..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"İçtenlik bütün dehanın kaynağıdır." -Boerne
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Didaktik > Orkun Levent BOYA




18 Mart 2005
Bendeki Karga ile Tilki  
Orkun Levent BOYA
Tilki, daldaki kargayı kandırır ve karganın ağzından düşen peyniri yer. O andan itibaren, tilkinin adının kurnaza, karganın adının ise aptala çıktığını hepimiz biliriz.


:FFBH:
     
Tilki, dalda duran kargayı kandırır ve karganın ağzından düşen peyniri yer... Karga kaybetmiş olmanın verdiği mahzunlukla tilkinin ağzından salyalar akıtarak peyniri yiyişini seyreder. Tilki peyniri yiyip, son artıklarını da yuttuktan sonra karga ona “afiyet olsun” der ve uçar gider. Karganın arkasından bakan tilki onun hakkında, “aptal olduğu kadar da nezaket sahibiymiş” diye geçirir içinden.

Ertesi gün karga, aynı yere ağzında bir lokma peynirle tekrar gelir. Tabi ki tilki yine aşağıdadır. Tilki, tam kargayı konuşturarak peynirini almaya kalkışacaktır ki karga kendiliğinden peyniri onun önüne atar. Tilki bir anlık şaşkınlığını atlattıktan sonra peyniri yemeye koyulur. Karga yine onu seyretmektedir. Tilki peynirin son artıklarını da yiyip ağzındaki salyaları sildikten sonra kafasını yukarıda karganın durduğu dala doğru kaldırarak kargaya “teşekkür ederim” der ve arkasını dönerek oradan uzaklaşırken ona bakan karga, “kurnaz olduğu kadar da nezaket sahibiymiş” diye geçirdi içinden.

Üçüncü gün karga yine ağzında bir parça peynirle gelip aynı dala konar. Tilki ise her günkü gibi aşağıda beklemektedir. Karga konduğu dalın üstünde peynirini yemeye koyulur. Tilkinin ağzından salyaları akmasına rağmen, ne karga ona bir gram peynir verir, ne de tilki ondan bir parça peynir ister. Karga peynirini yiyip bitirdikten sonra tilki ona “afiyet olsun” der.

Tilki, o gece rüyasında kargayı görür. Karga, ona “Sen o ilk gün beni kandırıp peynirimi aldığında çok üzüldüm. İkinci gün, isteseydin sana verebileceğimi göstermek istedim. Ve sen o peyniri bitirdiğinde bana teşekkür ettiğinde mutlu oldum. Üçüncü gün, özellikle sana bir parça bile vermedim. Senin ne yapacağını merak ediyordum. Sen, ağzından salyalar akar bir halde olmana rağmen bir gün önce sana kendiliğinden yiyecek veren birini aldatmaya kalkmadın. Bu tavrın ise beni çok sevindirdi. Aslında bir adaletsizlik söz konusuydu. Üç günün ikisinde sen, birinde ben doydum. Oysa yarı yarıya paylaşsaydık ikimiz de her gün doymuş olacaktık. Hiç önemli değil. Artık kurnazlıkla beni bir kere kandırabileceğini öğrendin. Unutma ki kurnazlıkla bir şeyi elde etmeye kalkarsan o şeyi son kez elde edebilirsin. Oysa, doğru ve dürüst davranırsan, o şeyi sonsuz kere elde etme imkanına sahip olabilirsin.
İstesem, ben her gün o dala konup senin karşında hiç konuşmadan peynirimi afiyetle yiyebilirim. Ama yapmayacağım. Bundan sonra lokmamın yarısını seninle paylaşacağım. Çünkü ben inanıyorum ki, sen de bundan sonra yiyecek bir şey bulduğunda bana bir parça ayıracaksındır. Yanılıyor muyum?” dediğinde tilki uykusundan uyanır ve etrafına bakarak kargayı arar. Hemen bunun bir rüya olduğunun farkına varır ve rüyasında gördüğü kargaya “Yanılmıyorsun” der.

O gece karga da rüyasında tilkiyi görür. Tilki kargaya, “ilk gün seni kandırarak peynirini yediğim için çok mutlu olmuştum. Ama ikinci gün sen ağzındaki peyniri kendiliğinden bana verdiğinde onu yerken çok sevindim. Üçüncü gün, sen kendi başına oturup peynirini yerken ağzımdan sular akmasına rağmen, kabaran nefsimi tatmin etmek için senden bir parça bile istemeye utandım. Çünkü bir gün önce sen kendiliğinden bana onu vermiştin. “Demek ki bugün yalnız başına yemek istiyor” diye düşündüm hakkında.
Sonra eve doğru giderken kendi kendime; “Neden her gün birimiz yiyoruz peyniri? Neden bölüşmüyoruz?” diye sordum. Ve sana şunu söylemeye karar verdim; “Peynir senin, verirsin-vermezsin!..Eğer yarın geldiğinde bana peynirini verirsen ben onun sadece yarısını kabul edeceğim. Böylelikle ikimizde bir şeyler yemiş olacağız. Ayrıca bundan sonra ben de, kendi bulduğum yiyeceklerden sana ayırıp, buluştuğumuzda sana vereceğim. Çünkü sen bana paylaşmanın yüceliğini öğrettin” der. Karga gözünü açtığında gülümseyerek, “Yarın, bu rüyayı gerçek yapacağız” dedi.

Ertesi gün buluşma yerine geldiklerinde karga ağzındaki peyniri tilkinin önüne doğru attığında, tilki ayak tırnaklarıyla peyniri ikiye ayırır ve kargaya, “Bunun yarısını sen, yarısını ben yiyeceğiz. Aynı dün gece senin, rüyamda bana söylediğin gibi!...” dediğinde şaşıran karga, şaşkınlığını atlattıktan sonra ona; “Bundan sonra her şeyi bölüşeceğiz, aynı senin, rüyamda bana söylediğin gibi!..” der. Karganın söyledikleri karşısında şaşıran tilki daha sonra gülerek “Demek sesimi duydun!..” der ve o günden sonra aralarında büyük bir dostluk oluşur.

O.L.

.Eleştiriler & Yorumlar

:: Bendeki Karga ile Tilki
Gönderen: Taki Akkuş / İstanbul/Türkiye
17 Ağustos 2006
Masalımsı öykünü beğeni ile okudum.Birlikte bir arada yaşamanın, ve paylaşımın güzelliklerini sergilediğin için kutlarım seni.Keşke insanlarda, Karga ve Tilki kadar anlayışlı olsalar. Kalemine sağlık, kal sağlıcakla. Taki Akkuş

:: :))
Gönderen: Serpil Başol / küçük bir deniz şehri.../Türkiye
22 Mart 2005
Bayıldım öykünüze:))Umarım tüm tilkiler ve kargalar bu gibi bir kaç rüya görür. Ve rüyalarını hatırlayıp uygulama yaparlar. Biraz uzak bir ihtimal ama umut hep vardır değil mi?Sevgiyle...serpil...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın didaktik kümesinde bulunan diğer yazıları...
Deve ile Yılan

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Küçük Deniz Kızı ve Sevgi
Kutu Kutu Pense
Anastasia & Pietro
Kış Günlüğü
İlk Öğretmenim
Tanrı ve Test
Hale'nin Papatyaları
Bozulmayan
Çal Hanky Çal!..
Kendileri Babam Değildir, Sadece Soyadı Benzerliği

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Tiktak Tiktak [Şiir]
Mutlu Olma Sanatı [Deneme]
Ufak Şeyleri Dert Etmeyin [Deneme]
Yeni Tanrı [Deneme]


Orkun Levent BOYA kimdir?

Basit, sade, sıradan bir şeyler yazarım.

Etkilendiği Yazarlar:
Klasikler


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Orkun Levent BOYA, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.