Paul'un Peter hakkýnda söyledikleri, Peter'den çok Paul'u tanýmamýzý saðlar -Spinoza |
|
||||||||||
|
Bir ay kadar önceydi... Hale raporluydu. Evde yalnýzdý. Dondurma istedi. Diyabet hastasý olduðu için diyet dondurma yiyebilirdi sadece..."tamam annem, þimdi alýr gelirim" dedim... Doðruca, Maltepe Migros’a gittim. Çünkü, orada MADO'nun küçük bir þubesi vardý... Orada dondurma alýrken, minicik saksýlarda ismini bilmediðim rengarenk çiçekler gördüm... sekiz yüz bin liraydý tanesi... Hale'ye sürpriz yapmak istiyordum bu çiçeklerle... ama "pahalý" dedim, kendi kendime ve dondurmayý alýnca, hýzla Maltepe Pazarý'na gittim. Çünkü, orada benim tanýdýðým bir çiçekçi vardý ve çok da hesaplýydý... Daha bir hafta kadar önce kendime yirmi beþ kök almýþtým... Oradan, hemen yirmi beþ kök papatya fidaný da Hale için aldým... Eve döndüm ve hepsini balkonda boþ duran uzun saksýlarýn içine yerleþtirdim... Hale'nin gözleri dolu dolu oldu mutluluktan... Yerinden kalkarak iyice yanlarýna yaklaþtý ve elleriyle okþayarak sevmeye koyuldu onlarý, “Aslan oðlum benim, ne iyi yaptýn da bunlarý aldýn, saksýlar bomboþ duruyordu, ben de ‘ne ekebilirim’ diye düþünüyordum... Ama, papatya hiç aklýma gelmemiþti... Çok güzel durdular, bundan sonra bu saksýdaki papatyalarý hep yaþatalým, olur mu?” dedi... Hale dün Ýzmir'e gitti... Daha doðrusu, gitmesi gerekiyordu. Çünkü, ‘babasýnýn ölümü’ gibi tanýþmasý gereken büyük bir gerçeði vardý. Birlikte gitmemizi çok istedi, ancak, babasýnýn ölüm haberinin kendisinden -hastalýðýnýn tedavisi aþamasýnda- saklanmasýný ben istediðim için, hissettiðim suçluluk duygusu yüzünden o haberi aldýðýnda yanýnda bulunacak cesaretim yoktu. Bu konuda o kadar katý davrandým ki, babasýnýn ölümünü sevgilisinden bile sakladým, ‘aðzýndan kaçýrýr’, düþüncesiyle. Oysa, bir kaybýn, ölümün haberinin ilgili tüm taraflarýna acilen bildirilmesi taraftarýydým. Çünkü, babamýn ölümünü öðrenmem, derslerimi etkiler düþüncesiyle, tüm ailem, arkadaþlarým hatta sevgilim tarafýndan benden saklanmýþtý. Babamýn ölümünden habersiz bir buçuk ay sonra Mersin’e gittiðimde acý gerçekle karþýlaþmýþtým. Ve bunu benden saklamýþ olduklarý için çok kýzmýþtým herkese... En çok da sevgilime, “eðer bir daha benden bir þey saklarsan, bu her þeyin sonu olur.” dedim... Bakar mýsýn, kaderin cilvesine; ne kadar karþý çýktýðým bir olayý kendim yapmak durumunda kaldým yýllar sonra... Nasýl onun yüzüne bakabilirim; ya bana, küserse, kýzarsa ve yýllar önce benim, sevgilime söylediðim þeyi söylerse?.. Gidemedim... korktum... onun tarafýndan hýrpalanmayý göze alamadým... Hale gidecekti ama, ona aldýðým papatyalar sorun olmuþtu, arabada yer yoktu. “Ben alýr evde bakarým, döndüðünde de yeniden sana býrakýrým onlarý, hiç merak etme anneciðim” demek istedim ama bu kez de, "kendi aldýðý papatyalarý geri istiyor" konumuna düþmekten çekindim... Fakat, diðer çiçeklerine yaptýðý gibi, papatyalarý kapýcýsýna býrakmasýna da tahammül edemezdim. Çünkü, papatyalarýn su ve güneþ ile büyüdüðünü bilmekle birlikte, çiçeklerinin daha da güzelleþmeleri, çoðalmalarý için 'sevgi'nin de gerekliliðine inanýyordum. Önceki akþam otururken dayanamayýp konuyu papatyalara getirdim, “Annecik, papatyalarý ne yapmayý düþünüyorsun? Onlarý da mý kapýcýya býrakacaksýn?” diye sorduðumda, o muhteþem kahkahasýný attýktan sonra, “Deli misin oðlum sen, onlarý hiç kapýcýya emanet eder miyim? Onlarda bir papatyaya verecek sevgi ne gezer. Hepsini sen alýp götüreceksin ve ben dönene kadar onlara sen bakacaksýn. Ama þimdi götürme, gidene kadar onlarý seyretmek istiyorum. Ben gittikten sonra gel al buradan. Anahtarýn var, hem evi de kontrol etmiþ olursun, evi havalandýrýrsýn...” dedi. Bugün Hale’nin evine giderek papatyalarýn hepsini alýp benim evime götürdüm. Papatyalarýmýn yanýna koydum. Hemen kaynaþtýlar, sarýlýp öpüþtüler. Hepsini ayný yerden almýþ olduðum için o an, onlarýn akraba ya da sevgili olduklarýný düþündüm. Çünkü, çok mutlu oldular yan yana geldiklerinde... Çiçekleri, daha da bir ýþýldadý gözüme... Ve eminim ki, süratle daha çok çiçek açacaklar birbirine mutlulukla bakarken... "bana mutluluðun resmini çizebilir misin" diyene bu papatyalarý göstermek lazým, diye düþündüm... “Resim” deyince, fotoðraflarýný çekmeye karar verdim ama vazgeçtim, “þimdilik kalsýn biraz hasret gidersinler, sonra çekerim” diyerek... Peki ya sonra... Sonra ne olacak?.. Yaz bitince Hale geri dönecek... Ben Hale'ye kavuþacaðým, O da papatyalarýna... Ama bu kez, -belki de- büyük bir aþk yaþamakta olan papatyalar ayrýlacaklar... Bakar mýsýn dünyaya, ne kadar da ilginç: birilerinin kavuþmasý birilerinin ayrýlmasý sayesinde oluyor... Neden her þeyin toplamý yüz olmuyor da sýfýr oluyor?.. Neden, mutluluklar bir baþkalarýnýn mutsuzluðu üzerine kuruluyor?.. Ama bu kez böyle olmayacak; buna müdahale edeceðim... Annecik döndüðünde, ona bu duygularýmý anlattýktan sonra, kendisine yeni papatyalar almayý, onlarý ayýrmamayý önereceðim... Kabul eder mi?.. Dilerim eder!.. Niye etmesin ki?.. Eder eder, çünkü o beni çok sever... (18/05/2005) Orkun Levent BOYA
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Orkun Levent BOYA, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |