Güzel birþeyin fazlasý harika olabilir -Mae West |
|
||||||||||
|
Onu yakinen tanýyanlar -ki tamamý “ahbap”tý onun için- onu farklý fiziksel özellikleriyle de ayýrýrlar biz benzerlerinden. Elbette o da bizler gibi sýradan bir beþerdi. Ve de her sýradan beþer gibi garip tikler, takýntýlar, alýþkanlýklar sahibi olmasý doðaldýr. Kahvedekiler; kulaðýnýn arkasýnda, saç çizgisinin bitimindeki et beniyle sýklýkla oynadýðýný söylerler. Parmak uçlarý olaðandan iriymiþ ve bunlara açýk alnýndaki kýsa perçemleri dolamayý çok severmiþ. Ben bilirim, orta boyludur ama -ne hikmetse- akranlarýnýn yanýnda uzun gösterirmiþ. Yine bilirim: ayaklarý olaðandan büyükçe, kemikli omuzlarý geniþçeydi. Yolda, elleri cepte giderken onlarý öne eðerek yarý kambur yürürdü. Öylesine, selâmlaþýrken falan, baktýðýmda hafiften kýrlaþmýþ saçlarýnda belli belirsiz bir pus görürdüm. Hayalperestler bu nedenle onu aziz, mehdi falan ilan edebilirler ama ben diyorum ki, demek ki saçlarý ince telli ve cansýzmýþ. Benim onunla pek de içli-dýþlý olmadýðýmý anlamýþsýnýzdýr. Bu tamamen benden kaynaklanan bir durum. Enseye þaplak muhabbetlerini sevmemekle birlikte, popüler adamlarýn etrafýnda halka olanlardan da deðilimdir. Kahvede, yalnýz da olsam bir köþede oturmayý tercih ederim. Ahbaplarýmla ben de samimiyimdir ama kahvede bile olsa düzeyli iliþkiyi muhafaza etmeye çalýþýrým. Ýþte fark da bu zaten, o böyle deðildi. O kadar dýþa dönük biriymiþ ki, kahveye giren bir seyyar satýcýyla beþ dakika sonra pürneþe piþpirik oynarken görebilirmiþsiniz onu. Ondan þimdiye kadar bir efsaneymiþ gibi bahsettiðimin farkýndayým. Aslýnda biz ayný mahallenin farklý kahvelerinin elemanlarýydýk. Ben mahallenin yeni elemaný olduðum için mahalle hatýralarýný ancak bir “efsane” gibi dinleme olanaðý bulanlardandým (bu bence pek iyi birþey deðil). Ýþte o, mahallenin futbol maçlarýnýn da efsane santrforuymuþ. Homojen tiplerin hüküm sürdüðü ve “fert”ten önce “grup”un geldiði “mahalle” denen yerleþim yerlerinde efsane olmak kolay iþ deðildir. Bir genç adam için bunun tek yolu vardýr: delikanlý olmak. Burada delikanlýlýðý tanýmlayacak ve bunun kurallarýný öðretecek deðilim. Ancak yine de açýklamak için söyleyeyim ki bu, köklü milletimizin ta Orta Asya’daki günlerinden beri genç adamlarda aranan iyi özelliklerin bütününü kapsar. Söylendiðine göre o, gerçek bir delikanlý imiþ. Her yaþýtý için kýskanýlacak bir adam olan bu þahýsla tanýþmam benim mahalledeki ilk demlerime, onunsa buradaki son demlerine rastlýyor. Benim geliþimden bir süre sonra mahalleden uzaklara biryerlere taþýndýðýný biliyordum. Yine de sýklýkla mahallesine, kahvesine gelirdi, görürdüm. Gidiþinden bir süre sonra öðrendim ki, þehrin dýþýnda kurulan o büyük sitelerden birine, taþ bloklar halinde yüksek yüksek inþa edilmiþ o ruhsuz, canlý mezarlarýna “terfi” etmiþ. Ev sahibi olma yalanýna o da kanmýþ anlaþýlan. Muhtemeldir ki þimdi o, güzel isimli sitesinin güzel renkli bloklarýndan üçüncüsünün dokuzuncu katýnda meskûn vaziyettedir ve/fakat altýncý bloðun beþinci katýnýn da bundan pek farký yoktur aslýnda. Zira her ikisinde de kapý komþusuyla tanýþ olamayacak denli acze düþecektir. Bilirim ki kurayý çekerken onun da hayali “ara kat, güney cephe” idi ki tek tesellimiz de bu arzusunun yerine gelmiþ olmasýdýr zaten. Ancak yine bilirim ki, bu da onu kurtarmaya yetmeyecektir. Efsaneye gün gelip de sitem etmeye baþlayanlara dedim: Unutun artýk onu, öldü o. Berberinizde týraþ olmayacak, kasabýnýzdan et almayacak; kahvelerinizde, sohbetlerinizde bulunmayacak... Þehrimizin silik yüzlerinden biri haline geldi artýk o da... Asansör apartmanýn bilmem kaçýncý katýna çýkana dek sýký dostluklar kurabilecek kadar hýzlý mýdýr ki yine acaba? Sözlerimden ötürü tahkir edildim ve dýþlandým önce. Ancak daha sonra anlaþýldým sanýyordum ki aralarýna kabul buyurdular bu soðuk kardeþlerini. Dostlarým... Bilmiyor musunuz ki ben de oralardan döndüm geldim ve anlamýyor musunuz ki donuklaþan kanýmý sayenizde ýsýtmaya, aranýzda yeniden hayat bulmaya çalýþýyorum!
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Alp Çetiner, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |