse değerlerimiz kölemiz oldu. Uçup gitti mübarek nefesler… Gölgeler karardı, koyulaştı geçen zamanla birlikte… Aydınlık şafaklardan gelmesini beklediğimiz yolcuların izini kaybettik. Çöllerde vaha ararken çamura battık yolların kavşağında. Sabahlarımız aydınlığını ve tazeliğini çoktan yitirdi. Artık güneş üzerimize doğuyor. Sabahların rahmet ve bereket ikliminde doyasıya soluklanamıyoruz. Güneş üzerimize doğuyor her sabah…

Hayatımız milli ve manevi değerlerden çok uzaklaştı. İnandığımız gibi yaşayamadığımız için, zamanla yaşadığımız gibi inanmaya başladık. Bütün bunlara rağmen kalplerimiz katılaştığı için nedamet gözyaşları dökemiyoruz. Gözlerimiz hakikatlere kapandı sanki. Basiret nazarlarımıza gölge düştü. Bir zamanlar seher vakitlerinde Hakk’a ve hakikate sarılan ve duaya kalkan eller şimdi yastığımız oluverdiler. Yastık olan elerin tekrar dualar eşliğinde Hakk’a ve hakikate yönelme zamanı geldi. Kutlu iklimlere yol almak için bir an evvel yola çıkmamamız lazımdır. Yoksa kervan göçecek, bizler yine dağ başlarında bir başımıza kalacağız. Yolumuzu aydınlatan güneş üzerimizden çekecek ışığını. Elimizi çabuk tutalım, yitiğimizi Avrupa kapılarında değil, kaybettiğimiz yerlerde arayalım.


.Eleştiriler & Yorumlar

:: tebrik
Gönderen: ayşe kaya / , Türkiye
22 Eylül 2009
hassas ve duyarlı insanlarında var olduğunu bilmek çok güzel. sizler gibi eğitimcilerimiz hala varsa, hala umut ta var demektir. evet görüyoruz ki; artık yeni nesil değer yargılarını bilmiyor ama bizler dua edip kendi çevrelerimizi bilinçlendire bilirsek, herşey yoluna girer ve bizler de o gaflet uykusundan uyanabiliriz. İnşaallah.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın din kümesinde bulunan diğer yazıları...
Yaşlılara Saygı ve Hürmet
Marifet İltifata Tabidir
Oruç Kalkandır
Ramazan"ı Uğurlarken!..
Ramazan Bayramı Düşünceleri
Kâinatı Aydınlatan Işık: Mevlid Kandili
Ramazanı Uğurlarken...
Gül Bebek… Gül Yüzlü Yâr…
Sultan Murat Şehitlerine!..
Ramazan Bereketi

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ölümünün 16. Yılında Türkülerin Efendisi Erkan Ocaklı
Vali Recep Yazıcıoğlu ve "Köprü"nün Hikâyesi
Futbolun Efendisi: Fatih Tekke
Çağ Kapayıp Çağ Açan Bir Fethin Hatırası: Ayasofya
Vahşet Çağının Vicdanı: Aliya İzzetbegoviç
Şair Nurettin Özdemir'le Trabzon Lisesinde Bir Gün...
Anadolu Âşığı Bir Gönül Adamı: Sabahattin Eyüboğlu
15 Temmuz Gecesi Tankların Önünde Yatan Yiğitler Vardı
102. Sene - İ Devriyesinde 30 Ağustos Zafer Bayramı
Türkçenin Berrak Sularında…

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Senin Olan Sana Gelir (Manzum Reçeteler - 1) [Şiir]
Menzilin Mübarek Olsun [Şiir]
Alev Denizlerinde Mum Kadar Çaresizim… [Şiir]
Zihnimiz İşgal Altında [Şiir]
Kıyameti Bekle Bir Gün! [Şiir]
Sizin Kafanız İyi Mi? [Şiir]
Sen Kurtuldun, Bizler Öldük [Şiir]
Aslan Aksoy Abimiz [Şiir]
Buz Tutmuş Karanfiller [Şiir]
Berceste Mısralar - 303 [Şiir]


M.NİHAT MALKOÇ kimdir?

NİHAT MALKOÇ’UN BİYOGRAFİSİ Beş çocuklu bir ailenin en küçük ferdi olarak 1970 senesinin 1 Haziran’ında Trabzon’un Köprübaşı ilçesine bağlı Gündoğan Köyü’nde hayata “Merhaba” dedi. İlkokulu komşu köy olan Güneşli Köyü’nde okudu. Orta ve lise öğrenimini Köprübaşı Lisesi’nde tamamladı. En büyük emeli iyi bir hukukçu olmaktı. Lise son sınıfta girdiği üniversite imtihanında KTÜ/Fatih Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Bölümü’nü kazandı. Dersaneye gitme imkânı ve zaman kaybına tahammülü olmadığı için kazandığı fakülteyle yetindi. 1992 yılında okulu bitirdi. İlk göz ağrısı olarak nitelediği Gümüşhane’de beş yıla yakın öğretmenlik yaptı. Her geçen gün öğretmenliği daha çok sevdi. Artık öğretmenliği bir tutku olarak görüyor. Vatan borcunu İstanbul’da Kara Kuvvetleri Lisan Okulu’nda Yedek Subay Öğretmen olarak onurla yerine getirdi. Bu peygamber ocağında yüzlerce yabancı subaya güzel Türkçe’mizi öğretti. Ankara’da girdiği sınavı kazanarak Akçaabat Anadolu İmam-Hatip Lisesi’ne Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni olarak atandı. Burada iki yıl görev yaptı. Daha sonra girdiği yazılı ve sözlü imtihanı kazanarak Türkî Cumhuriyetlerden Türkmenistan’ın başkenti Aşkabat’a,üç yıl görev yapmak üzere, öğretmen olarak gönderildi. Burada Mahdumkulu Türkmen Devlet Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi’nde ve İlâhiyat Lisesi’nde Türk Dili öğretmeni olarak çalıştı. Yine Aşkabat’ta Türkçe Öğretim Merkezi’nde(TÖMER) bir yıl boyunca değişik milletlerden kişilere Türkçe’yi sevdirerek öğretti. Şu anda Akçaabat’a bağlı Derecik İlköğretim Okulu’nda görev yapmaktadır. Bugüne kadar,en büyüğünden en küçüğüne kadar onlarca dergi ve gazetede fikrî,edebî,felsefî ve kültürel konularda yüzlerce yazı ve şiir yazdı. Bu yayın organlarından Türk Edebiyatı,Türk Dili,Bizim Çocuk,Çınar,Bizim Azerbaycan,Anadolunun Sesi,Üniversitelinin Sesi,Türkiye,Bizim Okul,Şenliğin Sesi,İnsanlığa Çağrı,Yeni Sesleniş,Gençliğin Sesi gibi dergilerde;Türksesi,Demokrat Gümüşhane,Kuşakkaya,Ortadoğu,Yeni Mesaj,Hergün,Candaş,Edebiyat,Bolu Üçtepe,Akçaabat Yeni Haber,Karadeniz Olay,Hizmet gibi gazetelerde yıllardan beri deneme,makale,fıkra ve şiirler yazmaktadır. “Bizim Okul” isimli kültür,sanat ve edebiyat dergisinin Yazı İşleri Müdürlüğü’nü yaptı. Kültürel organizasyonların çoğunda aktif olarak görev aldı. Sevgi,Dostluk ve Kardeşlik konulu şiir yarışmasında birincilik,Trabzon Belediyesi’nin düzenlediği Çevre ile ilgili yarışmada birincilik,yine aynı belediyenin düzenlediği “İki binli Yıllara Doğru Trabzon” konulu makale yarışmasında mansiyon,Akçaabat Belediyesi’nin değişik zamanlarda organize ettiği şiir yarışmalarında birincilik,ikincilik,üçüncülük ödülleri kazandı. Karadeniz Yazarlar Birliği kurucularındandır. Halen bu birliğin üyesidir. Bunların yanında elinin altındaki öğrencilere rehberlik ederek ve bizzat örnek olarak,onların da pek çok kültürel yarışmada ödüller almasına zemin hazırlamıştır. İkisi kız,biri erkek olmak üzere üç çocuk babasıdır.

Etkilendiği Yazarlar:
Necip Fazıl Kısakürek,Mehmet Akif Ersoy,Yahya Kemal Beyatlı


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © M.NİHAT MALKOÇ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.