Dünya hayal gücünün tuvalinden baþka birþey deðildir. -Henri David Thoreau |
|
||||||||||
|
Onu günlerdir takip ediyorum: gizliden ve açýktan, yakýnlardan ve uzaklardan, yükseklerden ve alçaktan, sessizce ve bazen çýðlýklar atarak... Gözüm hep onun üzerinde. Benim görevim bu. Hareketli bulvarlarda, dar sokaklarda, vitrin önlerinde - çarþýlarda; sokak lambalarýnýn, rengârenk aydýnlatmalý tabelalarýn altýnda... Ve iþte, kimi zaman yarý çýplak bir kýzýn peþinde yürüyor. Zavallý bedeni çoðunlukla kurþunî zemine kamufle olmuþ, bazen yalnýzca bir karaltý halinde kaldýrýmlarda akýp gidiyor. Her þehirli insanýn bir gözcü güvercini vardýr. Ya da þöyle diyelim: her güvercin, bir þehirli insani ömrü boyu takip etmeye mahkûm edilmiþtir. Ýnsanlarýn çoðu bunun farkýnda bile deðildir, farkýnda olanlar içinse iþ iþten geçmiþtir zaten. Ýsyan etmeye takatimizin yetmediði bir güç tarafýndan üzerimize yüklenen bu görevin müsebbibinin de yine bu insanlar olduðunu düþünürüz biz güvercinler. Yine bazýlarýmýz der ki, insanoðlunun bu sorumsuz ve özürlü türü tükenene dek bu zorunlu görev de sürüp gidecektir. Zavallý birer gözcüyüz biz, aklýmýzýn ermediði þeylere karýþamayýz gerçi ama özgürlük günü yakýn mýdýr acaba? ----------- Ýþte yine ööyle yürüyor. Iþýltýlý vitrinlerin önünden aðýr aðýr geçiyor. Bir tanesinin önünde durup bakýyor þöyle bir... ve hayal kuruyor, dalýp gidiyor. Ben biliyorum ki ulaþýlabilir vitrinler ulaþýlamaz hayaller getiriyor. O da bilsin: konduðum saçaktan, baþýnýn üzerinden teðet geçmecesine býrakýyorum kendimi boþluða. Kendine geliyor ve yola devam ediyor. Yine biliyor ve görüyorum ki o ulaþýlamaz hayaller ulaþýlamaz sevdalar, aþklar doðuruyor. Ýþte buna engel olamýyorum ve sadece gülüp geçebiliyorum. Çünkü bu insanlar için ulaþýlabilir aþklar bile yalnýzca hayallerde yaþar. Uzaklardan, kuytulardan onu gözleyip de dokunmamacasýna özlemekle beslenir o hayaller. Dokunamamak: biz kuþlar için uçamamaya eþdeðer bir eziyettir bu. ----------- Aþýndýrdýðý uzun yollar boyunca kafasýnda ölümsüz (!) aþkýn þiirlerini yazdýðýna tanýk oluyorum. Ve bu þiirlere yenilerini eklediðine ve bunlarý kendi kendine okuduðuna ve sessiz sessiz aðladýðýna bazen... Bazen kahvelerde ve lokantalarda ve ucuz birahanelerde buna devam ettiðine... Onun bu “aþk serüveni”nde bir pop klibindeymiþ gibi geçiyor zaman: Beton bloklar, asfaltlar, kaldýrýmlar ve gökyüzü gibi yolda yürüyen insanlar da sadece bir dekordur burada... Beþ dakikalýðýna; ucuz bir romantizm eþliðinde atýlan aðýr adýmlar, sahte melankolinin çökerttiði omuzlar, aðýr tempoya uygun salýnan kollar... Belki gerçekten vardýr tatlý bir melodisi, ama ne önemi var, beþ dakika sonra herþey unutulur. Ben bu yüzden onun aþk’ýna güler geçerim, zira o kesif melankoliden ertesi güne hiçbir þey kalmaz. Yarýn artýk baþka bir gündür ve kim bilir, belki hareketli kliplerin zamaný gelmiþtir. Her þehirli insanýn olduðu gibi onun da pek fazla göz önünde olan hayatý, aslýnda o zavallý haleti ruhiyesini kamufle etme çabasýndan baþka iþe yaramýyor. Daha yalnýz, daha yalnýz ve daha yalnýz. Onu daha fazla göz önüne çýkaran her bir adýmý aslýnda onu daha fazla yalnýzlaþtýrýyor. Bizler biliyoruz ki onlarýn dünyasýnda bu bir kanundur. Peki’ ya gerçekten yalnýz olduðu zamanlar yok mudur? Vardýr ama söylenmez onlar, insanlar için ayýptýr bu. Yine de ben o kuytu köþelerde þehvetini deðil, çaresizliðini akýttýðýmý biliyorum, bu kadarýný söyleyeyim. ----------- Ah, iþte ölüm vakti... Þimdi de sýradan bir hayatýn sýradan son buluþuna tanýk oluyorum. Bu insanlarýn herbiri için ölüm; doðum, çay içmek, öksürmek, yellenmek, vanilyalý dondurma yemek ya da süpermarketten bir paket dondurulmuþ hazýr pizza almak kadar olaðan birþeydir. Sakil bedenlerinin yüksek biryerlerden aþaðýlara süzülmesi, sönmüþ bir balon gibi yerde öylece kalakalmalarý... hiç önemli deðildir. Çünkü onlardan nasýl olsa birkaç yüz milyon tane daha vardýr. Gerçeklerle birbirine karýþmýþ hayallerle geçen bir ömür; ah, zavallýlar... Belki þehirli insan sýradan bir hayatý -hiç olmazsa- muhteþem bir finalle noktalamak ister ama bu da aslýnda boþuna bir çabadýr. Sýradan insanlar ancak sýradan bir þekilde ölürler. Ve muhteþem hayatlar her ne kadar sýradan bir ölümle de noktalansa ihtiþamlarýndan hiçbir þey yitirmezler. Ýþte onlar efsanelerdir. Bu da benim tecrübemdir. Benim için bir görev daha son buldu ve yine sanki dejavu oldu. Sýradan yaþamlar benim için sýradan bir görevdir. Yalnýzca bir istisna yaþadým, o çocuk benim ilk görevimdi: Arkadaþlarý otomatik vites Mercedes kullanma, lüks otellerin havuzlarýna iþeme hayalleri kurarken, o, tarihi deðiþtirme hayalleri kuruyordu. Ömrü vefa etmedi, o þehitti.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Alp Çetiner, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |