Tarihten öğreniyoruz ki tarihten hiçbir şey öğrenmiyoruz. -Hegel |
|
||||||||||
|
Başım ağarmıyor, ayaklarım kokmuyor, her gün de tıraş oluyorum üstelik! Sabahları erken gidiyorum işe ve erken dönüyorum eve! Belki inanmazsın, artık kahvaltı bile yapıyorum! Giysilerimi sağa sola gelişigüzel atmadığımı görseydin keşke... Kalemlikte duran kalemi, yeniden kalemliğe koymayı sonunda başardım, aldıklarımı geri vermeyi öğrendim, gidişine boyun büktüğüm gibi, bağrıma kocaman bir taşı, ağır bir ızdırapla basışım gibi... Bazı şeylerin insanın elinde olmadığını öğrendim! İnsan kabullendiği şeylerin, kendisinden kopuşunu düşünemiyor bazen! Gün gelip de, ayrılık vakti geldiğinde ise hiçbir zaman başına gelmeyecek acıyı yaşıyor. Evet, bu, gidişin depresif ruh halini, yükleyerek yaşamanın ilk adımıdır. Kocaman bir panik, bedene, bir ahtapot gibi, tüm kollarıyla sarılmış bir şaşkınlık, çıldırtan bir korku ve en dilsizin suskunluğunu geride bırakacak sessizlik hali... Her şey yolunda; gidenler dışında! Kalanlar, iyi edecekse, iyiyim ben! Artık bir çocuk gibi gülmüyorum, sanki biraz daha ağırlık oldu hayat! Anlamaya, anlatmaya biraz daha uzağım! Dünyayı kurtarmak yerine, kıyısında oturmak daha huzur verici geliyor. Gereksiz sorular sormuyorum, şirinlik yapmıyorum. Dudak kenarlarımda beliren çizgiler, saçlarıma düşen beyazlarla daha zor oluyor! Bir kuyu vardı, çok derin! Nasıl biliyor musun? Sanki yüreğimi o kuyunun dibine atıp, üzerine beton dökmüşüm. Kımıldıyor sürekli! Sanki elleri kolları var yüreğimin o kuyu içinde! Kuyudan çıkmak için sürekli betona vuruyor. Her yerini kanatıyormuş gibi... Ama hiç mi ümidini yitirmeyecek! Hiç mi vazgeçmeyecek, Hiç mi unutmayacak, Hiç mi gidişi, bitişi vazgeçmeyi kabullenmeyecek! Hiç mi? Daha çok susuyorum, varlığımı hissettirmeden insanlara, alıyorum soluğumu! Daha kaderciyim, daha sağcı, daha solcuyum ve daha insancı! Kimseyi kırmıyorum artık, işe gidiyorum, geri dönüyorum. Bir günlüğüm var bilirsin, yazıp yazıp duruyorum, durup durup, duruyorum ve durdukça anlıyorum, anladıkça boynum biraz daha düşüyor önüme. Düştükçe kuyudaki yüreğim betona vuruyor. Her şey yolunda; gidenler dışında!
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Orhan TURAN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |